Teferruat

GIRGIR, 28 Mart 2012, sayfa 2

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

13 Yorum “Teferruat”

  1. ihtimal Says:

    29mart Star Gzetesi alinti

    Prof. Bal, tarihin tekerrür etmemesi için somut öneriler sıralıyor:

    – Darbeci yapılar tam tasfiye edilmemişlerdir. Erken zafer havasına girilmemeli, yargı sürecinin sağlıklı işlemesi sağlanmalı.

    – Darbenin en küçük işareti bile ciddiye alınmalı, soruşturulmalı, sorumluları cezalandırılmalı.

    – Türkiye demokrasisi darbecileri yargılayacak düzeye, medyası da darbe planlarını deşifre edecek çok sesliliğe ve olgunluğa ulaştı. Medyada tekelleşmeye izin verilmemeli.

    – Devlette reformlar sürdürülmeli, yasamanın, yürütmenin, ordunun, istihbaratın, polisin rol, yetki ve sorumluluğunu yeniden belirlemeli.

    – Sivil siyaset üzerinde vesayet kurumları oluşturan darbe anayasası değiştirilmeli, Batı Avrupa ve ABD demokrasileri model alınmalı.

    – Tarafsız, bağımsız bir yargı için atılan adımlar olumlu. Ancak askeri yargı kaldırılmalı. Emir komuta ile yargı olmaz.

    – TSK ve bağlı kurumları ile tüm kamu kurumlarının faaliyetleri Sayıştay, yargı, siyaset ve medya denetimine açık olmalı.

    – TSK sadece dış güvenlikle ilgilenmeli, İç Hizmet Kanunu’ndaki darbe gerekçesi olarak kullanılan düzenlemeler kaldırılmalı. Jandarma lağvedilmeli, bu görev polise verilmeli.

    – Asker sayısı azaltılmalı; savunma sanayi güçlendirilmeli, gücünü ileri teknolojiden alan bir ordu oluşturulmalı.

    – Darbe ürünü Milli Güvenlik Kurulu lağvedilmeli; TSK Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı.

    – YAŞ’ta verimlilik esasına ve seçilmiş yöneticilerin tercihlerine dayalı terfi sistemi getirilmeli.

    – Darbeciler ölmüş bile olsa yargılanmalı, isimleri cadde, okul, park ve kışlalardan silinmeli, buralara, demokrasinin yerleşmesi için çalışanların isimleri verilmeli.

    – Beden eğitimi derslerinde, askeri yanaşık düzen eğitimi kaldırılmalı. 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim bayramları askeri gösteriler yerine kültür, sanat ve spor faaliyetleriyle kutlanmalı.

    – Harbiye’de verilen dersler gözden geçirilmeli; halka tepeden bakan, sivil siyasete güvenmeyen eğitim sistemi değiştirilmeli.

    – Tüm eğitim kurumlarında insan hakları, demokrasi, meşruiyet kaynağının halk olduğu, halkı da seçilmişlerin temsil ettiği, darbelerin ülkeye zarar verdiği vurgulanmalı.

    – MİT’in askeri kökeninin izleri silinmeli ve sivil bir yapıya kavuşturulmalı.

    – Kamu yönetiminde demokrasi dışı baskılara direnebilecek “cesur” kişiler seçilmeli.

    Cevapla

    • fmerakli Says:

      Aklin yolu bir, isin komik tarafi eger Dogan PAsa bu davanin bir numarali sanigi olmasa, ortada BAlyoz diye bir dava bulunmasa Dani Rodrik yukaridaki maddelerin cogunun belki de hepsinin altina imzasini atardi.

      Cevapla

      • trekking Says:

        fmeraklı, şu yazdıklarını gerçekten inanarak mı yazdın. Dani ne der bilemem.Ama ne alakası var Balyoz davasıyla yukarıda sayılan maddelerin.Kayınpederi darbe teşebbüsünden yargılanıyor diye bir insan Demokrasi talebinden vazgeçer mi? Bu ne sığ bir anlayıştır.

        Ancak geçen süreç te sanırım Dani de, bu sahte demokratların, kendilerine Liberal diyen döneklerin ne mal olduğunu anlamıştır. İçi boşaltılan kavramların bugüne kadar öğrendiği, savunduğu kavramlarla aynı olmadığını anlamıştır sanırım.

        Cevapla

        • ihtimal Says:

          Dani veya Pinar i bir kenara birakalim. Harvard in havasini soluyan bir insanin yukaridaki dusuncelerin aksini dusunuyor olmasi benim aklima sadece bu iste bir bityenigi oldugunu getiriyor 😉

          Cevapla

          • trekking Says:

            – İrticai yapılar tam tasfiye edilmemişlerdir. Erken zafer havasına girilmemeli, yargı sürecinin sağlıklı işlemesi sağlanmalı.

            – İrtica ‘nın en küçük işareti bile ciddiye alınmalı, soruşturulmalı, sorumluları cezalandırılmalı.

            – Türkiye demokrasisi irticacıları yargılayacak düzeye, medyası da irticai darbe planlarını deşifre edecek çok sesliliğe ve olgunluğa ulaştı. Medyada tekelleşmeye izin verilmemeli.

            – İrticacılar ölmüş bile olsa yargılanmalı, isimleri verilmişse cadde, okul, parklardan silinmeli, buralara, demokrasinin yerleşmesi için çalışanların isimleri verilmeli.

            Prof.Baldamlayan

            Cevapla

            • ihtimal Says:

              Seni gidi laf cambazi seni 🙂 Duz taklayi cok guzel atiyorsun, ama bunu yememiz icin ip ustunde ters taklayi da ogrenmen lazim 😉

              Cevapla

            • trekking Says:

              Prof Baldamlayan dan gece bir mail daha aldım.Tarih tekerrür etmesin diye Diyor ki,

              -Her taşın altında darbeci aramayın

              -Her Generali Kenan Evren sanmayın

              – Döviz açığı 110 milyar $ olan bir ülkede darbe yapmaya kalkışacak ve hatta düşünecek kuşbeyinli General ve Subaylar var ise sadece kendileri değil 7 göbek yakınları da topyekün akıl hastanesine kapatılmalı.(Samimi söylüyorum).Çetin Doğan Kalkışmışsa Sevgili Pınar ve Dani de kusura bakmasınlar akıl hastanesine kapatılmalı.Bu kadar ünlü ekonomist olup da Babalarını uyarmadıkları için!!!!!!!

              (İtiraz edecekler diyebilir ki, 2003 te Döviz açığı bu kadar büyük değildi.E o zaman yapamamışlar darbeyi güncelliyorlar uygun zamanı bekliyorlarmış baksanıza.)

              – İMKB ‘sinin %70 ‘i yabancıların elinde, Hazinenin çıkardığı borçlanma kağıtlarının baş müşterisi yabancılar olduğu bir ülkede.

              – Bir zamanlar tarımsal alanda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan bu ülkede, 2010 yılında tarımsal dış ticaret açığının 1.8 milyar $ ‘a ulaştığı düşünülürse,

              – Soya’nın, buğday’ın,mercimeğin,fasulye’nin hatırı sayılır oranda ithal edildiği bir ülkede darbe yapanlar çok değil bir hafta da, fırınlarda ekmek yapacak un bulamazlarsa pasta mı yedirecekler bu millete.

              -Sistem üzerindeki sivil Generallerin vesayeti sona erdirilmeli. Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmeli, Adaylar örgütlerde önseçim ile belirlenmeli, Seçim Kanunu değiştirilip barajlar kaldırılmalı, bunlar yapıldıktan sonra seçime gidilip milli iradenin daha gerçekçi bir meclis yapısı içinde temsil edildiği bir meclisin darbe anayasından kalan maddeleri değiştirmesi sağlanmalı.

              -Darbe yapanın dayanağa ihtiyacı yoktur.Darbe yaptımı başardımı dayanağını bulur zaten.İç Hizmet Kanunundaki maddeleri değiştirsen ne olur!!!!!!

              – YAŞ’ta verimlilik esasına(Bu ne demekse!!!) ve seçilmiş yöneticilerin(Asker siyasete karışmıyor da Seçilmişler ne diye karışıyor askere) tercihlerine dayalı terfi sistemi getirilmemeli. Seçilmişlere Allahın elçisi muamelesi yapan anlayıştan vazgeçilmeli. Seçilmişler de yaptıklarının hesabını onları denetleyecek yargı sistemine vermeli.4-5 yılda bir önüne seçim sandığı konan,günlük hayatın keşmekesi içinde,makarna,bulgur,kömür yardımlarıyla ayakta kalmaya çalışan halk hesap soramaz seçilmişlerden.Böyle bir anlayıştan demokrasi falan çıkmaz zaten.

              Cevapla

    • zipkin Says:

      Konuyla alakasi ne bu yazdiginin? Burada darbecilik tartisilmiyor, sahte delillerle kurgulanmis duzmece bir dava tartisiliyor.

      Cevapla

  2. muzo657 Says:

    Sahte dellillerle karar veren mahkemelerin, 14 yaşında zeka geriliği olan çocuğa “kendi rızasıyla tecavüz edildiği kanaatine varan” hakimlerin, deniz feneri yolsuzluğunu AKlaya Aklaya bitiremeyen yargı sisteminin almış olduğu hiçbir kararı kamu vijdanı kabul etmeyecektir.

    Cevapla

  3. Kurmanbek Allahverdiyev Says:

    Gene boş çekmişsiniz ihtimal..

    Cevapla

  4. Elciye Zevalolmaz Says:

    ‘Balyoz’un günahı, vebali 1. Ordu’ya ait. Karargâhtan böyle planlar nasıl dışarı çıkar izahı yok. Kim verdi? Biz verdik, biz verdik… Hiç kimseyi suçlayamayız. Bunların günahı, vebali hatası koskoca Birinci Ordu’da, bir plan semineri yapılıyor, tüm planlar tüm teferruatıyla milletin elinde şimdi…’.

    Işık Koşaner (Eski GK Başkanı)

    Cevapla

    • trekking Says:

      Hala oradamısın. Bu ses kaydı servis edileli ne kadar oldu. hatta Fmeraklı bu ses kaydından sonra benim için bu dava bitmiştir diye yazmıştı. Bu kadar geriden takip etmek zorundamısınız gündemi.

      Cevapla

  5. trekking Says:

    Ahmet Şık, geçen gün Avrupa parlamentosunda konuştu hatırlanacağı üzere. Bir alıntı yaptı.

    ““Totaliterliğin yeni yüzü insan hayatının her alanına dokunuyor. Sistemin ikiyüzlülüğü ve yalanları hayatımızın her köşesine siniyor. Bireyin kıyasıya aşağılanması, özgürleştirilmesi kisvesiyle sunuluyor. İnsanları bilgiden yoksun kılmak, bilginin yaygınlaştırılması diye adlandırılıyor. Yönlendirilmek için kullanılan iktidar gücü, halkın gücünü kullanması olarak nitelendiriliyor. İktidar gücünün keyfi kullanımı yasaların uygulanması oluyor. Baskı kültürü gelişme adıyla paketleniyor. İfade özgürlüğünden yoksun bırakmak özgürlüğün en ileri noktası diye yansıtılıyor… Bu sistem kendi yalanlarının kölesi olduğu için her şeyi çarpıtmak zorunda. Geçmişi çarpıtıyor. Şimdiyi çarpıtıyor. Geleceği çarpıtıyor. İlkeleri olmayan ve hayatın her alanına sızan bir polis devleti olmadığını iddia ediyor. Bu sistem insan haklarına saygılıymış rolünü yapıyor. Kimseye en ufak bir baskı uygulamıyormuş rolünü oynuyor. İnsanlar bu yalanla yaşamak zorunda değil.”

    Çok tanıdık ve bugünlerde ülkemde yaşamakta olduğumuz zulmü anımsatan bu satırlar bana ait değil. Bahsi geçen yer de Türkiye değil. Güçsüzün Gücü başlıklı bu makaleyi kaleme aldığı için Vaclav Havel, 1978 Çekoslovakyasında tutuklanmış, ülkesine dair gerçekleri dile getirdiği için tutsak edilmişti.”

    Bugün yaşadıklarımızla tıpatıp aynı.Tarih tekerrürden mi ibaret gerçekten?Tarihe not düşelim atlanmasın diye alıntıladım.

    Cevapla

fmerakli için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: