Gölcük’ten çıkan 2003 tarihli Suga belgesinde ilişiği kesilecek bir personel, 2005’de donanmaya katılacak gemide çalışıyor olarak listelenmiş.
Gölcük’ten çıkan 5 no.lu diske kayıtlı “TARD.doc” Word dokümanı “TSK’DAN İLİŞİĞİ KESİLECEK VE/VEYA GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLECEK DZ.K.K.LIĞI PERSONEL LİSTESİ”ni içeriyor. Üstverisine gore belge en son 30 Temmuz 2003’de kaydedilmiş (Emniyet’in hazırladığı üstveri dökümüne buradan ulaşabilirsiniz).
TSK’dan ilişiği kesilecek ya da görev yeri değiştirilecek 36 kişinin listelendiği bu Suga belgesinde 32. Sıradaki personelin çalıştığı birlik olarak TCG ALANYA yazıyor.
Oysa 2003’de donanmada böyle bir gemi yok. Inşası Almanya’da Abeking & Rasmussen tarafından tamamlanan mayın avlama gemisi TCG Alanya 2005’de Türk donanmasına katılıyor.
Anadolu Ajansının 2 Şubat 2005 tarihli haberine göre:
“Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Alman Mayın Avlama “Gemileri Konsorsiyumu arasında imzalanan sözleşme gereğince Almanya’da inşası tamamlanan TCG Alanya mayın avlama gemisine, Bremen’de düzenlenen törenle bayrak çekildi.
“Abeking & Rasmussen” tersanesinde düzenlenen törene, Savunma Sanayii Müsteşarı Murat Bayar da katıldı.
(…)
Murat Bayar’ın eşi Efnan Bayar da gemiye Alanya ismini verdi ve gemide şampanya patlatıldı.”
Geminin Almanya’dan Türkiye’ye getirilmesi ve de Dz.K.K.lığına katılması ise 26 Temmuz 2005’de gerçekleşiyor.
(Resim: http://www.abeking.com)
26 Ocak 2011 20:23
Allah yaptıklarınızdan haberdardır. ”ta’melûne habîrâ”
27 Ocak 2011 01:08
Soru: Allah dincileri niye önce cehennemine atıp orada sorguluyor ?
Cevap: Acele işi olduğu için
26 Ocak 2011 22:01
Ne oldu sayin “ihtimal” “fmerakli” “merttalay” “fatih” ve hatirlamadigim digerleri.
Cevap verin eger verebiliyorsaniz. Hadi aciklayin bunu becerebiliyorsaniz.
Bayagi bi groston cuvallamislar bu sefer, balyoz cuvala sigmaz diyorlardi, bence bu koca gemi hic sigmaz.
26 Ocak 2011 22:33
Saat sekizde TRT 2 de haberleri izledim yine dinden,imandan ettiler beni.Günahları boyunlarına….
26 Ocak 2011 22:48
Şunu unutmamak gerek : Sözde balyoz iddialarının hala doğru olduğunu iddia eden utanmazların arkasında siyasi otoritenin gücü ve yandaş medyanın ekonomik, görsel ve yazılı desteği mevcut…Siyasi otoritenin Anayasa Mahkemesi ve HSYK nın yapısını değiştirebilmek için referandumda Balyoz ve Ergenekon söylemlerini nasıl kullandığını unutmayın….Şimdi sırada YARGITAY ve DANIŞTAY var…
26 Ocak 2011 22:52
Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekten demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletini olmasını isteyen her bir yurttaşın bu gidişata dur diyebilmek için sesini biraz daha yükseltmesi gerekmektedir ve genel seçimler bunun en son dönüm noktasıdır…
26 Ocak 2011 23:23
drunkenknight, dedigine yuzde yuz katiliyorum; bu derece aptal yerine konmamizin hesabini soracagimiz yer genel secimlerde sandik olmali. Yalniz medyada (mesela Nazli Ilicak) ornegini gordugumuz gibi halkimizin yuzde 99% unun bu blogda ortaya konan tezgahtan, sahtecilikten haberi yok, varsa da yandas basinin kasitli carpitmasi, merkez basinin da korkakligi yuzunden kafasi iyice karismis durumda. Balyoz davasinin secimlerden once sonuclanmasi -eger teknik olarak mumkunse bile- hukumetin stratejisi dusunuldugunde imkansiz. Kim garanti edebilir ki secimlerden 1 ay/2hafta vs once yeni bir yerde gomulmus, bavula,cuvala saklanmis baska belgeler, cami bombalama fantezilerinin yeni versiyonlari cikmayacak ve halk yine psikolojik baski altina alinmayacak? Bu blogda belgelenen durumlar, gercekler, cok ciddi bir sekilde ulkenin her yerine/herkese ulasmali. Bunu basin yapamiyor. Biz normal vatandas olarak niyetlensek aninda telefonumuza teror orgutuyle bagli 139 kisinin numarasi eklenir, hayatimiz soner. Bizim adimiza bu isi yapmalari gereken muhalefet partileri de kendi dunyalarinda… Bence esas sorun su: oyunu kurallarina gore oynayan bir takim, karsisinda surekli hile yapan, yalan soyleyen, iftira atan, yasalari esneten, cigneyen bir takima karsi asla kazanamaz. Dolayisiyla biz secimde sandiga gidecegiz, hesap soracagiz, ama oylar sayilirken elektrikler kesilecek ve asla kazanamayacagiz.
26 Ocak 2011 23:08
Şu ana kadar Balyoz tutarsızlıklarını siyasal bir zeminde yorumlamaktan uzak durduk. Ama artık görüyorum ki son çıkan belgeler sonucu halen sahtekarlığı savunan oluşumu siyasal olarak irdelemezsek olmaz. Bu sahtekarlıkların medya, emniyet ve yargı ayaklarını irdeliyoruz. Tüm bunları biz ‘internet’ ortamında görüyorsak, siyasi iktidar nasıl görmez?
Görüyorlar!… Hukuksuzluklara bırakın ses çıkarmayı, bu durumdan darbe edebiyatıyla nemalanıyorlar. Amaç nedir? Kimler mahkum ettirilerek nasıl bir rant hedeflenmektedir? Bunları yorumlayalım derim…
26 Ocak 2011 23:00
Bundan sonra belgeleri tavan arasına saklayıp bulurlar artık.
26 Ocak 2011 23:41
Altın nesil çapsız çıktı 🙂
27 Ocak 2011 01:11
Az önce CNN Türk televizyonundaki Tarafsız Bölge Programında Avukat Celal Ülgen herşeyi ap açık anlatıyor. Ama karşısındakiler nato kafa nato mermer.Biri emekli albay, biri hukukçular derneği sözcüsü ama nafile. Celal Bey 43 klasör diye söylenen evrakın cd ve hard disktetin içindekilerinin yazıya dökülmüş hali diyor adamlar hala çuvaldan çıkan diyor. Çuvaldan 2 cd 1 harddisk çıktı diyor sanki sorumlusu onlarmış gibi orda ne arıyor diyorlar. Görüntülerde döşemenin altından dergi, eski bilgisayar, kitap gibi şeylerin çıktığı ap açık görülüyorda. Keşke savcılık bunları teşhir etse. Ama En çok üzüldüğümde katılımcı emekli albayın gözlerinde içinde geçmişten kalan bir intikam duygusunu ve davadan yargılananların çektikleri eziyetleri gördükçe yalanlasada büyük bir zevk aldığını gördüm.
Ayrıca hatırlatayım siz bunların önceki sözde balyoz belgelerini desteklemek için hazırladıkları Gölcük iftiralarının yalanlarını çıkarttıkça bu sefer dönecekler ve Gölcükteki belgeleri bilerek sizin hazırladığınızı söyleyecekler. Çünkü artık denizleri bitti.
27 Ocak 2011 01:47
Teknoloji bir çok şeyi kolaylaştırıyor. Kim ne demiş her şey kayıt altında.