Çetin Doğan’ın 3 Mayıs 2010’da sunduğu, deliller hakkındaki görüş ve taleplerine şöyle başlıyor:
“Mahkemenizin 94. Celsesinde (09.03.2012) dava dosyasındaki delilleri Başkanın ifadesiyle “50 sayfalık not olarak, ayrıntıya girmeden” okundu. Delilleri okumadan önce de, söylenecek delillerin “mahkemenin esas alacağı anlamında değil, mahkemenin tartışacağı ve esas alıp almayacağına karar verecegi, Cumhuriyet savcılarının ileri sürdüğü” deliller olduğunu vurguladı.
CMK Md.217’nin hükmü açıktır: “(1) Hakim kararı ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurda tartışılmış delillere dayandırılabilinir… (2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” Bu açık hükme karşılık okumuş olduğunuz delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılmadığı gibi, delil listenizin hazırlanmasında sadece Cumhuriyet savcılarının belirttiği delilleri dikkate almanız nedeniyle birçok eksiklikler ve çok onemli yanlışlıklar içermektedir. Sanıklar ve müdafileri tarafından Cumhuriyet savcılarının iddialarına karsı ön savunmalarında sundukları, Mahkemenize ibraz ettikleri dellilerden hiçbiri tarafınızdan delil kapsamında okunmamıştır.”
Doğan, Beşiktaş adliyesine teslim edildikten sonra buhar olan rapordan, Emniyet görevlilerinin yaptıkları çarpıtmalardan, kayda alındıgı halde dosyaya dahil edilmeyen telefon konuşmalarından bahsediyor ve taleplerde bulunuyor.
Metnin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
11 Mayıs 2012 10:56
Rezalet..
Askeri bilirkişi Hakan Erdoğan’ın raporu Beşiktaş adliyesinde iz bırakmadan yok edilmiş,adli emanete kaldırılan klasörlerden 800 den fazla sayfa eksik,sanıkların lehine olan belgeler dava dosyasına konmamış,28 adet bilirkişi raporundan sadece 5-6 tanesi zikredilmiş….
Hala adil bir yargılama olduğunu söyleyecek birisi varsa aklından değil kişiliğinden de şüphe ederim.Gerçekten de iddia edildiği gibi bir darbe planı olsaydı sanıkların lehine olan bilirkişi raporları ve belgeler adli emanette saklanmaz ve kaybedilmezdi.
11 Mayıs 2012 11:02
Bu arada Gölcük’te bulunan 28 Şubat belgelerinde de sahtecilik tespit edilmiş,1997 tarihli belgenin 2007 de piyasaya sürülen calibri fontuyla yazıldığı tespit edilmiş.
11 Mayıs 2012 14:06
Sayın Çetin Doğan bağımsız bir mahkemede, normal bir yargı sürecinde olması gerekenleri talep ediyor. Bu mahkemeler önceden verilmiş hükümlere göre kendi uzmalarınca üretilmiş deliller kullanmak zorundalar. Sinirleriniz sağlamsa, Soner Yalçın’ın SAMİZDAT’ında bunun binlercesini bulabilirsiniz.
13 Mayıs 2012 19:48
Yeni ogrendim Balyoz hakimleri yargilanacakmis.Ama Balyoz hakimlerini yargilayacak hakimde Balyoz yedek hakimiymis.Yani adamlar kendi kendilerini yargiliyor 🙂 Ne guzel bir adalet sistemidir bu yahu :)) Bende ayni haklari talep ediyorum bir gun suc islersem kendi kendimi yargilayacam karismayin :))