5 Nisan 2012 tarihli 99. celsenin duruşma tutanağına buradan ulaşabilirsiniz.
“Mahkeme” 4 Nisan 2012 tarihli ara kararını açıklıyor:
“İddia Makamı mütalaasında dosyadaki bilirkişi raporları ile dinlenen tanık beyanlarının dosyayı aydınlatacak yeterlilikte olduğu anlaşılmakla talebin reddine karar verilmesi yönünde mütalaada bulunmuştur. (…)
Her ne kadar bir kısım sanık ve müdafileri tarafından celse arasında dilekçe ile yeniden tanık dinletme, dosyada bilirkişilik yapmış kişilerin huzurda dinlenilmesi ya da yeniden bilirkişi raporu aldırılması talep edilmiş ise de yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere CMK’da bu yönde bir düzenleme bulunmadığından taleplerin reddine, İddia Makamının mütalaasına uygun olarak oybirliği ile karar verildi. 04.04.2012.”
“Maheme” sahteciliklerle ilgili ortaya konan maddi gerçeklerin daha fazla ortaya çıkmaması için bilirkişi taleplerini reddediyor. Ancak usul gereği (ve mahkeme görüntüsü vermek) için savunmanın duruşmaya getirdiği uzman kişileri dinlemek durumunda.
Bu celsede İstanbul Adalet Komisyonu bilirkişi listesinde bulunan uzman Tevfik Koray Peksayar ve TÜBİTAK’ta başuzman olarak çalışmış olan Türker Gülüm dinleniyor.
Uzmanlar tek bir kerede kaydı yapılan, yani sonradan içinde ekleme-çıkarma yapılmamış olan Balyoz CD’lerin içindeki belgede Office 2007’nin kullanıldığını, dolayısıyla CD’lerin 2003’de oluşturulmuş olmasının mümkün olmadığını söylüyorlar.
Üye Hakim Ali Efendi Peksak dava açısından çok mühim sorular soruyor uzman kişiye. Örneğin (sayfa 67):
“Adli bilişim uzmanlığı bir delil takibi, iz takibi bilgisayarda, yani var olduğu iddia edilen bir hususu incelemeyi sağlar iken, bilişim uzmanlığı ise henüz işlenmemiş bilişimsel olarak ileride işlenebilecek bir suçun önüne geçebilmek için, bir koruma duvarı yapabilmek için ön perde ya da ön tuzak kurmak gibi o yönde bir uzmanlık mı gerektirir?”
İki uzman kişinin dinlenmesinden sonra mahkemecilik oynamaya ertesi güne kadar ara veriliyor.
18 Nisan 2012
Duruşmalar, GENEL