Gölcük’te çıkan belgeler ile ilgili söylenmesi gerekeni başlığımız özetliyor. Bu belgeler malum medya ve yazarları ne kadar heyecanlandırmış olursa olsun, gerçekler değişmiyor. Sahte belgeler nerede bulunursa bulunsun, benzerleri üretilmiş olsa da sahtedir.
Gölcük çuvallarından ne çıkıyor? Sahte olduğu bariz bir CD’nin içinden çıkan belgelerin aynısı, ek olarak sahtelik emaresi gösteren başka belgeler ve muhtemelen gerçek fakat suç unsuru içermeyen (plan seminerine katılanların oturma düzeni ve fotoğrafları gibi) bir çok diğer belge.
Bunlar Balyoz iddialarını doğruluyor mu? Elbette ki hayır. Dahası, Gölcük’te bulunup, daha reklamı yapılmayan ve şüphesiz diğer davaların (ıslak imza, vs.) boşluklarını doldurmak için ileride kullanılacak belgelerin gerçekliğine de gölge düşürüyor.
Burada yeni ve değişik bir şey varsa, o da belgelerin bir Donanma komutanlığının içinden elde edilmiş olması. Sahte belge nereden çıkarsa sahtedir demiştik, bu o gerçeği değiştirmiyor. Ancak gene de sahte belgelerin nasıl olur da donanmanın göbeğine yerleştirilebileceğine dair sorular sormamızı gerektiriyor.
Doğrusu, biz bu olaya çok şaşırmıyoruz, çünkü sahte kanıt üreten çetenin TSK içinde bir ayağı, işbirlikçileri olduğunu daha evelden biliyorduk. Hatırlayalım, Baransu’ya teslim edilen bavulun içinden gerçek olan ses kayıtları ve belgeler de çıkmıştı. Demek ki, içeriden belge sızdırabilecek birileri var. Kozmik odadan dışarıya belge sızdıranlar, pekala içeride de belge saklamış olabilir.
Bu konuda aklımıza en fazla yatan yorumu Can Acar daha evel yapmıştı, ondan aktarıyoruz:
“Bu [Gölcük’te] kazı işi kafama pek yatmamıştı. Sonuçta define değil ki bu belgeler arka bahçeye gömülsün. Birilerinin eline belge/doküman geçtikçe yerleştirebileceği bir yer olmalıydı. Böyle bir zulaya kazarak ulaşmak mantıklı değil. Eğer bu bölme özel olarak yaptırılsa kolay ulaşım için bir kapağı, hatta kilidi olmalıydı. Bunu kim yaparsa yapsın, Donanma binası kazma kürek ve sıvalarla farkettirilmeden işe girişilecek bir yer değil.
Bu konuda yayınlanan haberleri incelediğimde, araştırmanın hangi gün ve saatte yapıldığı (büyük ihtimalle 6 Aralık Pazartesi akşamı veya 7 Aralık Salı sabahı) belgelerin nerede bulunduğu(pek çok kaynak istihbarat müdürü’nün odası diyor, ancak farklı bir oda olduğunu yazanlar da var) gibi konularda çelişkiler var. Bu konuda en eski haber 8 Aralık tarihli. Genelde medyada 9 veya 10 Aralıkta yer almış.
Sabah gazetesi 9 Aralıkta yaptığı haberde:
“Bir binbaşının kullandığı odanın zemini kazıldı. Zeminin altında gizli bir bölme ortaya çıkarıldı.”
ifadesini kullanırken, ertesi gün yaptığı haberde belgelerin nerede bulunduğunu çok daha detaylı anlatmış:
“Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen’e önceki gün bir e-posta ihbarı geldi. İhbarda Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde bir odanın zeminindeki özel bölmede çok sayıda askeri bilgi ve dokümanın saklandığı bildirildi. Seçen, askeri makamların gözetiminde Gölcük Donanma Komutanlığı’nda arama yaptı. İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne ait odanın zemini sökülünce herhangi bir bulguya rastlanmadı. Ancak binanın planı incelediğinde ikinci kat koridorundaki bir odada tadilat yapıldığı ortaya çıktı. Cam sökme cihazları ile yer karoları kaldırılınca ortaya özel bir bölme çıktı.”
Bu gerçekten çok daha mantıklı bir açıklama. Özellikle sistem odalarında kabloları ve havalandırmayı daha kolay düzenlemek için yükseltilmiş taban kullanılır. Zemini oluşturan karolar cam sökme cihazı veya bu amaçla üretilmiş vantuzlu cihazlarla kaldırılarak aşağıdaki kablo ve borulara kolay erişim sağlanır. Birilerinin yükseltilmiş tabanı bulunan odaları “depo” olarak kullanması hiç de zor değil.
Bir hipotez atayım ortaya: Baransu’ya Balyoz belgelerini getiren “onurlu subay” ve/veya onun arkadaşları Gölcük’te de belge toplamaktadır. Ancak, özellikle Balyoz belgelerinin sızdırılmasından sonra bu belgelerin dışarı çıkartması zorlaşmıştır. Bu nedenle topladıkları belgeleri yükseltilmiş zemin karolarının altında saklamaktadırlar. Balyoz, kafes ve ıslak imza davaları için hazırladıkları deliller bekledikleri kadar inandırıcı olmadığı için, ve özellikle Balyoz delilleri çökmek üzere olduğu için, yeni bir plan yaparlar. Bütün bu davaları destekleyecek delilleri, bu sefer daha dikkatli bir şekilde, oluştururlar. Ellerindeki mevcut belge zulasına eklerler. Gerisi sadece imzasız bir e-postaya kalmıştır…
Bu senaryonun gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Ancak olayların zamanlaması da bu senaryoyu destekliyor. Sahte delil üreten, askerin ve diğer kurumların içine sızmış bir grubun bu senaryoyu gerçekleştirecek imkanları ve motivasyonları olduğu ortada. Hatta belki de biraz geç kalınmış bir kurtarma çabası izlenimi veriyor.
Her durumda bu bulgular 11. CD’nin üzerindeki sahteciliği ortadan kaldırmaz. Yeni bulgular mavcut sahte delil gerçeğini göz ardı etmeden, ve ikisini de aydınlatacak şekilde açıklanmalıdır.”
21 Ocak 2011 09:57
Emre Uslu twitter’da
yazmış. İki çok eğlenceli sonuç var:
1. Emre Uslu video’yu sonuna kadar izlemeden belgelerin mermer altından çıktığına karar vermiş. Bu önyargının yenilgisi olsa gerek.
2. Belgeler gerçekten de kazma, kürek, balyoz vb. kullanılmadan yükseltilmiş yer karolarının altından çıkmış. Bu da mantığın zaferi sanırım 🙂
21 Ocak 2011 10:59
açıkçası haberleri ilk dinlediğimde kafamca şöyle bir imaj oluşmuştu,yüksek rütbeli bir askerin odasında fayanslar sökülerek beton kırılarak bir bölme oluşturulmuş sonra çuvallar içine konulmuş ve daha sonra bu fayanslar ve beton kırılarak bu belgeler çıkarılmış, böyle düşündüğüm zaman o belgelerin oraya koyulması çok zor diye düşünmüştüm ki öylede ,ama göründüğü üzere işin aslı öyle değil yine yanıltma haberler ortalıkta cirit atıyor,bir yükseltilmiş zemin olayı ,meslek icabı bu tip zeminlerde çok çalıştım ,birnin ordaki kapağı kaltırıp o çuvalları koyması 5 bilemedin 10 dakkasını alır bu da bu işin tezgah olma ihtimalini çok yükseltiyor.
anladığım kadarıyla da bu çuvalların konulduğu yerde tadilat yapılıyormuş yani dışarıdan bir sürü kimsenin girmesi muhtemel ve kamera da bulunmaz.
22 Ocak 2011 03:07
Dışarıda hazırlandıktan sonra içeriye yerleştirilen belgeler olduğu aşikar.tadilatı yapanlar sorgulanmalı.İnşaat malzemeleriyle beraber bu belgeler içeriye sokulmuş olabilir.Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna ve Mustafa Balbay’ın bilgisayarına el konulduktan sonra yapılan müdaheleri okuyunca tüyleriniz hala diken diken olmuyor mu?HEYYY MİLLET UYANIN ARTIK diye bağırmak gelmiyormu içinizden?
26 Ocak 2011 13:13
Videodan açıkca izlendiği biçimde bulunan evrak vs her ne ise özel zula vs. de değil, yükseltilmiş taban döşemesi altında bulunmuş.
Butun teknolojik binalarda, bilgi işlem merkezlerinde vs kullanılan 60x60cm ebadında yükseltilmiş taban döşemesi haber kaydında açıkca izleniyor..
Yukseltilmiş taban döşemesi teknik mahallerde döşeme altından kablo geçirmek için kullanılan standart bir mazleme olup m2 si yaklaşık 32 Eurodan satılmaktadır. Sonuç, özel bölme merkernaltı zula vs değil Yükseltilmiş taban döşemesi altında birşeyler bulunmasıdır.
Yükseltilmiş döşeme nedir bakmak isteyenelere : http://www.zirvezemin.com/