Zaman gazetesine göre Musevi iseniz “yabancı” oluyorsunuz

04 Mart 2011

CEMAAT, GENEL

Bunu Dani’nin FT’deki makalesi üzerine Zaman’ın yayımladığı bir yazıdan anlıyoruz.  Yazının başlığında Dani’ye “yabancı damat” diye atıfta bulunuluyorlar.  Halbuki Dani’nin Türk pasaportunun bir fotokopisini Emniyet’teki sağlam kaynaklarından kolayca elde edebilirlerdi.

Yazının kaynağı Cihan Haber Ajansı. Ancak Ajansın yazısının metninde “yabancı damat” geçmediği için bu yakıştırmayı Zaman gazetesinin editörlerinin yaptığını anlıyoruz.

Cihan Haber Ajansının yazı metninde dikkatimiz çeken başka bir nokta var. FT’deki yazının neredeyse her bölümü tercüme edilerek aktarılmışsa da, hiç zikredilmeyen bir paragraf var.  O da Dani’nin Ergenekon-Balyoz davalarında Fethullah Gülen cemaatinin oynadığı rol ile ilgili yazdıkları.  Bunlar niye sansüre uğramış acaba?

Son olarak, azınlık kimliği ile ilgili bir şey daha şöyleyelim. Zaman gazetesi kendi düşüncelerine yakın söylemlerde bulunan azınlıkları bağrına basmaktan kaçınmıyor. Ancak “aykırı” şeyler söylediğinizde yabancı oluyorsunuz.  Bu da “bizden ve bizden olmayanlar” düşünce şeklinin bir başka yansıması.  Bizim gibi düşündüğünüz sürece “fahri bizden” olabiliyorsunuz.

Güncelleme:  Zaman bu sayfayı kaldırmış ancak sayfanın eski halinin Google önbelleğindeki haline buradan erisebilirsiniz (Can Acar’a teşekkurlerle).

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

10 Yorum “Zaman gazetesine göre Musevi iseniz “yabancı” oluyorsunuz”

  1. merttalay Says:

    Pardon ama bu ulkede Yargitay’a ve Genelkurmay’a gore de gayrimuslim iseniz yabanci oluyorsunuz.

    Zaman’in yaptigi ayip, bu yaklasimi sadece bu gazete gosteriyormus gibi gostermek de baska bir ayip.

    Cevapla

    • Halil Ata AŞÇI Says:

      Ayıp Olan,

      (…) Yazının kaynağı Cihan Haber Ajansı. Ancak Ajansın yazısının metninde “yabancı damat” geçmediği için bu yakıştırmayı Zaman gazetesinin editörlerinin yaptığını anlıyoruz.(…)

      Cevapla

    • Halil Ata AŞÇI Says:

      Ayıbı Sulandırmak İçin Ne Yazılır ?

      “Zaman’in yaptigi ayip, bu yaklasimi sadece bu gazete gosteriyormus gibi gostermek de baska bir ayip.”

      Cevapla

    • fenerant Says:

      Zamane çoçukları ne yapsa yeridir.

      Cevapla

  2. Halil Ata AŞÇI Says:

    Eyvah , Eyvah mı Yoksa !

    Herkes son dalgayla anladık artık , diyor.

    Goebbels, Nisan 1940’ta Nazilerin Norveç’i işgal etmesinin arifesinde gizli bir brifingde diyor ki .
    -Şimdiye kadar, Almanya’nın gerçek hedeflerinin ne olduğu husunda (dış) düşmanlarımızı karanlıkta bırakmayı başardık.
    1932’den once, iç düşmanlarımız da , nereye gittiğimizi veya hukuka bağlılık yeminimizin sadece bir aldatmaca olduğunu anlayamadılar.

    Biz işimizi biririp onlardan daha iyi silahlandıktan sonra, bize savaş açtılar.

    (Kaynak , Henry Kissinger Diplomasi kitabı sayfa 289)

    Cevapla

  3. Can Acar Says:

    Zaman bu sayfayi da kaldirmiş. Sayfanın eski hali şimdilik Google önbelleğinde duruyor: http://bit.ly/i9lUvq

    Yazının tam metni de burada:

    Çetin Doğan’ın “yabancı damadı”, Balyoz’u demokrasiye darbe olarak görüyor

    CİHAN – 04.03.2011 – 14:21

    Balyoz davası sanıklarından Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik, Financial Times (FT) gazetesi için kaleme aldığı yorum yazısında davanın, “Türk demokrasisi için bir balyoz” olduğunu öne sürdü. Oda TV baskını ve Ergenekon soruşturması çerçevesinde 10 gazeteci ve yazarın gözaltına alınmasını değerlendiren “yabacı damat”, bunun Türk demokrasisinin geleceği için tehdit oluşturduğunu iddia etti.

    FT’de dün yorum bölümden yer alan yazısında Türkiye’yi “modern ve seküler bir devlete sahip Müslüman bir ülke” diye tanımlayan Rodrik, karmaşa içerisindeki Arap dünyasının da Türkiye’ye model olarak baktığına değindi. Ancak Rodrik, Türkiye’nin demokratik umutlarının, “ülkenin tarihinin ve şu anki liderlerinin siyasi entrikalarının ağırlığı altında çarçur edildiğini” iddia etti.

    Türkiye’de baskı olduğuna dair işaretlerin de bol olduğunu sözlerine ekleyen Dani Rodrik, ardından Oda TV baskının ve gazetecilerin gözaltına alınmalarını örnek verdi. Gözaltına alınan gazeteciler arasında Hrant Dink cinayetinde resmi bir ihmal olduğunu ortaya çıkaran ödüllü bir gazeteci de bulunduğunu belirten Rodrik, geçtiğimiz ay da Oda TV internet sitesinden 3 kişinin gözaltına alındığını hatırlattı.

    Türkiye’de “başka garipliklerin de gözden kaçmadığını” ifade eden Dani Rodrik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 22 yaşındaki bir üniversite öğrencisinin, resmi görevliye hakaretle suçlandığını aktardı. Yakın bir zamanda Türkiye’ye gerçekleştirdiği bir ziyarette “hükümetle iyi bağlantıları olan popüler gazetecilerden bile” tehditler olduğuna dair şikayetler almasının kendisini şaşırttığını kaydeden yabancı damat Rodrik, “Kendi kendine sansür büyük bağımsız gazetelerde sıklıkla yapılan bir uygulama olmuş. ‘Sıradaki ben olabilirim’ çekincesi var.” ifadelerini kullandı.

    Bütün bunların temelinde “hükümetin desteği sağlamlaştırma, muhalefeti kötü gibi gösterme” çabasının olduğunu savunan Dani Rodrik, bunun için de Ergenekon etrafında şekillenen davaların kullanıldığını öne sürdü. Yazar ayrıca, “Savcılar, hepsi hükümeti yıkmaya yönelik bir komplonun parçası olmakla suçlanan askeri kesimlerden gazetecilere avukatlardan akademisyenlere kadar bazı beklenilmedik isimleri olaya karıştırmak için bazı garip girişimlerde bulundu.” iddiasında bulundu.

    Bu girişimlerin Balyoz davası ile zirveye ulaştığını dile getiren Çetin Doğan’ın damadı, davada sahte olduğundan şüphe duyulmayacak bazı anakronizmler bulunduğunu öne sürdü. Savcıların ise bu tutarsızlıkları görmezden geldiğini savundu.

    Yıllardır ordu ve ultra-seküler eski muhafızlar tarafından istismar edilmiş bir toplumda “bu garip tiyatronun iyi oynandığını” ifade eden Dani Rodrik, ordunun bugüne kadar üç darbe yaptığını ve gerek gördüğünde İslamcıların, yazarların veya Kürt milliyetçilerin üzerine gitmekten çekinmediğini kaydetti. Ordu ile bağlantısı olan gölge grupların bir dokunulmazlık zırhı içerisinde hareket ettiğinin açık olduğunu kaydeden yazar; ancak bugün mahkemede olan birçok kişinin AK Parti karşıtı görüşlere sahip olmak dışında suçlu gözükmediklerini öne sürdü.

    Buradan Başbakan Erdoğan’ın önünde iki seçenek olduğunu belirten Rodrik, anayasa referandumunu kazanmış olarak hukukun üstünlüğü konusunda daha sağlam durabilecekken ve demokratik itimatlarını yeniden inşa edebilecekken, bunun yerine Balyoz davasında 100’den fazla kişinin çoktan hapsedilmiş olduğunu kaydetti.

    Harvard Üniversitesi’nde profesörlük yapan Rodrik ayrıca Türkiye’nin bir İslami devlet olmak üzere olmadığını; aksine Rusya’nın Ortadoğu versiyonu olma yolunda ilerlediğini savundu. Medya ve mahkemelerin giderek siyasi manipülasyonun aleti olduğunu öne süren yazar, şöyle devam etti: “Ordu egemenliğinden yeni çıkmış bir ülke olarak Türkiye, farklı bir tehdit, sivil bir otoriter rejim tehdidi içeren bir gelecekle karşı karşıya. Eğer Türkiye potansiyelini Ortadoğu için demokratik bir işaret yerine getirmek istiyorsa; geçmişle yüzleşirken intikam siyaseti yapmak yerine hukukun üstünlüğü ilkesini titizlikle uygulayan liderlere ihtiyacı olacak. Arap sokaklarındaki göstericilerin akıllarında tutmaları gereken ders de budur.”

    Cevapla

  4. Can Acar Says:

    Ajansın yazısına abonelik ile ulaşılabiliyor, o yüzden içeriği karşılaştıramadım, ancak hem ajanstaki haberin başlığında hem de ajansı kaynak gösteren pek çok “haber” sitesindeki metinlerde “yabancı damat” tabiri geçiyor.

    Anlaşılan blog yazarlarının baktığı daha saygıdeğer bir kaynak Cihan’ın haberini kullanmış ama “yabancı damat” tabirini değiştirmeyi tercih etmiş.

    Öte yandan, Cihan haber ajansı ve Zaman gazetesi arasında fazla bir fark da yok:

    Cihan Haber Ajansı, bünyesinde Türkiye’nin en yüksek tiraja sahip gazetesi Zaman, İngilizce yayın yapan en saygın gazetelerden Today’s Zaman, en çok okunan haber dergisi Aksiyon ve Zaman Kitap ile Cihan Medya Dağıtım markalarını barındıran Feza Gazetecilik AŞ’nin bir kuruluşudur.

    http://www.cihan.com.tr/bottomMenu?linkid=about_us

    Metinde yapılan en büyük “düzeltme” Gülen’den hiç bahsedilmemesi, ancak başka ufak tefek ayarlar da var. Örneğin, metindeki:

    “Dani Rodrik, ordunun bugüne kadar üç darbe yaptığını ve gerek gördüğünde İslamcıların, yazarların veya Kürt milliyetçilerin üzerine gitmekten çekinmediğini kaydetti.”

    İfadesin orijinal makalede şu şekilde geçiyor:

    “The military has carried out three coups and intervened many other times to enforce its ground rules for Turkish politics. It has never been shy to come down hard on groups suspected of Islamist, communist and Kurdish nationalist sympathies.”

    Ordunun komünistleri/solcuları da ezdiğini söylemek zor mu geliyor, yoksa “komünist” ve “yazar” bu çeviriyi yapanların kafasında aynı anlamda mı?

    Cevapla

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: