28. Celse duruşma tutanağını okumak için buraya tıklayın.
Bu duruşmada Özden Örnek savunmasına devam ediyor, Suga planınındaki çelişkileri detaylı olarak sıralıyor.
Suga planına ait EK-A Word belgesine göre Örnek’in Ankara Bölgesi Koordinatörü olarak adını listelediği Cem Aziz Çakmak, söz alarak, Özden Örnek’in Nisan 2002’de kendisini ordudan ihraç istemiyle askeri mahkemeye sevkettiğini belirtiyor.
Cem Aziz Çakmak:
“Ben şu maksatla söz aldım. Özellikle Sayın Oramiral Özden Örneğin konuşmasının bu bölümünde çok çarpıcı bir gerçeğin mahkemeniz huzuruna sunulmasında fayda mütalaa ettim. 2002 Nisan ayında, 2002 Nisan ayında dönemin Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek’in sevk ettiği Donanma Askeri Mahkemesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç istemiyle yargılandım. 2005 yılında beraat ettim. Dolayısıyla haddim olmayarak söylüyorum, Sayın Özden Örnek yurtiçinde ve yurtdışında, tüm eğitim müesseselerinde zekası ile ün yapmış bir amiralimizdir. Şimdi düşünün ki, bu amiralimiz beni Nisan ayında 2002’de TSK’dan ihraç istemiyle mahkemeye veriyor, ekim ayında hazırladığı amiral listesine koyuyor ve benden de öncelikli özellikli görevlendirme listesi hazırlamamı bekliyor. Böyle bir şeyi akılla mantıkla izah etmek mümkün değildir, teşekkür ederim.”
Kendisini ordudan ihraç istemiyle yargıya sevkedenler, Cem Aziz Çakmak’a EK-B Word belgesine göre “Müzahir personelden, öncelikli ve özellikli görevlendirme listesinin hazırlanması” görevini uygun görümüş ve bu listenin bulunduğu EK-D Word belgesinin altında hazırlayan olarak Çakmak’ın adı beliriyor.
EK-D.doc belgesinin üstverisine göre, bu belge en son 20 Şubat 2003’de kaydedilmiş ve bu belgede 21. sırada yer alan bir subay, CC MAR NAPLES’da görevli olarak listelenmiş. Oysa bu tarihte bu isimde bir kuruluş yok. CC MAR NAPLES, 1 Temmuz 2004 tarihinde kuruluyor, ve bu tarihten itibaren Headquarters Allied Naval Forces Southern Europe (HQ NAVSOUTH)’un yerini alıyor (bilgi için buraya tıklayın)!
Cem Aziz Çakmak, (sahte olduğu artık ayyuka çıkmış) 11 no.lu CD’den çıkan üç Word belgesinde adı geçtiği için, 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs” suçunu işledigine dair “kuvvetli şüphe” nedeniyle tutuklanıyor, tahliye talepleri reddediliyor.
Bu duruşmada ayrıca, sanık avukatları “Mahkeme”ye tahliye taleplerini sunuyorlar.
Balyoz Davası ve Gerçekler 
28 Mayıs 2011 18:20
Basından okuduğumuz doğruysa, “Balyoz davası sanıklarının eş ve yakınlarının 5 Mayıs’ta duruşma salonu önündeki eylemde yolu trafiğe kapattıkları haberlerini ihbar kabul eden savcılık soruşturma açtı”… Fenerbahçe’nin şampiyonluk kutlamaları sırasında da bir çok cadde trafiğe kapandı….
28 Mayıs 2011 23:51
Cem kardeşim; sana allah sabırlar versin.
Suç uydurma cemaatinin yargılanacağı duruşmalara çok az zaman kaldı.
Bu örgüt için geceleri de canlı yayın yapılan mahkemeler kurulmalıdır.
29 Mayıs 2011 03:21
Bu tutanakları okudukça dehşete kapılıyorum. Kariyerlerinin doğruğunda, nitelikli ve eğitimli pek çok insan abuk subuk bir iddianame ile ömürlerinin önemli yıllarını hapiste, kendilerini aklamak için harcıyorlar.
Aslında bu davalarda savcılara da “şunu neden yazdın, bunu neden iddia ettin?” gibi soruların sorulabilmesi lazım. Çok ciddi çelişkiler olduğu, iddia edilen seminerle hiç bir alakası olmadığı halde hangi gerekçeyle tutuklandığı belli olmayan kişiler olduğu ortada…
Bunları uzun yıllar hakimlik yapmış mahkeme heyetinin gör(e)miyor olduğunu düşünmek istemiyorum. Geriye tek bir olasılık kalıyor. Mahkemenin ciddi bir siyasi baskı altında olduğu…
Sanıyorum bu komedi daha fazla süremez. Tüm sanıkların ifadelerinin bir an önce tamamlanıp hızlıca karar (en azından ara karar) aşamasına geçilmesi lazım. Görüldüğü kadarıyla savunma avukatlarının zaten yapabileceği fazla bir şey kalmamış. Artık savunmalar da birbirinin kopyası haline geldi.