Seminerdeki konuşmaların darbe planlarını ispatladığını iddia edenlerin mantığına göre, Yunanistan’ın, Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne şikâyet etmesi gerekiyor.
Neden mi? İşte seminer ses kayıtlarından kimi alıntılar…
1nci Ordu Yunanistan’a taarruza hazır!
Seminer Katılımcısı:
Taarruz kademesinde 3. Zırhlı Tugay ihtiyata asil taarruz 65. Mekanize Piyade Tugay Bölgesinde olmak üzere Meriç Nehrini geçerek Lavara Karakilise Karingos istikametinde taarruzla Karimbos ve Tagsades bölgesini ele geçirecektir.
İşgal planı hazır: Taarruz Karaağaç üçgeninden, Meriç Nehri’nin Batısı işgal edilecek!
Çetin Doğan:
Tamam. Evet… Simdi… Eee Behzat Pasa siz hangi tugayları tasarruf edip nasıl bir işgal planı düşünüyordunuz?
54 ve 55 yukarıda Karaağaç üçgeninden taarruz ediyor. Ordaki tertibiniz nasıl? … 33’ü oraya mı indiriyorsunuz?
Harekât üç safhada icra edilecekmiş!
Seminer Katılımcısı:
Görev bölümü perdede arz edilmiştir. Harekât üç safhada icra edilecektir. 1. Safha intikal ve yığınak safhasıdır. … Taarruz safhasında 5. Kolordu Sulucadere istikametinde taarruzla Yunanistan topraklarının Evros bölgesine kadar olan kısmını ele geçirecek, 2. Kolordu ateşle taarruz, bozucu taarruz, taktik akın, sızma gibi özel harekat nevilerini uygulayarak düşman ve stratejik tesislerine azami zayiat verecek şekilde stratejik savunma icra edecektir. 3. Safha müteakip harekat safhasıdır. Bu safhada ele geçirilen bölgelerde savunma tedbirleri alınacak ve müteakip harekata hazır olunacaktır.
Apache’lerle ateş edecekler!
Seminer Katılımcısı:
Bütün ateşlerini kesmek zorunda topçu ateşlerini, hava savunma ateşlerini hepsini kesecek ki sadece Apache’ler ateş edebilsin komutanım.
Yunan Kolordusunu imha edecekler ama Straoli’yi ele geçiremeyecekler!
Seminer Katılımcısı:
Kuşatma kanadı içerisinde kalan aşağı yukarı D Kolordusunun tamamı da imha edilecektir.
Çetin Doğan:
Burda… eee… Makti Kikri Boğazlarına girmiyorsun galiba tamam değil mi ileri gitmiyorsun.
Seminer Katılımcısı:
Düşmanın son savunma hattı olan Makri Kirkii boğazları ile Straoli bölgesi ele geçirilememektedir.
İki taraflı kuşatma ile Evros bölgesi ele geçirilecek!
Çıkan fırsatlardan istifadeyle Ateşle taarruzla ileri hareketle takviyeli 5. Kolordunun bir kısım unsurlarıyla Karaağaç Malyoz Kızılnehir, diğer bir kısım unsurlarıyla Meriç ilçesi Kriyaki Kuzey istikametinde iki taraflı kuşatma ile Kuzey Evros bölgesini ele geçirmesini arz ve teklif ediyorum komutanım.
Harekâtın maksadı imha!
Komutanım yapacağımız harekâtın maksadı D [Yunanistan] Kolordusunun takviyeleriyle birlikte imha etmek, böylece düşmanı kara kuvvetlerinin önemli bir kısmının muhabere imkan ve kabiliyetinden yoksun bırakmaktır.
Komandolarla sazlık ve bataklıklardan Yunanistan’a sızacaklarmış!
Seminer Katılımcısı:
Komando birliklerinin sazlık ve bataklıklardan sızdırılarak düşman gerilerinde harekat icra etmelerinin bu kapsamda 5. Komando Alayının bölgede kullanılması uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Ordu Komutanı’nın inisiyatifine kalsa Çayır Dere’ye kadar ele geçireceklermiş!
Seminer Katılımcısı:
Makri ve Kirki gibi spesifik hedef verilmemesi ve hedef seçiminin Ordu Komutanının inisiyatifine bırakılması halinde Çayır Dere ve Kuzey’e uzanımı hattına kadar olan bölgenin ele geçirilmesinin yeterli olacağı değerlendirilmektedir.
Harp esirerini hangi güzergâhtan götüreceklerine kadar konuşmuşlar!
Seminer Katılımcısı:
Harp esirleri tahliye güzergâhları aynı zamanda ana ikmal yoludur. Esirlerin tahliyesinde bos donun ikmal araçlarından yararlanılacağından başka bir güzergâhın kullanılmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Nehirden geçerken öldüren teknik kullanacaklarmış!
Seminer Katılımcısı:
Öldüren teknik daha ziyade belki ilk savunma hatları üzerinde nehir geçişi esasında yapılmasının nehir geçiş safhasını daha kolaylaştıracak kanaatine ben kişisel olarak vardım… Açıktaki hedeflere karşı özellikle ama gömülmüş hedeflere basıncı yeterli basınç yapmıyor. Öldüren teknik evet.
Bedelini en acı şekilde ödettireceklermiş!
Seminer Katılımcısı:
Ülkenin rejimine ve bekasına yönelik tehdit kontrol edilebilir seviyeye geldikten sonra Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimine Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu istismar etmelerinin bedeli en acı bir şekilde ödettirilebilir.
Harekâtın ilk günü çok kritik ve önemli!
Seminer Katılımcısı:
Yunanistan benimsemiş olduğu muhtemel milli güvenlik konseptine uygun olarak kendisinin de müdahil olduğu muhtemel bir çatışmada ABD NATO ve AB’nin 24 saat içinde müdahale edeceğini varsaymakta ve bu sure içerisinde etkin bir karşılık verilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını öngörmektedir. Dolayısıyla harekâtın ilk gününün çok kritik ve önemli olacağı ayrıca harekâtın en kısa zamanda sonuçlandırılması gerektiği kıymetlendirilmektedir.
Bulgaristan’dan gayrinizami harp unsurlarıyla cephe gerisine sızacaklarmış!
Seminer Katılımcısı:
Savunma cephesinin çok geniş olması nedeniyle düşman tarafından kuvvet tasarrufu bölgesi olarak değerlendirilen kesimler düşman geri bölgesine sevk edilecek gayri nizami harp unsurları için kullanılabilir. Cephenin geri bölgesinde Bulgaristan’a karşı yeterli emniyet tedbiri alınmamış olması nedeniyle bu bölgelerden gayrinizami harp unsurlarıyla düşman birliklerinin cephe gerisine sızabilir ve gayrinizami harp unsurlarıyla düşman birliklerin cephe gerisine sızabilir ve gayrinizami harp faaliyetinde bulunabilir. Derbent hattının süratle ele geçirilmesi Karaağaç ve Dimetoka bölgelerindeki düşman birliklerinin güneyden kuşatılarak imha olmasını sağlayabiliriz komutanım.
Parça parça imha edeceklermiş!
Seminer Katılımcısı:
Düşmanın savunma derinliğinin en az olduğu Suluca deresi ile Kızılnehir arasındaki bölgenin sıklet merkezi tesis edilerek taarruzla ele geçirilmesi durumunda düşman cephesinin yarılabileceği ve parça parça imha edilebileceği değerlendirilmektedir.
Çetin Doğan:
Tırmanma olacaktır kaçınılmaz bir şekilde ve bunu kontrol etmeye çalışacağız. Kontrol ve çatışma ve gerginlikler uçaklar düşüyorsa Ege’de bazı şeyler oluyorsa efendim buradaki şeyde sınırlarda iki tarafın askerleri birbirine barış çiçekleri atacak hali yok. Mutlaka mevzi sınırlı bir çatışma olacaktır.
***
1nci Ordu Plan seminerin ses kayıtlarını daha önce yayımlamıştık (yukarıdaki alıntılar ağırlıklı olarak 7 ve 8nci kasetlerden).
Bu konuşmalardan alıntıları kontekst dışında aktarırsanız, bundan pekâlâ seminerde Yunanistan’a taarruz planladığı çıkar. Oysa plan seminerinin amacı, Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryonun (OYTS) gerçek olması durumda Ordu’nun mevcut planlarının yeterliliği sınamak (Senaryonun tümüne buradan ulaşabilirsiniz; seminerin ilk gününde de takdim ediliyor. Bkz. Kaset 1 çözümü, sayfa 12-15). Aşağıda sıralananlar gerçekleşmiş varsayılıyor, planlar masaya yatırılıyor.
“Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarması ve bu durumun Türkiye tarafından kabul edilmemesi nedeniyle oluşan belirsizlik Ege denizinde ve hava sahasında her iki devletin de kendisine ait kabul ettiği alanlarda çatışmalara sebep olmuştur. Bu olaylar sonucunda Yunanistan tarafından bir Türk F16 savaş uçağı Ege denizi açıklarında düşürülmüş. Sakız adası 8 mil açığında Deniz Kuvvetlerimiz ait bir hücumbota Yunan savaş uçaklarınca taciz ateşi açılmıştır. Yunanistan özel kuvvetlerine ait bir tim Kardak kayalıklarına çıkmıştır. Karaağaç bölgesinde sınırda görevli bulunan devriye timine Yunanistan Hudut birliklerince açılan taciz ateşi sonucunda iki erimiz şehit olmuş, olay üzerine ateşin açıldığı Yunan karakoluna sinir birliklerimizce karşılık verilmiş bu gelişme ile Türk Yunan hududunda gerginlik hat safhaya ulaşmıştır.”
***
Yine aynı şekilde, Seminerin önemli bir kısmında senaryoda tasvir edilen irticai iç ayaklanmanın gerçekleştiği varsayılıyor ve bu koşullarda 1nci Ordu’nun mevcut planları sınanıyor, planlara revizyonlar öneriliyor. Seminer ses kayıtlarından kimi alıntıların kontekst dışı aktarılması ses kayıtlarını baştan sona dinlemeyenler ya da seminerin amaç ve mantığını kavramayanlar için kafa karışıklığı yaratmaması mümkün değil.
Şimdi, senaryonun iç tehdit kısmi ile ilgili kısmından alıntılar verelim:
“Özellikle Kocaeli, Adapazarı ve İstanbul’da rejim aleyhinde gösteriler düzenlenmeye başlamıştır. (…) Başlangıçta yürüyüşün önlenmesi için alınan tedbirleri müteakip meydana gelen olaylar giderek büyümüş emniyet güçlerinin olaylara müdahale etmede gecikmiş olması, bazı bölgelerde ise müdahale etmeyerek pasif destek vermesi nedeniyle pek çok işyeri tahrip edilmiş ve iki gün içinde 25 kişi ölmüş, yaklaşık 500 kişi de yaralanmıştır. İstanbul Fatih’te 28 Şubat 2002 [2003 olacak] tarihinde aşırı dinciler tarafından Atatürkçü düşünceyi savunan dernek binalarına yapılan saldırı sonucunda çıkan çatışmalarda çok sayıda bina ve iş yeri tahrip edilmiş, olayların İstanbul genelinde yayılması sonucu 30’un üzerinde insan ölmüştür. Kentteki pek çok mağaza ve ev yağmalanmıştır. Bakanlar Kurulu Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiyesi ile sıkıyönetim ilan etmiş ve karar resmi gazetede yayınlanarak aynı gün TBMM onayına sunulmuştur. TBMM’nde üye yeterli sayısına ulaşılamadığı için sıkıyönetim kararı onaylanamamıştır.”
Seminerdeki konuşmalar, planlamalar, yukarıdaki koşulların gerçekleştiği varsayımı ile yapılıyor. Varsayılan senaryodan hiç bahsetmeyip, seminer ses kayıtlarından çeşitli alıntıları kontekst dışı verenler, üstüne üstlük, seminerde Balyoz’un B’si geçmemesine rağmen, seminere “Balyoz Semineri” diye hitap ediyorlar. Bu yolla semineri sahte Balyoz planları ile ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Balyoz belgelerinin sahte olduğunun ayyuka çıkması ile bilirlikte kimilerinin özellikle bu taktik üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz.
13 Şubat 2013 20:30
Ah bu gerçekleri daha geniş halk kesimine de anlatabilsek. Malum medyanın büyük bir
Kesimi tarafından bu gerçek bilgiler bazen sansürlenerek bazen saptırılarak halktan
gizleniyor…
Hele şu açılım saçılımlarla ve de devletin kozmik odalarına girilerek devletin tüm gizli sırları
ve çizgileri tüm düşmanlar tarafından öğrenilmesini sağlamak tam anlamıyla vatana ihanettir.
Seminerdeki aşağıdaki gizli tatbikat bilgilerinin başta Yunanistan olmak üzere komşularımızca
öğrenilmesinin anlamı nedir? Kime ve kimlere hizmettir?
Bu davalar açılarak generallerimizin tutuklanmasından sonra Ege denizinde Yunanistan’ın
elde ettiği yeni kazanımların bir listesi çıkarıldığında kime hizmet edildiği açıkça görülecektir.
Dahası Güney Kıbrıs’ın uluslar arası petrol şirketleriyle yaptığı petrol çıkarma anlaşmaları ve
Sondaj bölgelerinin dökümü de kamuoyuna bu davaların kime yaradığını açıkça gösterir.
Hele bu tecavüzlere karşı Ankara Hükümetinin ve de yandaş medyanın sessiz kalması kimin
kimlerle kolkola yürüdüğünün en bariz göstergesidir.
Hep yurtsever Paşalarımıza hem de bu canım ülkeye çok ama çok yazık edilmektedir!
Bunların hesabı muhakkak sorulmalıdır!
Saygı ve sevgilerimle
Atakan Mert