Türkiye’nin “Özel Yetkili Mahkemeler cumhuriyeti” dönemi tüm detaylarıyla yazılacağı zaman bir kişi bu anlatıda önemli bir simgesel rol oynayacak: Zeki Üçok. Üçok, bir Hakim Albay. Kendisine sayısız dava açılmış durumda ve şu anda Balyoz sanığı olarak cezaevinde.
Üçok, dönemin hukuksuzluk skandallarının birkaçında kilit rol oynuyor. Üçok’un yaşadıkları, bu hukuksuzlukların kimler tarafından ve nasıl planlanıp, yürürlüğe konulduğunu görmemize yardımcı oluyor. En önemlisi, bu süreçte Cemaat-Emniyet-ÖYM’ler-kimi devlet kurumların oynadığı rollere işik tutuyor.
Daha evel yazmıştık: Üçok, Kayseri’de bir hava üssünde bilgisayar sistemine sahte belge yerleştirdikten sonra suç üstü yakalanan cemaatçi astubayları sorgulayan hakim albay. Cemaatin sahte belge üretme ve yerleştirmekteki rolünü açıkça belgelediği için bu olayın üstünün bir şekilde kapanması gerekiyor. Bu amaçla cemaat fantastik bir senaryo kurguluyor ve Üçok’u astsubaylara “hipnozla işkence” yaptırmakla suçluyor.
Astsubayların sorgulandıkları günlerde alınmış tüm doktor raporları böyle bir iddiayı yalanlıyor. Ama aradan bir yıldan (!) fazla süre geçtikten sonra Adli Tip “mahkeme hipnoz var derse biz karşı çıkmayız” mealinde komik bir rapor veriyor ve bu raporla Üçok suçlu bulunuyor. Olay, cemaatin, cemaat medyasının, yargının ve adli tıp’ın işbirliğini belgeleyen örnek bir vaka teşkil ediyor.
Zeki Üçok:
“Özellikle Kayseri’de açılan davada,işkence veya herhangi bir kötü muamele yapılmadığına dair 34 adet doktor raporları,Adli Tıp ve GATA raporları,psikiyatrist raporları,tanık ve mağdur beyanları,avukat beyanları ve hatta askeri savcı Ütgm.Tüfekçi ile Şafak Canlı’nın beyanları ortadayken ve yine mağdurların hiç birisinin kendilerine herhangi bir kötü muamelede bulunduğum yönündeki tek bir beyanları mevcut değilken, hatta kötü davranmadığıma ilişkin mahkeme huzurunda beyanları mevcutken, bırakın işkence yapmamı en küçük bir hakaret imam bile dosyada yer almazken dava açılmış ve bu kadar çok delil dosyada mevcutken niçin Ali Balta,Orhan Güleç ve İsmail Dağ’a tarafımdan işkence yapıldığı ileri sürülmektedir?
Bu sorunun cevabı asılsız suçlamaların da cevabıdır.
Ben askeri savcı olarak Karargah Evleri ve Kayseri 3.HİBM.K.lığında ki Işık Evleri soruşturmasını yürüten ve ilk defa Işık Evlerinde yetiştirilerek ağabeylerinin tavsiyesi ile Türk Silahlı Kuvvetlerine girdiklerini söyleyen üç astsubayın kendi iradeleri ile verdikleri ifadeler ile Fetullah Gülen Cemaatine mensup bazı sivil şahısların ,kendi cemaatleri mensubu olan Ali Balta,Orhan Güleç ve İsmail Dağ’ı kullanarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinde bazı personel hakkında alevi sünni,namaz kılanlar kılmayanlar ,porno düşkünü,kadın ve kumar düşkünü vs. gibi bilgiler toplattığını ve Türk Silahlı Kuvvetleri personelini fişlediğini tespit ettim. Fetullah Gülen Cemaatine mensup olduğu söylenen bazı sivil şahısların ,kendi cemaatleri mensubu olan bazı kişileri kullanarak, 2.HİBM.Klığına ait birtakım emirleri çaldırdıklarını, bu emirleri değiştirip Kayseri eşrafına göndererek, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Kayseri halkı arasında husumet yaratmaya çalıştıklarını tespit ettim.Aynı zamanda Fetullah Gülen Cemaatine mensup bazı sivil şahısların ,kendi cemaatleri mensubu olan Ali Balta,Orhan Güleç ve İsmail Dağ’ı kullanarak kamuoyunda Ergenekon Terör Örgütü olarak bilinen bir örgüt ile Türk Silahlı Kuvvetlerini irtibatlı göstererek Türk Silahlı Kuvvetlerini içerisinde illegal silahlı çeteler bulunan,siyasi partiler ile iç içe yaşayan ve bazı alevi aşiretler ile yakın ilişkiler kurarak mezhepçilik yapan bir kurum olarak göstermek amacıyla,sahte yeni emirler ürettiklerini, bu emirlere resmiyet kazandırmak için, Işık Evlerin de yetiştiğini beyan eden Ali Balta’yı kullanarak, Hava Kuvvetleri Komutanlığının Doküman Yönetim Sistemine bu emirleri izinsiz olarak ve gayri resmi yollardan sokturduklarını ilk defa suç üstü yaparak tespit ettim.Tüm bu tespitlerimi de Işık Evlerinde yetiştiğini beyan eden Ali Balta, Orhan Güleç ve İsmail Dağ’ın tam olarak beş avukat huzurunda verdikleri ifadeleri ile de açıkça ortaya koydum.”
Üçok, Karargah Evleri, “Heron ihaneti,” askeri belgelerin sızdırılması gibi daha bir çok soruşturmada önemli bir rol oynuyor ve bu olaylarda kullanılan sahte belgeleri ve kimi Özel Yetkili savcılarlarla MİT çalışanlarının oynadığı rolü tespit ediyor. Ama soruşturmaları tamamlayamadan içeri atılıyor. Cemaat medyası tarafından linç kampanyasına tabi tutuluyor, Rusya’dan kadın getirip pazarlamaktan, rüşvet almaya kadar bir dizi ithama maruz kalıyor.
Üçok’un başına gelenleri kendi kaleminden okumanızı isteriz. Üçok’un Yargıtay’da yaptığı savunmanın tamamını buradan indirebilirsiniz.
Üçok’un ailesi bir mektup kampanyası başlattı. Daha detaylı bilgi için kızı Nazlı Üçok’un bloguna buradan erişebilirsiniz.
16 Aralık 2012 20:59
Zeki Üçok olayı sahte belge çetesini koruma operasyonudur. İşin ucu FG ve RTE ye kadar çıkıyor çünkü.
19 Aralık 2012 13:03
Emekli Albay’a 402 yıllık hapis cezası şoku!
http://haber.gazetevatan.com/emekli-albaya-402-yillik-hapis-cezasi-soku/500523/1/G%C3%BCndem
20 Aralık 2012 15:58
Albay Hakim Ahmet Zeki Üçok emekli değil,hala muvazzaf,doktoralı hukuk adamı.Hukuk dersi almak isteyenler duruşmalarını takip etsinler.
20 Aralık 2012 23:24
kesin öyledir kesiiinnn. hiç hukuk adamı suç işleri mi canımmm…
24 Aralık 2012 19:16
Hukuk adamı suç işlemez mi,alasını işler.ÖYM lerde gördük,çöpten tanık topladılar,kadın satıcısından ,katilden,terör örgütü yöneticisi katliamcıdan ,tecavüzcüden gizli tanık yaptılar,delillerin incelenmesi safhasını atlayıp mütalaa verdiler.Disk demesini beceremeyen dikis diyen ,onlarca yıllık cezalar verilirken uyuklayan adamları gördük hukukçu yerine. Hakim albay Ahmet Zeki Üçok sahte belge çetesine suç üstü yaptırmış olmasa şu anda hala görevi başındaydı.Doktoralı bir hukuk adamı ne oldu da suç makinesi kesildi birdenbire,Aynı Ahmet Şık’ın dediği gibi,”dokunan yanıyor” işte.
25 Aralık 2012 12:05
ergenekoncu/balyozcu olanların suç işleme imkanı yoktur 😉
24 Aralık 2012 12:27
Ben sadece gazete haberini aynen buraya yansıttım. Ergenekonu, balyozu savunan bir gazete bunu bilmiyor yani…
17 Aralık 2012 15:07
sayın arkadaşlar balyoz diye bir hukuksal dava yok siyasi dava var, Siyasi davalarda hukuk aramak öküzün altında yavru aramaya benzer. Sizler konuyu yavaş yavaş kamuya mal ettiniz. Şu anda yaptığınız demokratik eylemler ile halkın dikkatini daha fazla çekmelisiniz. Kibarlık ile bu işler yürümez. Elinizde kullanabileceğiniz her türlü demokratik hakkı kullanacaksınız. Siyasilerin en korktukları olay oy kaybetmek dolayısı ile iktidarı kaybetmektir. Yapacağınız hukuksal eylem ses getirmeli. mesela eyleme katılanların hepsi ağızlarını siyah bantla kapatsın bu savunma hakkının yok edilmesini simgelesin. Saygılarımla
faris Sarıkaya
20 Aralık 2012 13:41
Zeki Ücok’un aldigi ceza temyize gitmisti, Yargitay cezayi onadi. Hakkaten ipin ucu kacti gibi artik.
20 Aralık 2012 15:53
Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok neden hedefe kondu,çünkü Kayseri’deki davada ilk
defa Fetullahçılar suç üstünde yakalandılar.Komutanlarının bilgisayarlarına sahte belge yüklerken yakalanan üç astsubay ışık evlerinde yetiştiklerini söyleyip suçlarını itiraf etmişlerdi.,Daha sonra bu ifadelerini hipnoz altında işkenceyle alındığını söyleyip inkar ettilerse de 34 adet adli tıp raporu bu iddialarını doğrulamamaktadır..Bu raporlara rağmen Ahmet Zeki Üçok’a ve hipnozla ifadeleri aldığı söylenen psikolog yarbaya ceza verildi.Halbuki ifadelerinin alındığı tarihte psikolog henüz İzmir’deymiş ve Kayseri’ye geldiği tarihi uçak biletiyle ispat etmiş.Ahmet Zeki Üçok aynı zamanda çürük raporu çetesini ortaya çıkaran kişidir,BDP genel başkanı olan Nurettin Demirtaş’ın sahte rapor aldığını tespit edip askere gönderilmesini sağlayan kişidir,ama kargaların bile güleceği şekilde kendisi çürük raporu davasından yargılanmaktadır.Ahmet Zeki Üçok’un davası çok önemli çünkü ilk defa sahte belgeciler bu davada suç üstü yakalanmıştır ve kim oldukları,hangi mensubiyete bağlı bulundukları ortaya çıkmıştır buna rağmen hala görev başındalar. Sayın Üçok’un Anayasa değişikliğiyle askeri hakim ve savcılar sadece AYİM de yargılanabilir diye yasa değişikliğine rağmen cezasının yargıtayda onanması da ayrıca anlamlıdır.Bu arada genelkurmay başkanı da yasa değişikliği olmasına rağmen yüce divanda değil Silivri’de ÖYM de yargılanıyor.Mevzu bahis askeri mahkum etmek olunca yasa,kanun hak getire…
26 Aralık 2012 10:18
Bu ve benzeri davalarda kilit role sahip olduğunu düşündüğüm isimler var. Bunlar arı kovanına çomak soktukları için, büyük planı deşifre edecek ve açığa çıkaracak hareketlerde bulundukları için Balyoz,Ergenekon bohçalarına yamandılar.
Bunlarda biri Zeki Üçok’tur.
Bir diğeri Serdar Öztürk ‘tür.
Aslında bu iki ismin karşı karşıya kaldıkları durumları güdümlü olmayan biat etmemiş bir savcı soruştursa Büyük oyun’un tüm pislikleri,kirlilikleri çorap söküğü gelecek. Ama bu dönüştürdükleri sistemden böyle bir hamle beklemek mümkün değil tabi.
15 Ocak 2013 00:20
Bu arada bir zamanlar fmeraklı namzetli şahsın bu konuda da kesin tavırla hipnozla işkenceden dem vurmuştu. Hatırlatalım:
https://balyozdavasivegercekler.com/2011/05/01/bakmazsan/#comment-6517
Sonra da şunu koyalım:
http://newvisionhealingcenter.com/services_and_rates/hypnotherapy/faqs_about_hypnotherapy
Şöyle diyor:
“Nearly everyone is hypnotizable to a certain extent. You must be willing to focus your attention and follow the suggestions of the therapist. Contrary to popular belief, you cannot be hypnotized unwillingly. Also, when you are hypnotized, you will not follow directions against your wishes.”
Kısaca bu ve bunun gibi bilgilerin bulunduğu kaynaklarda göreceğiniz bilgi şudur: kendi isteğiniz dışında hipnotize olamazsınız. Ayrıca hipnoz altında dahi olsanız, kendi isteğiniz dışında size verilen direktifleri takip etmezsiniz. Bizi lütfen artık gerizekalı yerine koymayı bıraksınlar.
Link çıkmazsa diye de fmeraklı namzetlinin yazısını da koyalım:
“Kayseri’de yasananlara senaryo demek hayalgucunun bir sinirlarini asan bir durum acikcasi.
Emekli Yarbay Gurol Dogan Kayseri’de uc astsubaya hipnoz yaparak iskenc altinda ifade almaktan 7 yil hukum giydi. Mahkemede Mahkemeye verdigi ifadesinde kendisini davet eden kisi olarak ismini verdigi eski Hava Kuvvetleri Adli Musaviri Albay Zeki Ucok hakkinda da Kayseri 1. Agor Ceza Mahkemesi’nde 36 yil istemli iskence davasi acildi. Ucok ayni olayla ilgili olarak askeri mahkemede de yargilaniyor ki uc astsubayin sorgusuna Ucok ve Dogan ile birlikte katilan askeri savci yardimcisi ustegmen Ozgur Tufekci askeri mahkemede gorulen davada verdigi ifadede sorguda hipnoz kullanildigini dogruladi.
Ifadesi alinan uc astsubayin cemaat uyesi olup olmadigini bilmiyorum. Bu bir suc olmamasina ragmen velev ki astsubaylar cemaat uyesi olmus olsalar bile, insanliga karsi suc isleyenleri savunmak hangi insani erdemle aciklanabilir ondan cok emin degilim.”
Evet, ben de insanların zekasına hakaret etmek hangi erdemle açıklanabilir, ondan emin değilim. Maslahat?
15 Ocak 2013 11:45
Belki de gelişmiş MK-Ultra tekniği uygulamışlardır 🙂
15 Ocak 2013 18:20
Ne kadar zavallı ve cahil bir yorum. Bilmiyorsunuz, söyleyeyim, zaten istek dışı hipnotize olabileceğinize dair yanlış bilgilenme de o bağlamdan kaynaklanıyor. Öyle wikipedia açıp MK Ultra okuyarak bilmişlik taslamakla olmuyor o iş. Hipnoz altında isteğiniz dışında size bir şey yaptırılamaz. Bu kadar basit. Alın o kokmuş komplo teorilerinizi, olayın içeriğini tartışmayı engelleyebileceğiniz başka kapılarda kullanın. Demek ki neymiş? İstek dışı bir şey yaptırılamazmış, hipnoz olsa bile. Hipnoz olduğunu varsayalim, demek ki cemaatin kendilerine bunu yaptırdıklarına dair söyledikleri yalan değil, öyle değil mi?
15 Ocak 2013 21:55
Sondaki smileyi görüp de anlamayan biriyle tartışacak değilim. Ayrıca söylediklerin benim için ancak övgü olur…
16 Ocak 2013 19:16
Estağfirullah. O smiley burada kinaye için çok kullanıldı, yazdığınız bir cümle ve arkasından o smiley her yöne çekilebilir. Eğer maksat komplo teorisi değil idiyse, sözlerim sizin için geçerli değildir. Son cümleniz biraz gereksiz olmuş, öyle ego yapmak yerine yanlış anladınız dersiniz ben de özür dilerim.
16 Ocak 2013 20:24
Kişilerin tartışmasının gereksiz olduğunu düşünüyorum. Tartışacaksak fikirleri tartışalım, tabii ki bunu da başkasının yazdığını ne kadar zavallı ve cahil bir yorum gibi ifadeler kullanmadan yapalım, aksi takdirde ben de aynı şekilde karşılık vermeye kalkarsam hiçbir yere varamayız. Zaten yazdıklarımız da yayınlanmayacaktır. Özüre gerek yok. Olur böyle. Yanlış anlaşılma her zaman her yerde olabilir.
Hipnoza gelince, bir kişiye belki istemediği bir şey hipnozla yaptırılamaz ama o kişiye çeşitli maddeler verip üstüne bir de hipnoz ile (ki hipnoza bile gerek kalmaz) istediğini yaptırabilirsin, nereden mi biliyorum, çünkü ben yaptım.
Ben burada cemaat böyle yapmıştır, şöyle yapmıştır demiyorum. O olaydan bahsetmiyorum, sadece örnek veriyorum.
17 Ocak 2013 06:19
İyi de, bu konuyu dağıtmak oluyor. Burada sodyum pentatolden bahsetmiyoruz. İçki ile de yaptırırsınız yaptırmak istediğinizi, başka bir madde ile de, bunlar ise konumuzla tamamen alakasız. Madem fikir tartışılacak, buyrun:
Burada bir iddia vardır: hipnozla ifade alınması. Bir iddia daha vardır: cemaatin astsubaylara hukuksuz bir şey yaptırdığı ve suçüstü.
Bu iddialardan hangisi üzerine yoğunlaşılmaktadır? İlkine? Neden? Cemaatle ilgili yazılan veya ortaya konan bütün hukuksuzluklardaki gibi içeriğine değil hep usulüne odaklandırılmaya çalışılıyoruz. Bu, Hanefi Avcı’nın da başına geldi (“yok o yazmadı Nedim Şener yazdı” davası) görünen o ki Zeki Üçok’un da öyle. Hanefi Avcı’nın kitabında bir belge vardı, ne ona ne de bu suçüstü davasının içeriğine odaklanılmıyor. Asıl sorun burada, çünkü metodları bu gibi görünüyor.
Bu metoda sadık kalınarak burada öne sürülen şey ne? Hipnoz. Ben de bunun olamayacağını söylüyorum. Gerizekalı muamalesi görmekten, sizi bilmem ama ben bıktım bir vatandaş olarak.
İçeriğine odaklanarak bakarsanız soruna, benim maslahat dediğim şey ise daha kolay anlaşılır.
17 Ocak 2013 16:44
Cemaat ve bu astsubaylarla ilgili bu konuda bilgi sahibi olmadığım için tartışamam. Ama cemaatle ilgili başka birçok konuda bilgim vardır. Onları tartışabilirim. Mesela Hanefi Avcı’nın yazdığı söylenen kitap…
17 Ocak 2013 23:24
Bu tartışma benim için bitmiştir. İyi günler.
18 Ocak 2013 18:33
Hayırlı günler dilerim
17 Ocak 2013 23:37
Hahaha! omgorma, aynı metodu sen uyguluyorsun farkında mısın? Ben de merak ediyordum ne zaman senden böyle birşey gelecek diye. Beni hiç şaşırtmadın. Belge diyor, belge, kitabı geç. İçerikteki hukuksuzluklar diyor. Sen hala debeleniyorsun! Hadi canım, aynen dediği gibi glm’nin, al o kokmuş komplo teorilerini başka kapıya. Başka keriz bul kendine.
18 Ocak 2013 18:35
Hangi metodu? Komplo teorisi mi? Nerede komplo teorisinden bahsettim acaba..
Neyse sana da hayırlı günler dilerim.