Genç Siviller ve İnsan Hakları Gündemi Derneği’nin “Balyoz” falsolarını örtbas etme çabaları

09 Temmuz 2010

GENEL

Genç Siviller’e ve İnsan Hakları Gündemi Derneği’ne Balyoz iddialarını tartışmak amacıyla bir açık davet yapmıştık, hala cevap yok.

Biz bu derneklerin “Ergenekon is Our Reality” raporundaki saptırmalarını yazmaya devam ediyoruz (rapordaki diğer bir saptırma için buraya, yöntemsel sorunlar için buraya tıklayın). Bu yazımızda, raporu yazanların Balyoz belgesindeki önemli bir zamanlama hatasını örtbas etmek için uydurdukları akıl almaz hikayeye dikkat çekeceğiz.

Zamanlama hatası şu: Balyoz planında (hem 11 sayfalık ana belgesinde hem de EK-J ekinde) 2005 senesinde bir iktisat kongresinde Haydar Baş adlı bir şahısın sunduğu kapanış tebliğinden kelimesi kelimesine alıntılar var (daha fazlası için buraya tıklayın). Dolayısıyla bu belgenin 2002’de yazılmış olması mantıken mümkün değil.

Buna cevap olarak raporun yazarları şoyle diyor:

“Ancak bu iddialarda bulunanlar bir noktayı kaçırıyorlar. Tebliğ 2002’de hazırlanıp 2005’deki kongrede kelimesi kelimesine kullanıldı. Bu tebliği verenler sanki tebliği kendileri hazırlamış gibi yaptılar. Kongrenin organizatorlerinin Ergenekon şüphelileri ile yakın ilişkileri olduğu biliniyor.”

Şimdi bu değerlendirmeyi maddeler halinde sıralayalım:

  1. Tebliğ 2002’de hazırlandı ve 2005’deki kongrede kullanıldı.
  2. Bu tebliği sunan (Haydar Baş) aslında tebliği kendi hazırlamamıştı, bir darbe planından bire bir “araklamıştı”.
  3. Kongreyi organize edenlerin Ergenekon şüphelileri ile yakın ilişkileri var.

Burada söylenen o kadar akıl ve mantık dışı bir şey ki nereden başlayacağımızı bilemiyoruz.

Balyoz planı ile ilgili tüm şüphelileri saptamak için bu denli “özen” sarfeden savcılar o halde nasıl oluyor da Balyoz belgelerini senelerdir elinde bulunduran bu şahısı bırakın iddianameye dahil etmek, sorgulama ihtiyacı dahi hissetmemişlerdir?

Sözde 1. Ordu mensupları arasında “sınırlı sayıda” subayın katılımıyla hazırlanmış gizli ötesi bir planın ve eklerinin marjinal bir siyasetçi ve tarikat lideriyle paylaşılmış olması ve bu kişinin bu belgelerin içeriğini bire bir, aynı kelimelerle kendi yazdıklarıymış gibi 2005’de bir kongrede sunmuş olması kadar mantıklıdır?

Ve bu konuda bu kadar bilgili olduklarını sanan rapor yazarları niye bildiklerini savcılarla paylaşmamışlardır?

(Haydar Baş’ın sözde Balyoz darbesiyle bir ilişiği olduğunu kesin bir dille red etmiş olmasını hemen ekleyelim.)

Rapor yazarlarının, muhtemelen Mehmet Baransu’nun doldurmasıyla burada yaptıkları, iddialarıyla çelişen ve hoşlarına gitmeyen bir kanıtı örtbas etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Aynı örtbas çabasını daha evel de görmüştük. Taraf gazetesi, Türkiye Gençlik Birliği ile ilgili bir zamanlama hatasını acemice ve (daha evel yazdığımız gibi) okuyucularının zekasına hakaret eder bir şekilde kapatmaya çalışmıştı.

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

Yorumlar kapatıldı.

%d blogcu bunu beğendi: