Balyoz Davası 69. Celse Duruşma Tutanağı – 9 Ocak 2012

9 Ocak 2012 tarihli 69. celse’nin duruşma tutanağına buradan ulaşabilirsiniz.

Bu celsede Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Can Bolat, Sami Yüksel, Deniz Cora, Ender Kahya, Erhan Kubat, Fikret Güneş, Gürsel Çaypınar ve Haydar Mücahit Şişlioğlu savunmasını yapıyor.

***

Yusuf Ziya Toker “Mahkeme” Başkanına soruyor:

“Kaç tane hata bulursak bu iddianame geçersiz olacak veya CD 11 ve 17 numaralı CD geçersiz olacaktır?”

Mahkeme Başkanı:

“Peki başka sorusu olan var mı?”

***

Bir başka soru da Deniz Cora’dan:

“Söz konusu dijital verilerin sahte oldukları defaten ispatlanmış olmasına rağmen bu dijital verilere istinaden yeni davalar türetiliyor mükerrer davalar açılıyor. Benim ile ilgili bir örnek mi istiyorsunuz? Örnek olarak; Yassıada ve İmralı Adasının keşfine ilişkin sözde mesaj. Bu sözde mesajın sahteliği şüpheye yer vermeyecek şekilde defaten açıklanmıştır. Ancak bu sahte mesaj yine bu davanın iddianamesinde yani yeni bir iddianamede de yer almıştır.

Peki, 1,5 sene geçmesine ve onlarca duruşma yapılmasına rağmen Savcılık Makamı bunları niye dikkate almıyor, niye incelemiyor, gerçeği niye araştırmıyor? Mahkemeniz niye bunların incelenmesini istemiyor?”

***

Ender Kahya :

“Son kaydeden Ender Kahya isimli kullanıcının yer aldığı Kasım 2002 tarihli bu sözde raporda (…) tarafıma sözde görevlendirme yapılmadan 28 Kasım 2002 de kurulacak, yani daha kurulmamış bir hükümete karşı yapılması düşünülen sözde bir fiile hazırlık kapsamında takip ve tevkif faaliyetlerine başlıyorum. Bu sözde faaliyetimle de kurulmamış bir hükümete karşı görevlendirilmediğim ve yapmadığım bir faaliyetten ötürü hükümeti cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçunu işlediğim iddia edilmektedir. Gerçek hayatta olması mümkün olmayan mantıken tarihsel kronoloji bakımından geriye dönük olarak değil, ileriye dönük olarak yapılması gereken bu senaryo kursu ile bilgim, bilgimin olmadığı yapılmamış faaliyetlerin savunmasını yapmak tarafımdan anlaşılamayan bir durumdur.

Bu tutarsızlıklara ilave olarak görevlendirmediğim halde yaptığım iddia edilen sözde takibe konu olan kişinin Foça’da görevli olması ve benim de yukarıda sunmaya çalıştığım gibi Şirinyar/ İzmir’deki bir Nato karargahında görevli olmam gerçeği dikkate alındığında her gün yaklaşık gidiş geliş 200 kilometre yol kat ederek Kasım 2002 ayında ramazanda oruç tutup tutmadığını bilecek kadar hiç dikkat çekmeden yakınında bulunarak takibi gerçekleştirmiş olmam da fiziken mümkün değildir.”

3ncü Balyoz iddianamesinde, Gölcük’ten çıkan belgeler arasında savcı tarafından “örgütsel doküman” olduğu değerlendirilen 2008 tarihli (ve Balyoz davasıyla ilgisi olmayan) bir Word belgesinin de Kahya tarafından yazıldığı iddia ediliyor (sayfa 238).

Ender Kahya:

“Bu sözde dijital verinin sahteliğini ortaya koymak maksadıyla daha çarpıcı bir delili somut olarak Heyetinize sunmak istiyorum. Sözde dijital verinin bilgisayarda oluşturulma tarihi olan 19 Kasım 2008 de komutanı olduğum Gökova Gemisi ile Hint Okyanusunda deniz haydutluğu ile mücadele görevi kapsamında Kenya’dan Mombasa limanında bulunmaktaydım. Bu durum dünya çapında yayın yapan İngiliz Haber kuruluşu BBC World tarafından Dünya Gıda Yardımı Örgütünün Somali’ye yardım götüren ticaret gemilerine refakat edilmesi kapsamında icra ettiğimiz göreve ilişkin olarak yaptıkları çekimlerin TV’de dünyaya yayınlandığı anılan günkü tarihte de görülmektedir.

Hint Okyanusu ve Adan Körfezinde deniz haydutluğu ile mücadele görevine iştirak eden ilk gemi olan TCG Gökova’nın komutanı olarak ilk defa gerçekleştirilen Kenya/Mombasa liman ziyareti sonrasında, liman çıkışında tüm dünyaya yayın yapan bir televizyon kanalı tarafından bir Türk Firkateyni üzerinden çekimlerin yapılarak görevin tanıtılmasının gururunu yaşarken bir gün bu çekimleri bir davada kendimi savunmak maksadıyla kullanmamın gerekeceğini gerçekten hiç düşünmemiştim.

Özetle ifade etmek gerekirse, belirtilen tarihlerde Gölcük’ten binlerce mil uzakta gemimle görevde olduğum somut gerçeğin dikkate alındığında, bu sözde belgenin iddia edilen tarihte benim tarafımdan oluşturulması da bilinen fizik kuralları çerçevesinde mümkün değildir.

BBC’nin Ender Kahya’dan da bahseden haberine buradan ulaşabilirsiniz.

***

Erhat Kubat’ın avukatı Salim Şen isyan ediyor:

“7 aydır tutuklu olacaksınız, gerçekten çok ağır, çok insafsızca, çok şiddetli ithamlarla kamuoyunda yargısız infazlarına neden olacak derecede bir isnatlarla karşı karşıya kalacaksınız ama kendinizi 11 dakika savunacaksınız. Zamanın yetersizliğinden değil,(…) Ama 12 dakika konuşacak bir şeyi yok benim müvekkilimin. 12. dakika size neden bahsedecekti? Topu topu iki tane belge. (…) Tam 1 yıldır bu salonda savunma yapan herkes bugüne kadar defaatle bu sahtecilikleri ortaya koydu. (…)12. dakikadan sonra neden bahsedebilirdi? (…)

Bugün hayretle görüyorum ki hakikaten tuz kokmuş. Tuzun kokması sizin tarafsızlığınızı yitirmiş olmanızdır. Tarafsız olan hakikaten adaleti tesis etmeye yönelik bunu amaç edinmiş bir heyet bu kadar açık olan, ama bu kadar açık olan hukuk ihlallerini bırakın gündemine almayı bu dosyanın içeriğinde bulunmasından bile rahatsızlık duyar.”