10. Ağır Ceza Mahkemesi oy birliğiyle 163 Balyoz sanığı hakkında tutuklama kararı verdi

11 Şubat 2011

GENEL

Tutuklamalara gerekçe olarak Gölcük’ten çıkan belgeler gosteriliyor. Bu blogda bu belgelerin sahte olduguna dair sunduğumuz kanıtların dışında ek bir yorum gerektiğini düşünmüyoruz.

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

208 Yorum “10. Ağır Ceza Mahkemesi oy birliğiyle 163 Balyoz sanığı hakkında tutuklama kararı verdi”

  1. karsidevrim Says:

    “Bu blogda bu belgelerin sahte olduguna dair sunduğumuz kanıtların dışında ek bir yorum gerektiğini düşünmüyoruz. ”

    Mahkeme sizin bloğunuza göre değil tanıklara delillere göre karar veriyor.Benim için süpriz olmadı bu karar.Binlerce sayfalık cunta belgeleri ortada.Çetin Doğan hemen teslim olmalı.

    Cevapla

    • Taylan Says:

      Senin için tabi ki sürpriz olmaz Karşı Devrimci! Her şeyi planlı ve programlı yapmıyor musunuz zaten?

      Ne kadar çabalasanız da, ne kadar yırtınsanız da nafile…

      Pir Sultanlar bir ölür bin dirilir bu topraklarda!

      Cevapla

    • husam cakar Says:

      Cemaat yorumcuları bütün sitelerde iş başında.Karşı yorum yapmakla meşgul.
      Nasıl bir vicdan var bunlarda

      Cevapla

      • husam cakar Says:

        Delilleri karartma şüphesi varmış !!! Sanık lehine olan delilleri adli emanete kaldırıp
        delil karartan bendim galiba.Seçim yaklaşıyor bunlara biraz hareket lazım.Bakalım neler uyduracaklar daha.Yazıklar olsun…

        Cevapla

    • Hasan Hasan Says:

      Allahin adını her defasinda ağizlarina saygı ile anan “karsıdevrim” yaziklar olsun sana ve senin imanina… okuma zahmetinde bile bulunmadın degil mi nasilsa Hocaların sana okuma beni dinle en dogruyu ben soylerim diyor… Eger Kur’a ni da okusaydın onlardan dinleyecegine Ataturk’u ve onun takipcilerini daha iyi anlardın…

      Cevapla

  2. fenerant Says:

    Cemaat Faşizmi dönemi resmen başladı.

    Cevapla

  3. merttalay Says:

    Daha once de soyledigim gibi, nasil belgelerdeki tutarsizliklar bir anormallik ise, bu kadar agir ceza istemiyle yargilanan saniklarin -en azindan lider pozisyonunda bulunanlarin- tutuksuz yargilanmasi da bir anormallik idi. Ozellikle de yeni delillerin ortaya cikmasindan sonra delil karartma ihtimalinin somut bir tehlike olusturdugunu gordukten sonra.

    Belgelerin sahte olma ihtimali ile yargilama birbirinden tamamen bagimsiz konular. Zaten yargilamanin amaci bunu belirlemek. Saniklar lehine suphe karar asamasinda goz onune alinacak bir nosyondur, mahkeme sureci asamasinda degil.

    Umarim bu asamadan sonra bazi saniklar ve kurumlar mahkeme kararini uygulamamak icin yuz kizartici yollara girmezler.

    Cevapla

    • baska Says:

      Anormallik diye bir şey olur mu? Tutuklamaya isnad edilen suçun büyüklüğüne göre değil, sanıkların kaçma ve/veya delilleri karartma ihtimaline göre karar verilir. Esas siz cahilce konuşup kendinizi komik duruma düşürmeyin.

      Cevapla

    • HAKAN YILDIRIM Says:

      ağızın yamultma da adam gibi söyle söyleyeceklerini…. Bu adamlar Salakmıydı ki Delil karartacak idiyseler Gölcükteki belgeleri niye imha etmediler. Bir tarafın akım derken öbür tarafın ….. demesin….

      Cevapla

    • sibel Says:

      Sevgili kardeşim yarın öbürgün Allah göstermesin ama senin bir yakının bir fenalık görse (trafik kazası geçirse mesela, ve sakat kalsa)ve bu işi yapan da AKP’nin adamı ise veya AKP’den bir adamı varsa, o adam da senin adamından itibarlıysa, adalet adaletlikden çıktığı için suçlu, değil ceza görmek, senin ceza görmeni bile sağlayabilir. Olmaz. olmaz. Bu gün aklına gelmeyen yarın insanin başına gelebilir. Allah muhafaza yaniiii.

      Cevapla

  4. karsidevrim Says:

    Çetin Doğan henüz teslim olmadı.
    Cemaat tartışmaları ile bu cunta faaliyetlerini artık örtbas edemezsiniz.Türkiye cuntacılarla hesaplaşıyor.Buna gücü yetiyor.Ve bir daha asla buna cesaret edemeyecekler.

    Cevapla

    • acracia Says:

      Bu enteresan bir detay iste. Gaf da olabilir. Daha once de olmustu.

      Yani cemaat tartismalari cikti diye mi bu tutuklama kararlari oldu acaba??

      Cevapla

    • Can Acar Says:

      karsidevrim,

      Cemaatin bu işlerin arkasında olduğunun başlıca kanıtı sensin. Ne zaman cemaat ön plana çıksa burada boy göstererek sağa sola saldırıp bunu kanıtlıyorsun.

      Başka göstergeler de yok değil tabii. Bu işin bayraktarlığını yapan Zaman gazetesi’nin kimin emrinde olduğu zaten ortada. Edelman kendisine verilen sahte belgelerin cemaat ile ilişkili olduğunu açıkladı. Cemaat’in daha önce de sahte belge düzenleyip Ali Balta aracılığı ile ordu içerisinde yayınlamaya çalıştığı ortada.

      Bu nedenle, eğer cemaat ilişkisini gözden uzak tutmak istiyorsan bence fazla ortada gözükme. Belki zamanla unutulur …

      Cevapla

    • HAKAN YILDIRIM Says:

      Cemal doğanın derdi senimi gerdi… Yarın teslim olduğunu duyduğunda tükürdüğünü yalayacakmısın….

      Cevapla

    • sibel Says:

      Bak kardeşim sunu aklından çıkarma. Çetin Doğan’ı bu yaşında kahraman yaptınız artık tarihe demokrasi kahramanı olarak geçti, gönüllere taht kurdu. Ben tabi iktidarın emellerini daha, daha da, gerçekleştirmesini istiyorum ki gaflet içindekiler de uyansın. Sen ve senin gibileri kimler yetiştirdi, kabahat sizde değil onlarda tabi. Utanıyorum sizin adınıza utanç içindeyim.

      Cevapla

      • HAKAN YILDIRIM Says:

        benim adıma utanmana gerek yok. Ha eğer kendi adına utanacak birşeyin varsa onu da bilemem.. Beni yetiştiren Komutan ve Amirlerimle GURUR duyuyorum… Sen sadece aklını asker Darbecidir sözleri ile doldurduğundan anlayamazsın. SAkın anlamaya da çalışma… Zira aklın yetmeyebilir…
        vatan, millet, şehit, toprak, Kan, Bayrak, sana neler ifade ediyor… bana bunu önce söyle sonra konuşuruz

        Cevapla

  5. ata Says:

    karşıevrim, en iyi kına mısır çarşısında..yarın uğra !

    Cevapla

  6. karsidevrim Says:

    Bu benim kınamla alakalı değil.Sn.Pınar Doğan babasını elbette yanlız bırakmayacak ama öte tarafda koskoca bir türkiye var.Kendi jetlerini düşürmek kendi camisini bombalamak üzere planlar yapanlar bu işin hesabının sorulabileceğini heralde hiç akıllarına getirmemiş olmalılar.
    Türkiye için hayırlı ama doğan ailesi için üzüncü bir haber.Ve madem bu çuvallar dolusu belgeler ekler raporlar cd ler ses kayıtları sivil ve asker ifadeleri sahte çakma..bunu isbatlamak için mahkemeden daha uygun bir ortamları olamaz sanırım
    Zaten Çetin Doğan’ın ilk tahliyesi de şaibeliydi.350 GÜNDÜR hastanede ki HABERAL’ın da artık dümeni bozuldu.Adaletin sıcaklığını şimdi enselerinde hissediyor olmalılar.Allah adildir..
    http://karsidevrim.wordpress.com/

    Cevapla

    • fenerant Says:

      Nefretini kusabilirsin, Hiç olmaz ise Allah’ın adını anma.

      Cevapla

    • ata Says:

      deliller ile ispatlayacak olan sanıklar değil,savcı! Deliller sakat,sahte ise sanıklar sahteliğini ispatlamayacak,savcı doğruluğunu ispatlayacak.Sizin kafanız,hukuka uygun çalışmıyor,ancak mahkemenin kafası da size uygun çalışıyor ve maalesef buna hukuk denmiyor… allah iftira atan zalimin de ensesinde boza pişirecektir…

      Cevapla

    • Altan Alpay Says:

      ‘Hak’ diye anilan tanrinin ‘El Emin’ lakapli peygamberinin yolunu izledigini soyleyen ama yalancilikta, sahtekarlikta, iftirada sinir tanimayan, insanlarin yatak odalarina kadar girmekte sakinca gormeyen bu zihniyete ancak acinir..

      Alinlari secdeye geldiginde vicdanen nasil bir muhasebe yapiyorlar hep merak eder dururum.. ‘Allah’im senin rizan icin bugun su kadar iftira attik, su kadar sahte belge hazirladik, bu kadar komplo yaptik, su kadar kisinin yatakodasi goruntulerini kaydettik’ diyemeyeceklerine gore, birisi bana takiye veya kitmanla aciklanamayacak bu fenomeni aciklasin…

      Amerika’da kokten dinci hristiyanlar isa’nin yolundan sapmasinlar diye kollarinin icine ‘isa olsa ne yapardi’ seklinde bir dovme yaptiriyorlar ki her an ‘isa ne yapardi?’ sorusunu akillarina gelip yanlis yola sapmasinlar diye…

      Cemaat mensuplarina da ‘Muhammed olsa ne yapardi’ seklinde dovmeyi mumkunse vucutlarinin her yerine cakmalarini oneririm..

      Cevapla

      • fenerant Says:

        Alinlari secdeye geldiginde vicdanen nasil bir muhasebe yapiyorlar hep merak eder dururum.. ‘Allah’im senin rizan icin bugun su kadar iftira attik, su kadar sahte belge hazirladik, bu kadar komplo yaptik, su kadar kisinin yatakodasi goruntulerini kaydettik’ diyemeyeceklerine gore, birisi bana takiye veya kitmanla aciklanamayacak bu fenomeni aciklasin…

        Bunlar yaptıklarını Pensilvanya’daki İmamlarına rahatlıkla söylerler.
        Alınlarının secdeye değip değmediklerini kendilerinden başka kimse bilmez.
        Suç uydurmak için Allah’ı bile kullanların Allah’ı olur mu?

        Cevapla

    • HAKAN YILDIRIM Says:

      Kendi jetini düşürme ve cami bombalamak. keşke mahkemeyi canlı takip edebilseydinde yüzün biraz kızarsaydı….. Ama sizin gibiler yargısız infaz makinasızınız. Bir gider Bin geliriz.. Ey karşı devrim. Sadece şuna yanıt var…
      Allaha inanıyormusun, Kuranın ayetlerine göremi hayatını yürütüyorsun,,, Bölücübaşı imralıdaki sende Şerefsiz ve Kansızmıdır, PKK bir terör örgütümüdür???

      Cevapla

    • sibel Says:

      Vah vah ki vah sen demek gözleri olup görmeyenlerdensin, sana kim ne anlatsın, gerekmez bile. sen ve senin gibileri allaha havale ediyorum sevgili gafil kardeşim.

      Cevapla

      • HAKAN YILDIRIM Says:

        Hak ile yeksan olmuş ve cümlende kendini bana tarif etmişsin…. Sibel hanım.. canlı ve seviyeli bir üslupla konuşabilirim diyorsan mailimden yada msnemden canlı konuşabilirsin benimle..

        Cevapla

  7. fenerant Says:

    Korgeneral ve Koramiral rütbesindeki komutanlar daha üst düzey bir komutan (orgeneral ) gelmeden salonu terk etmeyeceklerini açıkladılar.

    Cevapla

  8. SamedR Says:

    Uzun süredir blogu izliyordum. Blogda ortaya konan çelişkiler ve kanıtlar ışığında bu davanın sona ermesini bekliyordum. Çünkü herşey ayen-beyan ortada: bu dava siyasi. Bu karar yeni statükonun ayak sesleri. “Hayırlı” olsun!!!

    Cevapla

  9. Altan Alpay Says:

    Dunku yorumlarimda cemaat imamlarin istisare halinde oldugunu ve firtina oncesiz sessizlik donemine oldugumuzdan bahsetmistim… Firtina bekledigimden cabuk cikti..

    Acikcasi golcuk’ten cikan belgelerin sahteligi bu kadar acik ve secik ortaya konduktan sonra o belgeler uzerinden oyun plani kuracaklarina ihtimal vermemistim, yeni bilgi&belge&gizli tanik vb gibi davayi destekleyici -yeni- argumanlar ureteceklerini dusunmustum.

    Yanilmisim, megerse Balyoz hakiminin degistirilmesi esasinda yeni oyun planinin parcasiymis..

    Bu tutuklama kararindan su sonuclari cikartabiliriz:

    1) Cemaat & AKP koalisyonu icin rubikon (donulmez nokta – point of return) gecildi, Balyoz’u kaybedersek iktidari kaybederiz seklinde motivasyonlarini ozetleyebiliriz.. Bu noktadan sonra bir anlasma -settlement- olacagina ihtimal vermiyorum.

    2) Tutuklamalarin nedeni olarak Golcuk’te ele gecirilen belgeler gosterildigi icin Balyoz davasindaki sahte belgeler acik ve secik olarak sahiplenilmis oldugu anlasiliyor. En azindan Savci ve Hakim bu belgeleri -tum celiskilerine ve bariz sahtekarliklara ragmen- ikna edici ve gercekci bulmus gibi gozukuyor..

    3) Sahte belge ureten cemaat mensuplarinin davalarin seyrini degistirebildikleri ve bu gune kadar haklarinda hic bir sorusturma acilmadigindan dolayi gizli bir el tarafindan korunup kollandiklari acik secik anlasilmistir.

    4) Golcukteki belgelerin Balyoz davasini torpillemeye icin TSK tarafindan yerlestirildigi savi tamamen cokmustur..

    5) Mahkemenin bu karari medyada delillerin sahteliginin tartisilmasini buyuk olcude zorlastiracaktir. Yandas medyada -mahkeme delilleri kabul etti, size ne oluyor?- seklinde propagandalari simdiden duyar gibiyim..

    Cevapla

  10. Serhat Says:

    Ne kadar “mubarek” bi karar olmus!
    Bu dava iyice mide bulandirdi, yeter artik… Artik bu hukuksuzluga karsi daha “organize” eyleme gecmenin vakti geldi diye dusunuyorum. Tepki vermedikce tepemize cikti bunlar.

    Cevapla

  11. acracia Says:

    Bunu buraya koyayim, arada kaynamasin:

    Karsidevrim de daha once gaipten haberler verircesine yorumlar girmisti. “Panik” vs. Halbuki burada bir panik havasi yoktu. Ondan once de ilk yazmaya basladiginda, Can Acar uyarmisti, Karsidevrim’in yaptigi yorumlarda hukumetin bu isin icinde oldugu imalari yaptigini (istemeden–ki hangi sifatla bu imalari yaptigini ben bilemiyorum) soylemisti.

    Simdi de yukaridaki yorumunu okuyunca, buradaki konusmalari takipte oldugunu goruyoruz. Ben tekrar alintilayim, burada dursun:

    “Çetin Doğan henüz teslim olmadı.
    Cemaat tartışmaları ile bu cunta faaliyetlerini artık örtbas edemezsiniz.Türkiye cuntacılarla hesaplaşıyor.Buna gücü yetiyor.Ve bir daha asla buna cesaret edemeyecekler.

    Yorum yapan karsidevrim — 11 Şubat 2011 @ 23:11 | Cevapla

    *

    Bu enteresan bir detay iste. Gaf da olabilir. Daha once de olmustu.

    Yani cemaat tartismalari cikti diye mi bu tutuklama kararlari oldu acaba??

    Yorum yapan acracia — 11 Şubat 2011 @ 23:17 | Cevapla”

    Bana bile bu soruyu sordurttular.

    Cevapla

  12. Ceyda Ceren Says:

    Üzüntü verici bir durum. Geri kalmışlığımızla özdeşleştirildiğimiz Arap dünyası dahi demokrasinin nimetlerinden yararlanmak adına 30 yıllık dikta rejimini yıkıyor biz ise demokratik kurumlarımızda kendisine itibar edip silah teslim ettiğimiz komutanlarımızdan kuşkuya düşüyoruz. İddialar yalan belgeler sahte olsa ve dava düşse bile ismi geçen şahıslar Türk toplumunun derin hafızasından silinmeycektir. Toplumsal vicdan yaralanmıştır. Gönül isterki beraatleri ile iade-i itibarlarını kazanırlar.
    Elinde silah bulunduranların çok daha hassas ve centilmence yaşaması dileği ile.

    Cevapla

  13. fenerant Says:

    Yaz ortasında iddianame kabul edilirken 102 sanık hakkındaki yakalama kararı verildi.
    Askeri Şura sonrasında yakalama kararları kaldırıldı.
    Aralık ayında ilk duruşmadan kısa bir süre önce Gölcük arama yapıldı, sahteliği konusunda ciddi emareler bulunan yeni deliller ortaya çıkartıldı.
    Mahkeme yeni delil olmadan tekrar tutuklama kararı veremezdi.
    Bu durumda aşağıdaki soruya kim cevap verecek:

    Gölcük bulunan belgeler ve cd ler yeni tutuklamalara gerekçe olsun diye Ağustos ayından sonra bulunduğu yere konulmuş olabilir mi?

    Cevapla

    • Can Acar Says:

      Benim tahminim Kasım 2010. Gölcük bilirkişi raporunda 3 numaralı Harddisk’e 01 Kasım 2010 tarihinde erişim bulgusu var.

      Cevapla

      • fenerant Says:

        okudum o raporu,

        Tutuklamalara yasal kılıfı oluşturuldu. sahte olup olmadığı önemli değil bazıları için.

        Cevapla

        • acracia Says:

          Golcuk’tekiler goz onune aliniyorsa, yeni bir iddianame mi yaziliyor?

          Cevapla

          • fmerakli Says:

            Bu onemli bir soru acracia, gerci su ana degin boyle bir surec yasandigi basina yansimadi, bekleyip gormek lazim.

            Savciligin tutuklama talep ettigini gazetelerden okudugumda, bir baska blog girisinin altina da ekledigim yorumda ifade ettigim gibi umarim mahkeme heyeti talebi reddeder demistim, ama sonuc diledigim gibi olmadi.

            Acikcasi ben bu durusmada tutuklama talebi bekliyordum ama tum saniklar icin degil Golcuk ile baglantili olarak delilleri karartma suphesi baglaminda muvazzaf subaylar icin savciligin tutuklama talebinde bulunabilecegini dusunuyordum.

            Cevapla

          • fenerant Says:

            Ek iddianame hazırlayacaklar ise mevcut iddianame üzerinden tutuklama yapmazlardı.
            Ek iddianame yeni sanıklar içinse o ayrı bir durumdur. ona ek iddianame denmez yeni iddianame olur daha sonra ilgili mahkeme birleştirme kararı verebilir. Gölcük belgeleri mahkemeye daha önce verilen tutuksuz yargılama kararını değiştirme fırsatı verdi.

            Cevapla

            • acracia Says:

              Peki bir sorum var, kafamda sureci yerli yerine oturtmaya calisiyorum su anda, bunu benden daha dikkatle takip etmis olanlar icin:

              Tahliye karari simdi emekli olan hakim zamaninda alinmisti, bunu sanirim dogru hatirliyorum. (O neden emekli oldu, neler olduya girmiyorum, orayi pek takip etmedim acikcasi–ben sadece surece bakiyorum).

              Golcuk’teki belgeler ciktiktan sonra ve Aralik’taki durusmadan 2 gun once yeni hakim Omer Diken bu durusmaya hakim olarak getirildi.

              Sanirim buraya kadar tamam. Sonra iddianame okundu; bir kac hafta once savcilar hakkinda suc duyurusunda bulunuldu; ondan sonra da bugun tutuklama karari cikti.

              Peki adli emanetteki belgelerin sanik avukatlarina verilmesi karari kimden ve ne zaman cikmisti?
              (Gerci o belgeler de eksik cikti, ama ben o kararin ne zaman verildigini oturtamadim simdi).

              Cevapla

              • fmerakli Says:

                Bunu ben bilmiyorum, ama bilen birisi var ise cevabi ogrenmek ben de isterim. Eger adli emanetteki belgelerin kopyalarinin saniklara teslim edilmesi yeni atanan hakim zamaninda alinmis bir karar ise ilginc tabii. Ama ben oyle oldugunu dusunuyorum, zira hakim degisikligi dava baslamadan sadece bir kac gun once yasandi, adli emanetteki belgeler ile ilgili gelisme ise cok daha yeni, bu blogta da Dogan ve Rodrik’in o belgeler ile ilgili ilk yazisi bir hafta oncesine falan ait…

                Cevapla

                • acracia Says:

                  Evet, sagolun, sureci ve neler oldugunu kafamda yerlestirmeye calisiyorum. Gerci belgeleri okumak da zaman aliyordur. Bir de bu karar cikip sanik avukatlarina verilmesine ragmen, 700’e yakin sayfa eksik cikmis gorunuyordu adli emanetten, onunla ilgili de hala bir haber yok degil mi?

                  Cevapla

                  • fmerakli Says:

                    Bildigim kadari ile yok, ben sanik avukatlarindan ya da Dogan ve Rodrik’ten o konu ile ilgili bilgi gelir diye bekliyorsum, ama simdi onem siralamasinda yerini kaybetmis gibi duruyor, surekli yazip duruyorum ama bir daha: bekleyip gormek lazim…

                    Cevapla

              • fenerant Says:

                iddianaemenin kabul edildiği tensip zaptı ile 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Tutuklama kararı alınmadı. Yakalama duruşmalara gelmeyen veya hakkında tutuklanmayı gerektirecek şüpheler bulunan sanıklar hakkında uygulanır.
                Yakalanan sanık mahkeme huzuruna çıkartılır mahkeme durumu değerlendirip tutuklama kararı da verebilir tutuksuz yargılama kararı verebilir. Tutuklama kararı verir ise kararı yüzüne karşı okur ve tutuklama geçekleşmiş olur.

                102 sanık bu yakalama kararına itiraz etti. üst mahkeme ( yakalama kararını veren heyet ve mahkeme değildir) itirazları değerlendirdi ve yakalama kararını kaldırdı.Yani yakalama kararını davaya bakan mahkeme verdi, bu kararı başka mahkeme kaldırdı.

                Balyoz davası sanık vekilleri dava dosyasındaki adli emanette bulunan ek delil klasörlerin verilmesini talep etti.Mahkeme bunu 2 defa reddetti. İlk duruşmada sanık vekilleri bu delillerin verilmesini şiddetle itiraz edip istediler. mahkemede vermek mecburiyetinde kaldı. Bunun üzerine bu blogta gördüğümüz sahtecilik emareleri olan husuları görebildik.

                Bu kararı yeni heyet verdi. Bu arada Gölcükte ele geçirilen delilleri verdiler.

                İddianame okunduktan sonra savcılık Gölcükte ele geçirilen belgelerin suç eylemlerini güçlendiren deliller olduğunu iddia edip tutuklama talep etti. Mahkeme de savcıya uydu ve 163 sanık hakkında tutuklama kararı verdi. gölcük belgeleri olmasaydı (yani yeni delil olmasaydı )tutuklama kararı vermeleri hukuken imkansıza yakındı.

                Cevapla

    • HAKAN YILDIRIM Says:

      gölcükten çıkan belgeleri hangi polis yazmış merak eden facebook sayfama baksın

      Cevapla

  14. KarsiDevrim Says:

    Bu konuda ki son mesajım olacak,sayın Pınar Doğan’a da sağ duyu diliyorum.Türkiye darbeler cuntalar devleti olmayacak bunu artık asker sivil kim olursa olsun kafasına çakmalı.

    TSK da CUNTA ilk kez yeralmıyor,1960 ,1972,1980,1998 21 mart,28 şubat,12 eylül,27 Nisan ve diğerleri.
    Ancak artık yaptıkları yanlarına kalmıyor bunu görüyorlar.
    Çetin Doğan’ı ta Ahmet Yesevi ünisinde ki zorbalıklarından beri takip ediyorum.Bu çekirgenin SON SIÇRAYIŞIYDI..VesseLam..

    Cevapla

    • Halil Ata AŞÇI Says:

      karşıdevrim,

      Sahte CD leri hazırlayan sahtekarları savunuyorsun ya ,

      Artık cemaat sana köşeyi döndürür …

      Sanıyorsun , bakalım sana zırnık koklatacaklar mı ?

      Merak ediyorum …

      Durum Netleşince yazarsın …

      Cevapla

    • Altan Alpay Says:

      Askeri darbeler bitsin, eyvallah, kimsenin bir itirazi yok. Peki sivil darbeciler, sivil cuntacilar ne olacak?

      Turkiye askeri darbelerden kurtuldu derken sahte belgeler ureten cemaat devleti olacak mi?

      Askerlerin kucagindan inip imamlarin kucagina mi oturacagiz?
      Postal yalamayalim derken takunya mi yalayacagiz?

      Askerin onunda selam cakmayalim derken imamlarin onunda diz mi cokecez?

      Genelkurmay’a biat etmeyelim derken pensilvanya’da el mi opecegiz?

      Vesayet demokrasisinden, cemaat demokrasisine mi gececegiz?

      Darbenin sivili askeri olmaz.. Darbe her zaman tankla tufekle yapilmaz. Sahte belgeyle, polisle, hakimle savciyla da darbe yapilabilir ve yapiliyor..

      Turkiye demokratiklesecekse askere karsi oldugu kadar cemaat’e karsi da mucadele ederek demokratiklesecek.

      Umarim tarih bugunu ‘Vesayet demokrasisinden’ ‘Cemaat demokrasisine’ gecerken onemli bir mihenk tasi olarak yazmaz..

      Cevapla

  15. fenerant Says:

    Mart ayında yapılacak duruşmada tahliyeler çıkarsa şaşırmayın.

    Cevapla

    • en_meraklI Says:

      bakalim Mart ayina kadar baska ne cuvallar, bavullar cikacak….

      Cevapla

      • fenerant Says:

        Nereden biliyorsun yoksa sen mi gömdün yoksa gömerken mi gördün?

        Cevapla

        • en_meraklI Says:

          Yahu gormeye ne gerek var. Cetecilerin stratejisi belli. Ne zaman kamuoyunda bu davanin coktugune inananlar artiyor, deliller bir guzel curutuluyor, ortaya yeni bir sey cikartiyorlar. Cikanin da fabrikasyon ve de bariz hatalarla dolu olmasi bir seyi degistirmiyor, ortalik karisiyor, liberaller yorumlar attiriveriyorlar; maksat kuyuya yeniden bir tas atip herkesin kafasini karistirmak.Daha mart’a kadar cok var. eminim bos durmayacaklardir.

          Cevapla

  16. Hasan Hasan Says:

    iste yeni HSYK ya tabi hakimler ancak boyle karar verebilirler Onun icin HAYIR kullanmak lazim demistik Anayasa degisiklikleri icin. Savcı 186 sanığın tamamının tutuklanmasını talep etti, ama karar icin iceri giriyor hakimler 163 kisi hakkinda tutuklama cikartiyor… yaw ne zaman inceledin delilleri? 186-163 arasındaki adamlari neden tutuklanmadin …Eger tutuklama cikarmazsalar Bakan Sadullah asliye hukuk’a gonderir adami neresi mahrumiyet ise o vilayete… Ne demistiler son YÖK baskani icin “hele bizim istedigimiz gibi konusmasin!” konusuyor hakimler bu karar ile…YÖK baskanı gibi değil mi…

    Cevapla

  17. Hasan Hasan Says:

    Bakara (179): Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.

    Cevapla

  18. Hasan Hasan Says:

    Kur’andan…
    Yusuf(2): Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik.

    Biraz okusalardı (Kur’an meal’ini )sohbet dinlemek yerine bugünler boyle olmazdi… Buradaki tezatlikları da okumuyorlar, Hocaları neye hüküm verdiyse oyle konusuyorlar… Iktidara gelmek icin sattilar memleket kurumlarini korkarım iktidarda kalmak icin daha neler yapacaklar…
    Bakan Sadullah 8 yargici ABD ye goturmus turk hukuku uygulaması için orada ne eğitimi alacaklarsa eğitimdeymişler…

    Cevapla

  19. Taylan Says:

    Yarın ki Zaman, Taraf, Sabah ve Star gazetelerindeki sevinç manşetlerini görür gibiyim…

    Cevapla

  20. Metin Says:

    İnsaf ve vicdan iflas etmiş. Ortada bunca yalan kanıt varken tutuklamaya sanırım başka yorum yapılamaz.
    Saygilarimla

    Cevapla

  21. Necmi Sevil Says:

    Sayin Dogan, Rodrik ve buradaki diger yorumcular,
    Aklima takilan bazi sorulari sizlere sormak istiyorum. Oncelikle belirteyim, ‘ates olmayan yerden duman’ cikmaz varsayimiyla ve Turkiye’nin darbelerle dolu gecmisine bakarak darbe iddialarin hakli oldugunu dusunuyorum. Ama sizin arastirmaciliginiz sayesinde bu davada delil olarak sunulan belgelerde pek cok hata oldugunu farketmis olduk.
    Teziniz, belgelerin olusturma tarihlerinden sonra meydana gelen olaylara dikkat cekerek belgelerin sahte oldugu ve bir cete tarafindan uretildigi.. Benim sorularim sunlar:
    Bu belgelerin sistem saati geri olan bir cete bilgisayarinda degil de sistem saati geri olan bir Balyoz davasi saniginin bilgisayarinda hazirlanmasi neden sizce mumkun degil? Belgelerin saniklar tarafindan guncellenmis olmasi ihtimalini goz ardi etmek dogru mu? Madem sistem saati ile oynanabiliyor, istenilen her saatte guncelleme yapilabilir ve istenilen vakit kayit tarihi olarak gosterilebilir degil mi? Bu kadar genis bir istihbarati olan, Turkiyenin tum kurumlarindaki calisanlari goruslerine varana kadar taniyan bir cete sizce var olabilir mi?
    Saygilar,
    Necmi Sevil

    Cevapla

    • fenerant Says:

      Hangi akıllı insan kendi aleyhine delil hazırlar. Burada belirtilen diğer kurumlarda (hazine, gümrük, aselsan, adliye, emniyet, üniversite vb) çalışan personele ait bilgiler tek yerde var.Sosyal güvenlik kurumunda ve Polis te var. Bu bilgileri darbeci olarak adlandıran kişiler SGK veya Emniyetten aldığına ve Emniyetin veya SGK bu bilgileri verdiğine inanıyorsanız bu planda neden hiç bir Emniyet veya SGK personeli yer almamış?

      Cevapla

      • Necmi Sevil Says:

        Parantez icerisinde belirttiginiz personel kurumlarinda hem emniyetin adini veriyorsunuz, sonra da emniyetten neden personel yer almadigini soruyorsunuz(celiski). SGK’dan bu kadar bilgi edinebilmesi mantikli degil, mesela partilerin Bursa ilce baskanlarini SGK’dan ogrenebilmek mumkun mu? Bu bilgiler ancak yaygin bir istihbarat agi sonucu elde edilebilir. Silahli Kuvvetler’de kullanilan yazisma kodlari, formatla ve unvanlarin polis tarafindan bu kadar detayli bilinmesi de cok ihtimal dahilinde dahil. Cete araniyorsa eger bence tek alternatif iceriden bir cetenin var olmasi ihtimali.

        Cevapla

        • acracia Says:

          Necmi Sevil:

          Burada cok tartisma dondu bunun uzerinde. Bence de JITEM gibi birden fazla kurum ve kurulusu kapsayan bir grup bu. Ve elbette ki kesinlikle icinde TSK’dan da insanlar var, Emniyet’ten de, ve gorunen o ki, baska kurumlardan ve kuruluslardan da. Bir sebeke diyebilirsiniz. Ancak bu grubun asil sadakati, sadik oldugu organizasyon/kurum nedir, onu bilmiyoruz. Bilemeyiz de. Bu konuda degisik varsayimlarimiz var; benim aklima daha fazla yatan bir senaryo var, ama hepimizinki birbiriyle ortusmuyor. Herkes size kendi perspektifini sunacaktir. Benimkini ben surada yazmaya calismistim:

          https://cdogangercekler.wordpress.com/2011/02/10/gelecekten-gecmis-diye-bahseden-balyoz-belgesi/#comment-2978

          Bu sebeple isterseniz daha once donen tartismalara bir bakin. Ozellikle son bir kac gundur cok sey yazilip cizildi; su son olaya kadar. Yalniz kisaca soyleyeyim: Ben daha once darbe olmustur, oyleyse bu da darbedir mantigina karsi oldugumu cok yazdim cizdim. Keza bir cok kisi kendi farkli goruslerini ifade etti; biz Fmerakli ile ayni fikirde degiliz mesela. Umarim bu size burada gecen tartismalar hakkinda biraz daha bilgi ve baglam hakkinda fikir vermistir.

          Cevapla

        • fenerant Says:

          Necmi bey SGK de tüm subaya astsubayların rütbeleri ve sicilerine kadar her türlü bilgi var. Hatta en güncel bilgiler var. Çeşitli kuruluşlar, savcılıklar ve mahkemeler çeşitli soruşturma ve kovuşturma için ilgili kurumlardan personel listelerini isterler. onlarda güncel olamyan listeler bulunabilir.

          TSK nın her kurumla yazışıyor. Resmi yazışma şekli o belgelerde var.

          Partilerin Bursa ilçe başkanları valiliklerin protokol lsitesinde var. istediğin kurumda bulabilirsin. Yani gizli bir bilgi değil.

          Cevapla

        • ata Says:

          Necmi sevil, eksik bilgileriniz var, SGK; herkesin ,malvarlığı,banka hesapları,nerede çalıştığı,nüfus kayıtları,tapu kayıtları,trafik kaydı, tüm bu bilgilere ulaşabiliyor….AKP hükümeti bu kadarı fazla olur tartışmaları içinde bunu da yaptı.Ve arada her hukuksuz işi gibi kaynadı gitti.

          Cevapla

    • fmerakli Says:

      Necmi bey, ben de bu soruyu blogta bir kac defa gundeme getirdim. Gerci amac guncelleme yapmak olsa bilgisayarin saati ile oynamak ile ugrasilmazdi diye dusunuyorum, benim aklima daha cok yatan olasilik ozellikle Golcuk belgelerinin suyu bulandirmak icin ordu icinde birileri, belki dediginiz gibi bazi Balyoz saniklari, tarafindan hazirlanmis olmasi olasiligi.

      Ama bunun da yargilama asamasinda acik bir sekilde ortaya konmasi gerekir ki zaten su asamada savcilgin ve mahkeme heyetinin boyle bir olasiligi dikkate aldigina dair herhangi bir emare yok.

      Tutuklamalar CMK’nin 100 maddesi geregince delilleri karartma suphesi nedeni ile yapilmis gibi gorunuyor. Golcuk belgeleri bu anlamda yasal bir gerekce olarak kullanilmis, Balyoz saniklarinin bugune kadar kacmamis olmalari, saglik sorunlari haric mahkemelere katilmis olmalari da bu acidan bir fark yaratmiyor, cunku karar kacma suphesine degil delilleri karatma suphesine dayandirilmis anladigim kadari ile. Ama su hala cok bulanik, gazetelerden takip ettigim kadari ile saniklar hala mahkeme salonundalar, basin da bolgeden uzaklastirildigi icin saglikli bilgi akisi yasanmiyor su an. Biraz daha bekleyip gormek lazim neler olacak.

      Her ne kadar tutukluluk kararini onaylamasam da umarim saniklar mahkemenin bu kararina karsi bir direnis gosterme egiliminde olmazlar.

      Cevapla

    • Can Acar Says:

      Necmi Bey,

      Güzel sorularınız için teşekkürler.

      Saati geri kalmış bir bilgisayar yanlızca “güncelleme” teorisinin bir açıklaması olabilir.

      İzninizle dün bu konuda yazdığım bir yorumu buraya da alayım:

      Bu (güncelleme) teorideki problemleri hatırlayalım:

      Dosyalar güncellendiği halde tarihler nasıl eski kalıyor?

      Tarihleri değiştirmek sizce sahtekarlık değil mi?

      Tarihleri değiştirenlerin başka şeyleri değiştirmediğini nereden biliyorsunuz?

      İddianamede bu CD’nin 2003′te Çetin Doğan için hazırlandığı yazıldığına göre, iddianame bu tarihleri doğru kabul etmemiş mi?

      Savcılar tarih tutarsızlıklarını açıklamaya çalışmak yerine neden çelişkili belgeleri saklayıp iddianamede yanıltıcı ifadeler kullanmışlar?

      Eğer güncelleme varsa neden bazı “güncellenmiş” dokümanlarda imza blokları o görevi 2003 tarihinde yerine getiren kişilerin isim ve rütbeleri ile açılmış?

      Gördüğünüz gibi, güncelleme teorisinin başka problemleri de var. Yanlış saat bunlardan bir kısmını açıklıyor, ancak diğerlerine cevap veremiyor. Ayrıca, belgelerin “güncellendiğini” varsaydığınız anda zaten iddianamenin temel varsayımlarından biri olan bu CD’nin 2003 yılında Çetin Doğan için hazırlandığı iddiasını da çökertmiş oluyorsunuz.

      Ayrıca, daha önce CD’de bulunmayan, ilk defa Gölcük’ten çıkan belgelerde de benzer tarih çelişkileri var. Birden fazla bilgisayarda aynı tip tarih hatası olma ihtimali zayıf olacaktır diye düşünüyorum.

      Son olarak,

      Turkiyenin tum kurumlarindaki calisanlari goruslerine varana kadar taniyan bir cete sizce var olabilir mi?

      diye sormuşsunuz. Bu belgelerin sıfırdan yaratılmadığı ortada. Bunların büyük bir kısmı, farklı kurumlardan, farklı zamanlarda sızdırılmış resmi belgeler, farklı amaçlı yapılmış fişlemeler veya araştırmalar ile ilgili dokümanlar. Hepsini Balyoz şemsiyesi altında toplayarak planı “gerçekçi gösterme” ve kafa karıştırma amacı olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili dün yazdığım bir yazıyı “Balyozcular Hazine Müsteşarlığı’ndaki atamaları da öngörmüş” yazısı altındaki 3 numaralı yorumda bulabilirsiniz.

      Lütfen buradaki bulguları araştırmaya ve üzerinde düşünmeye biraz zaman ayırın ve kendi kararınızı kendiniz verin.

      Saygılarımla …

      Cevapla

    • Altan Alpay Says:

      Necmi Bey,
      Sanirim Turkiye’deki gelismelerden biraz kopuk olarak yasiyorsunuz.

      > Bu kadar genis bir istihbarati olan, Turkiyenin tum kurumlarindaki calisanlari goruslerine varana kadar taniyan bir cete sizce var olabilir mi?

      Evet, maglesef boyle bir golge organizasyon var. Kisaca Cemaat diyoruz. Basta Emniyet olmak uzere Askeriye dahil devletin bir cok onemli birimine sizmis, kendi cikarlari dogrultusunda devleti yonlendirebilen masonvari bir yapi olan Cemaat aslinda hayali ergenekon orgutu ile birebir ortusen bir yapiya sahip. Sanki Ergenekon romanini kendi kendilerine bakarak yazmislar gibi geliyor bana..

      Devlet icinde yerlesmis muritlerin devlet disinda koordinasyonlari saglamakla gorevli imam tabir edilen kisilere rapor verip talimat aldiklari, devletten bagimsiz ama devlet icinde calisan enterasan bir yapi… Her kurumundan sorumlu bir imami var..

      Baska bir nokta, bu organizasyon iktidarin kontrolunde degiller sadece su an icin kader birligi icerisindeler, o yuzden bazen AKP & Cemaat koalisyonu laflarini duyarsaniz sasirmayin.

      Cemaat 101 icin Hanevi Avci’nin meshur kitabini onerebilirim, daha detaya girmek isterseniz rahmetli Hablemitoglu’nun kitaplari da sizin icin ilgi cekebilir.

      Istihbarat acisindan o kadar gucluler ki, ornegin begenmedikleri hukmu veren bir hakimin 30 sene once universite ogrencisiyken karistigi siyasi olaylarin polis sorusturmasini arsivlerden cikartip boy boy kendilerine ait gazetelerde yayinlayacak kadar guclu bir yapiya sahipler. Hanefi Avci bosu bosuna Emniyet’in arsivleri Cemaat’e tasindi demiyor.

      Yine begenmedikleri bir haber sunucusunun karisinin yurtdisina giris-cikis tarihlerini aninda sorgulayip servis edecek imkanlara sahipler.

      Cevapla

  22. melek Says:

    pınar hanımın babasının korkacak bir şeyi yoktu?

    peki nerede kendisi?

    Cevapla

  23. melek Says:

    Ay Hakan bey şimdi harbiye marşını da söylemiştir. hep birlikte.

    Cevapla

    • fenerant Says:

      Adınız Melek ama niyetiniz başka.
      Allaha inanıyorsanız insanlar kışkıtmaktan vaz geçin. Lütfen.
      Siz karşınızdaki hakkında ne düşünüyorsanız Allah size bin katını versin.

      Cevapla

    • HAKAN YILDIRIM Says:

      Marşın adı önemli değil. Sözleri önemli. Harbiye marşıda söyledim. Denizci Marşıda…. Sen bir kez olsun Atatürkün gençliğe hitabesini okudunmu….

      Cevapla

      • melek Says:

        Tutuklama kararı sonrasında gerçekleşmiş marş okuma hadisesinden bahsediyoruz, biri kışkırtıyorsun diyor, diğeri gençliğe hitabe’yi okudun mu? ikincisi bir de sürekli dilbilgisi hatası yapıyor, sanırım okulda hitabe dışında bir şey öğretmemişler.

        Cevapla

        • HAKAN YILDIRIM Says:

          Harbiye yada diğer marş niye okundu… Sözleri neyi anlatıyor manasındadır. Bunu bilmediğniz için,, Gençliğe hitabın aynı manada ancak daha yoğun ve genel bir anlatım olduğunu bilmeniz mümkün değildir. onun için sordum… Kelime hatasını da ben yapıyorsam anlık ve anbean yazıp yolladığımdan.. Konuşurken yapılan imla hataları gibi algılayın lütfen.. olurmu

          Cevapla

  24. şener Says:

    seçimlere kadar bu insanları içerde tutup bir sürü yalan haber üretecekler ,seçimlerden sonra ” aaa sehven olmuş” deyip olayı kapatacaklar bence.

    Cevapla

  25. şener Says:

    insanlar sinmişken bu ülkede herkes dilediği gibi at koşturur.

    Cevapla

  26. acracia Says:

    Yukarida Fenerant mahkemenin sureci hakkinda bilgi vermis, kaynamasin diye buraya cekiyorum:

    “iddianaemenin kabul edildiği tensip zaptı ile 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Tutuklama kararı alınmadı. Yakalama duruşmalara gelmeyen veya hakkında tutuklanmayı gerektirecek şüpheler bulunan sanıklar hakkında uygulanır.
    Yakalanan sanık mahkeme huzuruna çıkartılır mahkeme durumu değerlendirip tutuklama kararı da verebilir tutuksuz yargılama kararı verebilir. Tutuklama kararı verir ise kararı yüzüne karşı okur ve tutuklama geçekleşmiş olur.

    102 sanık bu yakalama kararına itiraz etti. üst mahkeme ( yakalama kararını veren heyet ve mahkeme değildir) itirazları değerlendirdi ve yakalama kararını kaldırdı.Yani yakalama kararını davaya bakan mahkeme verdi, bu kararı başka mahkeme kaldırdı.

    Balyoz davası sanık vekilleri dava dosyasındaki adli emanette bulunan ek delil klasörlerin verilmesini talep etti.Mahkeme bunu 2 defa reddetti. İlk duruşmada sanık vekilleri bu delillerin verilmesini şiddetle itiraz edip istediler. mahkemede vermek mecburiyetinde kaldı. Bunun üzerine bu blogta gördüğümüz sahtecilik emareleri olan husuları görebildik.

    Bu kararı yeni heyet verdi. Bu arada Gölcükte ele geçirilen delilleri verdiler.

    İddianame okunduktan sonra savcılık Gölcükte ele geçirilen belgelerin suç eylemlerini güçlendiren deliller olduğunu iddia edip tutuklama talep etti. Mahkeme de savcıya uydu ve 163 sanık hakkında tutuklama kararı verdi. gölcük belgeleri olmasaydı (yani yeni delil olmasaydı )tutuklama kararı vermeleri hukuken imkansıza yakındı.

    Yorum yapan fenerant — 12 Şubat 2011 @ 02:41 | Cevapla”

    Cevapla

    • acracia Says:

      Bu sozu gecen yakalama Agustos ayindaydi–eklemeyi unutmusum. YAS’tan sonra kaldirilmis. Havada kalmasin.

      Cevapla

      • acracia Says:

        Bir ek daha: Adli emanetten gelen belgeler icinde asagi yukari 700 sayfa eksiklik var gorunuyor. Ancak ne oldugu belli degil. Bu da beklemede olan konulardan.

        Cevapla

  27. fenerant Says:

    “Özden Örnek, Halil İbrahim Fırtına, Mustafa Korkut Özarslan, Engin Alan, Şükrü Sarıışık, Ayhan Taş, Ramazan Cem Gürdeniz, İzzet Ocak, Süha Tanyeri, Bülent Tunçay, Mehmet Kemal Gönüldaş, Orkun Gökalp, Mustafa Kemal Tutkun, Gürbüz Kaya, Mustafa Çalış, Nurettin Işık, Hasan Basri Aslan, Ali Rıza Sözen, İlkay Nerat, Veli Murat Tulga, Behzat Balta, Halil Kalkanlı, Tuncay Çakan, Hasan Fehmi Canan, Salim Erkal Bektaş, Ahmet Yavuz, Ahmet Küçükşahin, Recai Elmaz, Erdal Akyazan, Ahmet Şentürk, Mümtaz Can, Ahmet Topdağı, Cemal Candan, Fatih Altun, Faruk Oktay Memioğlu, Mehmet Kaya Varol, Recep Yıldız, Bekir Memiş, Ali İhsan Çuhadaroğlu, Mehmet Yoleri, Namık Koç, Fuat Pakdil, Behçet Alper Güney, Metin Yavuz Yalçın, Yurdaer Olcan, İhsan Balabanlı, Emin Küçükkılıç, Kasım Erdem, Kemal Dinçer, İkrami Özturan, Burhan Gögce, Mustafa Erdal Hamzaoğulları, Doğan Fatih Küçük, Dursun Tolga Kaplama, Doğan Temel, Hayri Güner, Mehmet Fikri Karadağ, Hasan Hakan Dereli, Gökhan Gökay, Fatih Musa Çınar, Zafer Karataş, Aytekin Candemir, Nihat Özkan, Sırrı Yılmaz, Barboros Kasar, Soydan Görgülü, İsmet Kışla, Abdullah Dalay, Lütfü Sancar, Ahmet Feyyaz Öğütçü, Engin Baykal, Özer Karabulut, Mehmet Otuzbiroğlu, Hasan Hoşgit, Hüseyin Hoşgit, Kadir Sağdıç, Ali Deniz Kutluk, Mustafa Aydın Gürül, Turgay Erdağ, Taylan Çakır, Ayhan Gedik, Ahmet Türkmen, Mehmet Fatih İlğar, Cem Aziz Çakmak, Muharrem Nuri Alacalı, Ali Semih Çetin, Şafak Duruer, Utku Arslan, Ümit Özcan, Fatih Uluç Yeğin, Levent Erkek, Levent Çehreli, Hakan İsmail Çelikcan, Ahmet Necdet Doluel, Ertuğrul Uçar, Ali Türkşen, Tayfun Duman, Ercan İrençin, Mustafa Karasabun, Bora Serdar, Levent Görgeç, Dora Sungunay, Yaşar Barbaros, Yaşar Barbaros Büyüksağnak, Hasan Gülkaya, Faruk Doğan, Mücahit Erakyol, Ergün Balaban, Cemalettin Bozdağ, Taner Balkış, Abdullah Gavremoğlu, Kıvanç Kırmacı, Yusuf Ziya Toker, Cengiz Köylü, Cemal Temizöz, Bulut Ömer Mimiroğlu, Hakan Sargın, Hüseyin Özçoban, Mustafa Koç, Kahraman Dikmen, Yusuf Kelleli, Hüseyin Polatsoy, Hüseyin Topuz, Murat Özçelik, Ali Aydın, Ahmet Tuncer, Gökhan Kiloğlu, Halil Helvacıoğlu, Kubilay Aktaş, Mehmet Ulutaş, Memiş Yüksel Yalçın, Suat Aytın, Yüksel Gürcan ve Taner Gül.”

    YAKALAMA KARARI ÇIKARILANLAR

    Mahkeme Heyeti, aynı gerekçelerle, CMK’nın 98 ve 199. maddeleri gereğince sanıklardan “Çetin Doğan, Ergin Saygun, Nejat Bek, Halil Yıldız, Refik Hakan Tufan, Erhan Kuraner, Yunus Nadi Erkut, Nuri Ali Karababa, Gökhan Murat Üstündağ, Harun Özdemir, Hakan Akkoç, Mehmet Alper Şengezer, Recep Rıfkı Durusoy, Hamdi Poyraz, Hasan Nurgören, Murat Ataç, Bahtiyar Ersay, Mustafa Yuvanç, Nedim Ulusan, Mehmet Ferhat Çolpan, Nihat Altunbulak, İbrahim Koray Özyurt, Soner Polat, Meftun Hıraca, Hanifi Yıldırım, Ali Demir, Mustafa Önsel, Erdinç Atik ve Abdurrahman Başbuğ” hakkında da yakalama emri çıkarılmasına hükmetti.

    Heyet, başka suçtan tutuklu olan Dursun Çiçek’in ise hakkında tutuklama kararı verilmek üzere CMK’nın 146/1 maddesi uyarınca mesai saatleri içerisinde mahkemelerinde hazır edilmesi için hakkında ihzar müzekkeresi çıkarılmasına, ihzar müzekkeresinde Çiçek’in Beşiktaş’taki İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma salonunda hazır bulundurulmasının bildirilmesine karar verdi.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17003689.asp

    Cevapla

  28. fenerant Says:

    Mümtaz Can ( abimiz de ) da tutuklananlar içinde. en kısa zamanda aramızda görmek dileğimizle.

    Cevapla

  29. ak parti Says:

    ah ahh ne kadar üzüldüm bilemezsin 😀
    kederimden kahve içiyorum :p

    Cevapla

  30. solmaz türk Says:

    Sayın eminkk nın da umarım en kısa zamanda tekrar yorumlarını okuruz.Şu anda eminim vicdansızları Allah’a havale etmekle meşguldür.Beni dinden,imandan etti bu sahte belgeciler ama eminkk canla başla Kuran’dan ayetlerle haksızlıklara karşı duruyordu,insanlara doğru yola gelmeleri için bir şeyler anlatmaya çabalıyordu..Allah bir an evvel hepsini ailelerine kavuşturur inşallah.

    Cevapla

  31. merttalay Says:

    Bugunku Sabah gazetesinden:

    “Hep bir ağızdan Harbiye Marşı’nı söyleyen sanıklar, “Bizi buradan kimse alamaz, orgeneral gelmeden çıkmayız” dedi. Silivri Cezaevi tabur komutanı binbaşıya “Sen bizi götüremezsin. Aramızda korgeneral var. Bizi burada ancak bir orgeneral götürebilir” denildi. Binbaşı rütbesindeki jandarma görevlis ise “Peki komutanım” yanıtını verdi.”

    Umarim bu ornek neden hic bir askeri mahkeme/savci/bilirkisi vs.ye guvenilmemesi gerektigini gostermeye yeterlidir. Cunku hepsi emir eridir.

    Cevapla

    • Can Acar Says:

      Hanefi Avcı, “Haliçte Yaşayan Simonlar” kitabından:

      … Emniyet, ordu, MİT, basın ve medya, yargı, maliye gibi tüm büyük kurumlardan sorumlu olan bir imam vardır. Her imamin altinda o kurumun her biriminde sorumlular mevcuttur, bu en yukarıdan başlayip alta kadar yoğun örgütlü olarak devam eder. Ağırlıklı olarak merkez ve büyük illerde olmak üzere tüm illerde örgütlülük söz konusudur. Her hafta toplanılarak o kurum/birimdeki genel durumlar değerlendirilir ve yukarıya arz edilecek konular çıkarılır. (sayfa 543)

      … Büyük illerin Emniyet Müdürleri ve Valileri bilsinler ki emirlerindeki polislerin bir kismi kendilerini değil, cemaat imamını amir olarak kabul ediyor, hatta etrafları cemaat mensubu müdür ve amirlerce sarılmış durumdadır. (sayfa 550)

      Umarim bu ornek neden hic bir cemaat mensubu vs.ye guvenilmemesi gerektigini gostermeye yeterlidir. Cunku hepsi emir eridir.

      Cevapla

      • ihtimal Says:

        Hah.. Bir bu eksikti, simdi de Ordu ve askerler ile cemaat ve gonullu uyelerini karsilastirmaya basladik. Can Bey, ruh sagliginiz iyi mi suanda? Eminmisiniz? Kaldik ki verdiginiz ornek bir iddia dan ibaret, Merttalayin verdigi ornek ise gozumuzun onunde cereyan eden bir gercek!!!

        Cevapla

        • Can Acar Says:

          ihtimal,

          Sakin ol biraz. Merttalay ordunun hiyerarşik yapısını eleştirdi, ben de başka hiyerarşik yapılardan örnek verdim. Onun cümlelerini kullanarak. Ben şahsen kuralları belli yasal bir hiyerarşiyi her zaman için tercih ederim.

          Sen neden her cemaate laf gittiğinde zıplıyorsun? Beni ve Hanefi Avcı’yı haklı çıkartmaya mı çalışıyorsun?

          Bu arada, kendi uzman olduğum alanda olduğu için karşılaştırma imkanım oldu, Askeri bilirkişi ve TÜBİTAK raporlarını karşılaştırınca Askeri bilirkişi raporu çok daha detaylı, profesyonelce ve tarafsız hazırlanmış. Bunu istediğin uzmana kontrol ettirebilirsin. Belki de “tarafsız hazırla” emri almışlardır ne dersin?

          Cevapla

  32. HAKAN YILDIRIM Says:

    oradaki duruşmaya katılanlar kadar mahkemeye saygılı ve adaplı bir topluluk yoktur. Ve Bizi .. rütbesindekiler götürebilir söyleyişi Sırf mahkemenin yanlı kararına tepkidir. Yoksa kimsenin biryere gitmeyeceği yok. Zaten bugün gazeeteleri okuyanlar bunlarıda göreceklerdir.. Hiçbir topluluk yokturki 163 kişi birden tutuklansın ve bu kadar sorunsuz bir şekilde cezaevine yollayın. Bir hizbullah, bir kadek, bir örgüt, bir mafya mahkemesinde bile bu kararları alamayan AYMAZLAR göreceklerdir ki; bu ismini Balyoz diye adlandırdıkları İFTİRANAME(İddaname değil) KAFALARINA indiğinde heyhat ki geç olacktır… Hatırlayınız Muharrem İncinin Youtubelerde geçen meşhur meclis konuşmasını… İşte o an geldiğinde kaçacak delik arayacaksınız… Bizlerki Şan ile Şeref ile Vatanı veMilleti için Hiç kimsenin uymadığı ve Uyamayacağı kadar ETTİĞİ YEMİNE SADIK ve BAĞLI kalarak görevini yerine getirmeyen onurlu ve Şerefli TSK mensuplarıyız… Bizlere Arkadan saldırabilirsiniz, yaraladığınızı, hatta yere düşürdüğnüzü sanırsınız. Ancak bizler Bir gider Bin geliriz… Sanırmısınız ki Atatürkler Ölür… Bir hayatta olduğumuz sürece, evlatlarımız var olduğu sürece bu ruh ebediyyen yaşayacaktır. Dün mahkemede bir kez daha gördüm ki; Bizler bu süreci her nekadar yaşasak ta; Yarınlarda Haklılığımızı görmek isteyen gözler Görecektir. Tabii ki vicdanı olmayan, allah korkusu olmayan ne desek boş… Zira bunlar Dini ve inancı size ve bize bırakmazlar. onlar ki Sivasta Alevileri Yakarlar, Çorum Maraş olaylarını yaparlar ve ellerini lsallayarak gezerler… Onlarki Başörtüsü ile ilgili olaylarda öğencilere müsamaha gösterirken, 20 öğrenci hükümeti protesto ediyor diye GAZ BOMBASI denizinde yüzdürür öğrencileri…. Yanlıdırlar… Taraftırlar.. Vicdan veAllah korkusu yoktur… Ancak Ben Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan bir kişi olarak; Yüreğim ve Kalbim Komutanlarımladır… bu sözümü bile tersten alacak AHMAK lar olacaktır… 23 Yıllık şeref ve şanla temsil ettiğim Üniforma içerisinde; bir kez dahi onuruma ve sicilime leke getirecek tek cezam, mahkemem yoktur… Ve mahkemede yargılanan 196 Şanlı ve Şerefli Sanıkta aynı durumu tekrar ettiler ve gerekirse Sicillerinin araştırılmasını istediler. Biliyormusunuz ki; Geçen mahkemelerde yargılanan bizler, ara duruşmalara; görev yerlerimizden geliyoruz. Ben Urfadan Bir denetlemeye katılarak; diğer arkadaşlarım güney ve güneydoğuda sınır görevlerine giderek tekrar geri geldiler. BUNLAR DARBECİ öylemi… İnsaf.. Biraz insaf… bİR AN Bu sitedeki delilleri düzgünce okuyun gözünüzü kapatın ve tarafsız düşünmeye çalışın. Tabi becerebilirseniz…. SON SÖZ.. Biz ne ile suçlanıyorsak Ben tamamı ile ARKASINDAYIM.. Bizi Ne ile suçladığını bilmeyenler, ve Adalet ve Hak ile Yargı yapacağına şerefi üzerine yemin eden Mahkeme ise Daha deliller üzerinde bir sürü şüphe varken, Gölcükteki delilleri Bir polis memurunun yazdığını ibrahim Paşamın avukatı ispatlamış ve araştırılmasını istemişken, BU DELİLLER BENİM İÇİN YETERLİDİR DİYOR İSE bize söyleyecek söz kalmamıştır. MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET, YÜCE ATAMIN DA DEDİĞİ GİBİ DAMARLARIMIZDADIR….

    Cevapla

    • ihtimal Says:

      Uyumadan once ickimi yudumlayip balyozla ilgili son haberleri okurken, Hakan Yildiri min intikam istegiyle bezenmis nefret kokan yazisini okudugumda annem babam kardeslerim ve tum sevdiklerim icin hakan bigilerin elinde silahla gucu eline gecirdiginde yapabileceklerinden siginmalari icin Allah’a yalvarmaktan utandim. Umarim bu lanet olasi dava daha fazla insanin zarar gorecegi bir hal almaktan cikar ve bir an once herkesin mutlu olacagi bir sekilde sona erer!!!!

      Cevapla

      • HAKAN YILDIRIM Says:

        nefret öylemi….
        Bana nefret olan bir yer söyle,,, Haksız ve saldırgan, mağdura hakaret içeren tek satırımı ssöyle. senden özer dileyeceğim.

        Cevapla

      • HAKAN YILDIRIM Says:

        Ve hangi duruşmayı, hangi delili gerçekten eline aldın, cdsini inceledin.. ve konuşuyorsun…..

        Cevapla

      • HAKAN YILDIRIM Says:

        yazımı okumamışsın… ben o silahlı gücü 23 yıldır taşıyorum… Şu anımı beklemişim senin gibilere Sözde darbe için….
        içki yudumlama teranelerini de bir kalem geçiver….

        Cevapla

        • ihtimal Says:

          iste ayni bu sekilde, “gec bu teraneleri” diye saldiracaksin sevdilklerime!!!!

          Cevapla

          • Jim_Beam_Black Says:

            ihtimal rumuzlu şahıs kendi içindeki nefreti ve saldırma arzusunu başkalarına yansıtarak onları tahrik etmeye çalışıyor ama ben saygıdeğer blog okuyucularının bu tuzağa düşmeyeceğine eminim.

            Bu tür tahrik yazıları yazan birkaç yazar daha tespit ettim, sanırım insanların bu hassas döneminde kışkırtıcı yazılar yazmaları yönünde bir yerden talimat almışlar. Kimseye tavsiyede bulunmak haddim değil, sadece bu tahrik ve kışkırtmalara kapılmadan sağduyulu davranmamız gerektiğini hatırlatmak isterim. Saygılarımla,

            Cevapla

            • ihtimal Says:

              Zaten suana kadar bildiklerimiz hep tespit ettikleriniz, sonra ne yaptiklarinizi bulmaya calisisyoruz… Kimisini tarikatci diye tespit ettiniz, kimisini anasi ve bacisi basortulu diye, kimisini kominist diye tespit ettiniz, kimini kurtcu diye, kimisine fetocu dediniz, kimisine libos, sonra baskalari icin isin icinden cikamadiniz cete dediniz… tespitleriniz hic bitmeyecek ama buna dur demenizin zamani gelmnedimi artik? Vicdanlariniza sorun bir!

              Cevapla

              • Can Acar Says:

                ihtimal,

                Senin uyku saatin iyice geçmiş anlaşılan (ya da içtiğin başına vurmuş) cümle kuramıyorsun. Hadi sütünü iç, yat, sabaha konuşuruz tekrar.

                Tatlı rüyalar…

                Cevapla

              • Halil Ata AŞÇI Says:

                İhtimal açık sözlü !

                Size dur demek için sahtekarların hazırladığı sahte CD leri savunuyorum diyor.

                Tabrik etmek lazım…

                Cevapla

        • husamcakar Says:

          Sn.Yıldırım,inandırıcı olsun diye içkimi yudumlarken diye üzerine basarak yazmış.İdianamenin uydurma olduğunu hepimizden iyi biliyorlar.Şimdilik gülebilirler.

          Cevapla

  33. şener Says:

    sessiz kaldıkça emin olun sır bizede gelecek.

    Cevapla

    • ihtimal Says:

      Siz kimsiniz sayin Sener? Burda tum TSK mensuplari degil, cunta faaliyetlerinde bulunanlar yargilaniyor. Siranin size gelmesi icin hala sebebiniz var mi?

      Cevapla

  34. Halil Ata AŞÇI Says:

    Ön Koşul,

    Cemaaat , sahtekarların hazırladığı sahte CD lere neden sahip çıkıyor ?

    Yobaz dinciliğin ön şartı olarak gördüğü için !

    Cevapla

  35. Halil Ata AŞÇI Says:

    Ön Koşul,

    Cemaaat yandaşı liberaller , sahtekarların hazırladığı sahte CD lere neden sahip çıkıyor ?

    Cemaatin beslemesi olmanın ön şartı olarak gördükleri için !

    Cevapla

  36. sami hazinses Says:

    edenin bulması, ekilenin biçilmesidir. anadolu’dan, kendi halkından, kültüründen, hatta kendi askerinden kopuk komutan tayfasının, bir ellerinde puro, bir ellerinde viski, kucaklarında fino köpecikleri ile kendi elit, güya laik, güya çağdaş ve modern dünyalarında ahkamlar keserek aslında hiç tanımadıkları bir ülkenin kaderini belirlemeye çalışmalarının sonucudur.

    tabi ya, onlar daha iyi bilirlerdi değil mi? cahil, köylü, hiçbir şeyin farkında olmayan, göbeğini kaşıyan, toplu taşıma araçlarına binen kokuşmuş ayı millet mi koruyacaktı cumhuriyeti, onlar dururken? ordu evinde, yemin töreninde başörtülü bir kadın görmeye tahammül edemeyen onlar herşeyi bilir, ülkeyi en güzel onlar çağdaş tutardı, değil mi? millet iradesi de neymiş, onların tankları, topları, uçakları vardı, değil mi? hangi hükümet dayanabilirdi ki onlara? ne kadar da güçlüydüler değil mi? hangi değer yargısı korkuturdu ki onları, kendi askerlerini sırf kişisel çıkarları ve varolan hükümeti yıpratmak için pusularda kurban ederken? neden etkilensinlerdi ki şehit analarının gözyaşlarından? kendi hedefleri için mubah değil miydi her yol? bir jandarma minibüsünde, kafaları öne eğik cezaevinin yolunu tutmakmış kaderleri.

    Cevapla

    • Halil Ata AŞÇI Says:

      sahte CD leri hazırlayan sahtekarlara sahip çıkan bir kişi daha….

      Cevapla

    • Kagan Parlak Says:

      Terbiyesizsin, kin dolusun, kendi kinini kusarken ortaligi pisletme. TSK’nin komuta kademesinin geneli hakkinda en ufak bir fikrin yok, sana gormeni istedikleri gibi yansittiklarini isine geldigi yalayip yutuyorsun. Hele hele ailelerine kendi sorumluluklarina verdikleri evlatlarinin sehadet haberini vermek zorunda olanlarin, umurlarinda olmadigini soyledigin mehmetciklerle omuz omuza carpisanlarin gunahini aliyorsun, Allah inancin varsa bunun acisinin cikacagini bilirsin, ama Allah’tan dilegim elbet omrun vefa eder de bu dunyadada gerceklerin ortaya ciktigini gorur, bu kepazeliklere sebep olanlarin cezasini cektigine sahit olursun, onun acisi da sana bu dunyada ceza olarak yeter.

      Cevapla

  37. Kemal Mustafa Says:

    Merak etmeyin arkadaşlar yarın hepsi rahatsızlanır hastaneye kaldırılırlar.Klasik alıştık artık.Mertçe girip kodeste yatamaz bunlar.CD ler sahteymiş..Ulan CD yi ne zaman gördün de sahte olduğunu anladın.Sana üfürüyorlar sende üfürüyorsun

    Cevapla

    • bsç Says:

      Başbakanı seven çocuklar bu blogda da toplanmış bakıyorum. Evet sevgili çocuklar bu haftaki ödeviniz aşağıdaki şiiri ezberlemek, hadi bakalım:

      bu ne güzel enerji,durmak yok yola devam
      hiç yorulmadan,ülkeyi yöneten insan
      tertemiz kalplisin en duygusal lidersin
      israil’e her dilde mesajını verirsin

      ergenekon sürüyor,durmak yok yola devam
      tam anlayamadım ama karanlık bir ortam
      aman başbakanım bence sen hiç bulaşma
      tanımadığın kimseyle tenha yerde konuşma

      krokiler çıkarılıyor,durmak yok yola devam
      sanki aksiyon filmi,heyecandan duramam
      kimse sana dokunamaz,başbakanım yakalar
      bi gün gelicem valla,evinin krokisi bende de var!

      Cevapla

    • Halil Ata AŞÇI Says:

      Ulan Mustafa,

      “bunlar.CD ler sahteymiş..Ulan CD yi ne zaman gördün de sahte olduğunu anladın.Sana üfürüyorlar sende üfürüyorsun” diye yazmışsın.

      Hernekadar sahte CD yi yaratan sahtekarlar senin canın ciğerinde olsa bu akılla bu işlere karışma . Sadece Rezalete kapak olursun.

      Derse başlayalım…
      Sahte CD nedir ?
      Bir bilgisayar dokümanında eğer üst veri tarihi (son olarak bilgiyi güncelleme tarihi), dokümanın içindeki tarihlerden küçük ise , o dokümandaki bilgiler sahtekarlar tarafından yazılmıştır.

      Ulan Mustafa , aman sakın bana artık 40 yıl köle olmaya kalkma .
      21.ci yüzyıldayız…

      Cevapla

      • Halil Ata AŞÇI Says:

        Ulan Mustafa,

        21.ci yüzyıldayız dedikse üstüne alınma. Sen orta çağlarda dolanabilirsin …

        Cevapla

        • husamcakar Says:

          Halil bey,bunlar da imalat sektöründen,görevleri buralarda yorum yapıp insanları kişkırtmak.

          Cevapla

          • Halil Ata AŞÇI Says:

            Hüsamcakar,

            Genellikle cemaate mensup yobaz dincilerin yorum yapması güzel bir olay.
            Bu sayede cemaate mensup olanların sahte CD leri yaratan sahtekarlarla kol-kola olması , cemaati daha net tanımamıza yarıyor.

            Yazmaya devam etmeleri iyi…

            Cevapla

    • hesap doner Says:

      IQ seviyesi 40’in biraz uzerinde olan herkes bu davanin sahte deliller uzerinden oldugunu anlar. Ancak, senin gibi evrimini tamamlayamamis olanlar burada ahkam keser. Sizin gibiler biraz Mert olsa zaten, gider istemedigi subaylari gorevden alip, boyle kahpece, alcakca yontemlere basvurmaz.

      Sana sadece bir ornek vereyim: Ibrahim Firtina’nin Harp Okulu’nda okudugu 150 devresinden, 30 kadari sehit olmustur. Bunlar arasinda, Kibris sehitlerinin disinda, meskun bolgeye ucagi dusmesin diye ucaktan atlamayip olenler de var. 30 yil boyunca hergun kefenine girer gibi ucusa cikan bir insanin, gidip kendi ucagini dusurtecegine inanan, ancak senin gibi Ahmaklar olur.

      Sen bir seyhine git de bir guzel “ufursun” sana, belki tutulan beynin acilir da biraz.

      Cevapla

    • HAKAN YILDIRIM Says:

      cd kopyasını avukatım aldı… ve dün mahkemede gölcükten çıkan cdyi Polis Recep Polat’ ın hazırladığını hakime ispat ettik.. Hakimin gözü pörtledi ancak sadece dinledi… ANcak size ne desek boş. Onun için yargılanıp beraat edene kadar her türlü hakarete dayanacağız… 2002 yılından bugüne kadar Kaç fabrika açılmış, kaç üretime dayalı işyeri açtırdı.. Hazıra dağ dayanmaz… Köprü, yol, çiçek böcek… Ancak bunlar. Blogda artık yorum yapmayacağım. Saldırgan tavırla yazı yazanları kendine havale ediyorum…
      Sabırla ve metanetle dayanacağız…
      Yalnız Din, Adalet, vicdan edebiyatı yapanlar. Bunu boşuna yapmasınlar…
      Sivasta yakan siz, elini kolunu sallayarak dolaşanlar sizler.
      Maraşta katliamcılar siz, elini kolunu sallayarak dolaşanlar siz..
      Çorumda yine siz….
      Sonra İbadetinizi Allahı kandırırcasına yapan yine siz…
      Herkese Gönlünce bir yaşama diliyorum.

      Cevapla

  38. ata Says:

    Oooooo !! Protein eksikli,tamamlanmayan evrimin müsebbibi arkadaşlar gelmiş bloga.Majestelerinin, aklıevvel hizmetkarları ! Bu blog akıl-bilgi-muhakeme gibi şeyler içeriyor, öyle “ali topu at” kıvamı değil…ağır gelir.Kininizi içeren sloganınızı atın sonra güle-güle.”Ali topu at” ,”fetoş topu tut” belletmeleri “zaman” da…hadi marş marş….

    Cevapla

  39. okayamali Says:

    hakaret ederek artik birseyleri saklayamassiniz beyler.mustafa fikrini yazmis adama demedik sey birakmamissiniz bu bile sizin zihniyetin tr icin ne kadar tehlikeli sizin gibi dusunmeyene neler yapabileceginizi gosteriyor

    Cevapla

  40. hasan ermis Says:

    yarin bunlarin alayi hasta olur.benden soylemesi.sebebi tabiki cemaat. bazilarina gore memlekette kar yagsa cemaat sicak olsa cemaat.cemaatkadar tas dussun basiniza emi

    Cevapla

  41. hasan ermis Says:

    ata,hesap doner
    asagidaki ses kayitlari ne ayak..onlarda sahte canim demi:)))

    http://www.samanyoluhaber.com/h_508308_tutuklama-kararina-etki-eden-deliller-iste-burada-bulundu.html

    Cevapla

  42. yurdum insanı Says:

    Gölcükte depremin olduğu günlerde hangi ülkelerin gizli servisleriyle kimler nerede toplantı yaptı ne kararlar alındı.Bunu ülkemizde yaşayan her Türk vatandaşının bilme öğrenme hakkıvardır.

    Cevapla

  43. hasan ermis Says:

    gazetelerden
    BENİ TUTUKLAYAMAZSINIZ
    (Hakkında tutuklama kararı verilen Kadir Sağdıç ayağa kalkarak ‘Beni ancak bir general tutuklayabilir’ diye bağırdı)
    pa
    ulen adama bak bizim verdigimiz vergilerle adam olmus (memur yani) .sonra paşa paşa goturduler ama merkeze:))

    Cevapla

  44. Jim_Beam_Black Says:

    Burada eleştirdiğim liberallerin sesleri çıkmaz olunca bunların ağababaları olan muhafazakarlar hemen yardımlarına yetişti. İşte bu topluluğa çok dikkat! İktidar gücü ellerinde olduğu için her türlü şeyi yapabilirler. Burada yazılan yorumları bile “tehlikeli” bulmaları beni açıkçası korkutuyor, yarın bir gün savcılık site yöneticilerinden IP adreslerini talep edip hakkımızda soruşturma başlatabilir. Ayrıca nasıl tek sesli ama kalabalık bir koroyla karşı karşıya olduğumuza dikkat edin, talimat üzerine yorumlarını sıraladıkları fikrimi güçlendiriyor bu durum. Ben sağduyu ile ve sakince düşünerek bu kişilere cevap yazılması gerektiğini tekrar hatırlatma ihtiyacı hissediyorum.

    Cevapla

  45. Osman Uysal Says:

    Arkadasin biri link verip kasetleri dinleyin demis,bende arkadasi dinleyip,bir bolumunu dinledim.gorunuse gore “taking it out of context” durumu var.yani soylenilen kelimeleri ayiklayip ayri bir kavram verilmeye calisiliniyor.ornegin “liderleri topluyacagiz” diye bir baslik atilmis,ama dinleyince olaylari yapan,toplumsal olaylari cikartanlarin(gazi olaylarindaki gibi)liderlerinin yakalanmasindan bahsedildigi anlasiliyor.ama samanyolu bu basligi kullanarak ayri bir anlam yuklemeye calismis.diger kasetlerde de butunluk icinde dinlenildiginde soke edecek bir sey gozukmuyor.
    Hukumeti bile destekleyen bazi arkadaslarda deliller konusunda bazi suphelerin olustugunu goruyorum,batida eger “reasonable doubt”,makul,akla uygun bir suphe varsa,saniklar beraat eder.bizde ise dava gorulurken bile tutuklu olarak devam ediyorlar.
    Bu iste bir yanlis oldugu hissi var,tutarsizliklar ,akla yatmayan isler var.bu durumda bir tutuklama bati demokrasilerinde olacak is degil.

    Cevapla

    • acracia Says:

      Eger seminer plani kayitlarindan soz ediyorsaniz, zaten o iddianamede yer almiyor. Savcilar onu eklememisler; olustursa eminim eklerlerdi. O kayitlarin simdi boyle dolasmasi da sadece kamuoyu olusturmak icin servis ediliyor. Icerigine katilir katilmazsaniz, ona hic girmiyorum bile. Ben sadece olayin hukuki boyutunu anlayabildigim kadariyla yazayim dedim. Asagida birisi Samanyolu’ndan link vermis,
      bakmadim, ama sanirim ayni seyden soz ediyoruz.

      Cevapla

      • fmerakli Says:

        Acracia,

        Kusura bakmazsaniz kucuk bir duzeltme yapacagim, seminer kayitlarina iddianamede yer veriliyor, hem de gayet genis bir sekilde yer veriliyor. Ancak iddianamede saniklara isnat edilen suclarin merkezinde ses kayitlari degil harekat ve eylem planlari yer aliyor ki bence ses kayitlarindaki ifadelerin bir kismi anayasal suc teskil ediyor. Savcilik ise plan semineri ses kayitlarini toplantida Balyoz planinin ustu ortulu bir sekilde tartisildigi iddiasini kanitlamak icin kullaniyor ve Balyoz planinda yer alan bazi hususlarin, toplantida tartisildigini ses kayitlarini kullanarak ispat etmeye calisiyor.

        Ben sizin ne demek istediginizi anladim, ama bu duzeltmeyi yapmadan da edemedim….

        Cevapla

        • acracia Says:

          Elbette, duzeltmeniz tesekkur ederim. Benim iddianameyi okuduklarimdan cikardigim, bu kayitlarin suclamanin dayanagi olarak degil, yan unsur olarak dile getirildigi, sonuc olarak iddianamede dogrudan delil olarak kullanilarak karsilarindakinin suclanmadigi idi. Bunun en onemli sebebi de burada daha once aciklandigi gibi, suc unsuru olusturamayacagi: en onemli sebebi de farazi bir senaryonun, rol yapmanin suc unsuru olamayacagi icindi. Ben ifade ederken fazla basite indirgeyerek soylemisim. Iddianamede yer almiyor derken suc unsuru olarak suclama olarak kullanilmiyor. Su sayfadaki tartisma seviyesinde, daha fazla detaya giremedim.
          Duzeltmeniz icin tesekkurler.

          Cevapla

      • istanbul ankara Says:

        Iddianemede yer aliyorlar.
        gerci iddianamede sahte deeemi:)

        Cevapla

        • acracia Says:

          Efendim, okudugunuzu pek anlamadiginiz belli. Olsun. Herkesin basina gelir, ama ne yazik ki benim boyle sacmaliklara ayiracak vaktim yok. Onun icin ben soyleyecegimi soyledim, soylemedigim seyleri bana soyletmeye calisip carpitabilirsiniz: hic ugrasamayacagim. Sayfa sizin. Kusun. Yazilanlari anlayanlar anladi. Zaten maksat da onlar okuyunca anlasin idi.

          Cevapla

  46. deli bekir Says:

    GENC SUBAYLAR RAHATSIZ! mi acaba hala.Gerci yaslilar gidince onlarin onleri aciliyor diye mutluda olabilirler.

    Cevapla

  47. istanbul ankara Says:

    Osman Uysal Bey

    asagidaki linki dinledinizmi?

    http://www.samanyoluhaber.com/h_389946_yonetime-el-koyuyoruz—video.html

    Cevapla

  48. istanbul ankara Says:

    Dogan Pasam dokturmus ama ha…
    az kalsin bende postu deldirecekmisim:)))

    http://www.samanyoluhaber.com/h_390212_irticaya-bulasmis-insanlarin—video.html

    Cevapla

  49. acracia Says:

    Istanbul Ankara:

    Iyi ki “post”u deldirmemissiniz. Cok gecmis olsun… da, davanin iddianamesinde yok bu. Siz sadece Cetin Dogan aleyhine burada link verip kendinizi tatmin ediyorsunuz. Kusun tabii, iyidir, icinizde kalmasin; bence bu kadar nefret postu deldirmekten daha zararlidir. Sunu soyleyecegim yalniz, sonra cekilecegim:

    bunlari iddianameye savcilar eklememis. Bu kadar usulsuzluklerin ve sahibelerin oldugu davanin, karsi delillerin adli emanete gomulup sanik avukatlarindan gizlendigi davanin, bu evraklarin yaklasik 700 sayfasinin kayip oldugu sahibesini halen tasiyan bu davanin savcilari, emin olun bu kayitlar davayla alakali olsa iddianameye eklerlerdi. Eklememisler. Demek ki sizin yaptiginiz isin hukuki boyutunu ilgilendirmiyor.
    Ama dedigim gibi icinizde kalmasin; kusun.

    Bunlari da sizin icin yazmiyorum aslinda. Buraya yeni gelip bakan birileri olursa, en azindan bu detayi bilsinler. Gerisi beni pek ilgilendirmiyor.

    Cevapla

    • acracia Says:

      Hemen buraya ekleyeyim, aciklama/hakli elestiri kismini, sonra okuyacaklar icin kaynamasin:

      “Acracia,

      Kusura bakmazsaniz kucuk bir duzeltme yapacagim, seminer kayitlarina iddianamede yer veriliyor, hem de gayet genis bir sekilde yer veriliyor. Ancak iddianamede saniklara isnat edilen suclarin merkezinde ses kayitlari degil harekat ve eylem planlari yer aliyor ki bence ses kayitlarindaki ifadelerin bir kismi anayasal suc teskil ediyor. Savcilik ise plan semineri ses kayitlarini toplantida Balyoz planinin ustu ortulu bir sekilde tartisildigi iddiasini kanitlamak icin kullaniyor ve Balyoz planinda yer alan bazi hususlarin, toplantida tartisildigini ses kayitlarini kullanarak ispat etmeye calisiyor.

      Ben sizin ne demek istediginizi anladim, ama bu duzeltmeyi yapmadan da edemedim….”

      Bu da yanitim:

      “Elbette, duzeltmeniz tesekkur ederim. Benim iddianameyi okuduklarimdan cikardigim, bu kayitlarin suclamanin dayanagi olarak degil, yan unsur olarak dile getirildigi, sonuc olarak iddianamede dogrudan delil olarak kullanilarak karsilarindakinin suclanmadigi idi. Bunun en onemli sebebi de burada daha once aciklandigi gibi, suc unsuru olusturamayacagi: en onemli sebebi de farazi bir senaryonun, rol yapmanin suc unsuru olamayacagi icindi. Ben ifade ederken fazla basite indirgeyerek soylemisim. Iddianamede yer almiyor derken suc unsuru olarak suclama olarak kullanilmiyor. Su sayfadaki tartisma seviyesinde, daha fazla detaya giremedim.
      Duzeltmeniz icin tesekkurler. “

      Cevapla

      • acracia Says:

        Bunu da ekleyelim, arada kaynamasin:

        “Iddianemede yer aliyorlar.
        gerci iddianamede sahte deeemi:)

        Yorum yapan istanbul ankara — 12 Şubat 2011 @ 17:46 | Cevapla”

        “Efendim, okudugunuzu pek anlamadiginiz belli. Olsun. Herkesin basina gelir, ama ne yazik ki benim boyle sacmaliklara ayiracak vaktim yok. Onun icin ben soyleyecegimi soyledim, soylemedigim seyleri bana soyletmeye calisip carpitabilirsiniz: hic ugrasamayacagim. Sayfa sizin. Kusun. Yazilanlari anlayanlar anladi. Zaten maksat da onlar okuyunca anlasin idi.

        Yorum yapan acracia — 12 Şubat 2011 @ 17:51 | Cevapla”

        Ben aslinda bu sayfaya bu kadar kusulmasindan hosnutum. Sonrasi icin dusunulecek cok guzel malzeme cikiyor. Herkese saygilar, selamlar.

        Cevapla

  50. istanbul ankara Says:

    Balyozu milletin tepesine indiremediklerinden dolayi icinde kalan olduysa asagidaki oyunu tavsiye ederim:))

    http://www.koyunlar.biz/balyoz-indirpong-pong-strike/

    Cevapla

  51. istanbul ankara Says:

    ses kayitlari iddianemede var veya yok onemli degilki.adamlarin mantigini anlatiyor o yeter. zaten ses kaydinda dolayi da tutuklanmadilar gerci. iddianamede velevki olmasin ne degisirki. adamlarin kirli fikirlerii ayan beyan ortaya koyuyor

    Cevapla

    • fmerakli Says:

      Yukaridaki habere diger medya kanallarina da dusene kadar mesafeli yaklasmanin yerinde olacagini dusunmustum. Haber su anda Hurriyet’te de yayinlandi:

      http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17007844.asp?gid=373

      Eger pasalarin gercekten bir rahatsizliklari varsa gecmis olsun demek lazim… Ama haklarinda verilmis yakalama kararlari sonrasi GATA’ya yatmalari gecmisteki nahos uygulamalari hatirlatiyor ve yukaridaki yorumda goruldugu gibi bunun belli kesimler tarafindan kullanilmasinin yolu aciliyor.

      BAlyoz davasini ciddiye alan, o donemlerde darbe girisimlerinin var olduguna inanan, amma velakin mahkemenin tutuksuz saniklar ile surmesi gerektigine inanan birisi olarak hastanelerin tutukluluktan kacmak icin kullanilmasini kabul edemiyorum.

      Gerci Haberal’in ayakta tedavi gorebilir raporunu mahkemeden saklayan ve sonrasinda saglik durumunu oldugundan ciddi gosteren doktorlarin yardim ve yatakliktan tutuklanmis olmalari GATA’daki doktorlari da ettikleri hipokrat yeminine sadik kalmaya, ister istemez, yoneltir diye dusunuyorum.

      Cevapla

      • Bulent Murtezaoglu Says:

        Valla boyle kor dovusu haline gelmis isler dokunduklari her seyi bozuyorlar. Kazanani kim olursa olsun bu isler bitince boyle seyler yapmis/yaptirilmis ve insani yahut profesyonel acidan gecilmemesinde fayda olan bir suru esigi gecmis insanlar da (kazanan kanatta) basimiza musallat olmus olacaklar. Zaman zaman taraflar (neyse onlar artik) puan aliyor gibi gozukse de hepimiz maglub oluyoruz ama pek haberimiz yok gibi gozukuyor.

        Cevapla

        • acracia Says:

          Evet o da var.

          Cevapla

        • fmerakli Says:

          Cok haklisiniz Bulent Bey. Hic bir normallesme sureci yoktur ki sancisiz yasanmis olsun. Her sancili surec de normallesme sureci degildir diger yandan. Ben genel anlamda gelecege dair umudumu kaybetmis degilim, ama ulkenin zor bir donemeci almaya calistigini da goruyorum…

          Cevapla

      • acracia Says:

        Biliyor musunuz, bu olaylari okurken ben bir de hep insan boyutunu dusunuyorum. Yani bu konularda hep ilan edilen saklanmak amacli durumu bilemem, orada degildim, degilim, bilmek icin orada olmak lazim; ondan bahsetmiyorum.

        Ama insan olarak dusunuyorum: ben olsam, bana cok buyuk bir haksizlik yapildigini dusunsem (ki benim bu dava hakkindaki goruslerimi biliyorsunuz; Balyoz’un dusmesi gereken bir dava oldugunu dusunenlerdenim), tansiyonum tavan yapar fenalasirdim. Bu insanlarin buyuk kismi cok genc degil. Biraz da belki bu boyutu olabilir mi diye dusunmek lazim. Gerisini bilemem.

        Cevapla

        • merttalay Says:

          acracia,

          Hakli olabilirsiniz. Ama o zaman bu insanlarin yapmasi gereken sey GATA disinda bir hastaneye basvurmaktir. Maddi durumlarinin yeterince iyi oldugunu dusunuyorum, eger gercekten rahatsizlandilar ise spekulasyonlara meydan vermemek icin baska bir hastaneyi tercih etmeleri daha uygun olurdu.

          Cevapla

          • acracia Says:

            Bakin bu onemli bir nokta. Bunu dusunmemistim ama aklima su geliyor: bu insanlar genellikle GATA’ya gidiyorsa, yine ayni yere gitmis olabilirler. Maddi durumlarini hepsinin bilemeyecegim gercekten.

            Siz soyleyince simdi bakindim, mesela Cetin Dogan Capa’ya oradan da Siyami Ersek’e gitmis gecen yaz:

            http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1008841&title=cetin-dogan-siyami-erseke-sevk-edildi

            Cevapla

            • acracia Says:

              Maddi durumla ilgili ek: Simdi bakindim biraz, siz soyleyince merak ettim, bu yaklasik 200’e yakin kisinin iclerinde cok degisik rutbelerden emekli ve muvazzaf olanlar var. Tabii bilemem, ama hepsinin maddi durumu ayni olmasa gerek?

              Cevapla

              • merttalay Says:

                acracia, su ana kadar GATA’ya yatanlar general. Maddi durumlarinda bir sorun oldugunu dusunmuyorum. Ayrica herhangi bir devlet hastanesine basvurabilirler, Cetin Dogan orneginde oldugu gibi.

                Yine de tabii ki kimseye “neden su hastaneye gittin” diyecek halimiz yok. Benim yorumum spekulasyonlari azaltacak bir oneri idi sadece.

                Cevapla

        • Bulent Murtezaoglu Says:

          Gayet tabii oyle. Diger taraftan buram buram sahtekarlik kokan isleri tip kurumlari araciligiyla yapanlar da oldugu icin bir takim gururlu insanlarin tam ters tepki vereceklerini, coluk cocuklarini dusunerek kendilerini oyle saibe altinda birakmamak icin ihtiyaclari olan tibbi yardimi almayacaklarini dusunmek de mumkun. Oluyordur belki boyle seyler de. Bu Gatakulli lafini eden PA’dakinin de DGM’lik olmak uzere oldugunu sezip hastayim, tedaviye gidiyorum diye memleketten kactigini unutmamak lazim.

          Cevapla

          • acracia Says:

            Evet. Kesinlikle katiliyorum. Daha adli tip konusunda da soylenebilecek cok sey var. Ya da haksizlik etmeyeyim, bazi ogelerinin. Sonucta adli tiptan cikiyor iskence olmamistir raporlari, vs. Eminim o raporlari yazanlarin bir kismi da nefret ediyordur bu carktan. Her neyse, konuyu dagitmadan, hemfikiriz diyeyim. Son verdiginiz detay da gulumsetti beni. Paylastiginiz icin tesekkurler.

            Cevapla

        • fmerakli Says:

          Dogru soyluyorsunuz Acracia, birkac gundur cok tekrarladigimin farkindayim ama bekleyip gormek lazim. Bir de acikcasi benim ayni davada yargilandigim yuz kusur arkadasim mahkeme salonundan tutuklanmis olsa, ben bir yolunu bulup tutukluluktan yirtmaya calismayi kendime yediremezdim. Boyle bir sey yapsam arkadaslarimin yuzune bakamazdim…

          Cevapla

          • acracia Says:

            Fmerakli, evet. Ben de sizin gibi dusundugum icin ihtimal vermemistim. Onur kodlarina askeriye gibi cok vurgu yapan bir kurulusu birakin (genel olarak butun ordularin bir dayanagidir bu–yani Turkiye icin soylemiyorum), sirf isin insani boyutu bile bu utanc meselesini goz onune getiriyor. Ben de sizin gibi dusunuyorum.

            Cevapla

          • umut Says:

            Fmerakli Bey,

            Hala imalarda bulunuyorsunuz. Ayiptir diyorum. Baska bir sey demiyorum.

            Cevapla

  52. hasan ermis Says:

    Allah bu milleti korudu yoksa bizde şimdi kuzey kore gibiydik.

    bu linkten askerlerin bir ülkeyi nasıl yönettiğine bakabilirsiniz.

    http://www.northkorealeak.com/

    Cevapla

    • acracia Says:

      Kaba hatlariyla:

      Kore’de olay Japon isgaliyle, ikinci dunya savasinda cikti (ki evveliyati da var, girmeyeyim oraya). Sonra Kuzeyi komunist Sovyetler Birligi, Guneyi ABD destekledi. Daha sonra Kore Savasi cikinca Turkiye asker yolladi oraya, bunu da Sovyetler’in yaninda durarak yapmadi. Yani Turkiye askeri orada savasti. Uzun lafin kisasi, orasi karisik, karisik. Stalin’in falan bir zamanlar sembol oldugu bir yer, falan, asar bizi. Kuzey Kore bugun Cin ile birlikte komunist blokta sayilsa da, o da karisik. Girmeyelim oraya.

      Cevapla

      • acracia Says:

        Hah, Turkiye savasa girdiginde isin icine Cin’in de karismis oldugunu eklemeyi unutmusum. Her neyse, yine de bence girmeyelim oralara. Biraz karisiklik olmus.

        Cevapla

        • hasan ermis Says:

          kuzey kore hakkinda kac kitap ,kac program izledin.adam resmen darbe yapip isbasina geldi.kral simdi.ama halki aciktan öluyor.(gercekten öluyorlar)

          Cevapla

          • acracia Says:

            Hasan Ermis:

            Bilgimi sorgulamaniza saygim var. Herkes herkesinki sorgulamali, ben de sizin bilgi duzeyinizi sorguluyorum su anda mesela. Ama beni sorgulamaniza saygim oldugu icin su kadarini soyleyeyim: ben bilgilerimi belgesellerden almiyorum. Kac kitap okuduguma gelince, musterih olunuz, epey devirdim. Ancak soylediginiz ornek cok sorunlu, cunku armutlarla elmalari ayni kefeye koyuyorsunuz. Ben de en azindan nacizane olayin baslangic asamasini gostermek istedim size.

            Dunyada darbelerin cok ornekleri var, mesela 80 darbesini konusabiliriz, bu darbeden en cok kimlerin faide gorduklerini, ya da 80 darbesine destek vermis kisileri, faili mechulleri, vs vs. 80 en azindan olmus bir darbe ve yuzlesilmeli, hem Balyoz gibi afaki bir “darbe” de degil, ya da Guney Amerika orneklerini tartisabiliriz, ya da en son ornek su anda Misir’da saka maka yonetime ordunun el koymasini (onu da endiseyle bekliyorum bakin). Ama Turkiye’deki askeri darbelerle Kuzey Kore’yle kiyaslamak abes olur. Ve abes de olmus. Ciddi bir tarih bilgisi olan kimsenin de bu yaptiginiz yorumlari ciddiye almasi beklenemez.

            Bakiniz postal yalayicisi demissiniz. Her sey siyah beyaz degil. Ama oyle gorunuyor ki oyle dusunmeyi zat-i aliniz tercih ediyorsunuz. Tercih meselesidir. Saygi duyarim.

            Ama Kuzey Kore ornegi sirf darbe, asker geciyor diye burada Turkiye’yle kiyaslaninca, gercekten bilgi sahibi birisi icin abes bir ornek.

            Esenlikle kaliniz.

            Cevapla

            • acracia Says:

              Bu arada unutmadan eklemek isterim: Turkiye’deki darbeler ve askeri mudahaleleri bile homojen olarak ele alamazsiniz: onlarin hepsi nev-i sahsina munhasirdir, degisik gruplari hedeflemistir, degisik gruplarla ittifaga girmistir. Yani Turkiye ornegine bile bakarsaniz, hepsi cok farklidir. Hatta bazilari da askerlerin kendi iclerinde bazi cekismeleri de gosterir, 60 darbesi ile 71 muhtirasi cok farklidir mesela, 80 de bambaska. 28 Subat ile 27 Nisan da cok baska ornekler.

              Yani her sey gibi biraz bu konularin da derinligine indiginizde hepsinin ne kadar farkli oldugunu gorursunuz. Ama sathi, yani yuzeysel bakarsaniz, hepsi ayni gorunur.
              Ortak noktalari askeri mudahaleler olmalaridir elbette. Aksini soyleyen yok. Hicbir sey siyah beyaz degildir diye de o yuzden soyluyorum.

              Cevapla

  53. Jim_Beam_Black Says:

    Buraya da musallat olmuş olan muhafazakar kesimin propaganda yöntemlerinin iç yüzünü bilebilirsek, blogda yazdıkları tahrik ve kışkırtma dolu yazılardan daha az etkilenmiş oluruz diye düşünüyorum. Aşağıda yer verilen maddeler ünlü alman propaganda bakanı Joseph Goebbels’e ait temel propaganda prensipleridir:

    *Halkı her zaman ateşle. asla soğumasına izin verme.
    *Hatalı olduğunu veya yanlış yaptığını asla kabul etme.
    *Asla rakibinin üstün bir yanı olduğunu kabul etme.
    *Asla kendinden başka bir seçeneğe hareket alanı bırakma.
    *Asla kabahat üstlenme.
    *Sadece bir rakibine odaklan ve kötü giden herşeyin suçunu onun üzerine yık.
    *Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
    *Bir yalanı yeteri sıklıkla tekrarlarsan, halk eninde sonunda ona inanır.

    “Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar. Hıristiyanlığın bu kadar etkili olmasının sebebi 2000 yıldır aynı şeyi söylüyor olmasıdır.”

    Cevapla

  54. merttalay Says:

    Emekli generallerin GATA’ya yattiklari haberi dogru mu? Dogruysa yuh artik diyorum.

    Cevapla

    • fmerakli Says:

      Haber Hurriyet’te de yayinlandi, iki emekli pasa GATA’ya yatmislar…

      Cevapla

    • ihtimal Says:

      Ordunun uzerinde her zaman bir yuk (atilamaz ve satilamaz cinsten) olduklarini ve sahip olduklari imtiyazlari birakmak istemediklerinin resmidir. Emin olunki, bir suru asker subay da bunlardan kurtulmak istiyordur ama ne care sonucta komutanlarina ne diyecekler ki. Askerde dusuk rutbelilerinde cikmazi bu iste. Balyoz davasinda da emir komuta zinciri dilemmasi sebebiyle sucsuz yere yargilanan insanlar vardir elbette. Onlarin bir an once bu davadan ayiklanmalari dilegiyle!

      Cevapla

    • umut Says:

      Fmerakli Bey, Mert Bey,

      ayiptir. Bu insanlar kimbilir neler cekiyor su anda. Biraz saygi.

      Cevapla

  55. Ogretmen Says:

    Sevgili dostlarım, bu sayfada bugune kadar cok duzeyli bir tartisma yuruttuk, lutfen buna bir-iki cemaat propagandistinin golge dusurmesine izin vermeyelim. Yanit yetistirelim derken oyuna geliyoruz. Su kesin ki sıra bu davayi elestirenlere, davadaki hukuksuzluklari aciga cıkaranlara da gelecek. Korkmaksizin biraraya gelelim, bu hukuksuzluklarla ilgili olarak orgutlu ve mesru bir toplumsal eylemin baslatilmasina oncu olalım. Dun geceden beri yorum yapanları gördukten sonra “fmerakli”nin yorumlarındaki sağduyulu olma çabasını takdir etmemek elde değil. Sayın “fmerakli”, farklı dusunseniz dahi savlarınızı temellendirme cabanızı saygıyla karşıladığımı vurgulamak bu anlamda sizinle de paylaşmak isterim. Bence bir araya gelebilir ve gerçeklerin ortaya çıkması için inisiyatif alabiliriz. Son söz olarak; Cumhuriyet Gazetesi yazarı rahmetli Deniz SOM’un son yillarda kosesine taşıdığı şu sözleri sizlerin de vicdanlariniza sunmak istiyorum:

    “Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”

    Cevapla

    • acracia Says:

      Sevgili Ogretmen:

      Belki tesaduftur, ki buyuk ihtimalle oyledir, ama zamanlama olarak ben iyi oluyor bu sayfaya kusanlar, ilerisi icin dusunecek malzeme cikiyor dedikten sonra azalarak yok oldular simdilik. Belki yemek molasi vermislerdir. Bilinmez. Aslinda ben donup daha da konusmalarini istiyorum gercekten. Cunku daha once aklima gelmemis bir seyler geldi ve bakindim. Tesaduf dahi olsa, bir seyler dusundurttu.

      Moralimizi bozmayalim cagrisina katiliyorum. Internetin boyle bir ozelligi var. Karsinizdakinin kim oldugunu bilmeyebiliyorsunuz. Ben sahsen bunu ozgurlestirici de buluyorum, zira benim kim oldugumun, vitrinimin bir onemi yok, ne dusundugum onemli. Ben biraz eski usul pozitivistlerdenim galiba.

      Ama bu, suradaki goruntunun sakilligini degistirmiyor tabii. Bu ozgurlestirici ortam, ayni zamanda belki yuz yuze baksa utanacagi insanlara karsi da boylesine densiz ve saygisiz davranabilmeyi de iceriyor. Ama bundan da ogrenilecek seyler var. Sizden bir tek ricam var, sizi hic tanimadigim halde boyle bir ricada bulunma curetimi affeder, beni mazur gorurseniz: lutfen yazmaya devam edin, umudunuzu kaybetmeyin, her ses bir sestir, onemlidir. Her konuda anlasmayalim, onemli degil. Internetin anonimligine de cok guvenmeyin bu arada.

      Saglicakla kalin.

      Cevapla

  56. Goce Says:

    Bunlarin bir zamanlar agababasi olan zat-i muhterem ne demisti: “kanli mi olacak, kansiz mi olacak? Kansiz sivil darbe vatana millete hayirli ugurlu olsun(!)

    Cevapla

  57. Osman Uysal Says:

    istanbul ankara,link icin saol.
    o kasetten sonra sormak istedigim su,bu kasetlerde herhangi bir yerinde darbe yapilacagi,ordunun yonetime zorla el koyacagi varmi?sormamim sebebi,zaten sikiyonetim yasasisina gore idrari yonetim askerlere gecer.eger senorya sikiyonetimse,askerin yonetime el koymasi sikiyonetimin geregidir.burda bir karisiklik var.cunku daha onceki kasetlerde gazi olaylarinda askerin gazi olaylara mudahelesinden bahsetmis.bu darbe yada sikiyonetim senaryosu diye soylenen kasetlerde bu bir darbedir denmiyormu?yada boyle bir ima yokmu?emin degilim ama gecmisde silahli kuvvetler ve icisleri bakanligi arasinda ordunun toplumsal olaylara mudahalesine dair bir sozlesme vardi?tabiki bu sozlesme sikiyonetim asamasina kadar gitmiyordu.ama silahli kuvvetlerin toplumsal olaylara mudahalesinden soz ediyordu.
    bu dinledigim kasetten sonra benim sorum,bu sikiyonetim programi hukumetin istegiylemi yoksa direk bir silahli zorlamaylami planlandigidir.cunku eger sikiyonetim yasal iradeyle yapiliyorsa,sikiyonetim askerin idari yonetime el koymasi hakkini getiriyor.
    internette sikiyonetim su sekilde aciklanmis:
    “Sıkıyönetim, Başbakanlığın teklifi sonucu, Büyük Millet Meclisinin kabul etmesi ile kurulur. Ya bütün memlekette, ya da belirli bölgelerde, belirli bir süre için kurulur. Bu süreler, gerektiğinde Büyük Millet Meclisi tarafından uzatılabilir.Sıkıyönetim halinde, bütün idare askerî yönetimin elinde bulunur. Her çeşit idarî tedbirler almak, sıkıyönetim Komutanlığının yetkileri içindedir. Bu yönetim sırasında, askerî mahkemelerin yetkileri, sivil şahıslar için de uygulanabilir”

    Cevapla

  58. fmerakli Says:

    Gazetelere yansiyan bilgilere gore Kosaner ve Erdogan Dolmabahce’de bir araya gelmisler. Gorusme sonrasi bir aciklama beklemiyorum, ama surece etkisi olacaktir.

    Umarim tutukluluk kararlarinin kaldirilmasina yonelik askeri/siyasi bir baski posizyonu cikmaz bu gorusmeden. Her ne kadar yargilamanin tutuksuz saniklar ile surdurulmesi geregine inaniyor olsam da saniklarin tutukluluk hallerinin tartisma yaratacak yeni bir Dolmabahce mutabakati ile degil yarginin dogal sureci icerisinde kaldirilmasinin gerektigini dusunuyorum…

    Cevapla

    • acracia Says:

      Fmerakli,

      sirf muzipce, sizin daha onceki sozlerinize istinaden saka olarak soyluyorum ki:

      bakalim; bekleyip gorecegiz…

      Cevapla

      • acracia Says:

        Bir not ekleyeyim yalniz: ben bu tutuklamalari adil de bulmuyorum. Tabii ben bulmusum bulmamisim kac yazar, tutuklandilar sonucta. Ama o sozunu ettiginiz adaletin “dogal” sureci nedir bilemem, ama durumun goze gorunenden cok daha karmasik oldugu asikar. Bu davaya gecmiste mudahil olunup olunmadigini da bilmiyoruz. Ama iste, bakalim. Yine sizin dediginize geldim yani: gorecegiz (ama bu seferki ciddi).

        Cevapla

    • Can Acar Says:

      fmerakli,

      Yargıya herhangi bir müdahaleye ben de kesinlikle karşıyım, ancak bu davada yargının “doğal sürecinde işlediğini” de düşünmüyorum.

      Bir an için bu davanın yargıcı olduğunuzu düşünün. Bu sahtecilik delillerini inceledikten sonra, savcıların da tatmin edici bir açıklamada bulunmadığını varsayarsak (açıklamaları olsaydı şimdiye kadar çıkardı diye düşünüyorum), davanın düşmesine karar vermek ne kadar kolay?

      Geçmiş örnekleri de düşünerek, hem yargıç olarak mesleki yetkinliğine ve tarafsızlığına hem de kişiliğine ve ailesine karşı medyadan gelecek saldırıları tahmin edebiliyor musunuz? HSYK tarafından atanmaktan, Adalet bakanlığı tarafından soruşturulmaktan korkmadığını söyleyebilir misiniz? Böyle bir durumda bile kişilerin tarafsız olması mümkün, ancak bu sizce de çok zor bir karar olmayacak mı?

      Cevapla

    • fenerant Says:

      aynı fikirdeyim.
      Gen Kur Bşk.; Mahkemededeki hukuksuzluklara karşı hükümetin sorumluklarını hatırlatma gereği duymuş olmasın. Mahkemenin bizim bilmediğimiz başka delillerle tutuklama kararı almış olmasını temenni ediyorum.

      Cevapla

    • Bulent Murtezaoglu Says:

      Valla bu iste vatandas olarak icimi rahatlatacak teori mesru Cumhuriyet Hukumeti’nin basbakani ile, TSK’nin komutaninin ayni tarafta yer alip baska [belki yerel olmayan] ozne ve etkilere karsi ne yapmak gerektigini konustuklari seklinde. Ozellikle ‘Cumhuriyet Hukumeti’ yazmamdan da anlayabileceginiz uzre bu rahatsizligin buyumesini sadece gelismesini arzu ettigimiz demokrasimiz degil, [her tarafindan mutemadiyen sikayet etsek de] devletimiz icin de tehlikeli goruyorum.

      Cevapla

  59. fenerant Says:

    Karşıt fikirde olsa bile burada aylardır yorum ve değerlendirmeleri ile saygı içerisinde katkı sağlayan arkadaşlara saygı ve sevgilerimi sunarım.

    Ancak buraya ordumuza karşı sevgi !!! (kin demeye elim varmadı ) gösterisinde bulunlar gelmiş.
    Bu kişileri yok sayarak yorumlarda bulunalım. Onların yazılarını yok sayaylım.
    Allahımız ve peygamberimiz bile zor duruma düşene yardım edilmeli der.
    Sonuç olarak şöyle bağlayayım:
    “Karşısınızdaki kişi hakkında ne düşünüyorsunuz Allah size ve ailenize bin katını versin.”
    Tabi Allah’a inanıyorsanız.

    Cevapla

  60. fenerant Says:

    Fatma Sibel Yüksek yazmış:

    …………

    Balyoz davası hakimi Ömer Diken öyle yapıyor meselâ…

    Dün verdiği jet karardan dolayı değil, evveliyeti var.

    Anlatalım.

    2009 yılının Nisan ayında, Silivri’de Birinci ergnekon davasının duruşmalarından birisi… Sanık avukatlarından Hasan Basri Özbey, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’e bir yazı gösterdi ve sordu:

    “Bu karar sizin mahkemenize mi ait?”

    Özbey’in elindeki yazı. Ergenekon operasyonların 12-13 Nisan 2009 günü gerçekleştirilen 12. Dalgasında, arama ve gözaltı kararıydı. Kararın altında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Yedek Hakimi Ömer Diken’in imzası vardı., 2009/728 sayı ve 12.04.2009 tarihli kararda “Arama ve el koyma işlemine niçin ihtiyaç duyulmuştur” başlığı altında şu ifadelere yer verilmişti:

    “ … Toplanan delillere göre iki ayrı iddianame ile kamu davası açılmış olup bu soruşturmalarda aşağıdaki fiillerin işlendiği de anlaşılmıştır:
    — 5 Mayıs 2006, 10.05.2006, 11.05.2006 tarihlerinde Cumhuriyet gazetesine bombaların atıldığı,
    — 17.05.2006 tarihinde Danıştay’a yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu Yüksek Hakim Mustafa Yücel Özbilgin’in öldürüldüğü, iki yüksek hakimin yaralandığı,
    — Şüphelilerde gizli belgeler bulunduğu, Yargıtay mensuplarına yönelik suikast planlarının ele geçirildiği, Başbakan, birçok gazeteci ve yazara karşı şok suikastların planlandığı,
    — Bahsedilen eylemlerin Ergenekon terör örgütü tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, Emniyet Genel Müdürlüğünün mütalaası ile Ergenekon yapılanmasının terör örgütü olarak nitelendirildiği,
    — Ermeni ve Alevi Cemaati önderlerine karşı suikast planlarının ele geçirildiği,
    — Başbakan R. Tayip Erdoğan’a yönelik uçağının inişe geçtiği sırada yapılacak saldırıda kullanılmak üzere saklanan uçaksavar mermisi ele geçirildiği,
    — Örgütün darbe teşebbüsüne giriştiğinin açıkça anlaşıldığı,
    — Darbenin gerçekleştirilmesi için örgütün kendine bağlı akademisyenler ve STK’larındaki uzantılarından açıkça faydalandığı…”

    Silivri’de henüz ilk Ergenekon davasında tutuklu sanıkların ifadeleri bile tamamlanmamıştı ama mahkemenin bir başka üyesi, Yargıtay kararı gibi bir arama kararı yazarak böyle bir “terör örgütünün” mevcut olduğu, sanıkların atılı suçları işledikleri hükmünü verebiliyordu..

    “Bahsedilen eylemlerin Ergenekon terör örgütü tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edildiği…”
    Basit bir arama ve gözaltı talimatından söz ediyoruz…

    Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Avukat Özbey’in okuduğu metni hayretle dinledi. “Hakimin ismini bir kez daha okur musunuz?” dedi. Sonra da yanındaki üyelere “Bizim hakimlerimizden değil mi?”diye sordu.

    Köksal Şengün, Avukat Özbey’den kararın bir nüshasını kendilerine vermesini istedi ama bu doğrultuda ne yaptı bilinmiyor. Davadaki binlerce hukuksuzluk arasında o da kaynayıp gitti…

    Hasan Basri Özbey, böyle bir arama kararına imza atan hakimi HSYK’ya şikayet etti. “Yargıyı bağımsızlaştırıyoruz” iddiası ile yeniden şekillendirilen HSYK’nın ilk icraatı da Ömer Diken’deki bu i istidâdı keşfetmek oldu. Balyoz davasının hakimi görevden alındı, yerine Ömer Diken getirildi…

    Ömer Diken “bağımsız HSYK’yı” Balyoz davasının daha ilk duruşmasında mahcup etmedi. Müdahillik talebinde bulunan Abdurrahman Dilipak’ı daha talebini değerlendirmeden müdahil sıralarına oturttu. Sanık avukatları, “Önce talebi değerlendirin, müdahilliği kabul edilirse sıralara öyle otursun” diye itiraz ettiler. Hakim Diken, itirazları “Reddedilirse kalkar” diyerek geri çevirdi. Dilipak’ın reddedilme ihtimali hiç yoktu, nitekim talebi kabul edildi.

    163 askerin tutuklandığı dünkü duruşmada da Mahkeme Başkanı kararını önceden verdiğini düşündüren bir durum daha yarattı. Savcının tutuklama talebini değerlendirmek için toplantıya geçerken tutuksuz sanıklara salondan ayrılma yasağı getirdi, başlarına jandarma dikti. Böylece anlaşıldı ki tutuklanacaklar..

    Oysa savcılardan bu yönde talep ilk kez gelmiyordu. İkinci Ergenekon davasının duruşmalarından birinde Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuksuz sanıklar Şener Eruygur ve Sinan Aygün için “yeni delil” durumunu öne sürerek tutuklama talebinde bulunmuş, mahkeme talebi değerlendirirken salonun kapılarını kapattırarak “baştan tutuklama” yoluna gitmemişti.

    Dünkü olayda Mahkeme, talebi müzakere ederken, askerleri cezevine götürecek araçlar bile gelmeye başladı. Hakim, tutuklama tedbirini savcının talepte bulunduğu andan itibaren fiilen başlatmıştı bile. Bu, ihsas-ı rey değil de nedir?

    Fatma Sibel Yüksek
    http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=9391

    ilginizi çekecek bir değerlendirme.

    Cevapla

  61. CHP Halkindir Says:

    CHP nin m.vekili ada aday listesi kabardi. bu durumda tutuklananalrin m.vekili olmasi icin kilicdaroglu bile hakkindan feragat etmek durumunda kalabilir.

    Cevapla

  62. NeSe Says:

    21. sirada yaptigim blog girisinde gelen yanitlara dunden beri cevap yazmaya calisiyorum fakat nedense cevaplarim blogta gosterilmiyor. Farkli fikirlere saygi bu olsa gerek(?!) Cevap yazan tum arkadaslara tesekkurler.
    Necmi Sevil

    Cevapla

    • acracia Says:

      Necmi Sevil:

      Bu benim basima da cok geliyor. Sistemden kaynaklaniyor saniyorum, cunku ayni yorumu ust uste birkac kez cikarmaya calisiyorum bazen, yine olmuyor. Biraz bekleyince bazen cikiyor. Bir de eger yazdiklarinizda link varsa, sistem yutabiliyor.

      Cevapla

      • NeSe Says:

        Farkli bir nick ve email adresi girince cevabim hemen goruntulendi. Eski isim ve email adresinden cevabi yazinca, giris goruntulenmiyor. Apacik bir bloklama mevcut.

        Cevapla

        • acracia Says:

          Hah, bu bana da tihaf gelmisti. Bu bloga ilk yorum yapmaya basladigimda ayni sekilde benim de basima geldi. Hatta rumuzumu koruyup bir tanesinde sadece email adresimde bir harfi bilhassa ters girdim, logom da farkli renkte cikti (normalde yesil cikiyor, orada pembeli morlu cikmisti saniyorum), o zaman yorumum cikti. Bunun teknik bir sebebi olmali diye dusundum, Can Bey daha iyi bilir.

          Ancak farkli fikirlere sansur diyorsaniz, onu ben bilemem sizin nazik yazilarinizin yaninda burada cikanlari dusunurseniz, ihtimal vermedim. Umarim yazdiklarinizi paylasirsiniz. Okumayi ben de cok isterim.

          Cevapla

        • cdogangercekler Says:

          Bu bloga yorumlar bizim onayimizi sormadan otamatik olarak ekleniyor. Yorumlar yayimlandiktan sonra, yorumlari okuyarak kufur/hakaret icerenleri silmeye gayret ediyoruz. Eger yorum icerisinde link verilirse, sistem bazen bizden onay istiyor. Biz de bunlari gordukce onayliyoruz. Biz hicbir rumuzu da bloklamis degiliz.

          Cevapla

      • acracia Says:

        Yoksa yazilan yorumlar genellikle hemen ciktigi icin, bir sansur oldugunu sanmiyorum. Bundan daha once baskalari da yakinmisti. Bunu dile getireyim istedim. Dunden beri de bence bu sayfaya yuklenildi epey. Son olarak kufur/hakaret olmadikca silmediklerini soyledi blog yazarlari. Ben de bir kere cok rencide edici, irkci bir rumuz gormustum, eminkk adli okuyucu ve simdi Balyoz’dan tutuklu bir beyefendi uyardi, onu sildiklerini gordum. Gerisini bilemem. Ama genel hatlariyla bildigim bu.

        Cevapla

    • Can Acar Says:

      NeSe,

      Dani Bey ve Pınar Hanım hakaret içerdiği için sonradan sildikleri birkaç yorum dışında yorumlara müdahale etmediklerinden bahsetmişlerdi. Ben yorumlarımda mümkün olduğu kadar bağlantı vermiyorum, verince sanırım sistemin “spam” korumaları devreye girebiliyor. Bazı mesajların da sistem tarafından “moderatör’e” düştüğünü ve moderasyon işleminin de blog yöneticilerinin boş zamanlarında gecikmeli olarak gerçekleştiğini düşünüyorum.

      Mümkün olduğu kadar bağlantı vermeden yorumlarınızı yazabilir, özellikle tek yorumda birden fazla bağlantı vermemeye dikkat ederseniz sorun çekmezsiniz diye düşünüyorum. bit.ly gibi URL kısaltma servisleri de faydalı olabilir (burada hiç denemedim).

      Yorumlarınızı merakla bekliyorum.

      Saygılarımla …

      Cevapla

  63. Halil Ata AŞÇI Says:

    Cemaat ,

    neden sahtekarlara kol-kanat geriyor ?

    Cevapla

    • Halil Ata AŞÇI Says:

      a.) Sahte CD olayını kavrayamadığı için.

      b.) Sahte CD cilerle iç-içe olduğu için.

      c.) Bir elinde cımbız , bir elinde ayna olduğu için.

      Cevapla

    • fenerant Says:

      onlar için her yol mübah.
      hocaları da buna benzer şeyler söylemişti yıllar evvel.

      Cevapla

  64. Halil Ata AŞÇI Says:

    Cemaatin adamları tüydü anlaşılan…

    inşallah, kafalarında sahte CD ne demektir sorusu bir kırıntı olarak kalmıştır.
    O kırıntılar , onlara 10-20 sene sonra da sahte CD olayını anlatacak .

    (tabii sahte CD yi hazırlayanlar hariç.)

    Cevapla

  65. Zeki Says:

    Çetin Doğan ne zaman rahatsızlanacak? merak içindeyiz.Sezer bunu AHMET YESEVİ ünisine atamıştı.Bir askerin Üniversitede ne işi var demeyin dahası da var.Ahmet Yesevide ki ilk icraat o ana kadar üniversiteye başörtülü olarak girebilen Türk Kazak Uygur Özbek Dungan öğrencileri üniversiteye sokmamak olmuştur.
    Böyle bir zihniyet işte.Alevi kızılbaş olduğu söyleniyor dolayısıyla orduda da alevi yapılanmanın başı olarak yıllarca TSK içinde örgütlendi.Ama bu CUNTA merakı onu yolun sonuna getirdi..
    Pazartesi teslim olacakmış,göreceğiz.
    Ayrıca burada TSK ve ORDU düşmanlığo yapıldığından bahsedilmiş.Başbakan Erdoğan’ı eleştirenler DEVLET DÜŞMANLIĞI mı yapmış oluyor.
    Bunlarda nasıl bir kafa yapısı var anlamış değilim.
    ODA TV tutuklama haberlerinin altına atatürk ve harbiye marşı eklemişti.Yazık valla büyük bir paranoya içindeler.
    Yanlarında kim var bilin bakalım
    APOCU MAOCU DOĞU PERİNÇEK..Sabetaycı Apocu Yalçın Küçük.İşte bunların vatansever! kadroları.
    Beyler
    GAME OVER!! GAME OVER!! GAME OVER!! Yukarında yorumları okuyorum sahte CD muhabbetinden öte gidememişsiniz.
    Demek ki savunmada bukadar cılız kalacak..İşleri bitik..
    Hiçkimse CUNTA tertipleyip yoluna hiçbirşey olmamış gibi devam edemez.

    Cevapla

  66. Zeki Says:

    Yakalama kararı çıkan Erdin Saygun kendini GATA ya atmış bile..İnsanda UTANMA olur HAYSİYET olur ONUR olur.Adam dediğin MERT olur..Hemen deliklere sinmeye başlamışlar..sırada hangi komutan var?

    Cevapla

    • Halil Ata AŞÇI Says:

      Aaaa Zeki gelmiş. Okumuş. Ama Okuduğunu anlamamış Zeki.
      Olsun . Yine de hoş geldin Zeki .

      Dakika 1 gol 1 .Gelir gelmez çuvalladın , zeki .
      Senin sahte CD muhabbeti dediğin davanın özü be , Zeki.
      Tutuklanma nedeni sahte CD ler be Zeki.

      Hadi Zeki, Okumaya devam…
      Sahte CD olayını anlayacaksın , bana öyle geliyor.
      Anlayınca no’lacak,
      Sahte CD leri yaratan sahtekarları savunmayacaksın zeki.
      Yok yine savunuyorsan , tekrar oku be Zeki.
      Tutmayayım seni.
      Hadi Kolay gelsin…

      Cevapla

  67. solmaz türk Says:

    Bu Zeki ülkesini AİHM e şikayet eden Zeki Bingöl olmasın?Emekli Binbaşı.Kafayı sabetayistlerle bozmuş Zeki.

    Cevapla

    • ihtimal Says:

      Gorunuse gore sende kafayi burada yorum yazanlarin kim veya kimci olduguyla bozmussun 🙂

      Cevapla

  68. Ogretmen Says:

    Aziz Nesin’in oğlu Ahmet NESİN son tutuklamalara ilişkin değerlendirmesini sizlerle de paylaşmak istiyorum. Ahmet Bey, çok önemli noktaların altınız çizmiş, ilgilenenlerin bilgisine sunmak istedim.

    “Sevgili arkadaşlar, Son olarak 163 emekli ve muvazzaf subayın tutuklanması olayı var. Darbe girişimi olduğuna ve tutuklanmaları gerektiğine inanıyorum. Ama tutuklanma gerekçesini yani ara kararı okuduğumda inancım gidiyor. Yazmaya çalıştım, olay Ergenekon’dan Ergenekomik bir duruma dönüştü… Sevgiler. Ahmet NESİN.”

    Baglanti: http://ahmetnesin.wordpress.com/2011/02/13/ergenekomiklesmeyin/

    ERGENEKOMİKLEŞMEYİN!..

    Para hüpletmiş Necmettin Erbakan iktidara geldiğinden beri Türkiye’de darbe çalışmaları ve girişimleri yapıldığından en ufak bir kuşkum yok. Bu çalışmalar AKP iktidarıyla birlikte büyük olasılıkla artmıştır, ondan da kuşkum yok. Dünkü yazımda Türkiye’de görülen komik davaları kitaplaştırmayı düşündüğümü yazmıştım. Ne zaman Ergenekon davasını ciddiye almaya kalksam Ergenekon’u Ergenekomik duruma düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu komiklikleri yazdığımda da bana kimi arkadaşlar “Darbeci” yada “Ergenekoncu” diye takılıyorlar.

    Yine iki satırla anlatayım, Ergenekon davası bana göre derin devlet davası değildir, 6 kez Faili Meçhullerin araştırılması komisyonu (Bu sayı sadece CHP’nin verdiği önerge sayısı, sanırım 4 önerge de BDP verdi.) kurulmasını reddeden bir iktidar derin devletle yüzleşmek istemiyor demektir. Son olarak da TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi için CHP’nin verdiği değişiklik önergesini “Şimdi zamanı değil” diye reddeden AKP’nin anti-darbeci olduğuna karşı inancım da kalmadı… Ayrıca derin devlet davasında sanık olması gereken bisürü kişinin adının geçmemesi de benim anlayabileceğim bir konu değil.
    Önceki gün tutuklanan emekli ve muvazzaf subayların olayında da sanki bir yanlışlık var. Darbe girişimcilerinin tutuklanmasına karşı değilim burada ama tutuklayan mahkemenin üye hakimi Ali Efendi Peksak’ın okuduğu gerekçe benim kafamı karıştırdı. Peksak ara kararda “Kuvvetli suç şüphesi delillerin henüz tam toplanmadığı, sanıkların konumları itibariyle delillere etki yapma ihtimali”nden söz ediyor.

    Ben buradan şunu anlıyorum –Gerçekten yanlış anlıyor olabilirim, türkçem bu kadarına yetiyor- şimdiye kadar elde edilen deliller bu sanıkların tutuklanmasına yetmiyor, ama daha suç şüphesi deliller var ve bu şüphe üzerine tutukluyoruz. Henüz toplanmamış delillerin okunma olasılığı yok, henüz toplanmamış deliller okunmuş olsa bu deliller toplanmış delillerdir. Sizin de mi kafanız karıştı. Yani toplanmamış ve doğal larak okunmamış delillerin suç olabileceğini söylüyor mahkeme, ve ne olduğunu hatta belki de nerede olduğunu bilmediği bu delillerin suç olabilmesi olasılığıyla tutuklama kararı çıkartıyor.

    Bu mantık çok uzayabilir esasında ama sonuç değişmez, yapılan şey olasılık üzerine bir tutuklama. 12 Eylül sonrası er olarak askere gittiğimde S 1 subayı binbaşı beni çağırmıştı. S 1 subayı birliğin istihbaratından sorumlu subay. Ben de en azından adımdan dolayı bile sakıncalı olduğumdan heryerden bilgiler gelmiş. Binbaşı elinde bir sayfa ban sallıyor ve kahkahalar atıyor. Belgeyi okuttu bana, mahalle muhtarlığından gelmiş, şöyle yazıyordu: “Ahmet Aziz Nesin’in solcu olduğu tahmin edilmektedir.” Ben de gülmeye başladım, binbaşı bana bu yazının nedenini sordu. Nedenini o zaman söylemedim, şimdi açıklayabilirim, muhtarımızın eşi baba tarafından hemşehrimizdi, Şebinkarahisarlıydı. Tutuklanmamı engellemek için böyle yazarak bana kıyak yapmıştı. Ama şaka değil, sadece bu yazıdan dolayı bile tutuklanabilirdim… Önceki gün yapılan tutuklama da buna benziyor sanki.

    Darbe girişimi yapanlar tutuklanmalı ama bu ara kararla tutuklanınca sanki orduyla AKP arasında yapılmış bir anlaşma varmış gibi gözüküyor bana. Dün bir arkadaşımla sohbet ederken bunca darbe çalışmasından dolayı neden hiçbir genelkurmay başkanının sanık durumuna düşmediğini sordum. Bu bana garip geliyordu ki bu sabah Taraf Gazetesi çalışanı Mehmet Baransu’nun bir açıklamasını okudum: “Yakın zamanda İlker Başbuğ irtica ile mücadele eylem planı sebebiyle Yaşar Büyükanıt’ta e-muhtıra dolasıyla tutuklanacaklar.”
    Dikkat edin Baransu bir olasılıktan bahsetmiyor, kesin bir ifadeyle “Tutuklanacaklar” diyor. İşte yeni çıkan çuval çuval belgelerle tam Ergenekonu ciddiye almaya hazırlanıyorken, onlar sanki bilerek olayı ERGENEKOMİK bir hâle getiriyorlar. Davaya Abdurrahman Dilipak’ın müdahil olarak katılması mı ne, sanırım o da EŞHELLEKTÜEL bir ERGENEKOMİK bir durum.

    Cevapla

    • fmerakli Says:

      Ogretmen’im,

      Balyoz saniklarinin tutuklanmasi ile ilgili olarak bir bilgi kirliligi yasaniyor, tutuklamalar CMK 100. maddeye gore yapildi biliyorsunuz. Bu maddeye gore katalog suclar (ki Balyoz saniklarina isnat edilen suclar bu kategoriye dahildir) soz konusu ise tutuklama karari verilmesi icin kuvvetli suphenin varligi yeterli, saniklarin kacma suphesi ya da diger baska nedenlere tutukluluk karari icin ihtiyac yok.

      Benim kisisel kanaatim Balyoz saniklarinin tutuksuz yargilanmalari, ancak idari bir tedbir olarak sanik muvazzaf subaylarin dava suresince aciga alinmasinin gerektigi yonunde. Amma velakin, verilen tutukluluk kararinda hukuki bir sorun oldugunu soylemek de asagida verdigim CMK 100/3 maddesinin ilgili bendine gore pek mumkun degil gibi gorunuyor…

      ————————-

      TUTUKLAMA NEDENLERİ

      Madde 100 –

      (3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:

      a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

      1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (Madde 76, 77, 78),

      2. Kasten öldürme (Madde 81, 82, 83),… [liste devam ediyor, ben kisaltiyorum…]

      10. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (Madde 302, 303, 304, 307, 308),

      11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (Madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),

      Cevapla

  69. Ogretmen Says:

    Sayın fmerakli,

    açıklamalarınız için teşekkür ederim. Ancak anlaşamadığımız nokta “kuvvetli suç şüphesi” konusunda sanırım. Blog yazarları, sizin de kabul ettiğiniz üzere Balyoz iddianamesinin dayanağı olarak karşımıza çıkan CD’lerdeki (özellikle 11nolu CD) ve Gölcük belgelerindeki sahteciliği açıkça ortaya koydular. Sizin suç unsuru gördüğünüz ses kayıtlarının ise dava açısından delil oluşturmadığını biliyoruz. Anlayamadığım nokta şu: Davanın temel dayanağı olan belgelerin sahte olduğu ortaya çıkmasına, üstelik bunun uzunca bir süre savcılar tarafından saklandığını da bilmemize karşın nasıl oluyor da 163 sanık hakkında “kuvvetli suç şüphesi” ile tutuklama kararı alınabiliyor? Ahmet NESİN’in de dikkat çektiği gibi ortaya o zaman şöyle anlaşılmaz bir tablo çıkıyor:

    “Önceki gün tutuklanan emekli ve muvazzaf subayların olayında da sanki bir yanlışlık var. Darbe girişimcilerinin tutuklanmasına karşı değilim burada ama tutuklayan mahkemenin üye hakimi Ali Efendi Peksak’ın okuduğu gerekçe benim kafamı karıştırdı. Peksak ara kararda “Kuvvetli suç şüphesi delillerin henüz tam toplanmadığı, sanıkların konumları itibariyle delillere etki yapma ihtimali”nden söz ediyor.

    Ben buradan şunu anlıyorum –Gerçekten yanlış anlıyor olabilirim, türkçem bu kadarına yetiyor- şimdiye kadar elde edilen deliller bu sanıkların tutuklanmasına yetmiyor, ama daha suç şüphesi olan deliller var ve bu şüphe üzerine tutukluyoruz. Henüz toplanmamış delillerin okunma olasılığı yok, henüz toplanmamış deliller okunmuş olsa bu deliller toplanmış delillerdir. Sizin de mi kafanız karıştı. Yani toplanmamış ve doğal larak okunmamış delillerin suç olabileceğini söylüyor mahkeme, ve ne olduğunu hatta belki de nerede olduğunu bilmediği bu delillerin suç olabilmesi olasılığıyla tutuklama kararı çıkartıyor.”

    Bu koşullarda mahkemenin iyi niyetli bir değerlendirme yaptığını söylememiz olanaklı mı? Yoksa CMK 100. madde konusunda yaptığınız açıklamalara katılıyorum, ama ortada ben “kuvvetli suç şüphesi”ne bizi götürecek herhangi bir veri göremiyorum. Hatta bunun aksine birçok kuruntu ve korkunun bu davaya yön verdiğini görüyorum ne yazık ki!

    Cevapla

hasan ermis için bir cevap yazın Cevabı iptal et