Bu blogun yazarları olan biz Pınar Doğan ve Dani Rodrik, Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın kızı ve damadıyız. Uzun zamandır Türkiye’de kamuoyunu meşgul eden “Balyoz darbe planları” ile ilgili olarak Çetin Doğan 22 Şubat Pazartesi günü gözaltına alındı ve aynı hafta Cuma günü İstanbul’da savcılar tarafından adliyeye sevk edildi. Savcıların tutuklama talebi ile sevkedildiği mahkeme tarafından tutuklama kararı alınarak cezaevine sevkedildi.
Çetin Doğan, Türk medyasında Balyoz darbe planının altında imzası olan mimarı ve kilit adamı olarak sunuldu. Gözaltına alınmadan evvel birkaç kez televizyon programlarına çıkıp, yapılan ithamlara cevap verdi.
Olayın özü şuydu. 2003 yılının Mart ayında, Çetin Doğan’ın komutanlığını yaptığı 1.Ordu’da olağan ve emir-komuta zinciri içersinde bir harp oyunu çalışması yapılmıştı. Çalışmanın bir bolümü Yunanistan’la ortaya çıkan bir çatışma akabinde ülke içinde oluşabilecek irtica odaklı bir iç tehdit karşısında ordunun yapabileceklerini kapsıyordu. Bu senaryo çerçevesinde Çetin Doğan’ın soylediklerinin ses kayıtları vardı ve bunları Çetin Doğan reddetmiyordu.
Bu senaryo çalışmasının yanısıra, Taraf gazetesine gönderilen Balyoz, Suga, Oraj, Sakal, Çarsaf kod adlı, kendi uçağını düşürmek ve camii bombalamak gibi inanılmaz hazırlıklar içeren bir darbe planına ait belgeler vardi. Çetin Doğan, doğruluğu bilinmeyen bu plan ve belgelerle hiç bir ilişiği olmadığını ve 1. Ordu’da yapılan senaryo çalışmasının darbe amacıyla ilgisi olmayan olağan bir savaş oyunu olduğunu açıklamıştı. Buna rağmen, senaryo çalışmaları ile diğer belgeler birlikte paketlenmiş ve kamuoyuna Çetin Doğan’in altında imzasi olan darbe planı olarak sunulmuştu.
Çetin Doğan’in birinci derece yakınları olarak bizim bu olaylara duygusal yaklaşmamamız mümkün olmayabilir. Ancak kalbimizi olduğu kadar mantığımızı da kullanabileceğimizi düşünüyoruz. Ve mantığımız bize diyor ki, Türkiye’de medyada yapılan tartışmalarda önemli hatalar yapılmakta ve içinde bulunduğu süreçte Çetin Doğan çok büyük haksızlıklara maruz bırakılmaktadır.
Bu blog’da üç amaç güdüyoruz. Birincisi, Çetin Doğan’a Balyoz darbe planı ile medyada yeralan ithamlara soğukkanlı ve mantıklı bir sekilde yaklaşıp, değerlendirmek. İkincisi, Çetin Doğan ve ailesi aleyhine yapılan yanlış yayınlara doğrudan cevap verebilmek.
Üçüncü amacımız Çetin Doğan’ı ve yakın ailemizi aşıyor. Ne yazık ki kimini yakından tanıdığımız, genelde görüşlerini paylaştığımız, insan hakları ile demokrasiye gerçekten inandıklarını sandığımız yazarlar bu son olayları demokratikleşme ve Türkiye’de askerin siyasetten çekilmesi yolunda olumlu yorumlama eğilimindeler.
Biz darbelerin hiç bir seklini tasvip etmiyoruz; geçmiste yapılan darbelerin de yanlış olduğunu düşünüyoruz. Ancak gerçek hukuk devleti ve demokrasiye giden yolun, karşı görüşlü sanılan kişilerin insan haklarını ezmemesi gerektigine inaniyoruz. Demokratikleşme sürecinde hukuk devleti kurallarının çiğnenmesi yanlıştır. Liberal demokrasi taraftarı olduğunu söyleyenlerin bu yanlışları tasvip etmesini anlamakta zorlanıyoruz. Bu blog’da bu konudaki görüşlerimizi de paylaşacağız.
28 Şubat 2010 14:10
emekli yigit komutanimizin maksatli uydurma delillerle ugradigi haksizliga isyan ediyorum.Sonunda yalan yanlis uydurma haberleri ureten yonlendirilmis kisilerin, mutlaka hukuk cezasini verecektir.
28 Şubat 2010 14:19
Degerli saygideger hanimefendi ve beyfendi
Aciklamalariniz icin sizleri tebrik ediyor ve kutluyorum.Irticaya karsi daima turkiye cumhuriyetini cekinmeden asker gibi acikca yurekli bir sekilde savunan YIGIT komutanimiz eminim kisa zaman icinde aranizda olacaktir.
03 Mart 2010 17:53
Amacim bu yoruma cevap vermek degil ancak son blogunuza yorum yapma hakki kaldirilmis sanirim. Bende buraya yorum yapmak istedim.
————-
Herkesin suclulugu kanitlanmadan sucsuz sayilmasi gerektigini ve dava surecinde hukuk kurallari icinde yargilanmasi gerektigini konusmak bile gereksiz. Ayni sekilde sunulan delillerin ne oldugu hakkinda karar verilmeden sizin dediginiz gibi `duzmece` ya da Taraf’in dedigi gibi `gercektir` demek de bir o kadar sacma. Goruyorsunuz dunun kagit parcasi bugunun TSK’nin bile gercektir dedigi bir belge olabiliyor.
Yorumlariniza kesinlikle katiliyorum. Hukuksuzluk asla kabul edilmemeli, Guneydogudaki cocuklar icin de, askeri yetkililer icin de. Ancak sizin hayalini kurdugunuz bu demokratik ulkede malasef sozde cagdas insanlar `irticayla mucadele icin gerekiyorsa darbede yapilmalidir` seklinde bir dusunceye sahipler. Blogunuza yorum yapan bircok insan bunun kaniti.
Bu insanlar bir travma icindeler. Bugune kadar haksizliga ugramamis, kurucu zihniyetin koruyucusu insanlarin yargilaniyor olmalari bu kesim icin idrak edilemeyecek bir durum. Inanin bana bu kesim (blogunuzun okuyuculari) Balyoz davasinin hukuki usulsuzluklerinin ne oldugunu anlamiyorlar bile, anlasalar diger yasanan hukuksuzlar icin de seslerini cikarirlardi. Onlarin derdi ordunun AKP hukumeti (bazi okuyuculariniza gore CIA tarafindan) tarafindan gucunun azaltilmasi ve bu sekilde irticaya canak tutulmasidir. Hasan Cemal de iste bu insanlarin aklina sasiyor ki sasmamak imkansiz.
Bu irtica cigirtkanligi tabii ki yeni bir olgu degil, ulkemizde bu cigirtkanlik post-modern darbelere bile yol acmistir. Keske gercekten darbe yapmislar da yargilansa: 12 Eylulculer, 28 Subatcilar…
28 Subat denilince Cetin Dogan’in akla gelmemesi gercekten cok zor. Ulkede yakin tarih hep gizlendigi icin o donemi bile okumak zor olabilir ama Bati Calisma Grubu’nun aktivitelerinin darbeyi destekledigi bugun spektrumun butun uclarinda kabul edilmis bir gercek. Bu nedenle `darbeci pasa` tanimina (her ne kadar sokak agzinda olsa da), yapistirilmis etiket demek biraz subjektif bir bakis acisi degil mi? Yani Cetin Dogan darbeyi o surecte desteklemedi ama yine de `darbeci pasa` deniyor gibi bir tercumesi oluyor ki gercekten buna inaniyorsaniz bunu aciklamanizi gercekten cok isterim.
Son olarak demokratik hukuk devleti ideallerinizi butun yuregimle paylasiyor ve sivil yonetimlerle (ne kadar begenmesek de) mucadelyi sivil reflekslere birakan bir silahli kuvvetlerin olmasini butum yuregimle diliyorum…
Saygilarimla,
28 Şubat 2010 15:42
HİÇBİR KANIT OLMADAN SADECE İÇLERİNDEKİ “ŞÜPHEYE” DAYANARAK YAPILAN TUTUKLAMAYI NEFRETLE KINIYORUZ. ONURLU, ŞEREFLİ VATANSEVER İNSANLARA ATILMAYA ÇALIŞILAN İFTİRALAR ONLARIN DEĞERİNİ AZALTMAZ AMA ONLARA İFTİRA ATANLAR İÇİN BİZİMDE “ŞÜPHELERİMİZ” VAR.
28 Şubat 2010 16:03
ÇETİN DOĞAN GİBİ DÜRÜST, ONURLU VE ÇALIŞKAN İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR, NE YAZIK Kİ ONLARDAN ÇOK YOK VE ONLARIN DEĞERİNİ BİLEN DE YOK. ONUNLA HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA GURUR DUYUYORUZ.
28 Şubat 2010 17:55
Kanımca blogun oluşturulmasında çok haklısınız iletişim çağında yaşıyoruz ve bundan faydalanmamız kadar doğal bir şey olamaz,hele bu bilgi kirlenmesi altında…
Sevgili Çetin Doğan ne söylediğini ne yaptığını bilen bir insan…Bu duruma düşmemesi gereken,görevini ülke menfaatlerini koruyarak yapmış, değerli insanlardan biri.
Medya aleyhinde,hükümet aleyhinde,belki muhalefette aleyhinde ama bunlardan daha önemlisi:Her devirde hüküm süren ve durumu kendi lehlerine kullanabilen,içerden ve dışarıdan güdümlü aleyhte olmaları doğal olan bir menfaat gurubu var ki;işte bu menfaat gurubunu nasıl aşacağız,bilemiyorum.Bu menfaat gurubu her darbe ve ihtilale ve her iktidara,alkış tutmasını ve geçerli olabilmeyi başaran bir guruptur ki; bugünlerde ABD nin bunlara sahte bilgi ve belge servis ettiğni düşünüyorum…???
Suçsuzluğu er veya geç ortaya çıkacaktır.Sizlere sabır diliyorum.Yapabileceğim bir şey olursa yardıma hazırm… Saygılarımla.
28 Şubat 2010 20:08
Üzüntünüzü yürekten paylaşıyorum ve ülkemede olan bitenlere çok üzülüyorum,, hele de Türk Ordusu ve şerefli askerlerimiz için oluşturulan bu gerçek dışı ithamlar, suçsuz yere şerefleri için yaşamış insanların teröristler gibi tutuklanmaları…ve kendilerini savunmalrının fayda etmemesi, delil diye öne sürülen belgelerin aslında belge olmaması,,ama şunu bilin ki ben ve benim gibi neyin doğru neyin yalan olduğunu ayırt edebilecek muhakeme sahibi insalar tükenmediler,, biz buradayız ve gerçekleri biliyoruz,,tüm dileğim babanızla birlikte, aynı kaderi paylaşan Şerefli Türk Ordusu Subay ve AstSubay larının alınlarına sürülen bu kara lekeden,, ve haksızlıktan bir an önce kurtulmalarıdır,, gerçeklerin gün ışığına çıkacağı günü sabırsızlıkla beklemekteyiz,,
28 Şubat 2010 21:09
Bu rezil oyunun CIA ya ait bir senaryo olduğunu tahmin etmek için medyum olmaya gerek yok. Bunu yapanların ne aklı ne bilgisi ne cesareti bu senaryoyu oynamaya yetmez, maalesef aldıkları dış destekle gidebilecekleri noktaya kadar gitmek istiyorlar. Duvara tosladıklarında ne olacak merak ediyorum. İran şahını bile satanların bunları satmayacağını kim garanti ediyor acaba?
01 Mart 2010 16:36
Benim de Ergenekon konusunda dış destekli bir takım bağlantılar olduğuna dair kuşkularım var. Ancak bu dış destekli oluşumların yapıyı düzmece ve fabrication olarak kurgulaması değil belki bu yapılanmanın deşifre edilmesi noktasında bir rolü olduğunu düşünenlerdenim. Bir de 28 Şubat var. Dış destekli bir yapılanma denildiğinde bence çok daha gerçekçi bir biçimde oturuyor.
01 Mart 2010 20:22
Bu gun ergenekon adiyla tabir edilen konuyla kimin bilgisi varki? idda makami olan savcilik , bu isi uzattikca uzatiyor, oyle bir hale getirildiki dava 2.5 yil gecmesine ragmen bu davada yargilananlar kesin olarak hala ne ile suclandiklarini bilmiyorlar. Mesala Tuncay Ozkan resmen yalvariyor , savcilara , mahkeme heyetine , ne olur sucumu soyleyin diye , cevap yok. her nekadar on yargili bir yaklasim olsada sayin hasan mert sizdeki kuskular anlayisla karsilanabilir ozellikle bu savgilarin hazirladiklari iddaname gozonune alindiginda.
Gecen zaman suresince ne kadar ulusalci , vatansever varsa; ozellikle akp ye muhalafet partilerinin yapamadigi muhalefeti yapan kim varsa bunlar sozde ergenekon sorusturmasina sokulup goz altina alinmistir. dava hazirlanis itibari ile yillarca surecek sekilde dizayn edilmis olup yillarca surecege benzemektedir. bu surecte bir mahkumiyet kararinin cikmasi mumkun olmayacaktir . Bu dava icine sokulamayan askeri ve sivil kesim yeni bir dava yaratilarak , bu sekilde tutuklanmislardir.
Sayin Dogan cetin komutanimda emekli olmasi itibari ile kosesine cekilmeyerek bir vatandaslik gorevi olarak dogrulari yazarak hukumet kanadini rahatsiz etmistir oysaki amerikanci olup bir holdinge danisman olsa idi bugun icinde bulundugu duruma dusmeyecekti. kendisine darbeci sifati ile yaklasan yandas medyanin gozbebegi olacakti. Cetin Dogan pasa dogru bildikleri ugruna hala mucadele ediyor .
Daha genis bir perspektiften olaylara bakarsak , bugun sozde ergenekon sorusturmasi ve balyoz darbe sorusturmasinda gozaltina alinan askerlerin ortak noktasi , meshur 3 mart tezkeresinden bir gun onceki genelkurmay toplantisinda bu tezkereye karsi cikmalaridir. bu tezkereye kim karsi cikti ise bugun bu sorusturmalardan gozaltina alinmistir , akpde buna kim karsi cikti ise 2007 de milletvekili adayi gosterilmemistir. Butun bu yapilanlar cia nin Turkiyedeki bir operasyonudur. bu operasyon icin de ozellikle beslenip buyutulen ve su an hala korunan fetullah gulen ve onun yandaslari ve akp tarafindan koordine edilmektedir. dunun fetullah talebelei bugunun savcilari ,hakimleri (hamiline tutuklama karari yazanini bile gordu Turkiyem) polis sefleri, kaymakamlari vs olmuslardir. Bu gun bu sorusturmalar bunlar tarafindan yurutulmektedir.
Butun bu olaylar Turkiye cumhuriyeti butunuyle Cia tarafindan ele gecirilip yeniden istenildigi gibi dizayn edilmedikce durmuyacaktir. Beni en cok dusunduren nokta ise Turk halkinin tepkisizligi, haksizliklara bu kadar duyarsiz kalisi.
Cetin Dogan Pasanin vatanini sevmekten baska bir sucu yoktur. Lutfen onun sucunu bilmedigini bu blog lara yazmayiniz onun sucu belli onun sucu bu vatana 45 yil gibi sure askla hizmet edip karsiliksiz sevmesidir. bu gun bu yuzden goz altindadir.
28 Şubat 2010 21:54
C.Doğan Paşa’nın tutuklanma nedeni ne balyoz ne de darbedir. 28 şubat sürecinde Batı Çalışma Grubunun başında olmasıdı. Tutuklanması da 28 Şubat a denk getirilerek “İşte 28 Şubatın intikamı böyle alınır” mesajı verilmiştir. Yoksa balyoz veya darbe suçlamalarının asılsız olduğunun herkes gibi RTE de farkında. Ancak A.gül intikam istiyor. Bunların ardında da o var. A.gül CB olur olmaz ilk icraatı E.Org. Çetin Doğan’ı A.Yasevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyeliğinden almak oldu. Peki yerine kimi Atadı? Akademik kariyer yapmış bir eski teknisyen Astsubay Başçavuşu. yani Orgeneralin yerine dr. unvanına haiz e olsa bir astsubay getiriyorsunuz… Nasıl bir kin olduğunu siz tahmin edin.
28 şubat sürecinde rol alanlar Sayın A.Gül’ün isteği doğrultusunda teker teker belirlenip çanlarına ot tıkanacaktır. Değerli Paşamızın başına gelenlerin nedeni tamamen ve sadece bu sonsuz kin ve intikam duygularıdır
01 Mart 2010 16:33
Sayın Çal, tespitleriniz çok ilginç iddialar barındırıyor. Benim merakımı tahrik eden bir sorum olacak. Bir akademik kurumun “mütevelli heyeti”ne rütbesi ne olursa olsun bir askerin üye olarak atanmasına nasıl bakıyorsunuz? Kaldıki akademia bağımsız ve hür iradenin olması gereken bir yer değil midir? Burada akademik titr’lerin birbirine militer bir şekilde rüçhanı olduğunu nereden çıkarıyorsunuz?
Saygılar..
03 Mart 2010 09:40
Sayın Hasan Mert, yorumlarınızdan kafanızın çok karışık olduğu apaçık belli… Ancak gözden kaçırdığınız ya da anlayamadığınız birdurum tespiti yapmak istiyorum. İlk olarak General ile Astsubay arasındaki farkı sanırım izah etmeme gerek yok, biri savaşı yönetir ve gerektiğinde çarpışır, diğeri ise her onurlu Türk askerinin yaptığı gibi emirleri yerine getirir. Bildiğiniz gibi Ulu Önder Atatürkte ”Size ölmeyi emrediyorum” diyerek emretmişti… İkinci konu ise Paşa mütevelli heyetine bir sivil olarak atandı üniforması ile katılmadı heyete. Kaldıki Kurmay seviyesinde pekçok asker özel şirketlerce dahi tercih edilmektedir. Nedeni gayet basit; onların diplomasında ”Sistem Mühendisi” yazıyor. Onlar sistemi kurar diğerleri sistemin bileşenlerinde yer alır… Bu kadar basit. Bu yorumdan Astsubaylarımıza karşı bir önyargı çıkarmayın sistemin işleyişi bu, kaldıki Türk Ordusu böyle bir ayrım yapmaz, asker askerdir, ÖNCESİNDE DEĞİL GÖREVİ SÜRESİNCE emir almayan tek asker Genel Kumay Başkanıdır.
28 Şubat 2010 21:54
Ben üzülecek bir durum olduğu inancında değilim. Ülkemiz işgal altında, işgalciler AB ve ABD tarafından yönlendiriliyor. İşgal altında insanlarımız ESİR edilmekle birlikte TESLİM alınamıyacaklardır. İşbirlikçilik ya da paslaşma sonucu yaşanan bu geçici durum ortadan kalktığında gerçekler ortaya çıkacaktır.
Lütfen paylaştığınız görüşlerinizi, yani olan bitenin özetini ingilizce olarak da yapınız. Ben avrupalı dostların bilgilenmesi gerektiğine inanıyorum. Avrupadaki yayınlar “az kalsın darbe oluyormuş da” şeklinde. Halk avrupada da yönetim ve medya tarafından tek yönlü bilgilendiriliyor. Dilimiz döndüğünce düşündüklerimizi çevremize iletiyoruz.
İnanmak başarmanın yarısıdır.
Saygı ve sevgilerimle
Erol Güçlü / Viyana
28 Şubat 2010 22:07
yıllarını laik Türkiye’ye adamış, bu ülkeye gelebilecek tüm iç ve dış tehditlere karşı her türlü mücadeleyi vermiş böylesine değerli bir kişinin, kimilerince öncelikli kara listeye alınarak bastırılmaya çalışılması hiç te şaşırmadığımız bir durum. Şaşırdığımız canım ülkemde ne kadarda çok koyun, ne kadar da soru sormayan ve ürkek insan varmış!!! Her büyük insan, her fikir adamı böyle süreçlerden geçmiştir ve bu onurlu bir süreçtir! Sakindik, endişeliydik ama artık kızgınız…
28 Şubat 2010 22:25
Sayın Çetin Doğan’ı kişi olarak tanımıyorum.Ancak O’nun karanlıkların,karartıların altında kalmayacağına inanıyorum.
01 Mart 2010 00:45
benim için paşamın tvde tüm halkın önünde ettiği şeref yemini altın değerinde. bundan gerisi faso-fiso. ailesi olarak sizlere, paşama ve hepimize sabırlar diliyorum.
01 Mart 2010 01:11
Sayın Komutanım’la 1985-1986 yıllarında Genelkurmay’da bağlantısız olarak görev yaptık.Ben, Deniz Harekat Şube’de yüzbaşı rütbesiyle plan subayı olarak bulunurken kendileri de Plan Prensipler Başkanlığı’nda albay rütbesiyle yanlış hatırlamıyorsam strateji plan şube müdürü olarak görev yapıyordu.Askeri yasak bölgelerle ilgili çalışmalarımda parafını almak için makamına ne zaman gitsem, güler yüzü, nezaketi,işleri kolaylaştıran hoşgörüsü ile karşılaşır ve yanından huzurla ayrılırdım.Önce insan ve sonra kurmay subay olarak örnek nitelikleriyle ayrı kuvvetten bir subay olarak gönlümüzde böylesine güzel izler bırakan bir komutanın, bombalama v.s gibi utanç verici suçlamaların muhatabı olarak sorgulanıp tutuklanmasını hazmedemiyor ve lanetliyorum.
Amacı, hedefi, tertipleniş ve topluma sunuluş şekli aklı başında herkesçe malum olan bir senaryonun elbet son bulacağına ve kendilerinin aklanarakçıkacağına inanıyorum.
Yaşanan bu süreç ,demokrasimizin utanç sayfalarından biri olarak tarihte yerini alırken, sayın Komutanımız ve onun gibi zulme uğrayan diğer meslekdaşlarımızın ömür sicillerine, Atatür’ün yolunda vatan uğruna katlanılmış çilelerin acı fakat onurlu bir anısı olarak yazılacaktır.
Saygılarımla
Reşit Çağın
E.Dz.Kur.Alb.
01 Mart 2010 03:51
Bu iş gösterdi ki Türkiyede dış istihbaratlar çok kolay operasyon yapabiliyor. Millet olarak çok uyanık olmamız lazım. Kimse neden milletvekili dokunulmazlığını konuşmuyor madem konu demokrasi?
01 Mart 2010 04:58
Sayın Çetin DOĞAN ve diğer değer komutanlarımız ile ilgili yapılan karalama kampanyaların hiç birisine inanmıyorum. Bir sabah kalktığımda (1 Nisan şakası değilse) televizyonda ”askeri müdahale olmuştur” denmedikçe de inanmam. Gerçek bazı belgelerin aralarına düzmece, yalan, sonradan üretilmiş bir takım unsurlar ile korkunç kirli bir kampanya yürütülüyor.
Türkiyede derin devlet olmamıştır, bazı dönemde derin çeteler olmuştur ispatlayanmasada bilinmiştir. Derin devlet arıyorsanız Khrushchev ve Eisenhower arasında silahsızlanma anlaşmasının nasıl iptal edildiğine, JFK suikastine, 11 Eylül saldırısına bakınız, araştırınız. Bizi el altından suçlayan, suçlatan ülkeler ilk önce kendilerine baksınlar. Olmayan bombalar sebebi ile geldikleri ülkeye zorla demokrasi ithal etmeye kalkıp 1 milyon kişinin ölmesine sebep oldular. Dünya üzerindeki tüm halklar demokrasi ile idare edildikleri yalanıyla kandırılıyorlar.
Bu tamamen siyasi bir davadır. Danton’un savunmasında dediği gibi siyasi davalarda adalet beklenemez, hak yoktur, güçlü olan kazanır. 8 sene önce gizli ajandamız yok diyerek gelenlerin ajandaları apaçık ortaya çıkıyor ama bazılarının gönül gözü kapalı, bazılarınında vicdanları cüzdanlarında hapis olmuş. Yalan ne kadar büyükse, İnananı o kadar çok olur demiş Hitler. Bugün Türkiyede en büyük yalanlara inanıyor insanlar.
Bugün üzüntülüyüz ama asla umutsuz değiliz ve umutsuz olmaya hakkımız da yok. Bu toprakların çocukları uyanık olmalı. Bu cennet vatanda yaşamanın bedeli bu. Yeni bir Mustafa Kemal gelmeyecek, hepimiz içimizdeki Mustafa Kemal’i azmini, kararlılığını, cesaretini farkettiğimizde özümüze dönerek bu komplocuları ve yandaşlarını ortaya çıkartabilir ve kovabiliriz. Komutanıma ve ailesine sabırlar diliyorum. Toplumun çoğunluğu neden olduğunu biliyor üzülmeye gerek yok. Bazı onurlu görevler vardır 4 Yıldızlı makam odalarında icra edilir, bazı onurlu görevler vardır bir cezaevinin demirparmakları arkasında olmakla… Toplum, şartlar ve tarih bazen emekliliği imkansız kılar demek ki komutanımızın görevi henüz bitmemiş. Bu vesile ile çok değerli evlatlar yetiştirmiş olmasından dolayı da, ayrıca gurur duydum.
En derin saygılarımla,
Kaan ÖNAL
01 Mart 2010 06:33
Üzüntünüzü gönülden paylaşıyorum. Ömrünü T.C.’ne admış silahlı kuvvetlerde en üst kademelere gelmiş müstesna bir insanın malesef böyle şerefsiz bir komplonun sıkıntıları içinde olması dehşet verici. Hangi tarafından bakarsanız bakın bu komplonun ve amaçlarının ne olduğu o kadar açık görülüyorki. Ancak bu senaryo ile dış güclere hizmet ederken şahsi menfaatlerini düşünerek hareket eden ve onların iş birlikçileri bilmelidirlerki ; bizim için bu bir demokrasi imtihanı ama zor bir imtihan ilk defa bu ülkenin insanı bu seçimlerde kendi kaderini belirleyecek. Mutlaka
iktidar bu seçimleri kaybetmemek için her zaman yaptıklarından daha fazlasını yalan dolan oy satınalma sonuçları saptırma gibi yapacaktır. Tüm kalbimle inanıyorum ve diliyorum bu seçimlerde gereken ders verilecektir. Çünkü bizim bir tek vatanımız var oda burası ve ATA’mızı çok sebviyoruz.
SEVGİ VE SAYGILARIMLA
01 Mart 2010 06:54
Ülkedeki siyasi otorite otokratikleşme potansiyeline sahipse, İngiltere, Fransa, Almanyadaki gibi bir ordu beklemek zaten hata olur.
Eric Edelman ne de iyi ifade etmiş: “Eğer Türkiye’de dengeli bir siyasi sistem ve hükümetin dönüşümlü olma ihtimali olsaydı, ordunun güçten düşmesi konusunda daha iyi hissetmek mümkün olurdu”. Hadi Paşamızı ordu mensubu diye suçladınız, peki Edelman’ın dediklerine ne demeli??? Niçin böyle acı bir ifade kullanıyor?
01 Mart 2010 08:12
emekli orgeneral cetin dogan susturulmayacaktir.
01 Mart 2010 08:54
BU bir savaş, karşıda sizi ne bahasına olur ise olsun hedef almış bir karşıt var.
Bana bunu başka türlü anlatacak bir gelişme olmadı henüz.
01 Mart 2010 08:55
Bu blogdaki sogukkanli yazilarinizi takdir ediyorum. Allah gostermesin benim babam boyle bir haksizliga dusse, ben bu kadar sakin aciklamalar yapmaz agzima geleni soylerdim. Her millet layik oldugu sekilde yonetilir, malesef bizim halkimiz da korcahil oldugundan, amerikadaki toplum muhendsileri tarafindan kukla gibi oynatilmaya mahkum ama olan nitelikli azinliga oluyor. Bu karacahil toplum Avrupanin ronesans ve reformla basardigi gibi aydinlanamadigi surece bu tip olaylari daha cok gorecegiz. Boyle degerli insanlar cezaevindeyken, kayip trilyona adi karisan A. Gul cumhurbaskani, sayisiz yanlisa imza atan Tayyip Erdogan Basbakan, bolgesinde orman arazilerini talan eden AKPli belediye baskanlari hala gorevde. Babanizin biran once ozgurlugune kavusmasini dilesem de, bizim milletimizi tanidigim icin malesef umudum az. Allah sabir versin.
01 Mart 2010 09:01
Sevgili Kardeşlerim babanız için yaptığınız bu çalışma beni çok mutşu etti
size tavsiyem öncelikle Alev Coşkun’un yazdığı 6 AY isimli kitabı mutlaka okumunız zira burada
Atatürkümüzün doğu cepesinden işgal altındaki İstanbula geldiği ilk günden itibaren Samsuna gidinceye kadar İstanbul’da geçirdiği 6 Aylık sürede yaşadıklarını anlatan muhteşem bie eser.Orada bugün yaşananlar ile nasıl bir paralellik olduğunu çok net olarak göreceksiniz.kısaca öazetlemem gerekirse;
-Mütareke Basını ile bugünkü medyanın halini mukayese edeceksiniz
-Damat Ferit hükümeti ile şimdiki hükümeti aynen mukayese edeceksiniz
-tüm vatanseverlerin nasıl “ittihatçı” damgası vurularak önce Bekirağa bölüğüne oradanda Maltaya nasıl sürgün edildiklerini göreceksiniz
lütfen okuyunuz ve 1918.kasım-1919 mayıs arasındaki zaman süreci ile bu günü mukayese ediniz lütfen
01 Mart 2010 09:31
Şu anda tutuklu olan Sn. Çetin DOĞAN komutanım ve askerlerin darbeci olduğuna hiç ama hiç inanmıyorum darbeci olsalardı darbeyi çoooktaaaan yaparlardı. Buna hangi siyasetçi engel olabilirdi…
01 Mart 2010 09:40
Sayın Çetin DOĞAN’I tanımam.
Bir Orgeneral emekli de olsa; “Ben Hukuka aykırı eylemlerde bulunmadım, suç işemedim” diyorsa doğru kabul ederim.
Hukukun işleyişine elbette sözümüz yok…
Ama şunları merak etmeme ve kuşku duymama engel bir durum da yok sanırım:
1. Savcılarımız neden yapılmış darbeleri soruşturmazlar da planlandığı iddia edilen darbeleri soruştururlar?
2. Yasalarla verilmiş görev gereği; iç ve dış TEHDİTLERİ ÖNLEMEK İÇİN YAPILAN PLAN SEMİNER ÇALIŞMALARI MI; REJİM İÇİN TEHLİKELİDİR? YOKSA REJİME KARŞI EYLEMLERİN ODAĞI OLDUĞU ANAYASA MAHKEMESİNCE SAPTANAN VE CEZALANDIRILAN BİR SİYASİ OLUŞUMUN ülkeyi hukuku hiçe sayarak yönetmesi mi?
VE; “Demokrasi bizim için amaç değil araçtır…BU ARAÇTAN İSTEDİĞİMİZ İSTASYONDAN İNERİZ” SÖYLEM VE UYGULAMALARI MI REJİM VE HUKUK DÜZENİMİZ İÇİN TEHLİKELİDİR?
2. İşlem yapılan Muvazzaf ve Emekli ASKERLER, İŞGAL EDİLMİŞ BİR ÜLKENİN ORDUSUNUN ASKERLERİ MİDİR?
01 Mart 2010 09:41
Sayın Çetin Doğan’ın tutuklanması tamamen odruyu ve TSK halkın gözünden düşürmek ve Atatürk Türkiyesini İslam cumhuriyetine çevirme gayretidir. Türk Milleti maalesef buna göz yumuyor çünkü halkı önce eğitimsiz bıraktılar sonrada tepkisiz bir toplum olduk. Fransız düşünür yıllar önce boşuna dememiş her toplum layık olduğu kişiler tarafından yöneltilir. Bu tamamen ABD ve AB planı ve Lozan barış konferansında İngiliz LOrd Courzo boşuna İsmet İNÖNÜ’ye dememiş siz hiç bir şeyi kabul etmiyorsunuz ama ben bunları cebime koyuyorum sırası gelin çıkaracağım işte şimdi tam zamanı maalesef sevri geri getirmek Türkiye Cumhuriyetini parçalamak için fırsatı ellerine geçirdiler
Sayın paşama sağlık ve sabır diliyorum.
ÖMER KARAARSLAN
01 Mart 2010 09:43
I had the honor of meeting General Cetin Dogan and his wife in Izmir several years ago through a mutual friend.
I do not know him very well but I know one thing;the allegations against him were fabricated.
It is a pity that he had to spend his 70th birthday in jail,away from his family just because some people in the US and Turkey want revenge.
I hope that this nightmare ends soon and he is released from Silivri Prison as soon as possible.
He does not deserve any of this.
01 Mart 2010 09:44
Sayın Doğan Ailesi,
Canınızı sıkmayınız, Paşamın ailesi olduğunuz için benden elbette daha iyi bilirsiniz ki dirayetli bir insandır; çünkü O, Mete’nin Ordusunun bir Ordu Komutanı. Onları kimse suçlu gibi görmüyor haberiniz ola.
Reşit Çağın K. Albayımızın belirttiği gibi amaç hedef, tertipleniş sunuluş ve bir ek olarak ta, tarihi dikkate alındığında, hamburger obazitesi bir Amerikalının bile anlayabileceği bir tezgah bu (Türkleri örnek vermiyorum bilhassa, tezgahı Ergenekonda çözdü Türk Halkı)
Ancak başarılı olamayacak bu tezgah; pimini çekip rastgele salladıkları bu korku bombası kendi kafalarına Yüce Divan olarak düşecek.
Ayrıca Paşamızın Şerefi üzerine yemin etmesi, Erdoğanın binlerce yemin etmesinden daha değerli benim için.
Son söz: Paşa balyozcuysa ben de balyozcuyun beni de alın… Adım aşşağıda ve emniyet siyasi şubede de siyasi parti il yöneticisi olarak adres kaydım var. Ordan alırsınız adresi.
Erdem Şenol
Ziraat Mühendisi, Adana
01 Mart 2010 09:45
Arkadaşlar,
Gerçek vatanseverler, Kemalistler onun suçsuz olduğuna inanıyor.
Haksız içeri giren bir çok vatan evladı dermansız hastalıklarla dışarı çıktı.
Çetin Doğan da nasıl olsa bir gün çıkacak. Lütfen iletin kendisine sağ salim çıksın. Kendine iyi baksın. Moralini yüksek tutsun.
Saygılarımla,
Levent Çetinkaya
Cunda – Ayvalık
01 Mart 2010 09:51
Bir de feysbukta da sayfa açar mısınız?
Veya arkadaşlarımızla paylaşabilmemiz için buraya linkler falan konuyor galiba.
Saygılar
01 Mart 2010 09:52
Çetin Doğan Paşa ve saygıdeğer eşleriyle birkaç yıl önce müşterek bir dostumuz vasıtasıyla tanıştık.
Kendilerini çok fazla tanımıyorum.Ancak böyle kibar ve saygıdeğer bir beyefendinin aleyhindeki suçlamaların doğru olmadığına inananlardanım.
70. doğum gününü cezaevinde geçirmiş olmasından da dün büyük bir üzüntü duydum.
Bu senaryonun yurt dışında tasarlanmış ve uygulamaya konmuş olduğuna inananlardanım.
Türkiye’de bu işe alet olanların bir an için oturup düşünerek ,kendilerine verilen bu rolün uygulanmasının birkaç yıl içinde bu güzel memleketi ne felaketlere götürebileceğini görmelerini diliyorum.
Eşine ve ailesine sabır diliyorum.Dik duruşlarını devam ettireceklerini biliyorum.
Bu kötü günler de birgün elbet sona erecektir.
01 Mart 2010 11:21
Sn.Doğan ailesine,Geçmiş olsun dileklerimin kabuluyle.
Bu ülkede devlete onuurunla hizmet etmenin Cumhuriyetçi olmanın bir bedeli olduğunu,Şehit Or General Eşref BİTLİS’in bunu hayatı ile ödediğini unutmazsak belki teslli buluruz.
Üzüntüler paylaşıldıkça azalır.Hedefin doğrudan sayın komutan olmadığı, asıl hedefin TSK olduğu son derece açık.TSK’ ya karşı asimetrik şavası yürütenler belli, ancak bunun ismini kimse telaffuz dahi edemiyor.Ülkem bu noktaya haksız olarak gelmişse, bu haksızlığı yaratan neden ve etkenleri düzeltmekte bizim görevimiz.Lütfen yılgınlığa kapılmayın, kapılmayalım.
Peki ne yapabiliriz? Bu konuda önerim şudur. İngilizce Lisan bilgisi yeterli olan herkes kısa ve öz olarak yazacağı bir metinle ülkemizdeki olayları ve özellikle sayın Çetin Doğan olayını tüm ülkelerdeki kanaat önderlerine, devlet- hükümet başkanlarına, AB parlementosundaki millet vekilerine, Lahey Adelet Divanı üyelerine,Nobel ödüllü bilim insanlarına öncelikle mektupla bildirmelidir.Klasik yazışma hem dikkati daha çok çekiyor, hem de bilgi belge kalıcı oluyor.Bu mümkün olmuyor ise e- posta ile yılmadan bıkmadan ta ki dünya kamu oyunun ilgisini çekene kadar göndermeliyiz. Bunun içinde bu kişilerin ad soyad adres, e-mail bilgilerine ihtiyaç olacak.Önce bunları tespit edttikten sonra İngilizce bir metin eşliğinde internette yayınlayabilir isek işin çoğunu başarmış sayılırız. Mümkünse böyle bir metni ve hiç olmaz ise ABD de temin edebildiğiniz adresleri sitenizde yayınlarsanız,Türkiyedeki duyurma görevinide biz gerçekleştiriirz. Saygılarımla.HBÜ:
03 Mart 2010 09:47
Sayın Hasan Bölükbaşı’nın önerisine katılıyorum… Sayın Doğan Ailesi üyeleri, İngilizce bilmeyenleri de düşünerek bir İngilizce metin hazırlamanızda fayda görüyorum. Sadece Paşam için değil, tüm bu uygulamaları yansıtan bir metin. (Üzgünüm benim İngilizcem böyle karmaşık bir konunun duru bir biçimde algılamasını sağlattıracak bir seviyede değil)
01 Mart 2010 12:09
Doğrusu TSK’nın en yüksek rütbelerine kadar gelmiş ve 1. Ordu Komutanlığı gibi bir görevi ifa etmiş olan Sayın Doğan’ın bu şekilde içeri alınmış olması bir Türk vatandaşı olarak beni üzdü. Ancak beyefendinin zat-ı alilerine yönelik suçlamaların ciddiyetini nazar-ı dikkate alınca diğer taraftan ülkemizdeki yargıya güvenmekten başka bir yolumuzun olmadığına inanıyorum.
Saygıdeğer Hanımefendi ve Beyefendi, inanın gönlümden geçen Sayın Çetin Doğan Paşa’mızın hukuk karşısında aklanarak tekrar alnı dik bir biçimde toplumdaki yerini alması. Bunun bir tek yolu olduğunu düşünüyorum: o da yargıya hesap vermektir. Her Türk vatandaşı HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE inanmalı ve ANAYASAMIZDAN aldığı güçle birey olarak haklarını savunabilmelidir.
Şöyle bir mizansen düşünün; Sayın Doğan Genelkurmay Başkanı’nın itirazı ile tutuklanmamış ve tutuksuz yargılanıyor olsaydı, bu Sayın Doğan için arzu edilen bir durum mu olurdu? Bence bu şekilde yargılanması daima kendisi üzerindeki kuşkuları sürekli kılabilirdi. Bunun bir şans olduğunu ve mutlaka yargı karşısında aklanarak çıkmasını arzuladığımı belirtmek isterim.
Sabır ve metanetle hukuki sürecin izleyicisi olacağız.
Saygılarımla..
01 Mart 2010 20:45
Hangi ciddiyet sayin Mert, ortalikla kesin olan hangi suclama var, yapilan suclamanin ciddiyetinden bahsediyorsunuz. Madem ortada bu kadar ciddi suclamalar , bu kadar suredir , bu hukumet ne yapiyordu? madem is ciddi o zaman askerlik belli bir hiyaresi ye dayanir , ast in yaptigindan ust sorumludur. Kendisine pasa dan hocam diye sifalandirilan Hilmi Ozkok e ne yazamn gozalti veya sorusturma yapilacaktir. madem boyle bir suclama var , ne zaman bu imam kisilikli malesef genelkurmay eski baskanina hesap sorulacak. ?
Keske sizin gibi bende inanabilsem hukukun ustunlugune , hamiline arama emri , bos kagida karar yazan hakimlerin oldugu hukuka mi guvenecegim ? 2.5 yil iceride tutulup sucunun ne oldugunu bilmeyenlerin yasdadigi bir ulkedeki hukukun ustunlugunemi inanacagim , hadi canim sizde , yandasin medyasi iyi, yandasin hakimi iyi , yandasin savcisi iyi, gerisi tu kaka olan bir ulkede kimse hukuk oldugundan bahsedemez. Bu hukuk olmadigi icin bugun basbakan hosuna gitmeyeni acikca bagira cagira tehdit etmektedir.
Sayin Cetin Dogan icin dilediginiz sansin aynisini bende size diliyorum , umarim bir gun birileri (Allah Korusun) gelip sizin ozgurlugunuzu alip bir kor kuyuya attiginda ,bunun susuz kalmamaniz icin bir sans oldugunu dusunursunuz , hatta , yunus peygamber bile olacaginizi tassavur edebilirsiniz.
Bu sekilde timsah gozyaslari dokmeniz kabul edilebilir bir sey degil !!! ayip
03 Mart 2010 10:03
2 sene önce Ergenekon başladığında veya Paşanın görevinin bitmesinin akabinde dediğinizi haklı bulabilirdi Türk Halkı. Ancak; Büyük Ortadoğu Projesi konusunda yaklaşık 300 farklı kaynağı tarayarak İnternet dünyasında bu konu ile ilgili ilk makaleyi yayınlayanlardan biri olarak diyorumki Sayın Mert, içinde bulunduğumuz durum ”Atatürk’ün Gençliğe Hitabı” nın içeriği ile birebir örtüştüğü bir durumdur. Bakınız burada kısa olacağından ve yanlış anlaşılmalara sebep olabileceğinden Felsefi bir tartışma yapılamaz ancak kısaca şöyle diyebilirmki: Şuan Nazi Almanyasının III. Reich dönemine girmek üzereyiz. Demokrasi sonsuz özgürlük olmadığı gibi YARGI APAÇIK BASKI ALTINDA. Paşa’nın delil karartma ve kaçma olanağı yok iken ve bahsettiğiniz HUKUKTA aslolan Masumiyet karinesi olduğundan, durum HUKUK ile açıklanamaz. Olay tamamen siyasi boyuta sahip olup İNANIN 10 sene sonra hata yapmışım dememk için lütfen Rand Corporation sitesindeki 1996-97 yılındaki yazılardan Türkiye ile ilgili olanları okuyunuz.
Bunların hepsi tezgahın bir parçası. Hernekadar pek haz etmesemde Baykal’ın dediği gibi ama sonunu getirmediği cümlesindeki duruma doğru gidiyoruz. Malta sürgünleri ve sonrasında Sevr Antlaşması… Adamlar silahsız bir şekilde Sevr Antlaşması’nın tüm maddelerini uygulamaya geçirmeye çalışıyorlar başka birşey yapmıyorlar.
01 Mart 2010 13:25
Özden Örnek’in darbe günlükleri yayınlandığı günden bu yana tc üzerinde yayın yapan her türlü medyanın vermiş olduğu haberlere ve yapılan tüm yorumlara inanmıyorum . Atatürkümün kurmuş olduğu İş Bankası emeklisiyim . 25 yıl çalışma hayatımda sadece Cumhuriyet Gazetesi’ne itibar ettim . Bunun dışında fetullahçıların her türlü basın yayın organını ele geçirmiş olduğunu düşünüyorum.LANETLİYORUM… Bize bu günleri yaşatan gazeteci geçinen tüm insanları da kınıyorum … Babanızın şerefiyle o elbiseyi taşıdığının da bilincindeyim . Böyle bir site açmış olduğunuz için sizi kutlarım. Üzüntünüze katılıyorum.
01 Mart 2010 13:35
Blog icin sizi kutluyorum. Darbelerin ulkemize ne denli zarar verdigini onceden bilmiyor idiysek bile yasayarak gorduk. Ama hukuk kurallarina uyulmasini istemek darbe taraftarligiyla es anlamli oldu artik. Ne yazik ki ortadan ikiye bolunmus olan ulkemizde yargisiz infaz kurallar gecerli. Suclanan kisinin etrafina da camur atmak olagan. Uzuntunuzu paylasiyorum.
Leyla
01 Mart 2010 14:14
Sayın Komutanımın birliklerinde çalışma şerefine erişmiş emekli astsubayım.Sözde Atatürkçü bir çok generalin yanında onun özde Atatürkçü olduğunu gördükçe hayranlığım bir kat daha arttı.Saygılar.
01 Mart 2010 14:54
Bu akılla inancın yüzyıllardır devam eden mücadelesinin son durumudur. İnanç hiç bir zaman akla üstün gelemeyecektir.
Verdikleri gereksiz ve haksız rahatsızlığın en kısa zamanda bitmesini diliyorum.
En derin saygılarımla,
Hakkı Üzel
01 Mart 2010 14:59
Darbenin,SEMİNERİ !
Darbenin,PLAN TATBİKATI !
Darbenin,PROVASI olmaz.
Sözüm ona darbe planlayacak kişiler 129 kişi kabak gibi salonda toplanmaz ve ses kaydı yapmaz.
Yargımız bu işi nasıl kavrayamaz! şaka gibi.
Yanlış Bağdattan döner,ama ne kadar propaganda yapsalar kar sanacaklar.Bu işin sonunu
düşünemiyorlar.
03 Mart 2010 10:08
Sayın Murat Beyefendi, ortada şaka falan yok, herşey gerçek ve doğru algı içinde olması gerekiyor herkesin. Bu sözler sadece sitelerde kalmamalı halkı da aydınlatmalı herkes. Unutmayınızki İran Şahı Pehlevinin son GenelKurmay Başkanı şöyle demişti ”İçimize sızdıklarını ancak Devrim olduğunda anlayabildik”
01 Mart 2010 15:26
Sayın Komutanım, Ben emekli bir deniz yarbay’ıyım. Dik duruşunuz, onurlu görüntünüz sizin ne kadar kaliteli bir Komutan olduğunuzun göstergesidir. Size sonuna kadar inanıyor ve siz ve sizin gibilere sahip çıkmaktan bile korkan zavallıları şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.Ne mutlu bize ki sizin gibi bir Komutanımız var. VE NE MUTLU SİZLERE Kİ BÖYLE ONUR ABİDESİ BİR BABANIZ VAR.
01 Mart 2010 17:50
Bursa Işıklar dan başlayarak her anın hesabının verildiği 45-50 yıllık tertemiz bir sicil iki mollanın karalamasıyla elbette kirlenmeyecektir. Kurban edilmeye çalışılan Çetin Doğan Paşa aslında aydınlık Türkiye nin kahramanlarındandır. Günümüzdeki sivil duruşuyla da bu ülkeye daha çok hizmet ettiğini görmeliyiz.
Paşamın 70. yaşını kutluyorum, değerli eşi Nilgül hanım başta olmak üzere tüm akrabalarına sabır diliyorum. Onlarla tanıştığımız için kendimizi şanslı hissediyoruz.
Prof.Bilgehan Uzuner-Mart 2010 Eskişehir
01 Mart 2010 19:49
Mrb ey laik ve aydınlar demokratlar yurtseverler gerçek inanan müslümanlar bu bir oyundur oyun ve tertiptir abd feto rte üçlüsünü rolaldığı bir oyun ülkemizin bağımsızlığı yok etmek için uyanık olalım bu tertibe ve kirli oyuna dur diyelim
01 Mart 2010 20:12
Sevgili kardeşlerim Pınar ve Dani,deminden beri bir şeyler yazıyorum,siliyorum,yazıyorum,bu olan bitenlere karşı isyanımı anlatacak sözcükleri bulabilmem pek mümkün görünmüyor.Görüyorum ki sizler de benim gibi bazılarının yaşananları demokratikleşme olarak yorumluyor olmasına anlam veremiyorsunuz,bu haksızlıkları,adaletsizliği nasıl iyiye yorabilirler?Gerçeklerden nasıl bu kadar uzaklaşılabildi?Taraf gazetesinin iddialarının ilk yayınlandığı günlerde bir ikisi dışında tüm basın ,sekiz sütuna manşet, çığlık çığlığa ,Balyoz darbe planından ve sorumlularından bahsediyordu,sadece bir iddia üzerine bütün bu yaygara, besbelli ki hiç masum değil,medya ve diğer odaklar olmayan bir suçu yarattılar ve onurlu, aydınlık fikirli,insancıl,bilge, Çetin Paşa’mızı sorumlulardan biri olarak gösterdiler.Adaletsiz davranılacağına en baştan karar verilmişti! Bu zor günlerin geçeceğini hepimiz biliyoruz,dileğim çok çabuk geçmesi, Sayın Çetin Doğan ın ve ailesinin bir an önce bu eziyetli durumdan kurtulmasıdır.Sevgi ve saygılarımla.
01 Mart 2010 20:15
80 Öncesi ve 80 li yıllarda yapılan askeri darbelerinneler götürdüğünü;yaşayan ;aklı başındaherkes bilir.Biliyorduk ki hiç bir darbe ülke yararına değildir.Ve her zaman çalışan beyinleri;lider niteliğindeki yurtseverleri vurmuştur.Darbe dendiği zaman halan tüylerim diken diken olur.Ama son söylentiler ve üretilen senaryolar herkesi güldürüyor. Hiç kimse bunlara inanmıyor.Amacın ne olduğunu herkesimde ki vatandaş anlıyor.İ
kinci Cumhuriyet dediler;Tutmadı.Ilımlı İslam Devleti dediler olmadı.Ergenekon dediler suyu çıktı.Sıra Balyoz Harakatında.Zaman onunda altının boş olduğunu gösterecek. ATATÜRK ten intikam almak isteyenbeyinler ve dış güçler,buna benzer senaryolar üretmeye devam edebilirler.Ne yazık ki amaçlarına ulaşamayacaklar.BU HALK ÖYLE BİR HALK Kİ,ZAMANI GELİNCE DOĞRU İLE YANLIŞI AYIRMAYI ÇOK İYİ BİLİR.Atatürk ten ve onun dürüst paşalarından intikam almak isteyenler;Önce şu nitelikleri taşımaları gerekir ki başarılı olabilsinler. İYİ BİR LİDER. İYİ BİR HALK ADAMI. İYİ BİR ASKER. İYİ BİR DÜŞÜNÜR. İYİ BİR DEVRİMCİ. KARARLI,AZİMLİ,CESARETLİ,ÜRETKEN VB. Bütün bu özellikleri taşıyan ikinci bir kişi dünyaya geldimi ki… Şimdikiler gibi örümcek beyinlilermi TÜRKİYE CUMHURİYETİ nin ordusunu yıpratacaklar.Onur kaybına uğratacaklar. Güldürmesinler bizleri. BÜTÜN SIKINTILARINIZI PAYLAŞIYORUZ.
01 Mart 2010 21:07
tek kursun atmadan milleti bolerek. ayristirarak iktidar gucunu yargi uzerinde kullanarak karsi yargi olusturup cesitlimizansenlerle askeri polisle halki halkla kirdirmaya calisiyorlar. halk saskin giderek kukreyecek kadar da kizgin.dusmanin kim oldugunu daha iyi gormeye basladi anliyor.bu millet asker millettir.her Turk asker dogar asker onurudur. buna daha fazla seyirci kalacaklarini sanmiyorum.bu iftiralarin hepsi kiskirtip vatanimizda ic savas cikarmaya yonelik oldugunu dusunuyorum.nasil araplarai birbirine mezhep kavgalariyla gucsuzsuzlestiriyorlarsa bizi de kurt turk ayrimi yaparak sikmabasla bas ortusunu bir tutturmaya calisarak bolmeye calisiyorlar. bunun onundeki tek engel kahraman serefli Turk askeridir. hedef de tabiki onu gucsuzlestirmek olacaktir.parcala bol yonet.hikaye budur.butun benligimizle askerimizin yanindayiz.bu gun suclananlar. yarin gercek kahramanlar olarak anilacaklardir.o gunler uzak degil. saygilarimla
03 Mart 2010 10:12
Sayın Hanımefendi, site açıldığından beri tüm yorumları birebir okuyorum ve seviniyorum. Neden biliyor musunuz? Çünkü çağdaş Türk Kadını olayı algıladı ise korkacak bir durum kalmamıştır. Bunlar Halk düdüğü çalmadan önceki son uzatmaları oynarken ülkenin Forvetlerine faul yapıp sakatlamaya çalışıyor. Dğru bildikleriniz ile çevrenizi de aydınlatınız sözleriniz sadece burada kalmasın.
01 Mart 2010 21:39
Ege Ordu Komutanlığı süresince iki yıl komutanlığımı yapan Çetin Doğan paşamın başına gelenler RTE nin TSK.lerini bitirme planının bir parçasıdır ve bu parça içersinde hedef seçilmiştir.Acı olan o devirde komuta makamında olanların seslerinin çıkmamasıdır. Tarih Çetin paşamı ve onları ayrı ayrı yargılayacaktır.Biz Kemalin Askerleriyiz, biz yılmayız ve bizi yıldıramazlar biz yok olmadan bu Cumhuriyeti teslim alamaz ve rejimi değiştiremezler.
H. Zeki Sungur
E. Mu Alb.
01 Mart 2010 21:40
Doğan Ailesi’nin üzüntülerini gönülden paylaşıyorum.
Her gecenin bir gündüzü olduğu – mutlak olacağı inancıyla…
En azından bundan sonrasında bir olunması, birlik olunması dilekleriyle.
01 Mart 2010 21:54
BİZLERİNİN HAYATIMDA AYRI BİR YERİ OLAN ,
CANA YAKIN,KALBİNDE İNSAN SEVGİSİ DOLU OLAN BİRİCİK PAŞAMIZA YAPILAN
HAKSIZLIĞI KINIYORUM. HEPİMİZE SABIRLAR DİLİYORUM.
01 Mart 2010 21:56
AHMET NESİN TARAFÇILARA “DEMOKRATÖR” DEDİ
28.02.2010 13:08
Taraf Gazetesi’nin internet sitesinde yayınlanan ve “sadoglu.wordpress.com” adlı kişisel web sitesine ait olan reklamı haber yapmıştık (bakınız: TARAF AYDINLARIN KATLİAMINI NASIL DESTEKLİYOR? başlıklı haberimiz).
Bu reklam Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin’in de dikkatini çekmiş. Nesin kendi blogunda bu reklam nedeniyle Taraf’ı çok sert eleştiren bir yazı yayınladı.
İşte “Bu kadar mı düştün Ahmet Altan!..” başlıklı o yazı:
Bu yazıyı yazıp yazmamakta çok kararsızdım esasında. Konu Aziz Nesin’le ilgili olduğu için kararsızdım, ancak beni iyi tanıyanlar bilir, Aziz Nesin’i baba olarak ayrı, yazar ve aydın kişiliğiyle ayrı ayrı değerlendiririm. Böyle düşününce kafam rahatladı ve yazmaya karar verdim.
Taraf Gazetesi’ni internette açtığınızda karşınıza bir ilan çıkıyor:
Önyargılı
Ve
Korkak
Değilseniz!
sadoglu.wordpress.com
mehmetalisadoglu.blogspot.com
Mehmet Ali Şadoğlu denilen kişiyi anımsayanınız var mı bilmiyorum, ama Taraf Gazetesi’nin bir çok yazarının tanıdığını ve anımsadığını adım gibi biliyorum. Ahmet Altan bu adamı bilir, Ümit Kıvanç’ın da bildiğini ve nefret ettiğini söyleyebilirim. Murat Belge yada Sevan Nişanyan’ın da bu adamı sevdiğini sanmam. Etyen Mahçupyan yada Nabi Yağcı mutlaka tanıyor ve eleştiriyorlardır. Halil Berktay ve Alper Görmüş de iyi bilirler bu adamı.
Bu adam adını 1990’lı yılların ortalarına yakın, Aziz Nesin’in ölümünden önce duyurdu. Aziz Nesin, Salman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabını yayınlamak is”tediğinde İran rejimi ölüm fermanı çıkarmıştı. Bu ölüm fermanı üzerine Mehmet Ali Şadoğlu denilen bu adam gazetelere bir demeç verip “Aziz Nesin’i öldürene 250 bin dolar vereceğim!..” diye bir açıklama yaptı. Aziz Nesin de bu açıklamaya gülmüş ve karşılık olarak “Bu iyi bir para, Şadoğlu parayı hemen banka hesabıma yatırsın, ben intihar ederim…” demişti.
İşte sen Türkiye’de demokrasiyi en iyi bildiğini iddia eden Ahmet Altan, gazetene aldığın ilan bu adamın verdiği ilan. Bu adamın ilanından aldığın parayla maaş alıyorsun demokrasi adına, sizler Ümit Kıvanç, Murat Belge, Sevan Nişanyan, Etyen Mahçupyan, Nabi Yağcı, Halil Berktay, Alper Görmüş, Neşe Düzel, Orhan Miroğlu, Mehmet Güreli, Mithat Sancar, Erol Katırcıoğlu, Soli Marguiles, Ferhat Kentel ve Yasemin Çongar lütfen artık demokrasi adına yazılar neyim yazmayın. Biraz utanmanız varsa eğer ben kimlerin parasından maaş alıyorum diye kendi kendinizi sorgulayın.
Fazla bişey yazmayacağım, yazmama da gerek olduğunu sanıyorum, verdiği demeci bugün bile vermekten bir adım geri durmayacağını açıklayan Mehmet Ali Şadoğlu’nun parası size gerçekten helal olsun, ama “Ben esasında hâlâ demokratım, sosyalistim, liberalim, işte buna benzer bişeyim…” bile demeyin artık. Çünkü “Bunlara benzer bişeyim…” diyenler bile sizin kadar acizleşmez, demokrasiyi bu kadar pespaye hale getirmez. Kimilerinizi zamanında yakından tanımaktan utanıyorum, kendi kendime kızıyorum, aynı örgüt adı altında olmasa bile ortak hedef uğruna ölümüne savaş vermiş olmaktan utanıyorum. Biraz Bülent Arınç’laşayım, bizleri öldürmek adına para ödülü koyan birinin ilanıyla maaş alan ve evine nafaka götüren hepinize kocaman bir “tuuuuuuuuuuu” Sizler birer DEMOKRATÖR’sünüz. Ne demokratlığınız belli, ne de diktatörlüğünüz…
01 Mart 2010 22:10
Sayın Çetin Doğan Paşam – Türkiye Cumhuriyeti için yaptığınız hizmetlerinizden, açık ve laik fikirlerinizden ötürü sizinle tahmin edemeyeceginiz kadar cok gurur duyuyoruz. Ortaya atılan desteksiz iftiralar ile size ve sizin gibi ülkesini sevenlere verilmek istenilen zarar umarız cezasız kalmayacaktır. Türk Ulusu daha önce de pekçok kere benliğini ve bağımsızlığını yitirmek üzereyken, daldığı uykudan tekrar uyanmış ve hak ettiği Hürriyet’e erişmeyi başarmıştır. Sizler bu ulusu temsil ederek, bize bu ulusun bireyi olmaktan ötürü başımızın dik kalmasını sağladınız ve sağlamaya devam edeceksiniz.
Halkımızın etrafını saran bu hainlerin çemberinden biran önce sıyrılmasını, bu karanlık günlerin en kısa sürede sonlanmasını ve güneşi tekrar görebilmeyi tüm kalbimle diliyorum. Bizim sizin gibi aydın dusunenlere ve memleketini seven insanlara cok ihtiyacımız var…
01 Mart 2010 22:16
ORDUMUZ BİZİM GÖZBEBEĞİMİZ BUGÜN OLANLARI ALLAHA
HAVALE EDİYORUM GÜN GELİR DEVRAN DÖNER(BUKADAR)
01 Mart 2010 22:33
Vatan ve Millet sevgisinin git gide suç olmaya başladığı bu dönemde, En Değerli Paşalarımızdan biri olan Çetin Doğan’ın haksız yere suçlanarak ve iftira atılarak düşürülmüş olduğu onur kırıcı bu durumdan dolayı çok üzgünüm. Yıllarca Türk Ordu’sunun başında, Mehmetcik’lerimizle birlikte durmuş bir insanın, nasıl olurda bu duruma düşürüldüğünü aklım almıyor. Doğan Ailesine çok geçmiş olsun demenin dışında, hepimize geçmiş olsun demekde istiyorum. Darbe Polemiği yarataraktan aylardır Ülkemizi alt üst ettiler. Balyoz 1 Balyoz 2 ve devamı olan Balyoz 3 de 800 sivilden bahsediyorlar. Türkiye işgal altında olup, gerçek ve sinsi darbeciler dışarıda, değişik isimlerle Siyasi ve polisi darbe yapılmakta. halk olarak farkındayız. ama ne yazık ki elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz. gidişata dur diyecek kimse kalmayacak. Aydın ve Atatürkçü kesime yapılan bu darbe ne yazık ki git gide daha da ciddi bir hal almakta. Paşamızla yapılan her söyleşide, kendi defalarca hakkında yapılan suçlamalar la ilgili konuşup cevaplarını verdi. Anasaya değişikliğini sadece en son bağımsız kalan yargıyı da ellerine geçirmek için isteyen bir hükemetle yönetilirken, hakkında yapılan suçlamalara kanıt gösterilemeyen Türk Ordusu Komutanlarından birisini Silivri Ceza evine gönderebilecek kadar da acımasız bir Otoriter Yönetimle karşı karşıyayız. En kötüsü de bu daha başlangıç. Basın parça pinçik gösterip anlatıyor. Yargı dururken iddalar TARAF denen gazete tarafından ortaya atılıyor. vede polis gece baskınlarıyla gidip topluyor. Cumhuriyet Başsavcılarımız ( İlhan Cihaner gece yarısı apar topar götürülüyor. Neden Feytullah Efendiyi araştırdığı için. Hemen arkasından Albay Recep Gençoğlu göz altına alınıyor. Amaç İltica, Otoriter Yönetim, halifelik, Yok Olmuş Bir Türkiye Cumhuriyeti. Ama unutulmasın ki Bizler Atatürk Gençliği olarak asla izin vermeyeceğiz. unutmasınlarki Atatürk olmak için Kara Tahtanın önüne geçip ( başöğretmen resmi) eline tebeşir alarak yazarken fotoğraf çektirmekle ve ata binmeye ÇALIŞMAKLA olunmaz.
01 Mart 2010 23:36
Sayin Pınar Doğan ve Dani Rodrik,
Turkiye Cumhuriyetinde uzun bir sureden bu yana karanlikla aydinligin, ilericilikle gericiligin amansiz bir catismasi yasanmakta.
Ne yazikki bu catismada karanligi ve gericiligi felsefe olarak hayat cizgisi edinmis, MS 7ci yuzyil anlayisi ile devlet ve toplum yapilandirmaya ve yonetmeye hevesli gucler evrensel demokrasi, indan haklari, ozgurlukculuk ve nlayisin yumusak karnindan yararlanarak, bu evrensel degerlerin kendilerine verdigi olanklarla aydinliga karsi olan savaslarinda simdilik basarili olmaktalar.
Sixinde akedemik bir altyapiya sahip olmaniz nedeniyle bildiginizi sandigim bu savas, karanlik ve aydinligin svasi sadece TC ye ozgu degil. Yakindan bakildiginda bu savas hem bolgesel hemde kuresel.
Bu savasi yerel (Turkiye) nbolgesel ve kuresel planlayan ve surdurenler organik ve ideolojik birliktelik ve anlayis icindeler. Bunun ornekleri Turkiyeden Dogu Turkistana, Cezayirden Almanya, Kuzey Amerikadan Mogolistana kadar uzanan bir cografyada yurutmekteler.
Ben Babanizi tanimadigim halde onu karanliga karsi olan bu savasta gonullu bir er, medlek olarak askerlik gorevinin gerektirdigini bu aydinlikci bilinc icinde yapmis birisi olarak goruyorum. Bu baglamda babanizin bu olayda yer almasini karanliga karsi olan savasta bir gorev olarak algiliyorum.
Babaniz, karanliga karsi savasta kendisine verilen meslegi gorevi ve kendo icinden kelen kisisel savasini bu gune dek basari ile verdi, kutlarim.
Ya bugune dek bu konuda biz, siz ve onlar demokrasi ve hukuk icinde kalarak ne yapti?
Bir buzdaginin gorunmeyene kismi kadar bir hacme sahip, sessiz aydinlikci cogunluk, yani bizler-sizler, demokrasi ve evrensel insan haklari sinirlari icinde kalarak aydinligi korumak, gelistirmek, surdurmek ve yaymak icin ne yaptik?
Bence bizlerin bu karanligi demokrasi ve evrensel insan haklari sinirlari icinde kalarak aydinlikla bogmak icin yeterli yetenek ve kosullarimiz oldugunu saniyorum. Herseyi Turk Silahli Kuvvetlerinden bekleyerek onun saygin uyelerinin sirtina yukledigimiz yuk yetmedimi?
Hala buyuyemedikmi?
Ben bu buzdaginin gorunmes kisminin artik kendidini gorunur hale getirmesi gerektigine, karanligin karsina o koca cussesi ile cikmasi gerektigine inaniyorum.
Bu inancimla birlikte yukarida bahsettigimm bcografi ve siyasal bolgelerde karanlikla aydinligin savasinin sonucunu belirleyecek olan “pivotal” kirilma noktasinin Turkiyr olduguna inanarak, Turkiyenin aydinlikla karanligin ortadan kaldirildigi bir yer olarak anilmasi dilegi ile,
Haydi goreve diyorum,
Saygilar,
M.Yakut
01 Mart 2010 23:55
Neden bu blog ve neden Çetin Doğan ?
12 mart muhtırası! Yıl 1971 Nihat Erim hükümeti ve Balyoz harekatı.. Genelkurmay başkanı orgeneral Memduh Tağmaç ve 1. ordu komutanı orgeneral Faik Türün! Deniz Gezmiş , Hüseyin İnan , Yusuf Aslan’ın katledilişlerini izleyen Mahir çayan ve arkadaşlarının Kızıltepe’deki infazlarını gerçekleştiren TSK’nın yahudi Odesa ile işbirliği! Turk solunu ve sağını kullanan Alman nazi fosilleri , nazi avcısı İst. Başkonsolusu yahudi Eprahim Elrom’u öldürtünce , THKP-C den intikam alınmıştı.
Sap döndü keser döndü! Hesap Döndü!!
28 Şubat BALANS AYARI yapılmştı Erbakan Hükümetine ama ayar çekilen Fettullah Gülen hareketi idi.. Aslında Fettullah Gülen ve haliyle Erbakan hükümeti siyonizm düşmanı idiler ve haliyle yine Almanya yine naziler devredeydiler.Amerikancı olarak bilinen genelkurmay 2.ci başkanı orgeneral Çevik Bir’in ifadesi ile ; ” demokrasinin balans ayarı yapılıyor .. ” derken ayar tutmayan Erbakan hükümeti düşürülmüştü. Fettullahçılar’ın siyasi rotaları da yapılan balans ayarı ile Almanya’dan USA’ya kaymıştı. Ortalıkta ne nazi ne de siyonist kalmıştı. 🙂
Bu fırsatla kadroyu gençleştiren Fettullah Gülen , USA büyükelçisi üstün gayretleri ile RTE ve ekibine AKP yi kurdurup , iktidar yollarına tekrar asfalt döktürmüştür. Ortada amerika ile tezkere hariç ( o kadar kusur kadı kızında bile olur) her konuda anlaşıp işbirliğine gitmekte hiçbir beis görmeyen RTE hükümetine dil uzatmak , hele hele darbe planlarını seminervari hazırlamak !!
Amerika ile işbirliği yapabilecek , her denilene evet diyecek bir hükümet aranıyordu ama 99 depreminde bile amerikan yardımını reddeden MHP’yi ne yapsınlardı? CHP’yi zaten sağolsun Baykal katlediyordu! Ecevit , malulen emekliye sevkedilmişti , bu halde de işbirlikçi bir kadro olarak geriye RTE dan başka kimseler kalmamıştı. Onların da derdi laiklik ve TSK….
Amerika da ortadoğu ve kafkaslardaki çıkarları karşısında 2003 darbe planlarına okey vermediği generallerimizin ipliklerini , RTE’nin ermenistan ve gürcistan ve hatta K.Irak barzani hükümetine karşılık pazara çıkarıp servis yapıyordu. Gözaltına alınan ve tutuklanan bütün subaylar amerikanın ortadoğu ve kafkasya çıkarlarını ve politikalarını benimsemeyen , işbirliğini kabul etmeyen subaylardır.
Ya Hilmi Özkök , Aytaç Yalman ve haliyle Yaşar Büyükanıt !!!!
02 Mart 2010 00:01
Çetin Paşam;
Size inanıyoruz ve desteğimiz hep arkanızda olacak.
Laik Türkiye Cumhuriyet Fettullahistan olmayacaktır.
Tutuklanan hatta intihar eden (sınıf9 arkadaşlarımızın acısı hala üzerimizde.
Çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz dostlarımız ve sınıf arkadaşlarımız ile birlikte görev yaptığımız komutan ve üstlerimiz tutuklanırken, hatta onur ve şeref kırıcı suçlamalara maruz kalırken neden susacağız.
Bu çirkin senaryonun açığa çıkartılması için herkes eline taşın altına koymalıdır.
02 Mart 2010 00:04
Çok değerli Paşamızın saçmasapan darbecilik iddialarına maruz kalmasına üzülüyor,yapılan haksızlığı şiddetle kınıyoruz. Her zaman gurur duyduğumuz Paşamızın bir kahraman olarak en kısa zamanda aramıza döneceğine inanıyor,sabırlar diliyoruz.
02 Mart 2010 00:08
Çok değerli Paşamızın saçmasapan darbecilik iddialarına maruz kalmasına üzülüyor,yapılan haksızlığı şiddetle kınıyorum. Her zaman gurur duyduğumuz Paşamızın bir kahraman olarak en kısa zamanda aramıza döneceğine inanıyor,sabırlar diliyorum.
02 Mart 2010 05:46
Cetin Dogan sucsuz yada suclu olabilir, bunu henuz bilmiyoruz. Bildigimiz bir tek sey var oda pasa su anda Turk Adeletinin elinde. Turk Adeletine guvenmek zorundayiz, yoksa bu isin sonu yok. Ama Cetin Pasaninda bu hukumeti dusurmek icin bir takim planlar icerisinde oldugu hakkinda ciddi deliller var demekki, olmasa TUrk Adeleti boyle davranmazdi. Sucsuz ise zaten bu ortaya cikacaktir. Siz akrabasi olarak tabi ki onu aklamak telasi icerisindesiniz, bunu anlamak mumkun ama digerlerini anlamakta zorlaniyorum.
Turk Ordusu maalesef darbecilik konusunda sutten cikmis ak kasik degil. 3 defa darbe yapmis 2 defa muhtira vermis bir ordunun bir daha darbe yapmiyacagini dusunmekde ve bunun sacma sapan bir ddia oldugunu dusunmekde ayri bir saflik olsa gerek.
Adeletin kestigi parmak acimaz, herkes sukunetle mahkemelerin verecegi karari beklemek zorunda, yoksa idam sehpasini kurup suclularin cezasini bizler verelim, yada su anda mahkemesi gorulen herkesi serbest birakalim, cunku herkes ozunde iyi insandir….
02 Mart 2010 08:45
Sayın Çetin Doğan Paşamız ve pek çok değerli komutanlarımız tüm hayatlarını Şerefli Türk Ordusu’na ve Ata’mızın bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ne adamış, devletimizi ve milletimizi yüceltmek için çalışmışlardır. İftiralar, açıklanamayan belgelerle yapılan üstü örtülmeye çalışılan sorgulamalar, bu kıymetli insanların değerini daha da iyi anlamamıza ve onlarla daha da gurur duymamıza sebep olmuştur.
02 Mart 2010 10:05
ŞEREFLİ Türk Askeri Çetin Doğanın böyle demokrasi dışı bir olaya karışacağını hiç sanmadığım gibi,madem demokrasi adına??bu hükümet birşeyler yapıyor o halde dokunulmazlıklarıda biran önce kaldırmalıdır.Adına anayasa mahkemesinin bile koyduğu ve Tüm Millet içerisinde İNFİAL yaratan bu şeriatçı partinin de bir an önce demokrasi adına Yasaları uygulamalı ve kendi parti üzerinde uygulanmalıdır.Demokrasinin TREN olduğunu sanan bazı öküzlerinde bunun böyle olmadığını,herşeyin ABD de kurulu bir kumpasla olmayacağını görmelidirler.Türk MİLLETİ ZEKİDİR ve herşeyin de farkındadır.Hesap Sandıkta verilecektir.
02 Mart 2010 10:49
Komutanım,172.Mekanize Piyade Alayında Asteğmen olarak görev yaparken, üniversite hayatımda öğrendiğimden daha fazlasını sizden öğrendim. Dürüstlük, liderlik, takımruhu, çevrecilik, yaratıcılık, hayvan sevgisi… saymakla bitmez.
Size karşı yapılan iddıaları komik ve akılalmaz buluyorum. En kısa sürede olağan yaşantınıza dönmeniz en büyük dileğim.
Saygılarımla,
Gürsoy ERDOĞAN
02 Mart 2010 11:05
Çetin paşa sözünün arkasında ne dediğini bilen dik duruşu ile ülkesini
seven çağdaş vatandaş
Adam gibi adamdır o..Şerefli,sözünün eri ve ne dediğini bilen…
Yok dedi ise yoktur.Ben onun sözünden başkasına inanmam.
Acaba diyenlere de tavsiyem odur ki, siz de paşama güvenin…
Sevgili ordumuzun iftiharıdır onun adı.Hep öyle de kalacaktır…
Doğum günün kutlu olsun paşam…
02 Mart 2010 11:19
4 Yıl Sayın Komutanımın emrinde çalışma şansına sahip oldum. Komutanım, yalnız değilsiniz, sizi çok seviyorum, dün olduğu gibi bugün de emrinize amadeyim.
Hakkı EYÜBOĞLU
Müh.Alb.(E)
02 Mart 2010 15:00
Kıymetli dervre arkadaşımın , tertemiz ve şerefli bir TÜRK subayı olduğundan hiç şüphemiz yok . Bu asılsız suçlamaların ve haksızlıkların cevabının ergeç hukuk yoluyla verileceğinden eminiz.
Kendisine sağlık , bütün aile etrafına sabırlar diliyorum. kalbimiz daima onlarla.
Ersel
02 Mart 2010 17:17
Sevgili Doğan ailesi, Çetin Paşam da eşi de harika insanlardır. Her zaman Çetin paşamla gurur duyuyoruz. Tabi bu devşirme olaylar sadece Çetin paşamızın başına gelmedi biliyorsunuz. Nice kıymetli generallerimiz, Profesörlerimiz, Medya grubu ve daha birçokları suçsuz olarak içeri alınmış ve halen suçlarının ne olduğunu bilmeden yargılanmayı bekliyorlar. Aslında bu olayların neden, niçin olduğunu, kimlerin desteklediğini ve organize ettiğini az çok hepimiz biliyoruz. Damadınızın askerlik yapmadı iftirasına gelince, Taraf gazazetesinde acaba hepsi askerliğini yapmışmı, eğer yapmamış olan varsa neden yapmamış sormak lazım. Sayın Pınar Doğan ve Dani Rodrik bana göre size acilen düşen görev, Türkiye’nin aleyhine de olsa olmadık konularda müdahele eden, kararlar alan Avrupa insan hakları Mahkemesi ve diğer insan hakları kuruluşlarına, neden bu kadar önemli konularda sessiz kaldıklarını, neden seyirci olmayı tercih ettiklerini sormanız ve onları ayağa kaldırmanızdır.Her zaman yanınızdayız. Türkiye, laik Atatürk Türkiye’sidir ve hep böyle kalacak.
02 Mart 2010 22:06
Sizi ve kiymetli ailenizin ulkemizde malesef yaratilan rezil senaryolar icinde olmanizdan derin uzuntu duyuyorum. Bu kapsamda sadece sizler degil bircok degerli ve onurlu insan ister istemez bir mucadelenin icine girmis, cekilmis bulunuyor. Hukukta temel kural ibireyin masumiyetini degil, suclananin deliller ve somut kanitlar ile suclanmasi ve bunun isbati gerkmektedir, vak’a eyleme donusturulmemis boyle bir hamlede dahi bulunulmamis ise yapilan uygulamalarla hukugun temelleri derinden sarsiliyor demektir.
Benim soyleyecegim sudur; sayin Nilgul hanimefendinin asagida aldigim mesajinda “tek basina demokrasi mucadelesi” tumcesini icinde bulundugunuz halet-i ruhiye ile yazilmis olarak degerlendiriyorum.
Herne kadar toplumumuzun geleneksel kotu huyu olan ve malesef 80’den bu yana bu ozelligi yoneticiler eliyle daha da berbatlastirilan “kul kole olma” ve vurdumduymazlik aliskanligini terk etmese de daha binlerce, milyonlarca uygarlik ve medeniyet sevdalisi, yetkin ve aydin insanlar mevcuttur ve mucadelelerini M.K.Ataturk’un ilkeleri cercevesinde surdureceklerdir.
Saygilarimla.
Kaptan Sait Seferoglu
02 Mart 2010 22:23
Rüzgar kayadan ancak toz alır, çakallar ne kadar kahpelik yaparsa yapsın aslan, aslan kalır. Asalet vardır ve bazılarının sandığı gibi doğuştan gelmez, insan yaşadıklarıyla onu ancak sizin kadar kazanabilir. Çetin paşamın ellerinden hürmetle öperim.
03 Mart 2010 10:02
değerli generalim ve ailesi bu durumu vakarla atlatacaklar;Atatürk ilkelerinin ve cumhuriyetin şerefli bir madalyası olarak nesiller boyu taşıyacaklar.
Ya diğerleri…………………………………….?
03 Mart 2010 10:34
sn.doğan ailesi,
öncelikle şunu belirteyim,bu mücadelenizde kesinlikle yanlız degilsiniz.
lütfen 2007 yılında yapılan cumhuriyet mitinglerini hatırlayın.
dünyada benzeri olmayan kalabalıkların topladıgı bu mitinglerde atatürk cumhuriyetine sahip çıkan milletimiz,asker-sivil tüm yurtseverlerin ve tabiki çetin dogan paşamızın yanındadır.
adına ”ergenekon,, denilen bu abd patentli tertip tsk’yı hedef almaktadır.
amaç endonezya modeli bir uygulamayla tsk’yı güçsüz düşürmek ve ülkemizin güney dogusunda kuzey ırakla bir bütünlşme için kalkışılacak ayaklanmalara müdahale edememesinin zeminini saglamaktır.
tabi butaraftada ılımlı islamın iktidarını perçinlemek ve atatürk cumhuriyetini tamamen yok etmek.
bu plan ve tertip büyük orta dogu projesinin eşbaşkanı oldugunu söyleyen rte ve a.gül ekibi tarafından iktidara geldikleri günden beri uygulanagelmektedir.
olay budur.
ülkemiz sevrin yeniden dayatıldıgı günler yaşamaktadır.
batı destekli haçlı irtica iktidardır.
tekel işçilerinin dedigi gibi ölmek var ama atatürkün ışıklı yolundan dönmek yok
saygılar
03 Mart 2010 10:46
Orkuns Mahlaslı Beyefendi, Ordunun sicili ve Adalet ile ilgili olarak;
Sondan başlayalım bu yorumunuza cevaba, birincisi adalet parmak kesmez ikincisi bu ülkede savcıların normal suç dosyalarında verdikleri tutuklanmaları yönündeki mütaaların %55’i mahkemelerden dönüyor. Geri kalan insanlar da aldıkları cezaların hakkaniyetli olduğuna inanmadıkları için yargıtaya temyize gidiyor. Bakınız, Paşa velevki hazırladı böyle bir plan peki onun komutanı Hilmi Özkök nerde şuan? Niye tedbir almamış? Neden Paşayı askeri savcılığa şikayet etmemiş veya emekliye sevketmemiş? Bu orduda emir-komuta zinciri varsa esas suçlu o.
Böyle bir plan icra edilirken 169 subay var ve GKB temsilcisi var. KKK temsilcisi var. Onlar Plan semineri icra edilirken uyuyorlar mıymış? Üstlerine verdikleri raporlarda ne yazıyor ben esas o belgeleri merak ediyorum. Bakınız asker adam cesur olur. Korkaklar gibi torun bakıyorum diye Hükümetle pazarlık sonucu suskun kalmaz. Benim babamda torun bakıyor ama yorum yapıyor.
Ordunun siciline gelince. Evet ben de darbe karşıtı bir insanım ve ne yazıkki Ordumun darbe yapacağı zaman Amerikadan olur almış olması da aklıma geldikçe Demokratik Solcu sinir ve sindirim sistemimi daha da bozuyor. Çünkü 12 Eylül Demirel’e değil, benim liderime karşı yapıldı 24 Ocak kararları Özal tarafından uygulanabilsin diye.
Ancak şunu asla atlamayınız. Doğan Güreş ile beraber, Karadayı ve Kıvrıkoğlu sürecinde Ordu gerçeği görmüş ve kullanıldığının farkına vararak Milli Askeri Strateji Planı hazırlamıştır. Zaten başına gelenlerin sebeplerin başında bu gelmektedir. Kısa sürede Milli Savuna Sanayii geliştirilerek bağımlılıktan kurtulunmuş ve öz silah sanayii mümkün mertebe savaş esnasında muhtaç olma durumundan çıkarılmıştır.
Bir siyasetçi olarak şunu söyleyeyim cümleye son vermede önce; Fizikte bir kanun vardır hatırlarsanız: Boşluklar katı sıvı veya gaz olsun farketmez doldurulur. Devlet yönetimi boşluk kaldırmaz. Farzedinki Asker kuyunuzu kazıyor; Siz sivil olarak uyanık olun ve elinizdeki halk gücünü kullanın, bunu yapamıyorsanız zaten mantıksal olarak iktidar olamamışsınız dolayısı ile de dış destekli senaryolara açık hale ve kendinizi koruyamaz duruma düşmekten alıkonamaz duruma gelmişsiniz demektir.
Türk Ordusu Milli Askeri Stratejik Konsepti hazırladığında darbeler döneminin bittiğini sessizce deklare etmiştir anlayana. İş bunu anlamak