Sahte belge çetesinin hataları, gerçekler ve Balyoz “mahkemesi” – 6

Savcının iddiası: 1nci Balyoz iddianamesinin 107 numaralı sanığı Muharrem Nuri Alacalı’nın, Suga harekat planı kapsamında Ankara bölgesindeki müzahir subay ve astsubay listesini hazırlayarak, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten men etmeye teşebbüs ettiği” iddia ediliyor.

Savcının gösterdiği kanıt: Baransu’nun bavulundan çıkan 11 numaralı CD’deki kayıtlı EK-E.doc isimli Word belgesi.  Üstverisine göre 6 Ocak 2003’de “Nuri ALACALI” kullanıcı ismi ve “Dzkk”  (yani Deniz Kuvvetleri Komutanlığı) şirket ismi ile oluşturulan bu belgenin altında da Alacalı’nın adı ve rütbesi yazılmış.

Gerçekler:

Nuri Alacalı Temmuz 2002 -Haziran 2003 tarihleri arasında ABD’de, US Naval War College’da (Newport- Rhodes Island) eğitim görüyor ve bu süre içinde Türkiye’ye giriş-çıkışı hiç yok.  Alacalı’nın Ocak 2003’de Ankara’da bu belgeyi oluşturması mümkün değil.

Alacalı, bunu daha soruşturma aşamasında hem pasaportu ile hem de Genelkurmay Başkanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın resmi yazıları ile belgeliyor.

İlgili bilirkişi raporu: 11 no.lu CD’nin adli imajını inceleyen Arsenal Consulting bu CD’deki belgelerde Microsoft Office 2007 ile sürülen Calibri fontuna referans tespit ediyor ve tek oturumda kaydedilen (yani içine sonradan ekleme-çıkarma yapılmamış) bu CD’nin Mart 2003’de oluşturulmadığını, en erken 2006 ortasında oluşturulduğunu tespit ediyor.

Çetenin hatası: “Nuri ALACALI” kullanıcı adı ile eski tarihli belge üreten çete, o tarihte Alacalı’nın bir seneliğine yurtdışı eğitim için ülkeden ayrıldığını bilmiyor ve Alacalı’yı Ankara’da, Deniz Kuvvetleri’nde sanıyor.

Balyoz “mahkemesi”: Bu belgenin sahte olduğunu tespit edecek bir bilirkişiyi atamayı reddediyor. Mevcut bilirkişi raporunu ve Alacalı’nın ABD’deyken fizik kuralları dahilinde aynı anda Ankara’da Word belgesi oluşturamayacağı gerçeğini tamamen görmezden geliyor (çünkü görürse sahteciliği kabul etmiş olacak). Bu sahte Word belgesini kanıt gösteriyor ve Alacalı’yı, darbeye teşebbüs ettiğine dair “kuvvetli suç şüphesi” ile Şubat 2011’den beri cezaevinde tutuyor.

***

Nuri Alacalı’nın savunmasına buradan (47nci celse, s. 43) ulaşabilirsiniz.

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

46 Yorum “Sahte belge çetesinin hataları, gerçekler ve Balyoz “mahkemesi” – 6”

  1. ftimur Says:

    Sevgili Pınar ve Dani, Sahte belge çetesinin hatalarını titiz bir çalışmayla bulup günışığına çıkarmanız; bu karanlık dönemin gelecekte daha iyi anlaşılması, bir daha yaşanmaması ve o çeteyi kullanan asıl suçlulardan hesap sorulabilmesi için tarihe not düşen büyük bir hizmettir. Ama, çeteye ve kullanıcılarına haklı olduğunuzu anlatmaya çalışarak onların olmayan merhametlerine sığınmak değil, ülkenin içinde bulunduğu bu kötü durumdan çıkış yolunu aramak gerkir.

    Cevapla

  2. yasmin Says:

    Delillerin sahte olduğu gerçeği karşısında davayı en hararetli savunanlar bile artık sessiz kalıyor.Bu sahte delilleri kim üretti? Bu aşamadan sonra bu konuya daha fazla ağırlık vermek gerekiyor. Bu sahte delilleri hazırlayanları, bu komployu kuranları mahkeme önüne çıkarmadan bu dava bitmez.

    Cevapla

  3. canislupus Says:

    Sahte delilleri üretenler de ortaya çıkarılır, cezalandırılır böyle birşey varsa eğer…

    Cevapla

    • trssby Says:

      Cansiplus, “birşey varsa eğer…” Yani sence sahte delil yok öylemi ? Haydi bir basit bir oyun oynayalım. Cevap son derece basit. Var mı? Yok mu? Cevabın yok ise ortaya konan bu kadar sahteliği nasıl açıklamaktasın.

      Cevapla

      • canislupus Says:

        Bana göre yok, siz göre var, iddia makamı bunlar gerçek diyor, savunma makamı sahte diyor. Senin veya benim ne dediğimizin de ne düşündüğümüzün de bir önemi yok ki, bunu devamlı tekrar etmekten bıktım artık, önemli olan mahkemenin vereceği karardır, isterse tamamen sahte olsun hepsi hiç farketmez…

        Cevapla

        • Olasılıksız Says:

          Yahu bu nasıl basit bir mantık??? Şimdi Menderes’i demokrasi kahramanı yaptılar ama aynı Menderes için vaktiyle mahkemeler vatan haini kararı vermiş ve asmıştı. Keza Deniz Gezmiş’i de çocuk yaşta astılar. Nazım Hikmet dersen bir başka hikaye… Mahkeme dediğin 3 tane “insan”. Bunlar etten, kemikten insanlar. Duyguları, korkuları, ideolojileri, kaygıları vs. var. Senden benden farkları hukuk eğitimi almış olmaları. Ama bir şeyin yanlış olduğunu görmek için hukuk bilmek değil, “düşünmek” gerekiyor. Sizin gibi işin kolayına kaçanlar “neyin gerçek olup olmadığına mahkeme karar verir” der, işin içinden çıkar. Bazılarımız ise doğruyu arıyoruz. Çünkü bunlar emsali olmayan davalar ve herkesin gözü önündeki bu önemli davalarda bile bu kadar bariz hatalar olabiliyorsa sıradan vatandaşın uğradığı/uğrayacağı hak kayıplarını düşünmek dahi istemiyorum. Çetin Doğan veya diğer yargılananların ceza alması veya salıverilmelerinin benim yaşantım üstünde zerre kadar etkisi yok. Ama burada hukukun verdiği çok önemli bir sınav söz konusu. Adalet nasıl olsa tecelli eder denilip geçilecek bir şey değil bu! Eminim sizi 2 gün içeri atsalar 2 yıl psikolojiniz bozulur… peki masum olduklarına inanan yüzlerce kişi “sahte olduğu yönünde sadece kuşku değil, ciddi kanaat uyandıran delillerle” yıllardır içeride tutuluyorsa nasıl hissederler sizce? Mahkemeye yansımış deliller, iddianameler, savunmalar vs. büyük çoğunluğu bu blogta mevcut. Bunları görmezden gelip “ben mahkemeye bakarım” diyebilirsiniz… veya bunları okuyarak kendi kanaatlerinizi oluşturabilirsiniz. Size kalmış bir şey. Ama bu davalar sadece mahkemelerde yargılanacak davalar değil… belki de önümüzdeki onyıllarca kamu vicdanında da yargılanacak davalar. O yüzden, fikir sahibi olmak için bilgi sahibi olmakta yarar var.

          Cevapla

          • trssby Says:

            Olasılıksız, canislupus’un mantığı, makyavelist düşüncenin tipik örneğinin bu bloga yansımasıdır.. Amaçları demokrasi, insan hakları veya adalet değil sadece ve sadece iktidar olmaktır, mantıkları bu yönde işler. Amaç için de her yol geçerlidir..

            Cevapla

            • canislupus Says:

              Hiçbir zaman amacım demokrasi, insan hakları demedim, deme de, tekrar hatırlatayım ben faşistim/ırkçıyım, demokrasi veya insan hakları gibi şeyler olsa olsa zayıfların erdemi olur…

              Cevapla

              • Olasılıksız Says:

                Ben de demokrasi veya insan haklarından falan bahsetmedim… Adaletten bahsettim.
                Adalet en ilkelinden en gelişmişine kadar tüm toplumların aradığı bir şeydir. Vicdana uygun olmayan adalet de adalet olmaz.

                Cevapla

                • canislupus Says:

                  Ben zaten sana demedim Olasılıksız
                  trssby’ye demiştim

                  Cevapla

                • canislupus Says:

                  Adaleti adil bir şekilde uygulamak için en başka uygulayacak olanın kendisinin adil olması gerekir… Başkalarına adaletsiz davranan, başına birşey geldiğinde adalet bekleme hakkına sahip olamaz…

                  Cevapla

                  • Olasılıksız Says:

                    Yanlış; Adalet herkes içindir. Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesidir.

                    Cevapla

                    • canislupus Says:

                      Adaletin herkes için olması başka, adaleti uygulama şekli başka, ben uygulama şeklinden bahsettim. İsteyenin istediği gibi uyguladıgı bir adalet varsa herkes için olsa ne olur ki…

                • demokrat Says:

                  Kim söylemişti şimdi unuttum;”batılı toplumlar demokrasiye inanır,doğulu toplumlar adalete”.Tipik bir örneği diyeceğim ama maalesef adalet duygusu da hiç olmuş….

                  Cevapla

              • trssby Says:

                “ben faşistim/ırkçıyım, demokrasi veya insan hakları gibi şeyler olsa olsa zayıfların erdemi olur…” İşte gerçek yüzünüz. Tastamam benim dediğim gibi. Kuzu postuna bürünmüş kurt. İktidara gelmek için demokrasi trenini kullandınız. Artık trenden inebilirsiniz. İktidar o kadar tatlıki demokrasiye İhtiyacınız kalmadı. İktidara gelmek için zayıfların erdemi olan demokrasiyi kullanmadınız mı? İyi güzelde mahkemelere niçin ihtiyacınız var?

                Cevapla

                • canislupus Says:

                  Benim herşeyim açık ve nettir, posta ihtiyacım yoktur, çünkü çekinecek hiçbir şeyim yoktur. Düşündüğüm herşeyi, her yerde yazarım, söylerim, isterse karşımdaki başbakan, cumbaba veya gnkur bşk olsun farketmez.Sen sanki ben akpli bir siyasetçiymişim gibi yorum yazmışsın, o zaman şunu da tekrar söyliyim, benim Türkiye’deki hiçbir siyasi partiyle veya örgütle bağlantım yoktur, olmamıştır. Demokrasiyi kullanan ben değilim, aslında evet bir bakıma benim, bu blogda yazmak için demokrasiyi kullanıyorum ancak sadece bu kadar kullanırım, başka türlüsüyle işim olmaz. Bu mahkemeleri oluşturanlar belki de görüntü olsun, formalite yürüsün diye kurmuştur…

                  Cevapla

            • HawkishPatriot Says:

              Bu dediğin bütün dünya siyesetinde geçerli olan bir kavramdır, sen hiç yüzde yüz dürüst, ahlaklı siyaset yapanı gördün mü?

              Cevapla

          • canislupus Says:

            Ben mahkemenin vereceği karara bakarım evet, o kararı verdikten sonra her türlü tartışırız. O karar yüzde yüz yanlıştır, doğrudur deriz. Bunun dışında burada 7/24 tartışsak da mahkemeye hiçbir etkisi veya faydası olmayacaktır diyorum. Belki şimdi anlatabilmişimdir… Ayrıca kamu vicdanının da önemi yoktur, kamu ne düşünürse düşünsün, ne hissederse hissetsin, sonuç değişmez. Mahkemeler kamuya göre karar vermiyor değil mi? Aman ya kamu şöyle der, böyle hisseder, biz bunları serbest bırakalım mı diyeceklerdi yoksa?…

            Cevapla

            • ccgursel Says:

              Ahmet Sik’la Nedim Sener ne diye serbest birakildi zannediyorsunuz? Ya Busra Ersanli ve Ragip Zarakoglu. Tamamen kamuoyu baskisindan. Yoksa onlarin davalari ile su anda tutuklu kalanlarin davalari arasinda bir fark yok ki. Ne kadar kabul etmek istemeseniz de bu isler boyledir ve hakimler de hukuka gore karar vermezler. Vermediklerini ve vermeyeceklerini biliyoruz.

              Cevapla

              • canislupus Says:

                Kamuoyu baskısıyla alakası yok onların serbest bırakılmasının, öyle olsa kamu vicdanında onlardan çok daha güçlü yere sahip olanları serbest bırakırlardı. Neden serbest bırakıldıklarını da söylerim merak eden varsa…

                Cevapla

          • trssby Says:

            “Hiçbir zaman amacım demokrasi,” Eğer amacınız demokrasi değil ise bu blogda işiniz ne? Kendiniz ile çelişmiyormusunuz? Mahkemenin esası, olası bir darbeyi yargılamakta olduğudur. Sanıkların isnat edilen suçları işlediklerini varsaydığınıza göre,. yanlış tarafta olduğunuz ortada, sanıklar savunmanız gerekiyor, Çünkü özlediğiniz düzeni darbe yaparak gerçekleştireceklerdi.. .

            Cevapla

            • canislupus Says:

              Demokrasiyi bu blogda yazılar yazarak mı tesis edeceğiz yani? Benim böyle bir niyetim de yok amacım da yok, olamaz da. Ben burada sadece kendi fikirlerimi, bildiklerimi söylemek için varım. Başka hiçbir niyetim yok…Ben neden savunacakmışım darbecileri? Onların kendi avukatları var, onlar savunuyor zaten, bana ihtiyaçları yok…

              Cevapla

              • trssby Says:

                “Ben neden savunacakmışım darbecileri? ” Anlamak için biraz düşünmek gerekir. Fasizim geldiğinde demokrasi ortadan kalkar. Ya Fasizm vardır ya da demokrasi. Faşist olduğunu beyan ettigine göre, darbecilerden farkın ne? Asker kökenli olmaları, senin taşıdığın fikirleri taşımadıkları için olsa gerek. Ha senin düşündüğün özlediğin faşizm, ha askeri faşizim. Özde değişen bir şey yok, varmak istediğin nokta darbecilerle aynı. Demokrasi özğürlük, farklı düşüncelere saygı demektir. Bugun burada bu blogta yazı yazabiliyor, özğür olarak düşündüklerini ifade edebiliyor isen, şu anda var olan o begenmediğin demokrasi sayesindedir. Yoksa özlediğin faşist düzen olmuş olsa idi, aykırıı düşüncelerini sen bile ifade edemezdin. Demokrasi her kese, hatta faşistlere daha çok lazım. Lazım ki iktidara gelebilsinler.

                Cevapla

                • canislupus Says:

                  Demokrasinin bir daha gelmemek üzere toptan kaldırılması gerekir özellikle Türkiye’de çünkü bütün pislikleri bu demokrasi denen esas pisligin ardına sıgınıp yapıyorlar…

                  Cevapla

                  • trssby Says:

                    Azıcık tarih okumanız gerekli. Eğer demokrasi senin söylediğin gibi kaldırılır ise, kapalı toplum oluruz. Tarihte ,kapalı, totaliter rejimler halk tarafından bir bir devrilmiştir Demokrasi olan ülkelerde mi, yoksa olmayan ülkelerde mi daha çok pislik var ? Özlediğin rejim ülkeye geldiğinde, pislikler acaba nasıl önlenecek. Herhalde sihirli bir değneğin yardımı ile.

                    Cevapla

                    • canislupus Says:

                      Benim istediğim rejimde hiçbir pislik olamaz da barınamaz da. Çünkü pislik yapacak olan derhal şiddetle cezalandırılır ki diğerlerine ibret olsun…

                    • trssby Says:

                      Anlaşılan sen Leviathan’ı hayal ediyorsun, tanımlıyorsun; Leviathan, Tevrat ve İncil’de kötülüğü temsil eden bir su canavarının adı olarak geçmektedir. Bu kavram 17 asırda Thomas Hobbes’un “Leviathan” adlı eseri ile mutlak güç ve yetkilere sahip egemen bir devleti ifade etmektedir. Dünyada böyle bir rejim bugüne değin kurulamamıştır, buna yaklaşan rejimlerdeki pisliklerin boyutuda başka hiç bir rejim ile kıyaslanamaz.. Son söz, demokrasi sana da lazım bana da, ama faşizm bizden uzak dursun.

                    • canislupus Says:

                      trssby Bana demokrasi lazım değil yani siyasi rejim olarak, lazım olanların olsun o demokrasi Dünyada belki şimdiye kadar böyle bir rejim kurulmamıştır ama kurulmayacagı anlamına da gelmez:) Belli mi olur, insanlık bigün böyle bir sistemi deneyelim bakalım nasıl olacak diyebilir…

                • canislupus Says:

                  Bu arada trssby eskiden savundugu darbecileri şimdi savunmaz olmuş, eh bu da güzel bir gelişme, takdir etmek lazım…

                  Cevapla

                  • trssby Says:

                    Hayır ben darbeciler hiç bir zaman savunmam demek kendimi inkar etmek demektir.

                    Tam tersine sanıkların darbeci olmadıklarını savunmaktayım.

                    Cevapla

                • canislupus Says:

                  trssby Demokrasi özğürlük, farklı düşüncelere saygı demektir demişsin, peki ben faşist/ırkçı oldugum için gerçekten de bana da saygın var mı acaba? Yoksa öyle mi görünüyorsun?

                  Cevapla

                  • trssby Says:

                    * Fikirlerinizden nefret ediyorum. Ama onları savunabilmeniz için hayatımı feda etmeye hazırım.” Voltaire

                    Ben faşistlere bile demokrasi gerekli demişim. Niye öyle görüneyim ki. Demokrasi aykırı düşüncelere tahammül etmektir. Fikirlerini bana zorla dayatmadığın sürece, benim yaptığım gibi istediğin fikri savunabilirsin ve sana saygı duyarım.

                    Cevapla

                    • canislupus Says:

                      Tamam o zaman, güzel, genelde böyle demokrasi, insan hakları, özgürlük savunucuları benim gibileri hiç sevmez, tahammül de edemez, hakaret de eder her türlü (bunlar en çok cehepede görülüyor) ama ben takmam tabii.

                    • trssby Says:

                      İstersen faşizmi tanımlayalım, sana bir ayna tutayım, kim olduğunu gör. Faşistler, halka dayatılan ideolojiye ters düşen fikir ve düşünceleri baskıcı yöntemler kullanarak susturmaya çalışır. Halkın oluşturabileceği kurumlar ve yapabileceği faaliyetler sadece bu yönetim tarafından şekillendirilir. Her birey, yönetimin oluşturduğu resmi ideolojiye hizmetle yükümlü olan bir araçtır. Ben böyle bir birey olmak istemiyorum, böyle bir rejimde yaşamak ise hiç istemiyorum. Ruhumu şeytana satmayı hiç düşünmüyorum.

                    • canislupus Says:

                      trssby, ne oldugumu veya kim oldugumu görmem için ayna tutulması gerekmiyor, zaten bildigim birşey. Gene de sağol:). Herkes kendi istediği şekilde yaşamak ister tabii ki, bundan daha doğal birşey de yoktur ama herkesin her istediğini yapacağı diye birşey de yoktur, bu ancak hayal olabilir…

    • ftimur Says:

      canislupus’ün de içine kuşku düşmüş aslında. En candan savunucuların bile sesleri kısılmaya başladı. Belgeler sahte de olsa yapılan bunca zulmü savunanlara ne denir?

      Cevapla

      • canislupus Says:

        Benim bir şüphem yok, olan düşünsün. Bence zulüm yok ortada, zulüm varsa o zaman ben de şunu derim, onlar da zamanında çok zulmettiler, şimdi zulüm görüyorlar…

        Cevapla

  4. yasmin Says:

    “İhmal veya vurdum duymazlık masumiyetin ötesine geçtiğinde” Nürnberg Mahkemesinde ya da Watergate skandalında karşılaşılan hukuksuzluklarla karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır. Albert Speer’in Hitler ve Himmler’in icraatlarına yönelik sorulara “Beni yolumdan döndürebilecek bir şeyler öğrenirim korkusuyla gözlerimi kapadım” cevabı ya da Başkan Nixon’ın seçim kampanyasında mali işlerinden sorumlu Maurice Stans’ın “Bilmek istemiyorum ve sen de bilmek istemezsin” yanıtı bu tavra en güzel örneklerdir. Birkaç yıl sonra Balyoz Komplosunu hazırlayanlar ortaya çıktığında “bilmiyordum” mazereti yaşanılan felaketlerde sorumlu makamlarda bulunanlar için hiçbir zaman bir mazeret olarak kabul edilmeyecektir. Türk siyasi ve yargı tarihi içinden geçtiğimiz bu dönemde “dik duramayanları”, milletine sadakatle hizmet dışında bir arzusu olmayan ve bu uğurda hayatlarını feda etmek üzere yemin etmiş evlatlarını “yargısız infaz etmeye çalışanları”, bu komployu kuranlar ve işbirlikçileri ile beraber yazacaktır.

    Cevapla

    • canislupus Says:

      milletine sadakatle hizmet dışında bir arzusu olmayan ve bu uğurda hayatlarını feda etmek üzere yemin etmiş evlatlarını keşke gerçekten öyle olsalardı; ama değil maalesef. Onlar kendi krallıklarını sürdürmek üzere yemin etmişlerdi, şimdi devir değişti, krallıkları sona erdi, eh sonsuza kadar sürecek değildi zaten…

      Cevapla

      • Hans Henden Says:

        söylediklerini en başından itibaren okudum. ne kadar tutarsız. ‘onlar da zamanında çok zulmettiler’. bu nasıl bir yaklaşım. doğru her zaman doğrudur, gerçek de gerçek. o öyleydi, bu böyleydi diye yorum olmaz. sizinki yorum değil, mastürbasyon. olaylardan bihaber anlamsız yorumlar ve ne idiğü belirsiz inanışlar. gereksiz yer işgal etmeyin.

        Cevapla

  5. eyvatan Says:

    ” DEVLETTE SÜREKLİLİK ESASTIR ” Atatürkün milli mücadelesindede vardı şimdide var..Batı cephesinde degişen bir şey yok Degişmeyen Türk halkının Gönlündeki adalettir.. Çamur At izi kalsın Siyaseti izleyenleri TÜRK Halkı asla affetmemiştir.. Bu gerçegi hiçbir siyasetçi Unutmasın..Bakın Sayın Süleyman Demirel bu hususta kendisine Şahitlik, tanıklık etsemi için gidenlere ne Demiştir..” Birileride gelir sizden hesap sorar ” ve konu orada kapanmıştır.. Ama Bunlarda haklılık psikolojisi hala devam etmektedir..TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ Emir Komuta yönetiminde Disiplinli çalışır..bu zinçir kırıldıgında işte durum bugünki gibi Sınırlarını dahi savunacak Emir Komuta zincirinde Subay..General Kurmay Bulamazssınız Tarih Başa Sarar 100 geriye gidersiniz 1912 işgaline..

    Cevapla

  6. goldmund Says:

    Olayda ıslak veya dijital imza diye bir şey kullanılmadığına göre, VPN ya da remote desktop bağlantısı olduğunu söyleyenler de çıkabilecektir. Ama kuvvetle muhtemel herkes herkesin şifresini (varsa) bildiğinden belge gerçek olsa, Ali, Veli’nin “user”i ile işlem yapmıştır. Çok çetrefilli çok.

    Cevapla

trssby için bir cevap yazın Cevabı iptal et