Ekrem Dumanlı’yı Balyoz üzerine tartışmaya davet etmistik. Aradan iki gün geçmiş olmasına rağmen kendisinden cevap alamadık.
Denilebilir ki, siz kendinize reklam yapmak için ortam arıyorsunuz, o sizle niye muhatap olsun? Bu konuda bir kitap yazmış olmamızı, TV kanallarına çıkmış olmamızı ve blogumuzla beraber kamuoyunda bir derece etkimiz olmuş olmasını bir kenara bırakalım. Doğrudan şahsımızı hedef alarak yayınlar yapan, bizim savlarımızla ilgili günlerce sayfalar dolusu “işte sahtecilik iddiaları çürüdü” diye yazılar yayımlayan gazete, Dumanlı’nın bizzat yönettiği gazete olduğuna göre, bu noktadan sonra bizi ciddiye almama gibi bir mazereti olamaz.
O halde Dumanlı neden bizimle açık bir tartışmaya girmek istemiyor? Cevaplandıramayacağı sorular olduğunu bildiği için mi? Kendisinin ve Zaman gazetesinin yayımladığı kasıtlı yanlışları daha da ortaya çıkacağı için mi? Zaman gazetesinin sahtekarlar çetesine arka çıktığı daha da bariz olacağı için mi?
Kanımızca bu soruların hepsinin cevabı “evet.”
Balyoz Davası ve Gerçekler 
27 Ocak 2011 17:17
Gelmiyeceğini bildim. O halde başka bir şeyleride de bilirim. Kimin mantığına benziyor?
27 Ocak 2011 17:56
İftiralar atan, yalanlar yazan ve iddiaları dedikodunun dahi önüne geçemeyen insanlar, önlerinde hazır metinler olmadan konuş(a)mazlar. Soruları doğru yanıtlayamazlar. Saptırıcı cevaplar vererek demagoji yaparlar…
Nazi dönemi Almanya’sında basında kullanılan dilin birebir aynısını uygulayan Zaman gazetesi ve genel yayın yönetmeninin, gerçeklerle yüzleşecek suratları yoktur.
Hoşgörü, kardeşlik, insan sevgisi vaadeden ve kendilerine gönüller hareketi diyen cemaatin resmi yayın organını elinize aldığınızda elinize kan damlıyor… Kin damlıyor… Nefret akıyor… Yalan, iftira bulaşıyor elinize…
27 Ocak 2011 18:06
Hadi zaman gazetesini eline aldiginda uc bes damla birseyler damlamasini anladikta,peki bugune kadar iskenceler,suikastlar,faili mechul cinayetler,yetim birakilan evlatlar in musebbiblerine ne demeli ?
Yaptiginiz tek is lafazanlik,gevezelik elle tutulur tek yaniniz yok…
Siz onu bunu birakin da babalarinizin ‘harp oyunlarini’ anlatin,bombalanacak camilerden bahsedin.Ha unutmadan birde kardesi kardese vurdurmak vardi,malum darbe icin saglam zemin lazim…
27 Ocak 2011 18:18
Fatih,
Benim Zaman’ın yayın politikasını eleştirmem, işkenceleri ve darbeleri savunuyorum anlamına gelmez. Böyle birşeyi nasıl algılıyorsunuz anlamak çok zor. Benim ailem 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de neler çekti, hangi işkencelere maruz kaldı bir tek Allah biliyor!
Harp oyunları ve bombalanacak camiler yazan belgelerin gerçekliğine o kadar çok inanmışsın ki… Bu belgelerin kimin tarafından yazıldığını bana sen açıkla o zaman. Kanıtlarıyla de ki bak şu insanlar bunları yazmış.
Ben kanıtlar olmadan konuşmam. Elle tutulur yanıtlarım çok var. Blogu tamamen incelersen görürsün. Evrensel hukuk ilkelerine bağlı hareket ederim.
Ama sizin savunduğunuz ‘darbeci edebiyatı’ çürümeye başladığı için kahvehane ağzıyla insanlara sataşmaktan başka birşey yapmıyorsunuz.
27 Ocak 2011 19:05
Fatih kuru gürültü yapıyorsun. Söylediklerin iftira, fitne ve fesat tan öteye birşey değil. Açılanamayan konulara geldiğinizde işkenceler, faili meçhul cinayetler, yetim bırakılan evlatlar konusu balyoz davası ve bu dava iddianemesindeki tutarsızlıkların neresinde var.
Gocunduğun ne bilmiyorum ama hizmet ettiğiniz amaç zamanında bunlar oldu, Hepsi ölsün yok olsun hapislerde çürüsün düşüncesi ile hapsedilmeleri hatta hapislerde çürümeleri.
Dilerimki her kime göz gözgöre göre iftira atarsa, dünyadaki bütün iftiraların günahı boynuna olsun. Herkim ki haksız yere bir babayı iftira ile, çocuğundan, anasından, babasından, karısından ve kardeşinden arıyorsa, o ve onun evlatlarıda gün yüzü görmesin.
27 Ocak 2011 22:46
Fatih,
Daha bir kaç gün önce Sezgin Tanrıkulu Hakikatleri Araştırma ile ilgili meclise bir önerge verdi ve hükümetiniz tarafından redd edildi. Referandumun çok öncesinde ise 12 Eylül darbecilerinin yargılanması ve zaman aşımından yararlanmamaları için bir önerge verilmişti ve yine redd etmiştiniz. Samimiyyet sınavından geçemiyorsunuz bir türlü. İki “y” ile olunca daha vurgulu oluyor.
Yaptiginiz tek is lafazanlik,gevezelik elle tutulur tek yaniniz yok…
27 Ocak 2011 22:49
Hatta 12 Eylül darbecileri konusunda “Sulu şaka mı yapıyorsunuz?” türünden ibretlik cevaplar yetiştirmiştiniz. Yaptiginiz tek is lafazanlik,gevezelik elle tutulur tek yaniniz yok…
27 Ocak 2011 23:52
“…bombalanacak camilerden bahsedin…” Şahsen hiç fena fikir değil. Güzel Allah eli yetim cebinden gelmeyen, o Allahtan korkmaz kuldan utanmaz dincilere bir güzel tokat vurmuş olur. Sen hangi camiye gidiyorsun ondan haber ver.
28 Ocak 2011 23:48
Fatih isimli zavallı. Ya gafilsin ya cahil. Senin bu şekilde düşünmen için yapılan propoganda’ya inanmış olman biat küğltüründen geldiğinin bir ispatıdır. Çünkü, bu biat kültüründen gelenler olayları ve yaşananları sorgulamadan kabul ederler. “Bombalanacak camiler” lafı senin ve senin gibilerin hemen üzerine atlayacağı türden “Allah ile aldatma” maskesinin ağzından söylenmiş sözler olduğunu göremezsiniz. Bu tür kurgulamaların yuzyıllık poltikaların takipçisi olan emperyalist batının bizim bekamızın temeli olan Devlet- Millet ve Ordu saç ayaklarına koydukları dinamitlerdenolduğunu, 1923’de kursaklarında kalan sevr’in yeniden aşırılıp, pişirilip önümüze atılan kemiklerinden olduğunu anlayamazsınız. Neoliberal soyguncuların kölesi olmuş sözüm ona muhafazakar ve müslüman olan bu iktidarın ve onun kadim müttefiki olan ABD destekli cemaatin CIA işbirliği içinde geliştirdiği bu tür seneryolara inananlar elbette tarih önünde yüzleri karararcak ve gerçek müslümanların kalplerinde ebediyen mahkum olacaklardır.
27 Ocak 2011 18:10
Sn. Rodrik,
Dumanlı sizinle tartışmaya girmek için yanıp tutuşuyor …
Word dokümanı nedir ? Word dosyasının üstveri dökümü nedir ? Tarihler tutarsız ne demektir ?
Bir anlayabilse…
27 Ocak 2011 20:58
Bu kadar uzun bir konu ancak bu kadar özetlenebilir. Aslında tüm soruların da cevabı ama yine anlayabilene…
27 Ocak 2011 18:15
Bu kadar yaygara yapan ve kendini müslüman olarak niteleyen basın, onun yazarları, çizerleri ve okurları; bu davada Çetin DOĞAN ‘dan başka 194 kişi daha yargılanıyor. Baştan suçlu ilan ettiniz. Israrlı yayınlarınızla suçlamayı sürdürdünüz. Bu medyanın okurları sizde inanmak istiyordunuz inandınız. Tabi bizim sesimizi duyurmanın imkanı yok, benim bir gazetetde kendimi ifade edecek köşem yada beni anlatacak bir gazeteci tanıdığım yok. Bugün benim huzurum yok, aile düzenim bozuldu. Oğlum eskisi gibi derslerinde başarılı sonuçlar alamıyor. Ben ne yaptım: 22 yıl boyunca TSK ‘da görev yapıp, bu görevinde; 11 yılını öğretmenlerin, doktorların tayinleri çıkınca istifa ederek gitmedikleri Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki şehirlerde çalıştım. Bana ve benim gibilere reva görülen şimdiki yaşadığımız durum. Daha önce yazmıştım yine ifade ediyorum. BEN SİZİ ALLAH’A HAVALE EDİYORUM. ALLAH HEPİNİZİN, HEPİMİZİN MÜSTEHAKINI VERSİN
28 Ocak 2011 08:15
Sayin Ertan Karagozlu:
Yasadiginiz sıkıntılar icin cok uzgunum. Gerceklerin ortaya cikmaya basladigi su ortamda, size ve yakin cevrenize sabir diliyorum.
27 Ocak 2011 18:27
Valla ben de istemezdim herkesin onunde madara olmak, o yuzden cevap vermemesi normal geldi bana.
27 Ocak 2011 18:40
Ertan bey;
inanın size ve sizin gibi askerlere yapılan haksızlıklar yüreğimizi acıtıyor.Sabahlara kadar üzüntüden uyuyamaz olduk.Bu işlerin TSK yı yıpratmak için dış güçlerin de içinde olduğu bir çete tarafından tezgahlandığını biliyoruz.Türkiye’de bir rejim değişikliğine giderken askerin pasifize edilmesi için sahte belgeler üretildiğine hiç kuşkumuz kalmadı.
27 Ocak 2011 21:01
Her kelimesine katılıyorum.
27 Ocak 2011 23:35
Ezber konuşan her insan doğal olarak münazaradan kaçar…
28 Ocak 2011 02:16
Sevgili Ertan; allaha inanmayan suç uydurma örgütü allahsızlar ceamatinden bahsediyorsunuz.
28 Ocak 2011 03:18
Ekrem Bey’in kafasi bu ara biraz dumanli sanirsam. Bu baglamda tartismaya girebilecegini sanmiyorum.
Sayin blog yazarlari, saka maka karsiniza “somut deliller isiginda rezil olma korkusundan” kimse cikamaz oldu.
28 Ocak 2011 20:10
Sayin Rodrick,
Oncelikle sizin ve esinizin cesur yaklasimini kutluyorum. Cemaat ve biat kulturunun bir hastaligi vardir: SORGULAMAMAK!. Sorgulamamak, korukorune inanmayi da beraberinde getiri. Iste Fatih adli yorumcunun yazdiklari ortada! Turkiye’nin demokrasisinin gelismeemisinin de yegane sebebi bu sakat kulturdur. Ekrem Dumanli da bu insanlari hayal kirikligina ugratmamak icin sizinle gorusemez. Esasinda sizin kitabinizin reklamini yaptiginiz fikri degil onemli olan, Ekrem Dumanli’nin sizin uzerinizden kendi reklamini yapmasidir. Tek soyleyecegim sudur ki: BU ULKE cemaat bagnazligi ve lidere kosulsuz itaat aliskanligindan, sapkinligindan kurtulmadikca 12 Eylul 80 den 1000 tane de yasasak kafa yapilari hic degismeyecektir.
29 Ocak 2011 00:14
“…Ekrem Dumanlı’dan çağrımıza yanıt yok…” Dumanlı tövbe namazına durmuş siz bi 60 sene sonra yine sorun. Baktınız yine cevap yok dumanı tüten bir yer var bu dincilerin ebedi mekanı, oranın zebanisine sorun.
29 Ocak 2011 03:35
Cemaat evlerinde bunlara sadece sahtekarlık mı öğretiliyor ? Hırsızlık yaparlar sınav sorularını çalıp yandaşlarına dağıtırlar , sahte belge üretip insanların , ailelerin yaşamını karartırlar. Sapıklık bunlarda , yalancılık bunlarda , hırsızlık bunlarda. Gazetelerinin tirajını yüksek gösterbilmek için bile dolap çevirirler. yüce tanrım bunları ne zaman helak edeceksin ?