El yazısı bir yöne akıyor, sahte Balyoz CD’lerindeki makina yazısı öbür yöne

Balyoz CD’lerinin üzerindeki yazıların, Süha Tanyeri’ne ait not defterindeki karaktarlerden bir bileşke baz alınarak, makina ile yazdırıldığı doğrultusunda iki bilirkişi raporunu burada yayımlamıştık. Bu bilirkişi incelemeleri, Balyoz CD’lerinin yakından çekilmiş fotoğraflarının–çok gecikmeli olarak–savunmaya verilmesiyle mümkün olmuştu. (ABD’li uzman Grant F. Sperry’e ait bilirkişi raporuna buradan, raporun Türkçesine buradan, Türkiyeli uzman Jale Bafra’ya ait bilirkişi raporuna buradan ulaşabilirsiniz.)

Balyoz sanıklarından Cengiz Köylü, hazırladığı sunumla sahte CD’lerdeki yazıların neden sahte olduğunu, “mahkeme”de herkesin anlayabileceği bir şekilde dillendiriyor. Bunu yaparken, sahte olan iki CD’yi, yine Baransu’nun bavulundan çıkan ve 1nci Ordu’ya ait orijinal CD’lerle karşılaştırıyor.

Cengiz Köylü’nün sunumunu aktarmadan önce biraz bilgi (blogun müdavimleri bu kısımı atlayabilir):

♦ Tüm Balyoz belgeleri  11 nolu CD’nin içinde kayıtlı

♦ 11 nolu CD’de kayıtlı Balyoz belgerinden bir kısmı ayrıca 17 nolu CDnin içinde de bulunuyor.

♦ Bütün bilirkişi raporlarına göre bu iki CD de tek oturumda oluşturulmuş. Yani, belgeler içine bir kerede kaydedilmiş, ve bu kayıt işlemi yapıldıktan sonra bir daha içine ekleme-çıkarma yapılmamış.

♦ Üstverilerine göre her iki CD’nin de oluşturulma tarihi 5 Mart 2003. Yani, bu tarih gerçekten oluşturulduğu tarihi gösteriyorsa, bu CD’nin içine 5 Mart 2003’den sonra herhangi bir belge eklenmemiş, CD’de herhangi bir degişiklik yapılmamış.

♦ Oysa 11 no.lu CD’nin içinde 2003’de 2009’a kadar uzanan bilgiler var (örnekler için istediğiniz seneye tıklayın: 2004, 2005, 20062007, 20082009).

♦ Dolayısıyla, çıplak gerçek şu: bu CD’lerin üstverisinde görünen tarihler gerçekten oluşturuldukları tarihleri göstermiyor. En erken Ağustos 2009’da bu CD’leri ve içindeki Balyoz belgelerini oluşturanlar, bilgisayarlarının sistem saatini geriye (2003) alarak CD’lerin ve Balyoz belgelerinin 2003’de oluşturulduğu izlenimini vermişler.

♦ 11 nolu CD’nin üzerinde “Or.K.na,” 17nolu CD’nin üzeride “K.özel” yazıyor. Iddiaya göre Balyoz planlarını içeren bu CDler 5 Mart 2003 seminerinden önce dönemin Ordu Komutanı Çetin Doğan için özel olarak hazırlanmış.

♦ Ocak 2011’de  Zaman ve Taraf  gazetelerindeki iddialara göre CD’lerin üzerindeki  “Or.K.na” ve “K.özel” yazılarını 2003 senesinde 1nci Ordu’da görevli olan Tanyeri yazmıştı. Bu iddiaya dayanak olarak da, Baransu’nun bavulundan çıkan ve Süha Tanyeri’ne ait olan bir not defterindeki yazı karakterleri ile CD’nin üzerindeki yazıların benzerliği, ve bu doğrultuda kim oldukları belli olmayan “uzman” görüşleri gösterilmişti.

♦ Savunma CD’lerin yakından çekilmiş fotoğraflarını defalarca talep etmiş, Mahkeme vermeyi defalarca reddetmişti. Ocak ayında Zaman gazetesinde ilk sayfadan yayımlanan bu fotoğraflar (nihayet bir ara karar ile) Nisan ayı sonunda savunmaya verildi.

CD’lerin fotoğrafları savunmaya verilince, anlaşıldı ki, sahte Balyoz belgelerini içeren sahte CD’lerin üzerindeki yazılar da sahte. Yazılar, Süha Tanyeri’ne ait not defterindeki kimi harflerden bir bileşke oluşturulduktan sonra bir makina marifetiyle (örneğin autopen) CD’nin üzerine yazdırılmış. Bu nedenle not defterindeki (bileşke için kullanılan) harflerle CD üzerindeki ilgili harfler üst üstüste örtüşecek derecede, birebir aynı.

Asıl işlevi sahte imza/yazı yazmak olmayan bu makinalar bu gibi sahtecilik için kullanılınca hemen belli oluyor. Zira, yazının makinadan yüzeye akışı ters yönde olabiliyor; çünkü makinanın amacı harfin aynısını oluşturmak, harfin oluşturulmasını taklit etmek değil. Harflerin nasıl (hangi yönde) oluşturulduğu da mürekkepin yoğunlaştığı noktalardan hemen kendini belli ediyor.

Bu fotoğraflar üzerinden Cengiz Köylü’nün hazırladığı sunumdan sadece belli sayfaları burada sunuyoruz. Cengiz Köylü’nün bu sunumun tamamına ve sahte belgelerle ilgili diğer sunumlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Asağıda sırasıyla 1 no.lu (orijinal) CD, 11 ve 17 no.lu sahte Balyoz CDleri var. CD’ler üzerindeki C-1, C-11, C-17 yazıları emniyet görevlilerinin CD’leri numaralamak için koydukları yazılar. Her CD’de beliren üç paraf da bu görevlilere ait.

1 no.lu CD (orijinal)
1 no.lu (orijinal) CD
11 no.lu sahte Balyoz CD’si
17 no.lu sahte Balyoz CD’si

Son söz:

“Mahkeme” savcıların adli emanete sakladığı yazışmaları savunmaya vermemekte direndi; emanetten Balyoz CD’sinin 2003’de oluşturulmadığını kanıtlayan yazışmalar çıktı.

“Mahkeme” CD’lerin yakından çekilmiş fotoğraflarını savunmaya vermemekte direndi; Balyoz CDlerinin üzerindeki yazıların makina ürünü olduğu ortaya çıktı.

“Mahkeme” hala CD’lerin imajlarını savunmaya vermemekte direniyor…


Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

25 Yorum “El yazısı bir yöne akıyor, sahte Balyoz CD’lerindeki makina yazısı öbür yöne”

  1. Altan Alpay Says:

    Hocaefendinin hikmeti işte, keramete kıç da attırır, yazıları tersten de yazdırtır.

    Cevapla

  2. trsaby Says:

    fmeraklı,

    Şu soruları cevaplandırabilirmisiniz?

    Halen 11 nolu. CD. nin gerçek olduğunu iddia edebiliyormusunuz ?

    Bana göre CD imajlarının şimdiye kadar savunma tarafına verilmemesinin açıklanmasıdır. Savcılar imajları savunma tarafına vermeyerek tutuklu yargılanmalarına neden olmuş davayı yanlış yönde etkilemişler ve görev suçu işlemişlerdir.

    CD.nin gerçek olmadığını kabul etmeniz gerekmez mı ve size göre dava eğer savcı tarafsız ise savcının beraat istemesi gerekmez mi?

    Cevapla

    • Solmaz Türk Says:

      Şakirtler uzun zaman önce toz oldular,artık cevap yazacak ne yüzleri ne de ihtiyaçları kalmamıştır.Görüyoruz işte,askerler içeride pkk lılar dışarıda millet futbolla ,şikeyle yatıp kalkıyor .Yolun ortasında iki vatan evladı , vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor kimseden çıt yok.Aziz Yıldırım sahip çıkan taraftarı askerine ,şehidine sahip çıkmıyor.

      Cevapla

    • trekking Says:

      Sevgili trsaby,

      Neden fmeraklı, Neden fmeraklı ya hitaben soruyorsunuz?

      Fmeraklı kimdir? Blog sahibi midir? Blog modaratörü müdür? Otorite midir bu konuda?

      Boşverin, siz ortaya sorun sorularınızı,

      Ufak birhatırlatma, “savcının beraat istemesi gerekmez mi” demişsiniz. Konu mahkeme de beraat kararını mahkeme verir. fmeraklı olsa hemen atlardı.

      Cevapla

      • Kemal Says:

        Merhabalar,

        Fmeraklı yıllık izine ayrıldı sanırım. 🙂

        Niteliksel olarak bir şey demeyeyim ama niceliksel olarak yazdıklarıyla bence tatili hakketmişti.

        Sevgiler.

        Cevapla

      • fgokalp Says:

        Savcılar tutuklama ya da hapis cezası istedikleri gibi, gerektiğinde beraat de istemekle yükümlüdür bildiğim kadarıyla. İstemek ile karar vermek hakkındaki fark ortada, öyle değil mi? Savcı ister, mahkeme uygunluğuna karar verir.

        Cevapla

  3. ihtimal Says:

    Balyoz out, sike in 🙂 Balyoz olayini artik sadece yargida, malum uzerine konusulmamasi gerekiyor 😛

    Cevapla

  4. Solmaz Türk Says:

    İti an,çomağı hazırla.

    Cevapla

  5. Altan Alpay Says:

    > “Mahkeme” hala CD’lerin imajlarını savunmaya vermemekte direniyor…

    Bu tam bir skandal, imajın şimdiye kadar savunmaya verilmediği aklıma bile gelmemişti. Bunun savunmayı kısıtlamaktan başka hiç bir mantıksal açıklaması yok.

    Acaba birileri imaj üzerinde yapılacak incelemelerde çıkabilecek tutarsızlıkların sahteci çeteyi iyice köşeye sıkıştıracağından mı endişeleniyor?

    Cevapla

    • Can Acar Says:

      Mahkemenin imajları vermeme gerekçesi imajların zaten bilirkişiler tarfından defalarca incelenmiş olması. Mahkemenin atadığı bilirkişilerin raporlarının bile doğru dürüst değerlendirilmediği göz önüne alınırsa, çok da haksız sayılmazlar.

      Bu arada, savcılar Eskişehir ve Gölcük’te bulunan yeni delilleri değerlendirip ikinci iddianame hazırlarken savunmanın sunduğu ve birinci iddianamedeki iddiaları çürüten delilleri gözardı ederek sanık lehine olan delilleri alenen bir kez daha saklamış oldular. Birinci iddianamedeki CD’nin 2003’te hazırlanmış olduğu savından ise vaz geçmediler. Sadece yeni bulunan dokümanlarda çeşitli yanlışlıkların (yanlış tarih ve imza bloğu) kasıtlı bir şifreleme olduğundan bahsedilmesi nedeniyle dolaylı yoldan bazı tutarsızlıkları açıklama yoluna gittiler. Ancak bu çaba özellikle CD üzerindeki yazının taklit olması ile tamamen çökmüş oldu. Gizli haberleşmek isteyen birisi hiç imza veya tarih atmaz, olur biter. Diyelim ki haberleşme için böyle bir şifre kullandılar, hatta CD’leri bile eski tarihli oluşturdular. Süha Tanyeri’nin el yazısını makine ile taklit ederek CD üzerine yazı yazmak böyle bir taktik veya şifre ile açıklanamaz.

      Aklıma takılan daha önce yazmaya fırsat bulamadığım başka sorular da var. İddianameden anladığım kadarıyla Emekli Albay Hakan Büyük, arama sırasında evde değilmiş, sonradan tutuklanmış. Bu konuda bilgisi olan var mı? Yeni belgeler evde bir USB diskten çıkmış. Arama sırasında evde sanık tarafından kimse var mıydı? Diskin el konulma tutanağını kim imzaladı? İmajı kim ne zaman teslim aldı? Hakan Büyük diskin evine önceden konulmuş olduğunu, elektrik kesintisi sırasında evine girilmiş olabileceğini söylemiş. İddianame bu ifadeyi dikkate değer bulmamış. Belki arama sırasında evde olsaydı USB diski hiç görmediğini söyleyecekti acaba diskte parmak izi bulunmuş mu? USB diskin kamera kayıtları altında bulduğu ve imajının da sanık tarafında verildiği yazıyor iddianamede. Hatta imajın hash değerleri iddianamede de geçiyor. Bu USB diskin imajını incelemek ilginç olacaktır diye düşünüyorum.

      Cevapla

      • Solmaz Türk Says:

        USB diskin Hakan Büyük’ün evinde bulunmuş olması hiç bir şey ifade etmez.Eğer birileri MHP’li milletvekillerinin evlerine girip gizli kamera koyabiliyor ve insanların her türlü mahrem görüntüsünü çekip şantaj vasıtası olarak kullanabiliyorsa Hakan Büyük’ün evinde tank bulunmasına bile şaşırmayacağım.
        Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım kendisi hastaneye kaldırıldığı zaman mahkemeden henüz tutuklama emri çıkmadığı halde polisin hastaneye sevk kağıdına adres olarak Metris cezaevi yazdığı gerekçesiyle şikayette bulunmuş.Polis tutuklanacağından oldukça emin olmalı.Çok garip bir şekilde ifadelerin yandaş basına sızdırılması,dezenformasyona dayalı yalan yanlış haberlerle insanların yönlendirilmesi Ergenekon ve Balyoz davalarına benzemeye başladı.

        Cevapla

        • ihtimal Says:

          Sike davasinda Ibrahim Akin ve iskender alin nin itiraflariyla olaylar cabuk cozuldu 🙂 Hic merak etmeyin balyozda da bizim pasalar halan baslamadilarsa ( bunu bilemiyoruz tabi) yakinda pasa pasa konusmaya baslayacaklar. Insanin dogasinda bu var, bir noktada su koyuverecekler. Ondan sonra gorun siz tantanayi 🙂

          Cevapla

  6. Can Acar Says:

    Yine uyduruyorsun küçük ihtimal …

    Adliye’nin dışına çıkarak basın mensuplarına konuyla ilgili açıklama yapan İbrahim Akın’ın avukatı müvekkilinin suçlamaları kabul ettiği yönündeki iddiaları yalanladı. Akın’ın avukatı şunları söyledi:

    “Bunu nereden çıkarıyorsunuz. Bizi üzmeyin. Zaten üzgünüz iddiaları kabul ettik diye bir şey yok. Müvekkilim iddiaları kabul etse zaten sorgulama bu kadar uzun sürmezdi.”

    Aynı zamanda Balyoz tertibinin darbe planlamış olma ihtimali olan paşaları toplayıp baskı ve izolasyon ile yani psikolojik işkence ile “itiraf ettirme” çabası olduğunu da hatırlatman iyi oldu. Trol ağı atar gibi. Balık yakalarsın belki ama çevreye de onarılması güç hasar verirsin. Senin gibi bir trollden de bunları alkışlaman beklenirdi zaten.

    Kolay gelsin …

    Cevapla

    • ihtimal Says:

      Sevgili can, millet darbecilerin ve cetelerin uzerine saglam bir sekilde gidilmesi icin bu hukumete bir dort yil daha verdi. Belki ondan sonra bir dort yil daha. Benim amrikadan turkiye gidip oy kullanmandaki en buyuk sebeb bu idi ve daha benim gibi nicelerini biliyorum, goruyorum, gorusuyorum. 1980 den sonra geldigimiz nokta basta askeri lmak uzere ve sivil cezaevlerindeki coplu, elektirikli, filistin askili iskencelerden sonra polisin yaptigini iddia ettigin ‘psikolojik iskenceye’ kadar olayi softlastirdiysak ne mutlu bize 🙂 Amerikada saniklarin nasil sorugulandiklarini saniyorsun, luks bir lokantada aksam yemeginde mi ??? Turkiyenin son 50 yillik pisligini temizlemeye calisan hukuk sisteminin yuruyusune tas koymaktansa elestrilerinizi makul bir zemine cekmeniz en azindan bu elestrilerinizde kaale alinmaniz acisindan size tavsiye olunur 😉

      Cevapla

  7. Can Acar Says:

    Küçük ihtimal,

    Önce yazılanları okuyup anlamayı öğren. En ufak bir eleştiriye bile tahammülü olmayan sen bi de hukuk ve adalet dersi mi vermeye çalışıyorsun?

    İşkenceyi polis yapmıyor. En temel hukuk kurallarını çiğnemeye “özel yetkili” kılınmış mahkemeler yapıyor. Aynı darbe dönemi mahkemeleri gibi. Amaç suçluları bulmak değil mevcut darbe sürecini meşrulaştırmak.

    Yaşadığın Amerika’da sor bakalım değil 10 yıl, 10 gün bile tutuklu kalabilir mi sanıklar yargılanmadan? Sağlam delil olmadan? Balyozdakine benzer sadece bir tutarsızlık bile o ülkede tüm davayı düşürür.

    Pislikleri pislikle temizleyemezsin. Bu kadar basit.

    Cevapla

  8. ihtimal Says:

    Amerika ile turkiyeyi karsilastiriyorsun sevgili dostum. Tamam da amerikada generaller basbakanlarina pandik atmaya calismiyorlar. BIlmem anlatabildim mi derdimi ??!?!? 🙂

    Cevapla

    • Solmaz Türk Says:

      Onu,bunu bırakın da resimlerde görülen sahtekarlıklardan bahsedin biraz..Açık açık görüdüğü gibi cd ler ben sahteyim,üzerimdeki yazılar makina ürünü diye bağırmasına rağmen mahkeme hala cd lerin imajlarını vermemekte neden direniyor ?
      Amerika’da generallerin başkanlarına neler yaptığına bir örnek olarak Oliver Stone’ın JFK isimli filmini tavsiye ederim.İnşallah günün birinde polisin gencecik teğmenin telefonuna birbuçuk dakika içinde yüzelli numarayı yüklemesi yüzünden terör örgütü üyeliğinden senelerce tutuklu kalmasının filmini yapacak bir yönetmen de bizim ülkemizde çıkar.Sahte cd lerle,makina ürünü ıslak imzalı denilen sahte belgelerle ordusunun seçkin subaylarının yargılandığı davanın belgeselini çekebilecek bir yürekli yönetmen bulunur inşallah.

      Cevapla

      • blue Says:

        İnsanların işi gücü yok nelerle uğraşıyorlar , sen kak sahte cd ler bas makinelere sahte imzalar attır yazı karekter lerini kopyala subayların telefonlarına onlarla hiç uzaktan yakından alakası olmayan numaralar yükle … Bırakın arkadaşlar bu mazlum edebiyatınıda artık gerçek hayata dönün söylediğiniz yalanlara nerdeyse kendiniz bile inanır oldunuz …Herşey açık ve net ortada sizin söylediğiniz gibi bir olay yok gerşey gerçek mahkeme ve savcıların onayında sizde biliyorsunuz bu olayların düzmece olmadığını insanları kandırmaya askeri aklamaya çalışıyorsunuz ama siz uğraştıkça onlar dahada batıyor ne yazıkki. Benım anlamadığım bu kendi ülkesinin senın benım verdiim vergiyle aldığı uçaklarını bir hiç uğruna düşüp parçalıyacak kadar alçalan insanlara destek vermek neyin nesidir vatana ihanet etmek bu kadar basitmidir ? Sizin ihanet kavramınız nasıl tanımlanır ? anlamak mümkün değil

        Cevapla

      • blue Says:

        Sizin dedikleriniz doğru yani bütün Yargı ve savvcıların dedikleri yanlış sadece siz görebiliyorsunuz bu delillerin sahte darbe planının düzmece olduğunu başka kimse göremiyıyor ne tuhafki hepiniz aynı kafadasınız Cumhuriyet gazetesinde ne yazarsa doğru diğer gazetelerde ne yazarsa yalan haber diye düşünüyorsunuz … Hep aynı mantık benım ruhumu okşayan hoşuma giden inanandığım sisteme ters olmayan haberlerin hepsi doğru 🙂 Aslında güzel bir alışkanlık insan kendide inandıktan sonra sorun yok

        Cevapla

    • Can Acar Says:

      Senin derdin belli, küçük ihtimal. Düşünmeyi bilmiyorsun.

      Demokrasi ne demek bilmiyorsun. İnsan hakları ne demek bilmiyorsun. Hukuk ve adalet kavramı yok sende. İnsanlığı, özgürlüğü, adaleti değil baskıyı, haksızlığı, güçlüyü savunuyorsun.

      Aynı şeyleri bozuk plak gibi tekrar edip, her seferinde haksız çıkmaktan, kuyruğunu kıstırıp deliğine dönmekten bıkmadın mı?

      Pislikleri pislikle temizleyemezsin. Bu kadar basit.

      Cevapla

  9. trsaby Says:

    Moderatorlere,

    Lütfen ihtimalin yollamış olduğu iletileri okuduktan sonra yayınlayın, blogun tartışma seviyesi düşüyor. Veya yayınladıktan sonra silin.

    Su koyvermek, pandik atmak yakında korkarım kufur de eder artık

    Cevapla

  10. Olasılıksız Says:

    Kopyalanmış yazı, imza vs. de ayırdedici bir özellik daha var… İnsan eliyle yazılmış yazılarda çizgilerin hepsi aynı kalınlık ve mürekkep dağılımına sahip değil. Elin basıncına göre bir çizgi boyunca yer yer kalınlaşıp inceliyor, renk tonu koyulaşıp açılıyor.

    Eğer bir cihaz yardımıyla yazılmışsa tüm çizgiler aynı kalınlığa ve mürekkep tonuna sahip oluyor.

    Kopyalanmış olduğu iddia edilen yazıya bakılırsa bu şekilde… yani tüm çizgilerin tonu ve kalınlığı düzgün. Halbuki diğer örneklerdeki el yazılarına bakarsanız çizgilerde ton farkları olduğu açıkca ortada.

    (Not: Bu bilgi Obama’nın autopen kullanıp kullanmadığı hakkında yorum yapan bir blogdan elde edilmiştir.)

    Cevapla

Solmaz Türk için bir cevap yazın Cevabı iptal et