Balyoz iddiaları ile ilgili esasen iki ana soru var:
(1) “Balyoz” darbe planı gerçek mi? Yani, “Balyoz” darbe planı ve ekleri iddia edildikleri tarih ve kişiler tarafından yazıldı mı?
(2) Eğer “Balyoz” darbe planı gerçekse, bu planın müzakeresi planın ana belgesinde öngörüldüğü üzere, 1. Ordu Komutanlığı’nda 5-7 Mart 2003’de gerçekleşen Plan Semineri’nde Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan gizlice müzakere edildi mi?
Doğal olarak, eğer birinci sorunun yanıtı “hayır” ise (yani Balyoz planı sahte ise) ikinci sorunun yanıtı da “hayır” oluyor (sahte olan bir darbe planının müzakeresi yapılmış olamaz).
Askeri Bilirkişi Heyeti iki soruyu da, toplam 11 soru başlığı altında inceliyor, ve yukarıdaki iki sorunun da yanıtı da aynı: HAYIR, HAYIR.
(1) Askeri Bilirkişi Heyeti, belgeler üzerindeki erişim kısıtı yüzünden bizim sadece yayımlanan belge parçalarından ortaya çıkarabildiğimiz çelişkilerden çok daha fazlasını ortaya koyuyor. Örneğin, biz Balyoz planının EK-J’sini Taraf gazetesinde yayımlandığı için biliyorduk, ancak bir de EK-X’i olduğunu Taraf gazetesi yayımlamadığı için bilmiyorduk! (Oysa askeri belgelerde Q, W, X gibi Türkçe olmayan harflerin kullanılması mümkün değil.) Buna benzer ve çok daha vahim sayısız hata ve çelişkiyi rapordan okuyabilirsiniz. Rapor “Balyoz” darbe planının iddia edildiği tarihte ve kişiler tarafından hazırlanmış olamayacağını açıkça ortaya koyuyor.
(2) Askeri Bilirkişi Heyeti 1. Ordu’da gerçekleşen seminerin ilk aşamasından son aşamasına kadar çok kapsamlı bir analizini içeriyor. Heyetin erişiminde, “onurlu subay”ın Baransu’ya teslim ettiği belgelerden çok daha fazlası var (örneğin, Seminer ile ilgili tüm yazışmalar, sonuç raporları, vb.). Heyet tüm bu belgeleri raporunda ek olarak sunuyor. Bilirkişi Heyeti, üç günlük seminerin ses kayıtlarının tamamını analiz ediyor, seminerin öncesindeki ve sonrasındaki tüm yazışmaları ve bunlara müteakip çalışmaları inceliyor, ve bu seminerin gizli bir darbe provası olduğu iddiasını tamamen çürütüyor.
Bu noktada inanılmaz olan şu: Askeri Bilirkişi Heyeti raporu 28 Haziran 2010’da tamamlanıyor ve Cumhuriyet savcılığına iletiliyor (raporun linklerine buradan ulaşabilirsiniz). Yani iddianamenin hazırlanmasından sonra değil, önce! Savcılık bu kanıtları hiç dikkate almayarak, Balyoz belgelerinin gerçek olduğu ve 1. Ordu’daki seminerde müzakere edildiği iddiasını içeren bir iddianame hazırlıyor!
Daha da inanılmazı: 10. Ağır Ceza Mahkemesi somut olgu ve belgelerle tamamen çürütülmüş bu iddiaları içeren iddianameyi kabul ettiği gibi, 102 sanık hakkında yakalama emri çıkarıyor.
Hukuğun bittiği, sözün tükendiği nokta bu.
30 Temmuz 2010
Çelişkiler ve kanıtlar, GENEL