Balyoz iddianamesinin belirgin özelliklerinden birtanesi, sanıklar lehine hiçbir olgu (blogumuzda sıkça örneklerini verdiğimiz zamanlama çelişkileri ve tutarsızlıklar) konu edilmez ya da ciddi bir değerlendirmeye tabi tutulmazken, çeşitli şekilde yorumlanabilecek verilerin mantık sınırlarını zorlayarak sanıklar aleyhine kullanılmaya çalışılması.
Bir örnekle başlayalım. (Daha sonraki yazılarımızda başka örnekler de vereceğiz.) İddanamenin sonuç bölümünde (s. 957) savcıların yürüttüğü mantık o kadar garip ki hayretler içinde kalmamak mümkün değil:
“Yürütülen soruşturmaya konu BALYOZ HAREKAT EYLEM PLANI ile SUGA HAREKAT PLANI’nın eklerinin önemli ölçüde mevcut olduğu, ORAJ HAVA HAREKAT PLANI’nın eklerinin çoğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Soruşturmaya konu harekat planları ve belgelerin sahte olarak sonradan düzenlenmiş olduğu iddiasının kabulü halinde, Oraj Hava Harekat Planının da tüm ekleri ile birlikte sahte olarak düzenlenmesi, diğer dokümanlarla birlikte CD’lere kopyalanması mümkün olabilirdi. Bu planın eklerinin bulunmaması, ORAJ HAVA HAREKAT PLANI’nı hazırlayanların çalışmalarını zamanında tamamlayarak teslim edemediklerini veya teslim etmelerine rağmen soruşturma konusu dokümanları gazete muhabirine ulaştıran kişi ya da kişilerin bu belgelere ulaşamadıklarını, ele geçen dokümanların sahte olarak düzenlendiği iddiasının asılsız olduğunu göstermektedir.”
Ele geçen dokümanların sahte olarak düzenlendiği iddiasının asılsız olduğunu gösteren neymiş? Oraj planının eklerinin çoğunun bulunmaması! Neden? Eğer Balyoz ve ekleri sahte olarak sonradan düzenlenmiş olsalar, Oraj Hava Harekat Planı da tüm ekleri ile birlikte sahte olarak düzenlenir, diğer dokümanlarla birlikte CD’lere kopyalanabilirmiş.
Nedense savcıların aklına başka olasılıklar gelmiyor. Mesela, üretilen harekat planını komple bir askeri kılıfa uydurmak için gereken verilerin hepsi sahtekarların elinde bulunmamış ve bu yüzden böyle bir plan için gereken eklerin tümünün içi doldurulamamış olması gibi. Ya da siyasi sebeplerle işin aceleye getirilmiş olması gibi.
Peki savcılara göre niçin bu ekler yok? Çünkü ya (1) hazırlayanlar çalışmalarını zamanında tamamlayarak teslim edememişler, ya da (2) bu dokümanları gazete muhabirine ulaştıran kişi bu belgelere ulaşamamış. İki argüman da savcıların iddianamede geliştirdikleri diğer tezlerle çelişiyor. Bir ordu komutanına özel olarak iletilen bir plan içersinde atıf yapılıp da henüz hazırlanmadığı için verilemeyen ekler olabilir mi? Böylesi yarım yamalak bir plan komutana sunulur mu? Ya da çalışmalar henüz tamamlanamamışsa nasıl oluyor da darbenin provası plan seminerinde yapılabiliyor?
Dikkati çeken nokta, bu denli zayıf bir argüman üzerinden savcıların kesin hükme varabilmesi (“asılsız olduğunu göstermektedir”).
25 Ağustos 2010
Iddianameden inciler