HaberTürk – Teke Tek / 21 Aralık 2010

30 Aralık 2010

GENEL, Medya gercekleri, VIDEOLAR

1. Bölüm

2. Bölüm

3. Bölüm

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

23 Yorum “HaberTürk – Teke Tek / 21 Aralık 2010”

  1. rana Says:

    Bari; programına çıktığınız kişi; güvenilir,sözüne itibar edilir biri olsa içim gam yemeyecek!!!
    Üzgünüm fakat trajikomik bir durum çıkmış ortaya…yani bir nevî ”körler sağırlar, birbirini ağırlar” olayı…Sanırım ülkem için hayat memat meselesi olan bu konu sizin için tamamen duygusal!!!
    Hani baş parmakla işaret parmağı birbirine sürtününce ortaya çıkan duygusallık!!!Zaten (Allah’a şükür bugün gerçekleşemeyen!)geçmişteki benzerleride bu duygusallık yüzünden yapılmamışmıydı???!!!
    (umarım yayınlarsınız)

    Cevapla

  2. Can Acar Says:

    rana,

    İmalı konuşarak çamur atmak ne kadar kolay. Yazdıklarınızı ciddiye alan birisi cevap vermek için sayfalar doldurabilir. Ben size sadece bir soru soracağım:

    “Balyoz planı” belgelerinin gerçekten askerler tarafından hazırlandığını nereden biliyorsunuz?

    “Askerler daha önce de darbe yapmıştı” veya “tüm askerler darbecidir” dışında bir bilginiz varsa lütfen bunu paylaşın. Aksi takdirde “tüm müslümanlar teröristtir” gibi ön yargılar taşıyan insanlardan ne farkınız kalır?

    Bu davalar ülkemiz için çok çok önemli. Ya modern, demokratik bir hukuk devleti olarak tüm gerçekleri bulacağız, ya da işimize gelmeyen bilgilere gözümüzü kapatıp darbe dönemlerinde olduğu gibi taraflı ve önyargılı bir yargılama yapacağız.

    Anlaşılan siz savunmayı dinlemeden kararınızı çoktan vermişsiniz bile.

    Saygılarımla …

    Cevapla

  3. şener Says:

    Rana;
    yaptığınız hep aynı şey,işinize gelmedimi atın çamuru kaçın, tek yapabildiğiniz bu,
    olay çok basit belki sizin zihniyetinizdeki insanlarda olmayan bişeyi kullanmanızı istiyoruz haklısın sizin için bu çok zor ama biraz mantığınızı kullanıp şu soruya cevap verebilirmisiniz,dezenformasyon yapmaya çalışmadan,
    çok basit gerçekten 2003 de kaydedildiği söylenen dvd nin içinden 2008 ve 2009 a ait bilgiler nasıl çıkıyor ??
    benim bildiğim bu sorunun iki cevabı olabilir,
    1.bu insanlar zaman makinesi kullanıyorlar.
    2.bu bir sahte delil üretme vakasıdır.
    sıkıştığınız zaman herkesi kendiniz gibi sanıp kendi karakterinizi başkalarına yakıştırmayın bunu kimse yemiyor artık sayın rana.

    Cevapla

  4. rana Says:

    Öncelikle, imalı konuşmayı sevmem! yaptığım; bütünden küçük bir kesit sunarak olayın anlaşılmasına katkıda bulunmak.bunu sayfalarca sürecek sosyolojik tahlillerle de yapabilirdim elbette!fakat konunun asıl muhataplarının insanî ve ahlakî bakımdan gayrı ciddî,kökleri belli olmayan,mutantlar misali genleri bozulmuş varlıklar olduğunu düşündüğüm için üzerinde fazla durmaya değer görmedim…(kastım; şu milleti hor ve hakir gören,gaye-i hayali (bağışlayın)yalnızca maddî-manevî şu asil milletin tepesine vampir misali binmek olan ve bunu o bozuk genleriyle nesilden nesile geçiren darbeleri yapan ve hâlâ da yapabilme hülyalarıyla yatıp kalkan bir avuç köksüz-ruhsuz varlıktır!!!Evet,konunun muhataplarını mânâ planında ciddîye almasam da maddî anlamda tam aksini düşünüyorum!
    Ben sizi ciddîye alıyorum!her ne kadar sayfalarca yazmayacak olsamda…zirâ benim için ülkemde ki herkes değerlidir(yukarıdakiler dışında).”Balyoz Darbe Planı”nın gerçekten askerler tarafından hazırlandığını nereden biliyorsunuz demişsiniz? elde edilen bulgular ve belgeler şu anda bunu göstermiyormu sizce?karşı tarafta ise sadece söylemler!hukukta söylemler mi geçerlidir yoksa deliller mi? Ülkenin bağımsız savcıları-hakimleri topluca halüsinasyon görmüyor sanırım?
    ‘Tüm askerler darbecidir’ diyen bir insanın aklından-kalbinden zoru vardır!fakat evet,bu ülkede askerler darbe yapmış(yaşım itibariyle hepsi beni es geçmiş olsada binyıl süreceği söylenen 28 Şubat Post-modern darbemize yetiştim!yazık ki o da lay lay lom okul dönemlerime denk geldi…ancak şimdi olayların vahametinin farkına varıyorum…) ve belki de hâlâ yapabilmenin hayâliyle yanan birileri var.Bu ihtimali dâhi kabullenebilmek bu kadar mı zor???
    Sizi yalnızca söylediklerinizden değerlendiren biri olarak umarım şu âna kadar ki söylemimden merâmımı anlatabilmişimdir?aksi halde siz de bana isnat ettiğiniz durumda olabilirsiniz…
    Şunu söylemeden geçemem ki:Müslüman, terörist olamaz(her ne sebeple olursa olsun!!!)terörist ise müslüman olamaz!!!
    Evet, haklısınız.Bu davalar ülkemiz için çok önemli.o kadar önemli ki; özgürlük senin neyine vesâyet diyenlere inat,bu ülke henüz ileri derece demokrasileri kaldıramaz(ne ile ölçüp biçti ise?)vs.. diyenlere inat, adalet yerini bulmalı…Darbe dönemlerinde ki yargılamalar mı dediniz? O dönemlerle alâkalı şeyleri okumayı izlemeyi dâhi insanın içi kaldırmıyor..o vahşeti…kıyas kabil mi sizce???fakat bu demek değil ki adaletsizlik yapılsın!!! Şuda var ki; Canavara müsamaha gösterirseniz sizi yer,sonra da döner dişinin kirasını ister!!! bunu da hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalı…
    Son söz:kendinin savcısı,başkalarının avukatı olmayı dilemekteyim.vesselam…

    sabrınıza teşekkürler,saygılar…

    Cevapla

  5. Can Acar Says:

    rana,

    Yazdıkların hala yeterince açık değil. Ben anladığım kadarını yazayım, eğer doğru değilse lütfen düzelt.

    Anladığım kadarıyla, Balyoz planından yargılanan Çetin Doğan ve diğer 194 askeri “insanî ve ahlakî bakımdan gayrı ciddî,kökleri belli olmayan,mutantlar misali genleri bozulmuş varlıklar” olarak görüyorsun. Çetin Doğan’ın kızı ve damadı da aynı “bozuk genlere” sahip olduğu için onları da “insan” olarak kabul etmiyor, söylediklerini ciddiye almaya değer bulmuyorsun.

    Peki bu nefretin nedeni nedir? Bu kişilerin darbe planı yapmış olması mı? Bu nedenle mi hakarete varan bu ağır sözlere hedef oluyorlar?

    Ben önceki sorumu tekrar sorayım: Bu kişilerin darbe planı yaptığını nereden biliyorsun?

    Bu soruya daha önce verdiğin cevabı tekrar oku istersen:

    “elde edilen bulgular ve belgeler şu anda bunu göstermiyormu sizce? karşı tarafta ise sadece söylemler! hukukta söylemler mi geçerlidir yoksa deliller mi? Ülkenin bağımsız savcıları-hakimleri topluca halüsinasyon görmüyor sanırım?”

    Elde edilen bulgular ve belgeler demişsin. Bu belgeler sahte ise ne olacak? Ciddiye almadığın için belki de hiç okumadığın “söylemler” 2003 yılında yazıldığı söylenen bu belgelerin 2009 yılından önce yazılmış olamayacağını gösteriyor.

    Savcıların görevi sanık lehinde ve aleyhinde tüm delilleri toplamaktır. Avukatlar da sanığın savunmasını yapmasına yardımcı olur, yeni deliller varsa onları mahkemeye sunarlar. Hakimler de bu deliller ve savunma işiğında kararlarını verirler.

    Bir karar verilene kadar tüm sanıkların masum olduğu kabul edilir. Seninle anlaşamadığımız nokta da burası zaten. Sen bir şekilde hem savcı hem de hakim olarak kararını çoktan vermiş ve bu kişileri suçlu ilan etmişsin. Daha kötüsü, bu yargı nedeniyle onları “aşağılık yaratıklar” olarak görüyor ve savunmalarını dinlemekten bile kaçıyorsun. İşte darbe dönemi hukuku derken kastettiğim böyle birşey. İnsanların gerçekten suçlu olup olmadığına bakmadan seçmece birtakım “delillerle” onları mahküm etmek, keyfi cezalar vermek.

    Bağımsız bir hukuk tüm delilleri değerlendirip kararını hiçbir etki altında kalmadan verir.

    Darbeler bu ülkeye çok büyük zarar verdiler. Eline güç verildiği zaman bunu ülkenin yararı için değil kendi çıkarı için kullanan, milletin sırtından geçinen vampirler her dönemde var. Bunların açığa çıkması ve yargılanıp cezalarını çekmesi hepimizin ortak amacı.

    İntikam amacıyla insanları sahte delillerle mahküm etmek yanlızca karanlıklara yardımcı olur. Gerçeği ortaya çıkartmak için tüm verileri tarafsız olarak değerlendirmek zorundayız. Senden ricam, bu blogdaki söylemleri tarafsız bir gözle değerlendirip kendine sorman: Acaba Balyoz darbe planı sonradan üretilmiş sahte bir belge olabilir mi?

    Varacağın sonucu merakla bekliyorum.

    Saygılarımla …

    Cevapla

  6. Bulent Murtezaoglu Says:

    Can bey, bir sekilde din soslu orgutlenmelerin icinde veya etkisindeki insanlarin ‘net ortamlarindaki davranislarini neredeyse ceyrek asirdir gormus biri olarak fazla umutlanmamanizi tavsiye etsem hadsizlik etmis olur muyum acaba? Bunlar ‘nette ikna olunarak degil zaman icinde olgunlasilarak icinden siyrilinan seyler galiba. Dedikleriniz kiymetsiz seyler degiller (hemfikirim ustelik) tabii.

    Bana ilginc gelen (ki Gulen’in Hanefi Avci icin dediklerinde de bunun benzeri vardi) bu ‘mutant’lik ‘gen’ ‘kok’ lakirdilarinin bu derece kolay ediliyor olmalari. Bu tarz ve tavir yaygin gibi gozukuyor. Sabahtan aksama kadar ismine ‘Kemalist’ dedikleri bir suru insana tam da bu kelimelerin ardindaki sakil fikriyati atfederek giydiren ugursuz kanaat onderi takimi yeni/yetisen bir neslin agzina bu tur kelimelerin, zihnine boyle kavramlarin ne metodla sokulduklarini arastiriyorlar mi acaba? Bu memlekette sosyal bilimciyiz ve liberaliz diye dolasan insanlar ne is yaparlar diye merak ediyorum bazen.

    Cevapla

  7. Can Acar Says:

    Bülent Bey, yazdıklarımı umuttan çok merak besliyor Hiç darbe görmemiş, 28 Şubatı kendi tabiriyle “lay lay lom” geçirmiş genç bir arkadaşın nasıl bu kadar nefret yüklendiğini merak ediyorum.

    Özgürlükten ve ileri demokrasiden bahseden birisinin, konu başkalarının özgürlükleri veya fikirleri olunca nasıl bu kadar katı ve acımasız olabildiğini merak ediyorum.

    Net ortamındaki tartışmaların sonuçları konusunda size katılıyorum. Ümidim bu yazılanların birilerini kendi araştırmalarını yapamaya, kendi sonuçlarını çıkarmaya yönlendirmesi.

    Saygılarımla …

    Cevapla

  8. selimyavuz Says:

    Rana Hanim,

    Madem hukuktan delillerden falan bahsediyoruz, lafi hic dolandirmadan size cok basit bir soru soruyorum : Nasil olup da 2003 senesinde hazirlandigi iddia edilen bir CD’den 2009-2008-2006 senelerine ait bilgiler cikiyor?

    Laf kalabaligina gerek yok, soru basit, cevabinin da net olmasi lazim. “Benim buna verebilecek bir cevabim yok” da yeterince net bir cevap olur.

    Cevapla

  9. Kurmanbek Allahverdiyev Says:

    Rana Hanim,

    Buraya satirlarca yorum yazmissiniz, ben de sabirla okudum yazdiklarinizi. Aklimda kalan tek sey Osmanlica’ya hakim oldugunuz. Onun haricinde yazdiklariniz icerik olarak cok zayif, hatta bos. Blogda bu kadar kanit ortaya konuyor, siz ise ait oldugunuz cenahin en klasik soylemi olan ´dise dis goze goz, kana kan intikam´ mentalitesi ile bileginizi yormussunuz. Zaten kimsenin “28 subat ne kadar iyiydi yahu” dedigi yok burda. Bu tip yazilari ulusalci-irkci cizgide yayin yapan sitelerde bulabilirsiniz burda degil. Kimsenin “kardesim akseri darbeler iyidir” dedigi de yok.

    Ben size daha enteresan bir sey soyleyeyim. Bence siz sukredin ki bu blog bu kadar seviyeli gidiyor. Sizin de sikca okudugunuzu tahmin ettigim iktidar tetikcisi basinda oldugu gibi “yahudi damat”, “mason pasa”, “escinsel asker cocuklari listesi” gibi buram buram irkcilik/fasizm/anti-semitizm/serefsizlik kokan (cogu zaman imzasiz) yazilar bulamazsiniz burda. Kendi kendinize su soruyu sorun: “Ya bir gun gelir de Fethullah Gulen cemaati ve onun tasmasini tuttugu cete (yargisiyla/polisiyle/askeriyle/basiniyla) ulkedeki siyasal degisimden dogan sebeplerle gucunu yitirirse ne olur?”. Sonsuza dek AKP iktidarda kalacaktir diyorsaniz eyvallah, yok dusunmuyorsaniz bence sapkayi onunuze koymanin zamanidir. Dusunun ki kendilerine bu komplo kurulanlar yarin iktidara bir sekilde etki edebildiklerinde ayni hirsla ve bilenmislikle size de ayni komployu kursunlar. Size, yine sizin cenahin cok sevdigi (hatta taptigi) ve onun uzerinden durust gazetecileri, televizyonculari linc etmeye calistigi (bkz. Taraf’in NTV’ye “telefon santrali ile helikopter dusurme” safsatasi ile kusarak saldirmasi) Muhsin Yazicioglu’nun bir veciz bir sozuyle veda edeyim: “Kavga basladiktan sonra yumruk sayilmaz.”

    Cevapla

  10. rana Says:

    İsmini saydığınız haberlerin ve ait oldukları gazetelerin hiçbirini okumadığım kesin.fakat belliki siz sıkı bir takipçisisiniz?!Ben fikirlerin çatışmasından yanayım(eğer illa ki bir çatışma istiyorsanız!!!)

    Yazık ki söylediğim şeyler bumerang misali geri dönüyor.Kafanızda bir şablon karşınıza çıkanları hangi bölümü uygun görüyorsanız yerleştiriyorsunuz! Üzgünüm fakat ben insanları hiçbir zaman kategorize etmedim, edecek de değilim (sizin fikirleriniz yüzünden olsa dâhi!) yazılanlara sadece bakmışsınız o kadar…..

    Cevapla

  11. Bulent Murtezaoglu Says:

    Kurmanbek bey,

    Ben de bu bahsettiginizle alakali korkular tasiyorum. Boyle bir ise bu sekilde kalkisanlar herhalde bu oyunu kaybetmeleri durumunda baslarina neler gelecegini hesaplamislardir. Oyle ise hesaplari nedir? Kaybetmemek midir? Moda tabirle iyice milletin tepesine cokeceklerini veya cokebileceklerini mi dusunuyorlar? Yoksa oyle bir durumda kullanilanlari/gorunurdekileri magdur edip kendileri gorunmez mi olacaklar? (O ‘liberal’ takimindan yasi musait olanlarin evvelce solcu kiliginda dolastiklarini goz onune alirsak onlarin tiynetlerinin firildakliga musait oldugunu cikartabiliriz — onlara pek bir sey olmaz yani. Mevlana’nin ‘bin kere tovbe etmis olsan da yine gel’ lafina nette ‘yok sen gelme’ diye komiklik ekleniyor ya, o tur insanlara uyuyor. Aklimdaki gorunmez olacak olanlar oyle insanlar degil tabii, onlari bilmiyoruz.)

    Bahsettiginiz cemaatin propaganda organlari, basin insanlari filan bana da gayet itici geliyorlar ama o ‘yumruk sayilmayan’ durumda o yumruklari asil yiyecek insanlar hiyerarsinin en altindakiler olacak diye endiseleniyorum. Sadece yumruk sayilmamasi degil, insanlarin ellerine gecirebildiklerini dovmeleri de soz konusu olabilir cunku. Bu KPSS isinden sonra AKP secmeni olduklarini bildigim insanlardan da anti-sakirt laflar isitmeye basladim (belki Mavi Marmara hadisesinin pesinden gelen beyanatin da bunda rolu vardir?). Bu genclere dusmanca yaklasilmasina herhalde kimsenin rizasi yoktur? Henuz sagda solda ancak sezilebilinir olmakla beraber yavas yavas buyuyebilecek bir tepki var gibi gozukuyor. Bunlar hos ihtimaller degiller. Hukuk ve adalet, guc ve propaganda ile ikame edilemiyor, kestirme yolu bulduk ses etmeyin diye bir seyler yapilmaya kalkilirsa (ki acik/kapali darbeler de boyle ‘kestirme’ yollardi) masum insanlari halk nezdinde hedef haline getirecek tehlikeler dahil bir suru baska tehlike de ortaya cikiyor. Bitmeyen bir kabus gibi.

    Cevapla

  12. selimyavuz Says:

    Rana Hanim,

    Baska bir yorumcuya cevap verdiginize gore, cevap verecek kadar zamaniniz oldugunu goruyorum.

    Sorum basit, tekrar ediyorum : Nasil olup da 2003 senesinde hazirlandigi iddia edilen bir CD’den 2009-2008-2006 senelerine ait bilgiler cikiyor?

    Eger bu soruya en azindan “Bilmiyorum, ben de anlamadim” cevabini veremiyorsaniz, burada bulunusunuzun amacinin gercegi arayip tartismak olmadigi, sadece kalemsorluk yapip adalet arayan insanlarin bu en temel arayislarini bulandirmak oldugu ortaya cikmis olur. Hadi cok basit bir cevap bekliyorum sizden, 30 saniyenizi alir cevap yazmak.

    Cevapla

  13. Kurmanbek Allahverdiyev Says:

    Bulent Bey,

    Dogru bir noktaya temas etmissiniz kesinlikle. Filler tepistiginde cimler eziliyor hep. Yoksa, surungenlere bir sey oldugu yok. Bence cemaat bu gibi kumpaslari cok onceden planladi. Eger gecmisten gunumuze Fethullah Gulen’in yukselisine bakarsak hemen her zaman dort ayak uzerine dustugunu, ya da 4 ayak uzerine dusmesine uygun ortamlari yarattigini goruyoruz. 80 oncesi Erzurumda solcu genc avina cikiyordu ‘Komunizm ile mucadele dernegi’ adi altinda. Bu mucadelesinde de kontrgerilla-gladyo-derin devletin hizmetinde oldugu gayet rahat soylenebilir. 12 Eylul darbesi ile beraber memleketin solcusu-sagcisi iskence altinda iken, cuntanin hemen yanibasinda ve desteginde Rabita’dan gelen paralari sayiyordu. Gerci bu son soyledigim tum Siyasal Islamcilar icin gecerli. En iyi bildikleri seyle, yani para saymak ile mesgulduler. Komunizm’in zayiflamasi ve cokmesi ile eski sovyet cumhuriyetlerine uzanan Amerikan elinin “gumus yuzuk parmagi” idi cemaat. Geldigimiz noktada Turkiyeye bakarsak ben AKP ile Cemaat arasinda bir dusmanimin dusmani dostumdur koalisyonu goruyorum. Sonuc itibariyle Nurcular ve Naksiler (ya da Milli Gorus) birbiriyle cok da iyi gecinen cemaatler degiller. Rusen Cakir’in guzel analizleri var bu konuda.

    Benim gorusum cemaatin devletin tum kritik noktalarini tuttugu yonunde. Yargida istedikleri yerdeler kesinlikle. Ergenekon/Balyoz/Kafes/Amirallere Suikast/vs. davalarindan gorebiliriz bunu. Cemaatin bir diger dogal dusmani olan PKK’nin da uzerine ornegin KCK sorusturmasi ile gittiler. Ergenekon ve KCK sorusturmalari ayni merkezden yonetiliyor. Bir baska gosterge de Erzincan bassavcisinin basina gelenler. Referandum ile ultra bir demokrasiye kavusan ulkemizin onemli sacayaklarindan “yeni” HSYK’nin emriyle hakli oldugu halde rutbeleri sokuldu ve Adana’ya duz savci olarak suruldu. Asker icinde de iyi orgutlendiklerini dusunuyorum. Bircok muhbirleri ve ilgili ilgisiz belge hirsizligi yapabilen elemanlari var. Basinda da geyet iyiler. Sadece Zaman grubu degil TRT de ellerinde. Taraf gazetesini de yonlendirebiliyorlar istedikleri zaman. Star, Sabah, Vakit gibi digerlerini ise besliyorlar. Son zamanlarda Radikal’e dahi imzasiz haber yaptirabildiler. Tartismasiz en iyi orgutlendikleri ve kendilerinden olmayani yok ettikleri alan dahiliye, yani Kamu yonetimi (vali kaymakamlar) ve Polis teskilati. Istedikleri kisiyi dinleyip, goruntu alip santaj yapabiliyorlar. IStedikleri sekilde sahte belge, CD uretebiliyorlar. Ben acikcasi bir yerlerde cinayet isleyebileceklerini de dusunmekteyim.

    Eger mikro duzeyde bakarsak dediginiz ‘garibanlarin yumruklarin sayilmadigi ortamda dayak yemesi’ zaten oldu, olmakta. Mesela Kuddusi Okkir, mesela Enver Arpali. Ergenekon sorusturmasinin fiziken oldurdugu isimler bunlar. Kavganin diger tarafinda ise ‘kayip’ kavrami yok, ‘sehit’ kavrami var. Is boyle olunca cemaat tarafinda, uzerinde fillerin tepistigi “cimlere” ‘arkadasim bu yukaridakiler yuzunden sen eziliyorsun’u anlatmak imkansizlasiyor, zira ezildigi gibi ilk ucakla cennete gidecegini dusunen cok insan var. Manipulasyon, kandirilma, kullanilma, inandirilma, davanin kutsallastirilmasi oyle noktalara varmis ki dusunun koskoca bir sahteciligin tum delilleriyle ortaya cikarildigi bu siteye gelip ‘hadi diyelim ki hersey sizin dediginiz gibi sahte olsun…’ ile baslayan yorumlar yazabiliyor insanlar. Fethullah Gulen bir puttur. “Allah rizasi icin, gazamizin hayri icin gidin annenizi bogazlayin, babanizi kursunlayin” derse bunu yapabilecek cok insan var. Yapmayanlar da muhtemelen cemaat uzerinden para/statu/isim kazananlardir diye dusunuyorum.

    Bu konu cok uzar, kimsenin degerli vaktini almayalim. Saygilar.

    Cevapla

  14. Kurmanbek Allahverdiyev Says:

    Bir sey daha eklemem lazim aslinda. Bir onceki yorumda ‘cinayet de isleyebileceklerini dusunmekteyim’ yazmisim ama Hrant Dink cinayetini saymayi nedense unutmusum. Hrant Dink olayi kesin olarak emniyet istihbaratinin koordinasyonu, denetimi ve planlamasi ile gerceklesti. Bunu zaten yakalananlardan bazilarinin emniyet elemani olmasindan biliyoruz. Emniyet istihbarati tamamiyle cemaat kontrolunde, bu da kesin. Eski emn. gen. mud. yard. Emin Arslan’in basina gelenlerden bunu rahatlikla cikartabiliriz. Kendisi Hrant Dink cinayetini biraz kurcaladigi icin uydurma bir suclamayla tutuklandi ve bilmem kac ay sonra mahkemeye cikarildigi ilk celsede serbest kaldi. Bu parametreler isiginda Hrant Dink olayinda cemaatin bir sekilde isin icinde oldugunu dusunmekteyim.

    Cevapla

  15. Fenerant Says:

    merttalay gitmiş rana gelmiş.

    Cevapla

  16. rana Says:

    Can Acar,

    Cevabım gecikti üzgünüm…(kimse farklı bir anlam aramasın lütfen,burada sadece kendi adıma ve doğruluğunu düşündüğüm şeyler adına konuşurum.herkes gibi!) Yazdıklarıma gelecek olursak; aslında geyet açık ve net bence..fakat yanlış anlamışsınız sanırım? Ben orada olmaz olası bir zihniyetten bahsettim ve o zihniyete toptan karşı durmamız gerektiğinden bahsettim..yoksa bahse konu olan Ç.Doğan ve diğer askerleri (evet bu ülkede sıkça yapılan şeylerdir aslında bunlar!montajlar,şantajlar vs.vs…)zihnimde yargılayıp mahkûm edip zindanlara atmış değilim!!! Üstelik bu vazifem de değil… gerçeklerin er-geç ortaya çıkmak gibi kötü(iyi:))bir huyu vardır bilirsiniz? yani olay kimsenin dediğine kalmaz…sonuçlanır

    ”Nefret duygusu” demişsiniz bir başka yerde:Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki;ülkemde ki bu geniş yelpazede en sağdan,en sola hiç kimseye ve akıma nefret duygusu taşımam, ne kalbimde ne zihnimde…beni hiç tanımayan biri olarak bu şekilde adlandırılmak doğrusu biraz ağır oldu…(olayın içerisine atlamak isteyenler için şimdiden söyleyeyim:yazım sadece muhatabı içindir ve kimseye yalan söyleme zorunluluğum yoktur!!!)

    Ve birde; sanki siz benim mini mini öğrencimmişsiniz gibi sizi bana karşı uyaranlara ise söyleyecek söz bulamıyorum doğrusu,gülüyorum…;)

    Selamlar……

    Cevapla

  17. Ali Says:

    Bu iddialar dava asamasina gelene kadar kac hakim kac savcinin elinden gecti. Paralel davalar da ayni sekilde. Eger yalan olsa, en basitinden G.Kur kislalarda bu hakimlerin, savcilarin hemde polis esliginde arama emirlerine izin verir miydi? Ustelik bbbu izinler ve muvazzaf askerlerin tutuklanmasi tekrarlanir miydi? Uzgunum ama bir tarafta 3-5 darbeci bir seyler diyor diger tarafta da ulkemin askeri, polisi, hakimi ve savcisi bir sey diyorsa ben ikinci grubun soyledigine inanirim. Demek istedigim su ki: bir yanda hukuk calisiyor; diger yanda da normalde de sozune guvenilmeyecek insanlar medyayi da kullanarak kamuoyunun kafasini karistiriyor.

    Cevapla

  18. selimyavuz Says:

    Ali bey,

    Soze guvenme meselesi degildir bu. Sahtecilik delilleri ortada, farkindaysaniz hicbiriniz cikip bu su sebepten dolayi sahte degildir diyemiyorsunuz, diyemezsiniz de. Sadece laf geveliyorsunuz. Madem soyleyecek sozunuz var, sıkıysa buyrun sahtecilik delillerini curutun curutebiliyorsaniz. Hem belki yargiya da yardimci olursunuz.

    Darbeci zihniyeti tartismak ise ayri bir konu. O konuda da hemfikir olmayan yok zaten farkindaysaniz.

    Cevapla

  19. Ali Says:

    Cd’ler yalan diyelim; ses kayitlaridami montaj? peki ya C.Doganín T24é soyledikleri: EMASYA planlari cercevesinde boyle calismalar yaptik demisti.

    Cevapla

  20. rana Says:

    Can Acar,

    ‘Minority Report’ filmini gördünüz mü merak ettim doğrusu? zira siz ve bazı yorumcular tarafından yazdıklarımın tam aksi anlaşılmış…

    Cevapla

  21. Can Acar Says:

    Rana,

    Minority Report filmini beğenerek izlemiştim. Uzun zaman oldu. Anlatmak istediğin bağlantıyı ne yazık ki göremedim.

    Yanlış anlaşılmaktan bahsediyorsun. Geriye dönüp, tarafsız bir gözle yukarıda yazdığın 1 ve 4 numaralı yorumları okumanı rica ediyorum.

    İlk yorumunda buradaki pek çok kişinin gözünde “doğruları bulmaya çalışan iki saygın akademisyen” olan Pınar hanım ve Dani bey’in bu işi para/çıkar için yaptığını ima ettin. Ardından bu kişileri ve/veya belirsiz bir topluluğu (kimi kastettiğin pek açık değil)

    insanî ve ahlakî bakımdan gayrı ciddî,kökleri belli olmayan,mutantlar misali genleri bozulmuş varlıklar

    olarak nitelendirdin. Gerçek düşüncelerini bilmemize imkan yok, ancak ben dışarıdan bakınca bu yazdıklarını bir nefret ifadesi olarak algıladım.

    Pek çok kişinin farklı referansları ve doğruları olduğunu dikkate alarak, kendini okuyucuların yerine koyup anlatmak istediklerini biraz daha açık yazmayı deneyebilirsin sanırım.

    Sahtekarlık iddalarına gelince. Bu blogda, özellikle son birkaç yazıda, problem gayet açık bir şekilde özetleniyor. Bu yazıları inceleyip, sunulan delilleri okuyup kendi kararını kendin vermen en doğrusu olacaktır.

    Saygılarımla …

    Cevapla

  22. rana Says:

    Can Acar,

    Aradaki bağlantı şu idi ki;filmde ana konu,’masumiyeti kanıtlanana kadar herkes suçludur!’Bu film, konusu ve esas karakterin başına gelenler itibariyle unutamadığım filmlerden.Buraya yazdıklarım ve yazılanlara da bakınca sanki kendimi o tezi savunuyormuş konumunda hisset-tiril-dim!Önemli değil,ben kendimi biliyorum zîrâ.

    Yorumlarda asıl bahsetmek istediğim ise(bu blog ve sahipleri vesilesi ile)aslında darbelerin ne için yapıldığına atıfta bulunmaktı.Dikkat ederseniz sonunda da zaten söylemiştim bunu.Yoksa bu insanları suçlu ilan etmek değil..Bu ülkede yapılan her darbeden sonra, durumu hayli düzelen! generaller olduğu bütün dünyanın mâlumu sanırım.Öyleki, ülkenin en zengini olan bir general, Time dergisine kapak olmuş ve o dergi bu ülkeye sokulmamış belki senelerce bilemiyorum?Siz biliyormusunuz? ben yaştan kaybediyorum çünkü.

    Yine söylüyorum ki; kimsenin saygınlığını alaşağı etmek gibi bir derdim veya bazılarının dediği gibi,o gayeyle yazılar yazmam veya tutulmam-hırsız gittiği her yerde ki insanları hırsız zannedermiş misali- kadar komik bir şey olamaz.Herkes kendi iradesiyle karar verecek kadar büyük sonuçta.Aksini iddia eden veya olan var mı?

    O,nefret duygusu değil, topluma,insanlığa karşı düşmanlık duygusuna düşmanlık..ve nefret illa böyle adlandırmak gerekiyorsa eğer!kişilerle zerre kadar işim olmaz,olamaz.E,burada ne yapıyoruz o zaman derseniz;burası dediğim gibi bir vesile,fikirlerin söylenmesi ve belki gerçeğin ortaya çıkması için.Nefret temalı yorumlar, hatta hayatımda okuduğum en nefret-şiddet içerikli yorumlar da yok değil haklısınız..fakat,benimkiler değiller…

    Evrensel doğrular benim için kriterdir.Eğer benim doğrularım bir başkasının canını yakacak,zulmedecekse o ancak maskeden ibaret olur..onu takanlar olmuş ve hâlâ da oluyor belki? evet haklısınız, parçayı gösterip bütünün anlaşılmasını istemiş olabilirim,üzgünüm…

    Son ve asıl konuya gelecek olursak; dâvâ, benim ve herkes için ciddiyetini koruyor-hâlâ-.Hep birlikte göreceğiz neler olacağını.Umarım adalet gerçekten tecellî eder,herkes için…

    Saygılar…

    Cevapla

  23. ali Says:

    lutfen pes etmeyin

    Cevapla

Bulent Murtezaoglu için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: