1. Ordu Komutanlığı’nda yapılan seminerin gizli bir darbe planı çalışması olduğu iddiası

5-7 Mart 2003’de 1. Ordu Komutanlığı’nın bünyesinde gerçekleştirilen Seminer Planı’nın içeriğinden Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ve Genel Kurmay Başkanlığı’nın haberi var mıydı?

Askeri Savcılığın İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na 24 Şubat 2010’da gönderdiği bilirkişi raporunun basına sızması üzerine, bu rapor hakkında bir çok yayın yapıldı. Kimi basın mensuplarının yansıttığı şekliyle bu rapor, 1. Ordu  Komutanlığı’nda gerçekleşen Plan Seminerinin içeriğinin Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan saklandığını belirtiyor. Halbuki anladığımız kadarıyla bu saptama, Balyoz darbe planının gerçek olduğu faraziyesi üzerine yapılmış bir saptama; raporun vardığı sonuç değil.

Nitekim daha önce bu blogda belirttiğimiz üzere, Askeri Savcılık, bu raporla ilgili olarak basında kamuoyunu yanıltıcı haberler yapılması üzerine bir açıklama yaptı ve “bilirkişi raporu kamuoyunu yanıltacak tarzda haber konusu yapılarak, söz konusu dokümanların gerçek olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmıştır” dedi.

Biz gene de Plan Seminerinin içeriğinin Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan saklandığı iddiasini bir daha gözden geçirelim.  Bunun ne kadar akıl almaz ve bildiklerimizle bağdaşmayan bir sav olduğunu izah etmeye çalışalım.

5-7 Mart 2003 tarihlerinde Selimiye kışlasında 29 general ve 162 subayın katıldığı bir seminerde Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gizlice darbe planlarının tartışılması mümkün değildir.

Çünkü:

(1) Sözkonusu Seminere, kurallar gereği Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan general düzeyinde temsilciler “gözlemci” statüsü ile katılmıştır. Ankara’daki Komutanlıklardan gözlemci olarak İstanbul’a gönderilen subayların kimliklerinin, bu görev için aldıkları harcırahların kayıtlarının takibiyle bulunması mümkündür.

(3) Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gözlemci olarak Plan Semineri’ne katılan personel, kendi hazırladıkları “gözlemci raporunu” (hem bilgilendirmek ve hem de Seminerde paralel bir çalışma ihtiyacı varsa bunu ortaya koymak için) Komutanlık’larına sunarlar. Dolayısıyla, üst komutanlıkların Seminer ile bilgilendirilmesi sadece 1. Ordu Komutanlığı tarafından gönderilen sonuç raporu ile kısıtlı değildir.

(4) Özetle, Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gönderilen gözlemci personelin nezaretinde yapılan seminerde bir darbe planının tartışması yapılmış olsaydı, bu bilgiyi bu gözlemci personelin raporlarında aktarması gerekirdi.

(5) Söz konusu Plan Semineri’nin ses kayıtları, Çetin Doğan’ın verdiği yazılı emir ile yapılmıştır. Ses kaydının yapılması için emir verdiği seminerde Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gizlice darbe planlarının tartışmış olması düşünülemez.

Tekrarlıyoruz: Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından görevlendirilen gözlemci personel, kendi bağımsız raporlarını Başkanlıklara kural gereği sunmuşlardır.  Bu seminerde emir-komuta zinciri içersinde belirlenen görev dışında bir faaliyet olmuşsa Genel Kurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın zamanında haber almamış ve gereğini yapmamış olması mümkün değildir.

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

Yorumlar kapatıldı.

%d blogcu bunu beğendi: