Cumhuriyet Savcıları, Askeri Savcıları Düşman Mı Sayıyorlar?

1. Ordu Askeri Savcılığı çeşitli bilirkişi raporları hazırlatıp cumhuriyet savcılarına yolladı.  Bunlardan sonuncusu ve en kapsamlı olanı bir tümgeneral, iki kurmay albay, bir kurmay binbaşı ve bir mühendis üsteğmenden oluşan heyet tarafından 28 Haziran 2010’da hazırlanan rapor.

Tüm bulgu ve değerlendirmelerin özeti olan ana rapora buradan ulaşabilirsiniz. Heyet, Balyoz soruşturması kapsamında 11 farklı soru hakkında ayrıntılı yanıtlar veriyor. Bu yanıtların tümüne  buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Heyet’in 1. Ordu’da gerçekleşen seminerle ile ilgili bütün askeri yazışma ve raporları da içeren bir değerlendirmesi var; buradan ulaşabilirsiniz.

Bu detaylı raporun bulguları birinci derecede önemli çünkü Cumhuriyet savcılarının iddialarıyla tamamen çelişiyor.  Balyoz Planı ve diğer Eylem planlarının 1. Ordu’da hazırlanmış olduğu, 1. Ordu Plan Seminerinin bir darbe provası olduğu, içeriğinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay’dan habersiz olarak geliştirildiği ya da değiştirildiği savları tek tek değerlendirilip, reddediliyor. 1. Ordu’da Plan Semineri ile ilgili çalışmalar detaylı bir şekilde belgeleniyor ve bunların askeri teamüllere uygun bir şekilde cereyan ettiği vurgulanıyor. Ek olarak, Balyoz ve Eylem planlarının sahte olduğuna işaret eden zamanlama hatalarının ve askeri yazim kural ve usülleriyle çelişen ifadelerin dökümü yapılıyor.

İddianameyi kaleme alan savcılar bu bilirkişi raporuna rağmen ortada bir darbe teşebbüsü olduğu “kanaatine” nasıl varıyorlar?  Bilirkişi raporunu hiçe sayarak.

Rapordaki sonuçları değerlendirip, çürütmeye çalışıyorlar mı?  Hayır.

Askeri savcıların sunduğu bulguları çürütecek yeni belge ya da kanıt sunuyorlar mı?  Hayır.

Biz bundan ancak iki türlü sonuç çıkarabiliyoruz.  Bir olasılık, Cumhuriyet savcıları TSK’nın savcılarını düşman kuvvet addedip, raporlarını kaale almak ihtiyacı dahi hissetmiyorlar.  Diğer olasılık, Balyoz belgelerinin sahte olduğunu ortaya çıktığı takdirde diğer Ergenekon davalarına da gölge düşmesinden o kadar endişe ediyorlar ki gülünç duruma düşmek pahasına olguları örtbas etme ihtiyacı hissediyorlar.

Belki de ikisi beraber.

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

Yorumlar kapatıldı.

%d blogcu bunu beğendi: