Balyoz Davası 79. Celse Duruşma Tutanağı – 2 Şubat 2012

02 Mart 2012

Duruşmalar, GENEL

2 Şubat 2012 tarihli 79. celsenin duruşma tutanağına buradan ulaşabilirsiniz.

Bu celsede Şafak Yürekli, Zafer Erdim İnal, Ziya Güler, Erdinç Yıldız ve Erdoğan Koçoğlu savunmasını yapıyor.

2002 yılında Özden Örnek tarafından mahkemeye verilen Şafak Yürekli, dijital belgelere göre yine Örnek tarafından darbe planına dahil edilmiş.

Buna benzer bir şekilde, dijital belgelere göre Cem Aziz Çakmak, Özden Örnek tarafından Ankara Bölgesi Koordinatörü  olarak görevlendirmiş ve de Tümamiral rütbesine terfisi yine Örnek tarafından planlanmış. Sahte belge çetesinin atladığı husus şu: gerçekte Cem Aziz Çakmak, 2002’de Özden Örnek tarafından ordudan ihraç istemi ile Askeri Mahkemeye sevk edilmiş (okumak için buraya tıklayın).

Şafak Yürekli:

“ben yarbay rütbesindeyken dönemin Donanma Komutanı Oramiral Sayın Özden Örnek tarafından 2002 yılında idari bir faaliyet nedeni ile Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesine verildim, yargılandım ve 2005 yılında beraat ettim. (…) Şimdi soruyorum, 2002 yılının Mart ayında beni mahkemeye veren Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek’in kendi hazırladığı iddia edilen amiral listesine, aynı yılın Ekim ayında beni askeri mahkemede yargılanma sürecim devam ederken hem de başarılı personel nitelendirilmesi ile sözde ödül kapsamında dahil etmesi çok ciddi bir tezat değil midir?”

Yürekli, isminin geçtiği ÇGrubuPer.doc isimli belgeden bahsediyor. Bir başka Word belgesi olan Aralık2002 tarihli ÇGBilgiNotu.doc’a göre, bu personelden oluşan çalışma grubu 20 Ocak 2003’de çalışmalarını tamamlayacakmış. Tabii çete, listeye koyduklarının o tarihte kurs, tatbikat, geçici görev ya da sağlık sebepleriyle farklı yerlerde olduğunu bilmiyor.

Yürekli:

“Ç gurubu per.doc isimli dijital veride maddi gerçekle uyuşmayan yansıda sunulan hatalar da mevcuttur. Listede ismi geçen bazı kişiler belirtilen tarihlerde Aksaz/Marmaris’te bulunmadıklarından bir araya gelmeleri mümkün değildir. Listedeki 4 kişi İsrail’de tatbikatta biri Güzelyalı/İzmir’de Hava Kuvvetleri Komutanlığının lisan kursundaydı. Bir subay ise Irak harekatı nedeniyle Nisan 2003 ayına kadar Mersin’de görevliydi. Diğer bir subay bel fıtığı ameliyatı olmuş ve başka bir şehirde idi. (…)

Bahse konu çalışma gurubu ile sahteciliğini kanıtlayan en çarpıcı husus da çalışma gurubu tarafından EGAYDAAK konusunda 3 Ocak 2003 tarihinde Aksaz/Marmaris’te bir toplantı yapıldığı ve bu konuda bir toplantı tutanağının düzenlendiği iddiasına yönelik aykırılıklardır. Halbuki ben o tarihte TCG Giresun firkateyninin gemi komutanı olarak yansıda görüleceği üzere İsrail, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletlerinin 30 Aralık 2002, 3 Ocak 2003 tarihleri arasında ortaklaşa icra ettirilen Rilayn Marmarit 5 tatbikatı kapsamında ev sahibi olan ülke olan İsrail’in Hayfa Limanında. Yani yurtdışında bulunmaktaydım. Aynı günün öğleden sonrası da Hayfa/İsrail’den Türkiye’ye geri intikal kapsamında gemimle Doğu Akdeniz’de seyirdeydim.”

Yürekli’nin bahsettiği Word belgesi Toplantı Tutanğı.doc. Belgeye göre 3 Ocak 2003’de sekiz subay toplantı yapmış ve de toplantı tutanağı tutmuş. Çetenin atladığı konu ise o tarihte Yürekli ve Ön, Hayfa-İsrail’de tatbikatta.

Yürekli:

“yapıldığı iddia edilen toplantı tarihinde yurtdışında bulunduğumu kanıtladım. Ama ne yazık ki Soruşturma Savcısı tarafından devletin en geçerli hukuki belgelerine bile itibar edilmeyerek tutuklanmam talep edilmiş. Maalesef yine sunduğum bu resmi belgeler yok hükmünde sayılarak Mahkemenizce tutuklama kararı alınmıştır. (…)

Zorunda olmamama rağmen suçsuzluğumu ispatlamak maksadı ile sadece milli hukukumuzda değil, uluslararası hukukta da en geçerli belgelerden biri olan gemi jurnalini sundum ve yurtdışında olduğumu ispatladım yetmedi.”

***

Yürekli’nin avukatı İbrahim Şahinkaya, Özden Örnek’in müvekkilini askeri mahkemeye sevk ettiğini hatırlatıyor ve soruyor:

“Ama müvekkilimize önce sen git Askeri Mahkemede bir yargılan, aklan sonra gel darbe yaparsın mı denmiştir? Böyle bir iş olabilir mi?”

Şahinkaya devam ediyor:

Müvekkilimize yöneltilen iddia şudur; 3 Ocak tarihinde Aksaz/Marmaris’te bir toplantıya katılmışsın. Bu iddianın kaynağı nedir? Dijital bir veridir. (…) Şimdi bu iddiaya karşı müvekkilimiz ne yapıyor, ne sunuyor? İşte katılmadığını, o sırada İsrail’de olduğunu, gemi jurnali, fotoğraflar, tanıklar bu iddiaya karşı bir savunma ve deliller öne sürüyor.(…)

Ve bu dava adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, silahların eşitliği prensibinin egemen olduğu, savunmanın delillerinin ve savunma hakkının kısıtlanmadığı bir davadır öyle mi? Alın size 21. yüzyılın 2. 10 yılında Anayasasında hukuk devleti olduğu yazan canım ülkemden bir yargılanma manzarası. Dikkat ediniz bu kişi 6 aydır sabah işine, akşam evine gidememekte canından çok sevdiği çocuklarının görememektedir. Bu durumu hukuki müesseselerle açıklayabilecek birileri var mıdır?”

***

Zafer Erdim İnal:

“Atılı suç tarihindeki rütbem deniz kurmay kıdemli yüzbaşı idi. Suçlandığım dijital yazıların sadece metninde değil, kullanıcı yollarında da rütbemin yanlış yazıldığını belirterek ön savunmama başlıyorum. (…)

Sadece ve sadece kimin tarafından hazırlandığı bilinmeyen dijital yazıları ile suçlanmaktayım. (…)

Şimdiye kadar yapılan tüm savunmalar bir suç örgütünün varlığını işaret etmektedir. Suçlanmama neden olan bu kurguyu yaparak muazzam bir bilgi kirliliği içinde Türk Adaletini hile ile yönlendirmeye çalışan kişilerden şikayetçiyim. (…)

benim ile ilgili olarak 2002 tarihli olarak gözüken Harp Akademileri plan çalışma grubu isimli bilgi notunun imza hanesinde Erdim İnal, Deniz Kurmay Yarbay, Deniz Plan Subayı ibaresi bulunmaktadır. Anılan personel 2002 yılında yüzbaşı rütbesindedir. 2006 yılında yarbay rütbesini almıştır.”

***

Avukat Günizi Dizdar

“Neticede müvekkilimin ve diğer birçok müvekkillerimin ve bütün salonun suçlandığı dijital yazıların Donanma Komutanlığında bulunan tüm denizciler ile alakalı olarak söyleyeyim. 5 nolu hard diske 28 Temmuz 2009 tarihinden sonra kopyalandığı son bilirkişi raporunda belirtiliyor. (…)Dava sürecinde sözde balyoz planının yer aldığı 11 nolu CD’nin manipülatif olduğu ortaya çıkınca da iddianameyi desteklemek amacıyla olsa gerek herhalde böyle bir evrak üretimine girişmiş o meşhur grup. Tabi bu en acı hali ile bu şeyde adalet yanıltılmaya çalışıyor. Tabi sizleri yanıltmak kolay değil, her şeylerin farkındasınız.”

***

Ziya Güler, bir Word belgesini 3 Şubat 2003 tarihinde saat 10:15’te kaydetmiş gibi görünüyor. Çetenin atladığı konu, Güler o tarihte Uludağ’da tatilde.

Ziya Güler:

“isdesk akademi isimli dijital verinin üst veri yollarının incelenmesinde 3 Şubat 2003 tarihinde yaratıldığı görülmektedir. Fakat ben anılan dönemde izinliydim. (…)

Uludağ’da izindeyken iddia edilen dijital verinin hazırlanamayacağını da takdirlerinize sunuyorum.”

***

Erdinç Yıldız, Donanma Komutanlığında el konulan, 28 Temmuz 2009’da kullanımdan kalktıktan sonra içine suç unsuru belgeler yerleştirilen 5 nolu hard diskin çıktığı dairede çalışıyor (bu hard disk kullanımdan kaldırılınca içindekilerin hepsi bir başka hard diske de yedeklenmiş; hard diske sonradan eklenen suç unsuru belgelerin hiçbiri bu yedek hard diskte yok).

Erdinç Yıldız bir Word belgesindeki (EK-E.doc) 121 kişilik bir listenin 113ncü sırasında yer aldığı için suçlanıyor. Bir de iddiaya göre 2009 senesinde Gölcük seçim sonuçlarını İnternet’ten indirmiş (kendisi bunu bir başka subayın yaptığını ifade ediyor). Ayrıca yasa dışı yollarla elde edilmiş olmasına rağmen iddianameye dahil edilen bir telefon konuşmasının üzerinde oynamalar yapıldığını ifade ediyor.

Erdinç Yıldız:

“Şahsım ile ilişkilendirilen ses kaydı ile ilgili olarak öncelikle üzerinde oynamalar da yapılmış sahtekarlık ürünü bu ses kaydını kesinlikle kabul etmiyorum. Gayri yasal yollardan elde edildiği hususunda kesin kanıtları olan bir ses kaydı Soruşturma Savcılığınca iddianameye konulmuştur. (…)

Bu hususu Soruştura Savcısına da ifade süresince belirtmeme rağmen yasadışı yollardan elde edilmiş ve üzerinde maksatlı olarak oynamalar yapılmış bir kaydın iddianameye dahil edilerek delilmiş gibi sunulması, resmileştirilmeye çalışılması açık bir Anayasa ve hukuk ihlalidir. (…)

Bu hard disk içerisinde bulunan kullanımda olduğu dönemden kalan resmi bir dekontun internet sayfasından print screen yapılarak yani ekran görüntüsünün boş sunuya yapıştırılmasından elde edilmiş, eşimin 2008 yılı Temmuz ve Ağustos aylarına ait 2 adet bireysel emeklilik dekontunun bulunduğu dosyanın veri yollarındaki kayıt ve işlem tarihlerinin 2003 yılı olarak değiştirildiği görülmüştür. (…) Dosyanın veri yollarında oluşturma ve son kaydetme tarihlerine bakınız? 2003. Yanlış görmediniz 2003. İçerisinde 2008 yılına ait resmi dekont bulunan dosyanın oluşturma ve son kaydetme tarihi 2003. Bunun tek açıklaması var. Bu hard disk bulunduğu yerden alınmış, üzerinde oynamalar yapılmış ve tekrar alındığı yere geri bırakılmıştır. Üzerinde oynama yapılmış bu hard diskin hukuken delil niteliği olamaz.”

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

13 Yorum “Balyoz Davası 79. Celse Duruşma Tutanağı – 2 Şubat 2012”

  1. Hymie Hacıosmanoğlu Says:

    Very amusing Pinar! But I am afraid it will fall short on making the mountain disappear.

    Happy February 28!

    As to us: Never again!

    Cevapla

    • trekking Says:

      3.Reich Cumhuriyeti de 1000 yıl sürecekti. Ama sürmedi. Evet 28 Şubat da 1000 yıl sürmedi. ama merak etme, Şu anki Faşizm de 1000 yıl sürmeyecek. Süremeyecek.

      O zaman bizde,sizin bitirdiğiniz gibi diyeceğiz. Never Again.

      Cevapla

      • tercüman Says:

        Nerede bu faşizm? Ben göremedim, Türkiye’de mi? Türkiye’de faşizm var ve sen bunları rahatça yazıyorsun, tatlısu faşizmi olsa gerek:)

        Cevapla

        • Solmaz Türk Says:

          Pozantı cezaevi ile ilgili rezaletleri ortaya çıkaran üç muhabir gözaltına alındı.
          YAŞASIN İLERİ DEMOKRASİ !..

          Cevapla

        • trekking Says:

          Faşizm’i Faşistler getirmez. Bir gece de de gelmez faşizm. Otorite bağımlısı iktdarlara yardım ve yataklık yapanlar, korkanlar,susanlar,pusanlar getirir faşizmi. korku iklimini yaratırlar.Seri üretime geçerler.Sonra rap rap faşizm gelir.

          Ondan sonra gelir sizin gibiler, “sen bunları yazıyorsan, nerede faşizm?ben göremiyorum” derler. Göremezsiniz zaten!

          Cevapla

          • trekking Says:

            “CHP’nin Sivas katliamı sanıklarının zamanaşımına uğramaması için verdiği yasa önerisinin, Meclis gündemine alınması AK Parti oylarıyla reddedildi.”

            8 tane milletvekili çıkarmışlar o davadan redd etmeyecekler de ne yapacaklar?

            Cevapla

          • tercüman Says:

            Algılama biçimi farklı tabii ki, faşizm var deyip bundan rahatsız olanlar, faşizm olmayan başka bir yere gidebilir, yollar açık, tutan da yok. Nasılsa gittiğinizden yerden koşa koşa geri gelirsiniz…

            Cevapla

            • Olasılıksız Says:

              İhtimal eskisi kadar çok trollük yapmıyor artık… Yeni bir blog trolü lazımdı. Bakıyorum siz bu konuma talip olmuşsunuz. 🙂

              Hayırlı olsun… Başarılar dilerim. E, o da lazım tabi.

              Şimdi biz bu ülkede doğduk, büyüdük. Niye bırakıp başka ülkelere gidelim? Siz gidin de biz rahat edelim o zaman. 🙂

              Faşizm var mı yok mu kısmına gelecek olursak; gerçek bir faşizm olduğu kanısında değilim. Tam tersine komünizmin kötü bir uyarlamasını yaşadığımızı düşünüyorum. Hatta tam örneklemek gerekirse hızla Gerorge Orwell’in 1984’üne doğru uygun adım gidiyoruz.

              Cevapla

              • tercüman Says:

                Ben İhtimal’i tanımam, daha doğrusu buradaki hiçkimseyi tanımıyorum, tamımam da gerekmiyor birşeyler yazmak için, oscar vereceklerse troll adayı olurum 🙂

                Komünizmle faşizmin farkı yok benim için, sadece adı değişik…

                Cevapla

        • ahmet Says:

          Faşist olan faşizmi göremez, arama boşuna

          Cevapla

  2. Solmaz Türk Says:

    AKP Manisa milletvekili Selçuk Özdağ ”iktidarı kaybedersek kimse iktidar,cemaat diye ayırmaz,iktidar giderse herkes için felaket olur ”demiş.İktidarı kaybetmekten neden bu kadar korkuyorlar acaba?Bu sözleri okuyunca Hüsamettin Cindoruk’un geçtiğimiz sene alel acele bir takım kanunları çıkarmak istedikleri zaman söylediği sözler aklıma geldi.”Korkuyorlar,çünkü korkulacak şeyler yaptılar”demişti.Paçalar tutuştu gibi,foyalar ortaya mı çıkacak nedir.Tüm davalar artık tel tel dökülmeye başladı.Zir vadisinde yaptıkları da rezilliğin son noktası.Henüz silahlar bulunmadan yalanyolu denilen kanalda akşam sekiz haberlerinde Fetullah’ın yeğeni Kemalettin Gülen kazılarda bulunan silahların cinslerini açıklıyor.Mahkemede sunulan CD de ise silahların bulunduğu zaman akşam dokuzdan sonra.Bu arada Danıştay saldırısını yapan Alparslan Aslan’ın saldırıyı yapmadan evvel hedef olarak seçtiği hakimlerin resimlerini yine bu Kemalettin Gülen’in bilgisayarından çıktısını aldığı tespit edilmiş.
    Balyoz davası fos çıktı,o yüzden yakında buyrun bir adet 28 Şubat davası verelim diyecekler ama MGK kararlarının attıkları imzaların altında kalmaktan korkuyorlar.

    Cevapla

  3. tercüman Says:

    CHP olduğu sürece bu iktidar rahat rahat 2023’e gider, Tayyip Başkan boşuna mı diyor biz Kılıçdaroğlu’ndan ziyadesiyle memnunuz diye…

    Cevapla

  4. jikletmehmet Says:

    Ne guzel yazilmis. Fasist olan, Fasizmi gormez.

    Ben de bir ekleme yapayim..”Camianin” Sakirtler fasizmi gormez. Onlara gore, “parasiz egitim” isteyen ogrenciler “terorist” yaftasi ile hapise atilabilir. Hapiste aylarca mahkeme yuzu gormeden kalabilir. Onlara gore, insanlar iftira word dosyalari ile, herkesin kolayca olusturabilecegi flash belleklerle hapise atilabilir, hucreye konabilir, normaldir. Onlar, 12 Eylul darbesini yapanlari ovmus, desteklemislerdir, ama ileri demokrattirlar…Onlara gore Hanefi Avci, bir anda solcu teroristlere yardim eden bir terorist olabilir. Onlara gore su tip olaylar normaldir. “Dolmabahçe’de rektörlerle buluşan Başbakan Erdoğan’ı protesto eden üniversite öğrencileri polisin sert müdahalesiyle karşılaştılar.
    Öğrencilerden Miraç Ekrem Efe’nin gözaltına sağlam bir şekilde alınırken fotoğrafıyla, gözaltı sonrasında burnu kırılmış halde yayınlanan görüntüleri arasındaki fark karakoldaki muamelenin özetiydi.” Onlara gore, genc bir tegmenin telefonuna, emniyette teroristlerin telefonlarinin aktarilmasi normaldir. Sonra, cocugu yillarca hapiste curuturler. Hasaaa, bunlar fasizm degildir. Normaldir…Onlara gore, Hrant Dink’in oldurulmesini engellemeyen asker ise tutuklanmali, polis ise sorusturulma izni verilmemelidir. Onlara gore, 1 Mayis’ta gosteri yapan iscilere gaz sikmak, dovmek normaldir. Onlara gore, SIVAS’ta insan yakmak normaldir. TV’de izledigimiz goruntulerde, insan yakanlari destekleyen mahlukatlari severler..Yok canim, gosteri yapan insani dovmek, burnunu kirmak, gaz sikmak, yerde tekmelemek, sucu kanitlanmamis insanlari yillarca hucrede tutmak falan, bunlar fasizm degildir. Bunlari sorusturan savilari gorevden almak, sorusturmayanlari odullendirmek…Bunlar, olsa olsa ileri demokrasidir.

    Onlar kinci gencliktir ne de olsa…Nereden mi biliyorum, gunluk hayatta tanidigim sakirtlerden.. Onlar, imamlarinin her Cuma aksami toplantisina giderler ama onlara gore cemaati yoktur. Herkesi salak sanirlar…Gerci simdi camiayi kabul etmis arkadaslar.

    Feto’nun incileri:

    “Arkadaşlarınızın mevcudiyeti, İslam’ın geleceği adına bu işin garantisidir yani. Bu açıdan Adliye’de, Mülkiye’de veya başka bir hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti, öyle ferdi mecburiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. İstikbale yürümek için, sistemin püf noktalarını keşfedin. Hálá bu sistem devam ediyor. Bu sistem içinde arkadaşlarımız istikbale yürüyeceklerdir. Öyleyse o sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım, keşfetmeleri lazım. Aşmaları lazım. Bu da meselenin diğer bir yanıdır……

    Kuvvet dengesi olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız. Teknik-taktik yerinde sizin kalbiniz önemli. Dıştan bizi bazıları korkaklıkla itham edecekler. Fırsat bulup, hep yolunuza devam ediyorsanız, yine orada o esnekliği gösterecek, o eksantriği kullanacak, geriye çekiliyor gibi yapacak, fakat adımlarınızı daha açıp ileriye gideceksiniz. İster Mülkiye’de çalışan arkadaşlarımız olsun, ister Adliye’de çalışan arkadaşlarımız olsun herkes için sözkonusudur bu.”

    Cevapla

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: