Suç duyuruları üzerine

Orhan Kemal Cengiz bugünkü yazısında şöyle diyor:

“Yargılandığınız davanın delillerinin sahte olduğunu, dolayısıyla size kumpas kurulduğunu düşünüyorsanız, bununla ilgili olarak cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunursunuz.

Savcılık dava açarsa o davayı takip edersiniz. Savcılık dava açmayı reddederse, bu karara karşı ağır ceza mahkemesinde itiraz edersiniz. Eğer bu itirazınız da reddedilirse, iç hukuk yolları tükendiği için, artık davanız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeye hazır hale gelmiş demektir. Bütün bu süreç üç beş ayda tamamlanabilir.

Yani Ergenekon ve Balyoz davalarmdaki sahte delil iddiaları eğer istenseydi bugüne dek çoktan AİHM’ye taşınabilir ve hatta bir sonuç bile elde edilebilirdi.”

Cengiz, yazısını yazmadan evel savunma avukatlarına danışsaydı, hem sahte belge üreten çete, hem de sahtekarlık delillerini karartan savcılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu oğrenirdi.  Sahtekarlık çetesi ile ilgili suç duyurusu 12 Ekim 2010’da yapıldı. Savcılar hakkında suç duyurusu ise 4 şubat 2011’de yapıldı.  Cengiz böylece, aradan geçen bunca zamana rağmen bu suç duyurularına henüz bir cevap gelmediğini de bilirdi.

Bu iki suç duyurusu üzerine bilgileri blogumuzda zamanında paylaşmıştık (bkz. 1 ve 2).

Cengiz, sunduğumuz tonlarca sahtekarlık kanıtının esasına girmeden, yanlış varsayımlar üzerinden samimiyetimizi sorguluyor.  Hukukçu ve insan hakları savunucusu olan bir kişinin sergilediği bu tutumu yadırgıyoruz.

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

7 Yorum “Suç duyuruları üzerine”

  1. Serhat Says:

    bir cevap gelmemesinin nedeni AİHM’e gitmenizin yolunu tıkamak için mi sizce? Cevap gelmemesine rağmen başvurabilir misiniz?

    Cevapla

    • Olasılıksız Says:

      Ben hukukçu değilim ama hukuki süreci tamamlayamadan hiç bir yere gidemezsiniz.

      Suç duyurusu sonucunda olumlu veya olumsuz bir sonuç olmalı ki onu bir üst mahkemeye taşıyabilesiniz. Sonuç çıkmıyorsa yapabileceğiniz tek şey Adalet Bakanlığına, HSYK’ya şikayet etmek. Eğer o şikayetlere de yanıt alamıyorsanız ne yapacaksınız?

      Zaten bilindiği üzere hükümetimiz hakimler ve savcılarımızın “hukuka uymamaları nedeniyle” ödemeleri gereken cezaların kendilerinden tahsil edilememesi için küçük bir düzenleme yaptı.

      Yani AİHM Türkiye’yi tazminata mahkum etse bile bu işin sorumlularının tuzu kuru. Hiç bir sorumlulukları yok.

      Cevapla

      • Yusuf Metin Says:

        Bence bu yorum biraz zorlama olmuş. Eğer makul sürede başvurunuza cevap verilmediyse bu bile AİHM’e gitmek için bir neden. Savunma taleplerine cevap verilmemesi hukuka uygun bir olay değildir ve AİHM yargıçlarının bunu doğru değerlendireceklerini düşünüyorum. Bu dava ile ilgili Türkiye’de yargı yolu tamamen tıkanmış görünüyor, o halde davayı dışarıya taşımak lazım. gerekiyorsa önce cevap verilmeyerek savunma tarafının taleplerinin dikkate alınmadığı dava konusu yapılır. Burdan çıkan sonuca göre diğer işlemeler de AİHM’e taşınabilir.

        Cevapla

        • Olasılıksız Says:

          İyi de zaten taşındı… Önceki mesajları takip etmediniz mi? Halen de taşınmaya devam ediliyor. Haziran ayındaki duruşmalarda AİHM’ye sunulmak üzere mahkeme kayıtları da istendi.

          Ayrıca “makul süre” nedir? 1 ay, 1 yıl, 5 yıl, 10 yıl? Devlete dilekçe verirseniz makul süresi 1 aydır. 1 ayda yanıt verilmeyen dilekçeyi reddedilmiş kabul edersiniz. HSYK’nın aylardır sonuçlandırmadığı şikayet dilekçeleri var. Hukuki süreçler pek öyle 2 kere 2 eder gibi kesin değil. Bazen tıkandığı yerde takılıp kalabiliyorsunuz.

          Cevapla

          • Serhat Says:

            davanın AİHM’e taşındığını duymak güzel. Mahkeme istenilen kayıtları verdi mi? bu konuda bir bilginiz var mı?

            Cevapla

  2. drunkenknight Says:

    Medyanın sunuşuna göre internet andıcı, TSK’nın hükümete karşı psikolojik harekat kararı verdiği bir belge. Yine aynı medya, bu belgeye dayanarak kurulan internet siteleri aracılığıyla TSK’nın AKP hükümetine karşı kara propaganda yaptığını iddia etti. Şimdi konuyu daha iyi anlaması için okuyucularımıza soru – cevap şeklinde ayrıntıları sunalım.

    Soru 1: Genelkurmayın kontrolünde internet siteleri kurulduğu gerçek mi?
    Cevap 1: Evet gerçek. 1999-2009 arasındaki 10 yılda faaliyet yürüten TSK kaynaklı 43 internet sitesi var.

    Soru 2: Peki, bu sitelerin kurulması yasal mı?
    Cevap 2: Evet yasal. Siteler, Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde, bizzat Başbakanlığın verdiği yetkiyle 5651 sayılı kanun çerçevesinde kuruldu.

    Soru 3: Siteler hükümete karşı kara propaganda için mi kuruldu?
    Cevap 3: Sanıkların ifadeleri, sitelerin isimleri, haber içerikleri (soruşturma konusu olanlar hariç) sitelerin TSK’nın Ermeni Meselesi, PKK ile mücadele, Yunanistan ile ihtilaflar, irticai örgütlenmeler üzerine devletin güncel görüşlerini anlatmak ve bu başlıklarda mücadele etmek için kurulduğunu gösteriyor. Yani hedef hükümete karşı faaliyet değil.

    Soru 4: Dünyada bunun örneği var mı?
    Cevap 4: Elbette var. Devletlerin güvenlik kuruluşları için harp metodları 21. yüzyılda birçok farklı araçla gerçekleşiyor. Soğuk savaş sırasında CIA’nın Walt Disney’den Hollywood filmlerine, Avrupa’dan çıkan kültür-sanat dergilerinden Tenten gibi çizgi romanlara kadar yazılı ve görsel araçlarla SSCB ile mücadele ettiği hatırlanırsa TSK’nın milli çıkarlar adına internet sitesi kurması geç kalmış bile sayılabilir.

    Soru 5: Anlaşıldı da peki bu sitelerdeki haberlerde suç yok mu?
    Cevap 5: Savcılık 10 yıl boyunca faaliyet yürüten bu 43 sitede toplam 660 haberi soruşturma konusu yaptı. Haberlerin bir kısmı Cumhuriyet mitinglerine destek veriyor, bir kısmı malum cemaati, bazıları ise Ergenekon soruşturmalarını ve hükümeti eleştiriyor.

    Soru 6: Haberler hangi tarihlerde yazılmış?
    Cevap 6: Haberlerden biri 2006 yılında, geri kalan 559 tanesi 2007 yılından sitelerin kapatıldığı Şubat 2009’a kadar yer almış.

    Soru 7: Haberler bizzat askerler tarafından mı yazıldı?
    Cevap 7: Hayır, haberlerin çoğunluğu çeşitli medya organlarında yer alan haberlerin derlemesi. Elbette sorun bu haberlerin hükümete karşı olan yayınlardan seçilmesi nedeniyle ortaya çıkıyor.

    Soru 8: Peki siteler nasıl kapatıldı?
    Cevap 8: Sitelerin TSK’ya ait olduğuna dair yandaş medyada haberler yapılması üzerine dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un emriyle 4 Şubat 2009 tarihinde kapatıldı.

    Soru 9: İnternet andıcı ne zaman hazırlandı?
    Cevap 9: Siteler kapatıldıktan 8 gün sonra, 12 Şubat 2009 tarihinde hazırlandı. 16 Şubat’ta Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’ya sunuldu. Çubuklu, andıcın hukuka uygun olduğuna kanaat getirerek andıcı Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız’a gönderdi. Iğsız ise komutana arz parafı atarak iddiaya göre Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a andıcı sundu.
    Soru 10: Andıcın amacı neydi? Kara propaganda mı?
    Cevap 10: Hayır. İdianemede yer alan andıcın hedefini şu ifadeler özetliyor: ”İnternetin sağladığı iletişim imkanlarını kullanarak Türkiye ve kurumu yıpratmaya yönelik propagandayı etkisiz kılmak ve kamuoyunu bilgilendirmek maksadıyla ‘5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun’da belirtilen maddeler esas alınarak internet sitesinin faaliyete geçirilmesi”.

    Soru 11: Andıcın önerdiği kaç site vardı? Kaç site kuruldu?
    Cevap 11: Andıç, kapatılan 43 sitenin yerine 4 site kurulmasını öneriyor. Bu sitelerden 3’ü kuruldu.

    Soru 12: Bu 3 site faaliyete geçti mi?
    Cevap 12: Hayır. Andıç belgesinin de ortaya çıkması sebebiyle, kurulan bu 3 site yayına geçmedi.

    Soru 13: Bu 3 site kimin adına kuruldu?
    Cevap 13: Bizzat Bilgi Destek Daire Başkanlığı’ndaki 3 şube müdürünün adlarıyla kuruldu. Bunun mantıklı bir sebebi var. Daha önce kurulan 43 site, günlük olarak güncellense dahi anonim görünüyordu. Yani sahibi, kurucusu belli değildi. Yeni siteler gerçek tüzel kişilerle kurulacaktı. Bu nedenle sitelerin kuruluş ücretleri tüzel kişilerin adına kredi kartlarıyla ödendi. Bu tüzel kişi tercihinin hukuka uygun olması için gerektiği andıçta şöyle anlatılıyor:
    “5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun’da belirtildiği gibi, internet sitelerinin var olan adlarının alımı yapılırken, gerçek kişi veya gerçek tüzel kişi kayıt bilgilerinin kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle bahse konu internet sitesinin alımı esnasında girilecek olan kayıt bilgilerinin gerçek kişiler üzerinden yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.”

    Soru 14: Öyleyse andıcın soruşturma konusu olan 660 haberle ilgisi yok!
    Cevap 14: Evet! Andıç, bu 660 haberin yayınlandığı siteler bizzat TSK tarafından kapatıldıktan sonra yazıldı. Andıç metninde aksine amaç dışına çıkan, kurucu ve sahibi görünmeyen TSK kaynaklı siteleri hukuka uygun bir şekilde yeniden kurma niyeti var. Bu açıdan andıç hem resmi bir TSK belgesi hem de hukuka uygun bir metin.

    Soru 15: Davanın internet andıcına dayanması bir çelişki değil mi?
    Cevap 15: Evet öyle. Savcılık bu 660 haber nedeniyle “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla dava açabilir. 2007-2009 aralığında bu haberleri girenleri sorgulayabilir. Ancak bunun yerine siteleri kapatarak daha özenli siteler kurmayı hedefleyen andıç belgesi ve bunu hazırlayıp onaylayanlar, belge ortaya çıkmadan önceki 660 haber nedeniyle suçlanıyorlar. Üstelik belge, Ergenekon ile irtibatlanarak sanıklar terör örgütü üyesi olmakla yargılanacak.

    Düşünün ki bir gıda satıcısının hijyenik faaliyet yürütmediği ortaya çıkıyor. Bunun üzerine satıcı dükkanını kapatıyor. Aynı dükkanda “temiz gıda” sloganıyla kurallara uygun yeni bir satış dükkanı açılıyor. Ancak zabıta bu yeni satıcıyı eski dükkanın faaliyetleri nedeniyle cezalandırıyor. Üstelik bu “temiz gıda” amacının aksine geçmişteki yanlışların kaynağı gibi sunuluyor.

    Soru 16: TSK’nın hazırladığı resmi bir belgenin terör örgütü belgesi sayılması, hazırlayanların terör örgütü üyesi sayılması bir başka tartışma konusu değil mi?
    Cevap 16: Evet. Bir terör örgütü neden resmi belgeler aracılığıyla faaliyet yürütsün? Neden bu belgeyi de resmen kabul etsin? Bu davanın bir çelişkisi.

    Odatv.com

    Cevapla

Serhat için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: