Balyoz Davası 86. Celse Duruşma Tutanağı – 15 Şubat 2012

19 Mart 2012

Duruşmalar, GENEL

15 Şubat 2012 tarihli 86. celsenin duruşma tutanağına buradan ulaşabilirsiniz.

Bu celsede Avukat Celal Ülgen, “Mahkeme”nin Avukat Şeref Dede’nin hakkında yaptığı suç duyurusuna dikkat çekiyor.

Avukat Şeref Dede, taleplerin alınıp yine ara kararla reddedildiği 58nci celsede yaptığı talep konușmasının sonunda Ömer Hayyam’dan bir dörtlük okumuş, bunun üzerine “Mahkeme” Avukat Dede hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Ülgen’in bu konuyu gündeme getirmesi üzerine “Mahkeme” başkanının verdiği yanıt șöyle:

“Ben hatırlayamadım şiirden olduğunu. Biz genelde şiirden söylenen sözlerin niteliğine bakıyoruz. Yani şiir olmasında değil.”

***

Bu celsede “Mahkeme” reddedeceği talepleri almaya devam ediyor.

“Mahkeme”nin defalarca reddettiği (ya da daha sonra reddetmek üzere değerlendirmeyi ertelediği) başlıca talepler şunlar:

• Savunma, tek oturumda kaydedilen, yani sonradan içine ekleme çıkarma yapılmayan ve de Balyoz davasına adını veren bütün dijital belgeleri içeren 11 nolu CD’nin gerçekten 2003’de oluşturulup oluşturulmadığının tespiti için Mahkemeye bilirkişi çağırılmasını talep ediliyor.

• Balyoz CD’sinin üzerindeki yazıların Süha Tanyeri’nin not defterinden alınan harflerden oluşturulan bir bileşke oluşturularak makina marifetiyle yazıldığı bilirkişilerce saptanmıştı. Savunma, bu yazıların tarafsız bir bilirkişi tarafından incelenmesini talep ediyor.

• Bu celseye kadar hem Gölcük’ten çıkan 5 nolu harddiskteki ve Eskişehir’de “bulunan” flash bellekteki Balyoz ile ilgili belgelerin sahte defalarca kanıtladı. Savunma, bu dijitallerin delil bütünlüğünün tarafsız bir bilirkişi tarafından incelenmesini talep ediyor.

• İddianamede Balyoz darbe planına dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın engel olduğu iddia ediliyor. Oysa Yalman’ın bu konuda ifadesine bile başvurulmamış. Savunma, Aytaç Yalman ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesini talep ediyor.

• Savunma, klişe gerekçelerle toplu halde tutukluluğun devamına karar veren “Mahkeme”den kararını detaylı bir şekilde gerekçelendirmesini istiyor. Yani savunma, “Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu hususta tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçeleri gösterilir” hükmünün yerine getirilmesini istiyor.

***

Avukat Yahya Koç 86. Balyoz celsesinde bir seneyi aşan yargı sürecini çok güzel özetliyor:

“(…) iki tane Değerli Meslektaşım Yüce Mahkemenizin sanıklara ve müdafilere çok kibar davrandığını söyledi. Şekil olarak böyle davranmış olabilirsiniz ama özü itibari ile öncelikle sanıklara sonra müdafilerine ve özellikle de ailelerine, sanıkların ailelerine kötü davrandınız. Ben iyi davranıldığı yönündeki görüşe katılmıyorum.

Çünkü öncelikle müvekkillerimizi, sanıkları haksız yere tutukladınız ve 1 yıldan fazladır cezaevinde tutuyorsunuz.

Ailelerini bu süreç içerisinde ayın 8 günü ortalama duruşmalara ve ayın 1 günü de cezaevinde görüşmelere mecbur bıraktınız.

Onların ekonomik ve zaman olarak birçok kayıplarına telafisi imkansız şekilde sebep oldunuz.

Avukat Meslektaşlarımın hakkında yapmış olduğu savunmalarda tüm ceza hukuku prensiplerini altüst ederek savunmaları kısıtlamaya yönelik olarak haklarında suç duyurusunda bulundunuz.

Bunu, aynı şeyi sanıklar için de yaptınız.

Sanıklar ve müdafileri savunma yapmaktan imtina eder hale getirdiniz. Üzerimize hoparlörler, mikrofonlar diktiniz.

Bizi Silivri’ye mahkum ettiniz.

Bu nedenlerle Yüce Mahkemenizin her ne kadar görüntü itibari ile çok kibar olduğuna bende katılmak ile birlikte maalesef özü itibari ile hem sanıklara hem müdafilere ve ailelerine çok kötülük yaptığınızı düşünüyorum.”

***

“Mahkeme”nin bu celsede ‘Bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki taleplerin bir sonraki celse değerlendirilmesine’ karar veriyor. Oysa 9 Mart 2012’deki bir sonraki ara kararında “Mahkeme,” bu talepleri değerlendirmeyi bir kez daha erteleyecek ve aynı anda savcıya esas hakkındaki mütalaası için süre verecek.

“Mahkeme” başkanı Ömer Diken mutad tiradıyla perdeyi kapıyor:

“Tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanıklarla ilgili dosyadaki mevcut delillere göre kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların devam etmekte oluşu, delillerin henüz tam olarak toplanılmamış olması, sanıkların konumları itibariyle delillere etki yapma ihtimallerinin bulunması, atılı suçun CMK’nun 100/3. maddesinde belirtilen katalog suçlardan olması, belirtilen bu sebeplerle sanıklar hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı dikkate alınarak tutuklu sanıklar ve müdafiilerinin TAHLİYE TALEPLERİNİN REDDİ ile, TÜM TUTUKLU SANIKLARIN TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA(…)”

“Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:

Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.”

Ömer Hayyam

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

Henüz yorum yapılmamış.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: