Balyoz Davası 51. Celse Duruşma Tutanağı – 25 Ağustos 2011

51. Celse duruşma tutanağını okumak için buraya tıklayın.

Bu celsede avukat ve sanıklar, “mahkemenin” hemen ertesi gün reddetmesi için tahliye talebinde bulunuyorlar. Yine reddedilmesi için, sahte CD’lerin daha önce de defalarca talep ettikleri (ve defalarca verilmesi reddedilen) adli imajlarını talep ediyorlar.

Bu celsede en gerçekçi yaklaşım Avukat Oğuz Kayıran’a ait:

“Ben Heyetinizin tarafsız ve bağımsız olmadığı noktasında çok ciddi kuşkulara sahip olduğum için tahliye talebinde bulunmanın anlamsız ve gereksiz olacağı kanaatimi bildiriyorum.”

Bu celsede Hanifi Yıldırım, Bulut Ömer Mimiroğlu, Hüseyin Polatsoy, Hakan Sargın, Hüseyin Özçoban ve Mustafa Koç savunmalarını yapıyor.

Bulut Ömer Mimiroğlu’nun avukatı Kazım Gözüşirin, 11 no.lu CD’deki TUTUKLANACAK İRTİCAİ ÖRGÜT LİDERLERİ.doc isimli Word belgesinde Mimiroğlu’nun hazırladığı iddia edilen “EDİRNE İLİNDE HAREKATIN BAŞLANGICINDA TUTUKLANACAK  İRTİCAİ ÖRGÜT LİDERLERİ” listesinde fişlenen K.G’den bahsediyor.

K.G., anne-baba ismi ve doğum tarihi ile birlikte Nurcu olarak listelenmiş, harekatın başında Edirne’de tutuklanacak tek örgüt lideri olarak geçiyor (Ek klasör 60, dizin no.6). Avukat Gözüşirin Balyoz belgesinde adı geçen K.G. ile temasa geçiyor ve  ilginç bilgiler elde ediyor (51. celse duruşma tutanağı, sayfa 43).

Aydınlık gazetesinde yayımlanan dünkü yazısında Çetin Doğan konuyu şöyle özetliyor:

“Bay K.G. yetmişinde emekli bir öğretmen. Yurdun çeşitli yörelerinde din dersi öğretmenliği yaptıktan sonra İzmir’e yerleşmiş. Hizmet verdiği iller içerisinde Edirne de var. Kırk yıl önce (30 Nisan 1971) atandığı Edirne’den 1975 yılında ayrılmış, bir daha da Edirne’ye hiç yolu düşmemiş.

Bulut Ömer Mimiroğlu 1960 doğumlu, Giresun’un Görele ilçesinde nüfusa kayıtlı. Şimdi Tuğgeneral ve de Özel Görevli 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile Hasdal’da parmaklıklar ardına konmuş. Öykümüz gerçek hayatta aynı zaman dilimi içerisinde, aynı ilin hudutları içerisinde bulunmayan söz konusu ettiğimiz iki insanın yaşamlarının sanal dünyada kesiştirilmesine ilişkindir.

Bay K.G. Edirne’de iken başından tatsız bir olay geçmiş. Bir gün yapılan ihbar üzerine polisler evinde arama yapıyorlar. Aramada bazı kitaplar sakıncalı bulunarak el konuyor. Derdest edilen (tutuklanan) öğretmen sorgulamasında “Ben din bilgisi öğretmeniyim. Bunlar da din kitapları. Zaman zaman çalışırım” diye kendisini savunuyor. Hatırlanacağı gibi “Balyoz gibi tepelerine ineceğiz” söylemiyle ünlenen Erim Hükümeti’nin indirdiği “Balyozlardan” solcular dışında nasiplenen pek olmadığı için, öğretmenimiz yara bere almadan salıveriliyor. Bu arada öğretmenimizin adının kayıtlara “Nurcu” olarak geçirilmesinin ihmal edilmediğini belirtelim.

Bu olayın yaşandığı dönemde Tuğgeneral Mimiroğlu, henüz 12 yaşlarında, ilkokul son sınıf öğrencisi. Generalimizin Edirne’ye gidişi ise Kurmay Yarbay rütbesiyle 2002 yılında İl Jandarma Alay Komutanı olarak atanmasıyla gerçekleşmiş. Yani öğretmen K.G.’nin Edirne’den ayrılışından tam 28 yıl sonra…”

Buradaki soru, 11 no.lu CD’deki bu listeyi hazırlayan sahte belge çetesinin (35 sene önce evinde “sakıncalı din kitabı” bulunan) K.G.’nin ismine nereden ulaştığı. Avukat Kazım Gözüşirin de soruyor:

“Böyle bir arşiv bilgisi Türkiye Cumhuriyetinde hangi örgütün arşivindedir? Jandarmanın arşivinde değil, ben bunu iyi biliyorum jandarma subayı olarak. Jandarmanın arşivinde değil. Olsa olsa polis ya da MİT, başka kimde olabilir?”