Gölcük’te çıkan ‘5 numaralı sabit diski’ inceleyen TÜBİTAK, delil olarak kullanılan kimi belgelerin bu diske 28 Temmuz 2009’dan sonraki bir tarihte, sistem saati geri olan bilgisayarlardan aktarıldığını doğruladı.
Bu tespit, daha önce Balyoz sanıklarının talebi üzerine adli bilişim uzmanları Mark Spencer (Arsenal) ve Koray Peksayar tarafından iki ayrı incelemede ortaya konan bulguları teyit etti. Sistem saati gerçek zamanı göstermeyen ikincil bir bilgisayardan 5 no.lu hard diske eklenen dosyaların tamamı, savcılıkça suç unsuru olarak gösterilen dokümanlardan oluşuyor.
TÜBİTAK raporunda aynen şöyle diyor (sayfa 20):
“bazı dosyaların 28.07.2009 tarihinden sonra, sistem saati daha eski olan bilgisayarlardan aktarıldığı değerlendirilmektedir”
Rapor, diskteki Windows XP işletim sisteminin son olarak 28 Temmuz 2009’da kullanıldığını tespit ediyor ve dosyaların diske bu tarihten sonra başka bilgisayardan aktarıldığını yazıyor (sayfa 27):
Sabit diske bu dosyaların sonradan kopyalandığı bilgisayarın sistem saatinin ise gerçek tarihleri değil, eski tarihleri gösterdiğini belirtiyor (sayfa 27):
Ancak, TÜBİTAK uzmanları, çeşitli davalar açısından hayati olan bu sahtecilik bulgularını teyit etmekle birlikte, bu bulguları önemsizleştirme, laf kalabalığı arasında geçiştirme gayreti içerisinde görünüyor.
Daha önce yazmıştık; Avukat Hüseyin Ersöz, TÜBİTAK’ın diskteki sahteciliği ortaya koymak zorunda kalması için, mahkeme aracılığı ile maddeler halinde sorular iletmişti (sorulara buradan ulaşabilirsiniz). Dolayısıyla, TÜBİTAK uzmanları, dava konusu dosyaların sabit diske, sistem kapandıktan sonraki bir tarihte ve tarihi geriye alınmış bir bilgisayardan kopyalandığı tespitini yapmak zorunda kaldı.
Bununla birlikte, TÜBİTAK uzmanlarının, raporlarında ‘pili biten bilgisayarların sistem saati eskiyi gösterebilir’ tarzında komik açıklamalara yer verdiklerini, dava konusu olmayan bir dosya üzerine yoğunlaşarak dikkat dağıtmaya çalıştıklarını görüyoruz.
TÜBİTAK uzmanlarının bu yaklaşımını diğer davalardan da biliyoruz. Bu uzmanlardan biri, içinden Microsoft Office 2007 yazı karakteri çıkan Balyoz CD’si için, ‘son kayıt tarihi 2003’dür, içine sonradan ekleme-çıkarma olmamıştır’ tespitini yapan ekipten. Bir diğeri ise Oda TV davasında rapor hazırlayanlardan.
Hatırlayalım; Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramada, 28 Temmuz 2009’dan beri kullanımdan kalkmış ve zemin altında muhafaza edilen bu sabit diske el konmuş, ve bu diskin içinden görülmekte olan envai çeşit dava ile ilgili (Amirallere Suikast, Kafes-Poyrazköy, Askeri Casusluk-Şantaj-Fuhuş, Balyoz) yeni dijital “delil” çıkmıştı. Balyoz mahkemesi onlarca talebe rağmen bu sabit diskin incelenmesini ısrarla reddetmişti.
Bu incelemeyi, Kafes-Poyrazköy davasına bakan 12nci Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların talebi üzerine yaptırdı.
Artık araştırılması gereken soru şu; bu sabit disk, kullanımdan kalktıktan sonra (ve de aramadan önce), kim tarafından muhafaza edildiği yerden alındı ve sistem tarihi ile oynanan bir bilgisayara bağlayarak, tarihi geriye alınmış dava konusu belgeleri (artık kullanımda olmayan) bu diske kopyaladı?
25 Ocak 2014 15:58
Bu sahteciliği yapan “Paralel” Çete kendisini destekleyen ve himaye eden Dikey Çeteye saldırmaya başlayınca, Dikey Çeteye komplo diye, Paralel Çete de bağımsız yargıya müdahale ediliyor diye çığlık atmaya başladılar.
29 Ocak 2014 12:25
Halbuki bu paraleli de dikeyi de, yatayı da vs vs birbirine kırdıran bunların üstünde olan bir güç var, bir taşla iki kuş vuran, sonunda ikisi de ortadan kalkmış olacak ve TR yine eski ergenekon devleti düzenine geri dönmüş olacak…