Paylaşmak istedik…
“Blog’unuzu ilgi ile izliyorum ve Salı günü de düzenlediğiniz toplantıda sizleri dinleme fırsatı buldum. Toplantı sonrası etrafınızın kalabalık olması ve benim de hemen ayrılmak zorunda olmam nedeniyle sizlerle kişisel olarak tanışma fırsatım olmadı. Son derece emek-yoğun, zor ama bir o kadar da önemli bir uğraş içinde olduğunuzu düşündüğümü iletmek ve bir Türk vatandaşı olarak da teşekkür etmek istiyorum.
Bu uğraşının bu arada profesyonel yaşamını da tüm yoğunluğu ile sürdürmek zorunda olan sizler için hem zihinsel hem de duygusal olarak ne denli yıpratıcı olduğunu görmemek mümkün değil. O gün toplantıda diğer konuşmacıyı (Gerald, yanlış hatırlamıyorsam) ve dinleyicilerin bazılarını işitince, maalesef Türkiye de çok eski bir gelenek olan “sağırlar diyaloğu” nun hala tüm canlılığıyla devam ettiğini (ve ilginç olarak Türkiye’de yaşayan yabancıları da etkisi altına aldığını) görmek üzdü beni. Sizler son derece net olarak bir dizi maddi kanıt ortaya koyuyorsunuz ve haklı olarak ortada dev bir skandal var diyor ve tesbitlerinizi somut olarak tartışmak istiyorsunuz. Aldığınız yanıt ise Türkiye siyasi tarihi üzerine genellemeler, analizler, Türkiye de askerlerin siyasete müdahale geleneği, hapishanelerin durumu, insan hakları sorunları, işkence, Kürt sorunu, mahkemelerin zaten hep yavaş işlediği ve taraflı olduğu vs…. Somut tesbitlerin, soruların tartışması daha net olarak neden yapılamıyor anlamak çok zor.
Herhangi bir uygar ülkede tüm gazetelerde günlerce manşet olacak ve sorumlularının yargılanmaktan kaçamayacağı ve hükümetin istifa etmek zorunda kalacağı bir skandal bu. Türkiye de ise bu bu sorular adeta bir “Black Hole” da kayboluyor. Basın duymazdan geliyor, mahkemeler görmezden geliyor, en acısı da kamuoyu oluşturmada şu ya da bu nedenle etkili insanlar da (aydın mı demem lazım liberal mi demem lazım bilemiyorum, çünkü her ikisine de yakışmıyor tavırları) bunu görmezden ve duymazdan gelerek aynı söylemlerine devam ediyorlar.
Kısacası tüm bu nedenlerle kendinizi akıntıya karşı kürek çekiyor gibi hissettiğinizden eminim. Tüm bu süreçte kendinizi hiç mesafe almıyormuş gibi hissetseniz de, tam aksine çok önemli ve kritik bir uğraş içinde olduğunuzu bilmenizi isterim. Bazı gerçekleri serinkanlı bir şekilde aynada yansıtıyorsunuz ve büyük bir oyunun perde arkasının ip uçlarını inkarı zor bir şekilde dokümante ediyorsunuz. Tam da o nedenle sizin sorularınızı, tesbitlerinizi görmezden gelmeye çalışıyorlar. Ama gördüklerinden ve endişe ile izlediklerinden de eminim. Gerçeklerin üstünü uzun süre örtmek ve böylesi bir skandalı gizlemek mümkün değil.
Uğraşınıza sabırla devam edeceğinizi umuyor ve başarı diliyorum. Son yıllarda Turkiye’nin önünde beliren karanlık perdeyi biraz da olsa aralama çabalarına olan kritik katkınız için kendim, eşim ve en önemlisi çocuklarım adına teşekkürler.”
27 Mayıs 2010
GENEL