Baransu’nun bavulundan çıkan 11 no.lu CD ile Gölcük’ten çıkan 1 no.lu CD’de Müzahir.xls isimli bir excel belgesi var. Üstveri bilgilerine bakacak olursak, belgenin son hali 12 Şubat 2003’de kaydedilmiş.
Belgenin adından da anlaşılacağı gibi, bu belgede Balyozcular çesitli kurumlardaki müzahir (destekleyici) kişileri listeliyor.
Aşağıda görüleceği üzere, iki kişi de GİB’de (Gelir İdaresi Başkanlığı’nda) çalışıyor olarak listelenmiş.
Oysa Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) 2003’de mevcut değil.
GİB, 5 Mayıs 2005’de kabul edilen ve 16 Mayıs 2005 tarih ve 25817 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5345 sayılı kanun ile (Gelirler Genel Müdürlüğü kaldırılarak) Maliye Bakanlığı’na bağlı olarak kuruluyor. Tarihçesine buradan ulaşabilirsiniz.
Şimdi, ‘bu bir detaydır’ diyecekler dikkatle okusun:
– Balyoz ile ilgili tüm suç unsuru içeren belgeler 11 no.lu CD’de kayıtlı (bkz. İddianame sayfa 81).
– Bu belgenin de içinde bulunduğu 11 no.lu CD, tüm bilirkişi raporlarına göre tek oturumda oluşturulmuş. Yani, bir kez oluşturulduktan sonra içine ekleme-çıkarma yapılmamış.
– Bu CD, üstverisine bakılacak olursa, CD 5 Mart 2003’de oluşturulmuş. Savcılar, darbe planlarının yer aldığı bu CD’nin, 5 Mart 2003’de, dönemin Ordu Komutanı Doğan için özel olarak oluşturulduğunu iddia ediyorlar.
2003’de oluşturulan (ve tekrar edelim, içinde tüm Balyoz planlarının bulunduğu) bu CD’ye sonradan ekleme-çıkarma yapılmadığına gore, CD’nin içinden çıkan belgelerde nasıl olur da çok sonraki tarihlerle ilgili bilgiler bulunur?
Bunun tek bir açıklaması var: Bu CD, çok daha ileriki bir tarihte (en erken Ağustos 2009’da) oluşturulmuş, sahtecilik yapanlar (bilgisayarlarının sistem saatlerini geriye alarak) CD’nin 2003’de oluşturulduğu izlenimini vermek istemişler.
CD’nin gerçekte 2003’de hazırlanmadığını gösteren bu ve benzeri bulgular bir “detay” değil; sahte belge çetesinin varlığının kanıtları. Ayrıca, davayı temelden çökertecek kanıtlar bunlar (bir tanesi bile yeter, bugüne kadar yüzün üstünde ortaya çıktı).
Bu CD 2003’de hazırlandı diye hala 163 kişi “kuvvetli suç şüphesi” ile hapiste. Yapılan sahtecilik görmezden gelindiği gibi, bu dava üzerinden yeni tutuklamalar yapılıyor.
***
Yeri gelmişken, daha önce bu belge ile ilgili yazdığımız bir başka girişi hatırlatalım:
Aynı “Mūzahir. xls” belgesinde Türk Telekom’da çalışıyor olarak listelenmiş ve darbecilerin “Bakanlıklarda görevlendirilecek” diye not düştüğü bir kişi de o tarihte henüz Türk Telekom’da çalışmıyor. Bu kişi Türk Telekom’da çalısmaya Haziran 2004’de başlıyor (detayları okumak için buraya tıklayın).
Üstelik bunu iddianameyi hazırlayan savcılar da biliyor. Türk Telekom İnsan Kaynakları Başkanlığı’nın savcılığa gönderdiği, 29 Mart 2010 tarihinde savcılardan Süleyman Pehlivan’ın imzasıyla teslim aldığı belgeden bu kişinin Türk Telekom’da çalışmaya Haziran 2004’de başladığını öğrenen savcılık makamı ne yapıyor? Yazışmayı dava dosyasına koymayıp, adli emanate kaldırıyor, Balyoz CD’si 2003’de hazırlanmıştır diye tutuklama taleplerinde bulunuyor. Üstelik iddianamede, yapılan yazışmalar belgelerin uyumlu olduğunu göstermiştir mealinde beyanlarda bulunup, Balyoz CD’sinin 2003’de oluşturulduğunu iddia ediyor.
05 Temmuz 2011 15:15
Insan denen mahlukatta utanma, terbiye ve ahlak kavramlari mevcut degilse, bir üstüne üstlük kin, nefret ve biat kültürü hakim ise bu kadar ispata ragmen hala “bunlar ayrintidir efem” diyebilir.
Saygilar
Slobo
05 Temmuz 2011 17:38
Her türlü sahtekarlıklar ortaya çıktığı halde hala bahane bulmaya çalışır bir de üstüne üstlük kendilerine demokrat da derler.Bu davalar dijital terör örgütüyle hesaplaşmadan bitmemeli.Yarbay Ali Tatar,Albay Berk Erden’in onur intiharlarının,gencecik Teğmen Çelebi’nin hayatından çalınan yılların hesabı sorulmalıdır..Aileleriyle birlikte mağdur edilen subaylarımız,bilim adamlarımız,gazetecilerimiz aydınlarımız serbest bırakılıncaya kadar demokrasi mücadelesi sürmeli ,her türlü zeminde hukuki hakları sonuna kadar aranmalıdır.Çete deşifre olup kanunlar önünde hesap vermeden bu ülkede kimseye rahat yok.
05 Temmuz 2011 22:11
Bütün bu sahtekarlıkları planlayıp, uygulamaya koyanlar, günahlarını
aldıkları onca masum insanın ve yakınlarının laneti ve beddualarıyla
son nefeslerini veremeyecek, acı içinde kıvranacaklar.Tanrı bize o gün-
leri gösterecek, yakındır…….
GULGUL
05 Temmuz 2011 23:03
Ben bu sahtekarların yüzünden çekilen acıları gördükçe Allah’a olan inancımı yitirdim günahı boyunlarına.
06 Temmuz 2011 21:49
Adaletsizlik yapanlar Allah’in dostu olamazlar. Bakin nasil bugunlere sesleniyor Allah’in eskimez ayet-i kerimesi:
“Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” Maide (8)
06 Temmuz 2011 01:56
Bir kanalda Cemaatin Kadrolu Tarihçisi Mustafa Armağan,
Atatürk’e karşı Karabekir Paşa’yı yüceltiyor!
Başka bir kanalda
Uslanmaz Cumhuriyet Tarihi Yalancısı Kadir Mısıroğlu,
Atatürk’e hakaret ediyor!
Bir kanalda,
PKK’nın meclisteki uzantısı karases Altan Tan,
Şeyh Sait’i ve Seyit Rıza’yı yüceltiyor!
Başka bir kanalda
AKP yandaşı (vekili), entel-dantel demokrat Mehmet Metiner,
Cumhuriyetin kuruluş felsefesini yerin dibine batırıyor!
Bir kanalda,
liboşların şahı Mehmet Altan,
TSK’ya saldıryor!
Başka bir kanalda,
Türk fobili Sevan Nişanyan,
Dil devrimine saldırıyor!
Bir kanalda,
ABD beslemesi Prof. Cemil Koçak,
Çanakkale Savaşı’ndaki Atatürk’ü yok sayıyor!
Başka bir kanalda,
Eğrisini doğrusuna getiremeyen liboş Taha Akyol,
“Ama Hangi Atatürk” diye sorarak inceden oyuyor Kemalizmi!
Bir kanalda
Onun ABD de yetişmiş cemaatçi entel-dantel- liboş oğlu Mustafa Akyol,
Cumhuriyeti faşizanlıkla suçluyor!
Başka bir kanalda
Ailece AKP yandaşı cemaatçi Mümtazer Türköne,
Milli bayramları sulandırmaya çalışıyor!
ve daha niceleri…
Her kanalda, bir yobaz,
Her kanalda bir liboş,
Her kanalda Cumhuriyet düşmanlığı,
Her kanalda “aydın ihaneti”…
Genç kuşaklara;
Bağımlılık,Cemaatçilik,bölücülük,Kürt faşizmi,Osmanlı seviciliği, Türk, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı “Demokratlık”,
Bağımsızlık, çağdaşlık, laiklik, milliyetçilik, Cumhuriyet ve Atatürk’e bağlılık “Darbecilik”,
Atatürk ise “eli kanlı diktatör”…
diye anlatılıyor, belletiliyor…
Oysaki Atatürk;
Önce yokluk ve yoksulluk içinde, harap ve perşian haldeki bir ülkenin savaş yorgunu bireyleriyle emperyalizmi ve onların işbirlikçisi hain padişahı, hükümeti, istanbuldaki kodamanları, ihanet basınını dize getirmiş; sonra da cehalet, yoksulluk, yobazlık, gerilik, yönetici, uzman ve milli sermaye yetersizliği, büyük bir borç batağı, Batı karşısında aşağılık duygusu, Arapçılık, Türk düşmanlığı, kadın-erkek eşitsizliği, yetersiz eğitim, sağlıksız toplum, çağdışı kanunlar, hurafeler, batıl inançlar, el etek öpülen şeyhler, toprak ağaları, ayrılıkçılar, Lozan’ı affetmeyen emperyalist bir dünya ve daha fazlasına kafa tutarak “bağımsız” ve “çağdaş” bir cumhuriyet kurmuştur.
İşte bu nedenle, Atatürk’e ve cumhuriyete saldırmak;
Ahmaklıktır,
Aptallıktır,
Cahilliktir,
Köksüzlüktür,
Hafifliktir,
Anlayışsızlıktır,
Vicdansızlıktır,
Hainliktir,
hatta
Allah’sızlıktır!…
Sinan MEYDAN
05.07.2011
06 Temmuz 2011 15:10
“Yüzlerce general sahte bir cd yüzünden içerideler”
İşte böyle bir salaklığa inanmamızı bekliyor pınar ve yahudi dani çifti.Oysa 11 nolu CD içinde ki hemen hemen tüm digital belgelerin asılları Gölcük Donanma Komutanlığında zeminin altında ele geçirildi.
Pınar ve Yahudi DANİ donanma komutanlığında ZEMİNİN ALTINDA ele geçen belgeler ile ilgili TEK satır yazamazken BALYOZ savunmasını11 nolu CD ile ilgili 2003 sonrası veriler üzerinden yapmaya çalışıyor.
Yani bunlar BABAMA ait değil Babamdan sonra devam etmiş diyor.Belgeler SAHTE DİYEMİYOR sadece BABAMDAN sonra diyor.Oysa kriminal raporlarda 11 nolu CD’nin 5 Şubat 2003 tarihinde Hava Pilot Binbaşı Namık Sevinç tarafından oluşturulan belgenin ” gsalkaya ” isimli kullanıcısı tarafından 19 Şubat 2008 tarihinde son kez güncellenerek kaydedildiği belirlenmişti.
Yazık bunca çapa bir HAİNİ bir CUNTACIYI delikten çıkarabilmek için.
Mussolini yada Hitler yaad Franco ailesinin gözyaşı gibi..
06 Temmuz 2011 15:46
Karsidevrim,
Gercekten cok cahilce bir yorum olmus. Kisa yazinda tespit ettigim birkac yanlis:
1. 11 no’lu CD’nin icindeki belgelerin asillari Golcuk donanmadan cikmadi, ordan da yine 11 no’lu CD’deki gibi dijital veriler cikti, belge asillari falan degil.
2. Seni uzmek istemezdim fakat Golcuk donanmaya gomdukleri belgelerde de benzer tarih tutarsizliklari var, ornegin 2005’te insa edilecek bir geminin isminin 2003 tarihli sozde belgelerde yer almasi gibi (sikiysa bunu da aciklayiver bir zahmet madem her seye aklin eriyor).
3. Pinar ve Dani (evet adam yahudi bircok turk vatandasi gibi, bu niye seni rahatsiz etti anlamadim) Golcuk belgelerinin sahte olduklarini bu blogda defalarca kez yazdilar, yani senin dedigin gibi bir deginmeme soz konusu degil.
4. Kriminal raporlarda “gsalkaya” isimli kullanici tarafindan yapilan kaydin tarihinin “sehven” (donup dolasip sehven) 19 Subat 2008 olarak yazildigi aslinda 19 Subat 2003 oldugu mahkemeye sonra polis tarafindan bildirildi.
5. “çapa” gemilerin sabit durmasi icin kullanilan bir alettir.
Ogren de gel.
06 Temmuz 2011 19:01
karsidevrim,
Demişsin. Yanılıyorsun.
Bunca çaba sahte delillerle aylardır özgürlükleri ellerinden alınan insanlar için.
Bunca çaba medyada yapılan yargısız infazı gözler önüne sermek için.
Bunca çaba çocuklarımız ve torunlarımız hukuka ve adalete güvenebilsin, özgürce yaşayıp düşünebilsin diye.
Başka sebebi yok. Senin gibi her söyleneni papağan gibi tekrar eden düşünme yetisini yitirmiş kişileri haksız çıkartmanın verdiği keyif uzun zaman önce kayboldu.
Eğer bu insanlar arasında hain veya cuntacılar varsa, onlar hakkında somut ve gerçek delillerle yargılama yapılırsa kimse karşı çıkmaz. Ben aksine bunu sonuna kadar desteklerim.
08 Temmuz 2011 16:21
Yorumunun başında “Yahudi çifti” diyorsun… Yorumun sonunda “Hitler ailesinin gözyaşı” diyorsun… Yorumun başında kendin bizzat bir Hitler olmuşsun, yorumun sonunda insanları Hitler ailesi olmakla itham ediyorsun… tek endişem senin gibilerle aynı havayı soluyor olmam,yoksa senin gibiler için ümidimi çoktan kaybettim ben. boşuna taşıyorsun o kafayı.. çalışmadıktan sonra… boşuna.
07 Temmuz 2011 18:26
Sevgili ccgursel ve can acar. Bosa caba harciyorsunuz, sizin mantikli, dogru yorumlariniz, tespitleriniz bir ise yaramayacak cunku. Olur da karsidevrim bu tespitlere kafa yoracak olursa gidecek hocasina soracak. Hocasi agzindan kopukler sacarak “ne diyorsun lan sen? yahudinin lafi dogru olur mu laan?” diye olayi bir “sonuca” baglayacak. Cunku cemaat kulturunde mantiga yer yok, cunku cemaat kulturunde dogma tek kural, cunku cemaat kulturunde emir demiri ordudan daha hizli keser…
15 Ağustos 2011 15:10
Karsıdevrim kullanıcı adlı çok bilmiş zırcahil,
Gölcük’ten yazılı belge çıktığını nereden biliyorsun da işkembeden sallıyorsun. Her zamanki gibi CD’den başka bir şey çıkmadı. Bu davada yazılı ve imzalı bir tek sayfa delil yoktur ve olmayacaktır. Çünkü sahte delile imza atılamaz. İmza atarsanız belgenin sahteliği hemen ortaya çıkar. Ben bu davada savunma avukatıyım. Mahkemede de çekinmeden söylüyorum. Yazılı ve imzalı bir tek sayfa delil gösterilirse, hayatımı feda edeceğim. Gösterilemezse savcı ve hakimlerin istifasını istiyorum. Bu beyanım duruşma tutanaklarında aynen yer almaktadır. Hayatıma karşılık meslekler… Sen ve senin gibiler araştırıp bulursanız iddia yine geçerlidir. Yalnız sizler meydanda halkın önünde “Biz eşeğiz, biz eşeğiz, biz eşeğiz” diye üç kere bağıracak, ayrıca Türk Milletinden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden özür dileyeceksiniz. Hodri meydan…