Kangoroo court (noun): a mock court in which the principles of law and justice are disregarded or perverted.
Merriam-Webster.com
***
Balyoz davasında maddi gerçeğin ortaya çıkması için canla başla çalışan “Mahkeme,” 20 Ocak 2012 tarihli son ara kararında savunmanın dava açısından en önemli taleplerini
diyerek reddetti.
“Sanıkların hukuki durumlarına katkı sağlamayacak” taleplerden üç örnek verelim.
(1) Birinci iddianameye dayanak teşkil eden bütün Balyoz belgelerini içeren 11 nolu ve 17 nolu CDlerin resimleri Zaman gazetesinde ilk sayfadan yayımlanmasına rağmen mahkeme tarafından savunmaya verilmiyordu. Uzun süren ısrarlar sonucunda resimler sonunda savunmaya verilldi. Biri Turkiye’de, digeri Amerika’da iki bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda bu CD’lerin üzerindeki “Or.K.na” ve “K.özel” yazılarının sanıklardan Süha Tanyeri’ne ait not defterinden (ki bu defter de Baransu’nun valizinden çıkmıştı) el yazısı karakterlerinden kes/yapıştır yöntemiyle bir bileşke oluşturularak, makina marifeti ile CD üzerine aktarıldığı tespit edildi. Savunma mahkemeden bu konunun araştırılmasını, sahte CDler üzerindeki yazıların bağımsız bir bilirkişi tarafından incelemesini talep etti (çünkü nedense emniyet bilirkişileri bunu tespit edememişti!).
Mahkeme bu incelemeyi yaptırmayı ısrarla reddediyor.
(2) TÜBİTAK, bütün Balyoz belgelerini içeren 11 nolu ve 17 nolu CDlerin oluşturulma tarihlerinin 2003 olduğunu tespit etmişti. Savunma,tek bir oturumda kaydedilen (sonradan içine ekleme-çıkarma yapılmayan) bu CD’lerin gerçekten 2003’de oluşturulmuş olamayacağını “Mahkeme” önünde ispat etti. Zira CD’den 2009’a ait bilgiler çıktı. Ayrıca emniyetin yaptığı inceleme ile TÜBİTAK incelemesindeki dosya sayıları da birbirini tutumuyordu. Savunma, bu CD’lerin “orijinal”lerinin mahkeme önünde alınacak imajlarının tarafsız bir bilirkişi tarafından incelenmesini talep etti.
Mahkeme bu incelemeyi yaptırmayı ısrarla reddediyor.
(3) Baransu’nun bavulu savcılara teslim ettiği gün bavuldan çıkan ve savcılarca 9 sıra numarası verilen bir CD için, el koyma tutanağında “Sony” marka olduğu, üzerinde “Vatandaşlık Taslak” yazdığı kayda geçmişti. Her nasıl olduysa, bu 9 numaralı CD’nin ertesi gün adliyede imajı alınırken üzerinde “İrticai Unsurlar” yazan “Markasız” CD oluverdiği görülüyor. Savunma bu olayın aydınlanması için “Mahkeme”den CD’lere el konulma sırasında yapılan detaylı kamera çekimlerini talep etti.
Mahkeme bu video görüntülerinin savunmaya verilmesini ısrarla reddediyor.
Gerekçe: “sanıkların hukuki durumlarına katkı sağlamayacak.”
Aslında “Mahkeme”nin sunduğu gerekçe oldukça samimi; bugüne kadar Balyoz iddialarını çürüten savunmaları tamamen görmezden/duymazdan gelen “Mahkeme,” sahte belge üreten çete ve uzantılarının peşine düşeceğine, sahte olduğunu bildiği belgeler üzerinden 249 kişiyi hapiste tutuyor.
Bununla da yetinmeyen “Mahkeme” avukat ve sanıklar hakkında yaptıkları savunmalar nedeniyle suç duyurusunda bulunmaya devam ediyor. Daha önce sahte CD’nin nasıl üretildiğini bir mizansenle gösteren Avukat Ersöz dahil kimi avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunan “Mahkeme,” son ara kararında da Çetin Doğan ile Avukatlar Salim Şen, Ziya Kara, Oğuz Kayıran, Halik Pekşen, Ali Sezenoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ara karara buradan ulaşabilirsiniz.
23 Ocak 2012 22:33
Bu kararı veren mahkeme hakkında yorum yapmaya bile değmez.
Bazı mahkemelerde sahte olarak üretilmiş bir cd dvd vb delillerin araştırılmasını istemek bile suçtur.
23 Ocak 2012 23:42
Şu “Bazı Mahkemeler” sakın diktatör ve faşist rejim mahkemeleri olmasın?
24 Ocak 2012 18:37
yok ileri demokrasi emaresi bunlar. diktatör ve faşist rejim mahkemeleri ileri demokrasinin beşiği olan memleketimizde ne arar. ne diyim… bu ampül Allah muhafaza florasam olsaydı sen demokrasinin boyutunu o zaman düşün derim
25 Ocak 2012 03:24
Ya sabırrr,ya sabırrr..
25 Ocak 2012 08:30
Aslında haklı bir gerekçe.
Sanıklar suçları ispatlanana kadar “masum” oldukları için, iddianamede ise çürütülmemiş bir iddia kalmadığı için bu taleplere uyarak masumiyetlerini gösteren yeni deliller aramaya gerek yok. Hukuki durumları değişmeyecek. Masum sayılmaya devam edilecekler.
Hem sanıklar ağızlarıyla kuş tutsalar da “hukuk dışı durumları” yani tutukluluk hali nasıl olsa değişmiyor.
Karar kısaca “uğraştırmayın işte, oturun oturduğunuz yerde rolünüzü oynayın” diyor.
Biz de tiyatroyu seyretmeye devam ediyoruz …
27 Ocak 2012 13:40
guc sahibi olanlari sarhos eder. Gun gelir, hukukusuzluk yapanlardan hesap sorulur..