Bir evelki yazımızda, Balyoz darbe planlarında ortaya çıkan zamanlama çeliskilerini çürütme gayretlerinde kullanılan argümanların bazen nasıl gülünç kaldığını yazmıştık. Bunu yazmamızın üstünden 24 saat geçmedi ki, Alper Görmüş bize (istemeden) yeni bir örnek verdi.
Alper Görmüş Taraf gazetesindeki yazısında bahsettiğimiz çelişkilerin sağlam dayanağı olmadığını ileri sürüyor. Görmüş’ün samimiyetine inanmak istiyoruz ama çok zorlanıyoruz. Görmüş’ün argümanları o kadar eften püften ki ancak ne pahasına olursa olsun sahteciliğin üstünü örtmek isteyen biri tarafından ileri sürülebilir.
Örneğin, Büyük Ortadoğu Projesi (Ingilizce adıyla “Greater Middle East Initiative”) kavramının 2002’de yürürlükte olduğunu göstermek için Görmüş bizi William Kristol’un Mayıs 2002’de hazırladığı bir metine gönderiyor. Bu makalede Büyük Ortadoğu anlamına gelen “Greater Middle East” teriminin kullanıldığını söylüyor. Kristol şöyle yazıyor:
“In sum, we should not be attempting to preserve our past relationship with Saudi Arabia but rather forging a new approach to the greater Middle East.”
Azıcık Ingilizce bilen herkesin çabucak görebileceği gibi Kristol’un yazdıkları Görmüş’ün savını doğrulamaktan çok uzak. Birincisi, Kristol, “Büyük Ortadoğu” anlamına gelen “Greater Middle East” terimini değil, “geniş Orta Doğu” anlamına gelen “greater Middle East” sözcüklerini kullanıyor. Boston ve civarını anlatmak için “greater Boston” denilmesi gibi.
Daha önemlisi, böyle bir metinde “Greater Middle East” terimi geçse dahi, bu yaygın kullanımda olan, bir coğrafi bölgeyi topluca ele alan bir kavram. Sonuna “Initiative” eklenmeden kullanıldığı zaman Bush yonetiminin geliştirdigi stratejiyle bir alakası yok. Bu anlamıyla “Greater Middle East” teriminin geçmişi en azından 1990’ların başına kadar uzanıyor. (Bkz: Dallas Morning News gazetesinin 16 Ağustos 1992 tarihli “New political bloc arising vast region includes ex-Soviet republics, Iran, India” makalesi). Balyoz belgesinde geçen ise ancak 2004 yılında resmilik kazanmış olan ve 2002’de henüz adı geçmeyen Greater Middle East Initiative adlı spesifik bir dış politika girişimi.
Dolayısıyla, “Greater Middle East” ile “Greater Middle East Initiative” arasındaki farkı anlamamak Güneydoğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) arasındaki farkı anlamamak gibi birşey.
Görmüş’ün diğer argümanlarından da bahsedebiliriz ama kanımızca burada ele aldığımız örnek Görmüş’ün iyi niyeti ve ciddiyeti konusunda yeteri kadar aydınlatıcı.
Biz akademisyen ve araştırmacı olduğumuz için herhangi bir ipucunun tek başına kesin kanıt oluşturduğuna inanmayız. Her bir argüman – eğer varsa — daha iyi bir argüman ile zayıflatılabilir. Ama Balyoz belgelerinin gerçek olduğuna dair somut hiçbir kanıt yokken ve çelişkiler de birikince, muhakeme kabiliyetini kaybetmemiş insanların bu belgelerin sahte olduğuna kanaat getirmesi gerektiğine inanıyoruz.
Tersine, bir dizi çelişki ve aksaklığın ne tek tek ne de bir bütün olarak kimi insanlarda en ufak bir soru işareti uyandırmıyor olması ancak katı inancın muhakeme kabiliyetine baskın gelmesiyle açıklanabilir.
13 Ağustos 2010 18:54
Sözü edilen belgeler bir resmi belge değil. Zaten resmiyetten uzak yasadışı bir belge olduğu için bir yasal davaya konu oluyor. O yüzden TSK’nın yazım kuralları ve Ege Ordusu Komutanlığı bağlamındaki savlarınız iyi niyetten çok uzak. BOP için de aynı şey söz konusu. Ortada istibaratıyla, iç ve dış bağlantılarıyla çok geniş bir yapı var. Eğer BOP’un resmi bir duyuruyla ilan edilen bir proje olduğunu düşünüyorsanız dünya siyasetinden bihabersiniz. BOP doksanlarda Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonraki “Hedifimiz kırmızıdan yeşile döndü” sözleriyle başlayan bir projedir.