“Doğru olup olmadığı değil, kimin işine yaradığı önemli”

Odatv’de Yusuf Yavuz’un Taraf gazetesi eski politika editörü Ahmet Meriç Şenyüz ile yaptığı söyleşi bu gazetenin yayın politikası konusunda hayli aydınlatıcı. Şenyüz’ün verdiği cevaplarda kişisel bir ihtiras ya da Taraf yazarları ile hesaplaşma belirtileri görmedik. Bilakis, Odatv’nin bazı sorularına Taraf’ı savunur bir şekilde karşılık vermesi inandırıcılığını artırıyor.

Şenyüz’ün en önemli saptaması, Taraf’ın askeri vesayeti kaldırmaya yarayacak her türlü haberi mübah gördüğü:

“Taraf’ın yönetici üçlüsü Türkiye’ye demokrasinin AKP’nin temsil ettiği güçlerle geleceğine ve bunun karşısındaki en büyük engelin de askeri vesayet olduğuna kesin olarak inanıyorlar. Buna çok samimi olarak inanıyorlardı ve orduya yönelik her türlü haberi yayınlayalım diye düşünüyorlardı.”

Taraf’ta geçerli olan habercilik anlayışına göre bir haberin “doğru olup olmadığı değil, kimin işine yaradığı önemli.” Doğru olsun, yanlış olsun önemli değil. Önemli olan orduya zarar versin!

Gazetenin bu konumu, sahte belge ve kanıt üreten grupların Taraf’ı suç ortağı olarak kullanmalarını çocuk oyuncağı haline getiriyor. Şenyüz, Ergenekon’un ilk dönemlerinde Taraf’ın dezenformasyona nasıl alet olduğunu örneklerle gösteriyor. Kafes ve Balyoz haberlerinde bunun daha taze örneklerini biz burada bolca verdik.

Taraf’ın “amaç uğruna her araç mübahtır” anlayışı en azından iki açıdan sorunlu. Birincisi, bu anlayış suçsuz insanların karalanmasına ve yargılanmasına sebep verdiği için gazetenin taşıdığını iddia ettiği liberal ilkelere tamamen ters düşüyor. Ordu zayıflasın da bu nasıl olursa olsun yaklaşımı liberal, demokratik, insan haklarına saygılı bir düşüncenin ürünü olamaz. Olsa olsa Jakoben bir düşünce tarzıdır.

İkinci ve durumu Taraf açısından dahi trajik kılan sorun, Taraf’ın arzuladığı amaca dahi hizmet etmiyor olması. Ergenekon/Balyoz soruşturmalarında izlenen yöntemler, cemaat ve AKP’nin gerçek niyetlerine yeterince ışık tutmakta. AKP’nin ruhu gerçekte demokratik olsa, bu davalara bu kadar sahip çıkmaz, tüm sahtecilik emarelerine karşın arkasında durmazdı. Cemaatçi emniyet ve savcılar gerçekten bir hukuk devleti peşinde olsalar insan haklarına ve hukuk ilkelerine bu kadar ters düşen uygulamalarda bulunmazlardı. Taraf’ın en büyük siyasi yanlışı, bunu görmeyip, demokrasiye destek oluyoruz düşüncesiyle Türkiye’yi olsa olsa daha otoriter bir rejime götürecek bir süreçte başrolü oynuyor olması.

Taraf gazetesi belki iyiniyetle işe başladı. Belki ilk dönemlerde kendisine verilen belgelerin doğruluğuna inanarak yayın yaptı. Ancak Taraf artık gazetecilik değil, suç ortaklığı yapıyor.