Bu akşam (21 Aralık) 22:00’de Haber Türk TV’de Fatih Altaylı’nin Teke Tek programının 2. bölümünde bizi izleyebilirsiniz.
Güncelleme: Son anda sıramız öne alındı ve programa saat 21:15’te çıktık. Yanılttıklarımıza özürler…
21 Aralık 2010
Bu akşam (21 Aralık) 22:00’de Haber Türk TV’de Fatih Altaylı’nin Teke Tek programının 2. bölümünde bizi izleyebilirsiniz.
Güncelleme: Son anda sıramız öne alındı ve programa saat 21:15’te çıktık. Yanılttıklarımıza özürler…
Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.
21 Aralık 2010 19:44
Son günlerde aldığım en güzel haber, heycan yaptım şimdi.
21 Aralık 2010 19:54
Yigit Bulut kara kara dusunuyordur simdi, en kral haber ayagimiza kadar geliyor ama yeni durusumuz itibariyle ekrana cikamiyoruz diye.
21 Aralık 2010 22:38
Sayin Dogan, Sayin Rodrik,
gurur duydum sizle.
Pinar hanim sadeliginiz, kibarliginiz o boya kupune dusmus gosteris budalasi basi kapali medya maymunlarin suratina tokat gibi indi.
Durmak yok, yola devam 🙂
21 Aralık 2010 23:19
Sayın Doğan ,Rodrik,
Sizleri biraz önce söylesinizde izledim.Bu planlar ortaya çıktığından beri okuma yazma bilen herkes
sadece sizlere inandı .Çünkü okuduğumuz şeyler taraflı yazılmış ve çarpıtılmışsa suçlu kıldı insanları.
İnanıyorum ki uzun vadede de olsa babanız ve diğer suç isnad edilen her asker şerefiyle oradan çıkacaktır.
Kitabınızı alıp en kısa sürede okumak istiyorum.Kolaylıklar dilerim.
22 Aralık 2010 02:28
Çok ikna ediciydiniz. İnanıyorum ki birçok kişinin kafasında – en azından bazı gerçekleri açıklayarak – soru işaretleri bırakmışsınızdır. Öyle bir babadan böyle evlat olacağını tahmin ediyordum. Sayın Çetin Doğan’ın her iki evladı da bu akşam programda birer harikaydı. Sevgilerimle
22 Aralık 2010 10:56
Sevgili Pınar ve Dani ,sizlere çok teşekkürler etmek istiyorum,yaptığınız şey,bu mücadele ,bu titiz incelemeler,bu uğraşı sadece bu dava için değil ülkemizde son zamanlarda yaşanan pek çok durum için de öylesine açıklayıcı oldu ki.Çalışmalarınızda başarılar dilerim,yolunuz açık olsun.(İnsanlığa olan güvenimi tazelediğiniz için minnettarım).Sevgilerimle.
22 Aralık 2010 15:26
Ben bu soylesiyi kacirdim. Internette var ise tekrar izlemek istiyorum. Bizimle paylasabileceginiz bir web adresi var mi?
22 Aralık 2010 22:58
Söyleşiyi kaçırdım.Gece geç saatlere kadar bekledim.meğerse öne alınmış,çok üzgünüm.
23 Aralık 2010 00:14
Sayın Pınar DOĞAN ;
Sayın Dani RODRIK ;
Bu mesajımı, son yazınıza da tekrar eklemek ihtiyacı duydum. Sitenizde bu kadar yer alma hakkım olmadığını da biliyorum. Ama, yazmak isteyip de yazamayanlara cesaret vermek istedim. Fazla olduğunu düşündüğünüzü çıkarabilirsiniz.
****************************************************************************************** TSK’ de 31 yıl süreyle, onurumla görev yaptıktan sonra, 2006 yılında kendi isteğimle , ve devrelerimden dört yıl önce emekliye ayrıldım. Hiç ceza almadım. Tüm görevlerimden pek çok takdirler aldım. Bütün bunların üzerine “ sabah karanlığında evinizin kapısını çalan kişi sütçü değilse, bilin ki demokratik bir ülkede yaşamıyorsunuz” sözünü haklı çıkarırcasına, kızımın doğum gününde, sabah 0700 de kapıma dayanan, sırtlarında TEM yazılı polislerce evim 5 saat arandı , darbecilikle suçlandım ve 3 ay Silivri’de tutuklu kaldım . ( Babanızı da orda tanıdım. Yıllar önce ordu komutanımdı, ama tek kelime konuşmamız dahi olmamıştı. ) Davet edildiğimde hemen gidecek bir aile ve devlet terbiyesine sahiptim. Ama ne yazık ki, babanız gibi ben de bu onur kırıcı muameleyle karşılaştım. Temmuz 2010 ayı içinde, 102 kişiyle birlikte benim için de yakalama kararı çıktı. Kararın hukukiliğini tartışacak değilim. Buradaki yakalama kelimesi dahi, bizlerin onurunu kırmak için yeterlidir. Kaçmak ne demek ? Ben ülkem için canımı ortaya koymaktan hiç bir zaman çekinmedim ki . Görevim gereği yaşadığım çatışmalarda bir çok arkadaşım şehit oldu. Ben tesadüfen yaşayanlardanım. Can kaygısı duymak , benden çok uzak bir duygu olarak kaldı. Her gün ölmektense bir defa ölmeyi tercih edenlerdenim. Belki başkalarının kaçacak ayrı vatanları olabilir , benim tek vatanım burası. Hiçbir yere de gitmem . Bunu anlamak için Türk Subayının yapısını iyi bilmek gerek.
cdogangercekler Sitesinde yazdıklarınızı sürekli takip ediyorum. Bu kadar dezenformasyonun olduğu , TV ve gazetelerin tek yanlı ve araştırmaya dayalı olmayan magazin haberleriyle halkı yanılttığı ve bunu düzeltecek bir iradenin olmadığı günümüzde, sizin özveriyle yaptığınız araştırmanın ne demek olduğunu bilecek durumdayım.
Selin ONGUN ‘la 20.12.2010 ‘da TV24 ‘ de yaptığınız söyleşiyi izleyemedim . Ancak ; sitenizden okudum. 21.12.2010 ‘da Haber Türk TV’de Fatih Altaylı’nın Teke Tek programındaki söyleşinizi ailece gururla izledik.
Öyle özverili araştırmalar yapıyor ve öyle güzel çıkarımlarda bulunuyorsunuz ki , yazmayı düşündüğüm her konunun cevabını sitede siz daha önce yazıyorsunuz.
TV24 ‘ de yaptığınız söyleşide ;
“196 kişi arasından bir ikisi hariç, bizimle iletişime geçen kimse olmadı. İletişimden kastım, örneğin “Biz de şurada bir çelişki yakaladık” şeklinde bir geribildirim. Fakat, Doğu’da görevli bir öğretmenden tutun, Silikon Vadisi’nde bir bilgisayar mühendisine çok farklı çevrelerden destek aldık. Askeri çevreden yaptığımız çalışmaya dair ne bir destek, ne de “okuyoruz” bilgisi aldık. Tabii herkes de tedirginlik var. “Çetin Doğan bir numaralı sanık, ne kadar uzağında olursam o kadar iyi” gibi bir geri durma olabilir. Sebebini bilmiyorum.
Şunu da eklemek istiyorum; gazetecinin de gazeteciye baskısı olduğunu gördük bu dönemde. Yani bu davaya dair en ufak kuşkusunu dile getiren yazara “darbeci” yaftası konabildi. Demokrasi dersi verenlerin medya baskısını, gazetecinin gazeteciye ettiğini görmek de “sivilleri” etkiliyor. “ diyorsunuz.
Duygularınıza hak vermemek mümkün değil. Ama, kendi adıma şunu söylemek istiyorum.
Bu iftiralar, demokrasi diye bas bas bağıran, ama gerçekte demokrasi yerine kişisel çıkarlar ve korkuların hakim olduğu ülkelerin bir gerçeğidir. Sitem ettiğiniz o yazarlar neden size cevap veremediler biliyor musunuz . Makam ve mevki korkusu , ideolojik bakışlar, çıkar hesapları, gerçeklerin haber olamayacağı ve reyting toplayamayacağı kaygısı, doğruyu yazanların nereye gönderileceğini bilmeleri, Cemal Paşa gibi bir dedenin mirasını reddetme kaygıları vb. çok şey sayılabilir. Bunların önemi yok. Türk Tarihi , korkusuz ve isimsiz kahramanlarla dolu olduğu kadar, ismi çok bilinen hainlerle de doludur. Kamu vicdanı çok geçte olsa onları mahkum etmiştir.
Ailesi içinde bile demokrasiye önem veren beni, hiç kimse darbeyle suçlayamaz, suçlasa da inandırıcı olamaz. Aynı duyguyu bu davadaki tüm insanlarında hissettiğine inanıyorum. Bu seminerde suç unsuru varsa bile bu asla darbe ile ilgili olamaz. Her şey çok açık. Seminerle ilgili yargılamaya hiçbir itirazım olamaz.
Ama , sahte olduğu çok açık olan bu darbe iddiası, bize ve ailelerimize acılar çektirmekten başka hiçbir şeye yaramayacak bir safsata olmanın ötesine geçemeyecektir.
Ayrıca; sizler gibi saygın bilim insanlarıyla bir gün tanışmaktan da şahsen çok mutlu olacağım.
Tesekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle.
Mümtaz CAN
(E)Kurmay Albay
CEP : 0 538 642 58 92 e-mail: mtzcn1368@gmail.com
23 Aralık 2010 00:42
Blog sahiplerini kutluyorum. Bu dönemde oraya çıkabilmek neredeyse güneşi zaptetmek. Bunu iyi değerlendirdiniz. Teşekkürler… (Tam puan, Artistik:10, Teknik:10)
23 Aralık 2010 13:38
vidoyu yuklermisiniz ben izleyemedim
23 Aralık 2010 17:04
İşte bu. Lütfen devamını getirin. Emekli Kurmay Mümtaz Can gibi Atatürk subaylarının donanımı ise yazdıklarından belli. Aynen sevgili Çetin Doğan gibi.
Lütfen tv turunuza yabancı kanalları da ekleyiniz.
Gerçek’in bütün tarih boyunca bir şekilde ortay çıkma özelliği bu davada da süreceğine inanıyorum.
Sevgiler..
23 Aralık 2010 22:56
Katıldığınız TV programlarına ait videolara link ekleyebilirseniz faydalı olacağını düşünüyorum.