Nazlı Ilıcak’ın yanıtı ve bizim yanıtımız

Nazlı Ilıcak kendisine gönderdiğimiz mesaja yanıt verdi; yanıtını ve bizim verdiğimiz yanıtı olduğu gibi aşağıda bulacaksınız.

***

Nazlı Ilıcak:

Babanızı ve kayınpederinizi aklama çabalarınızı anlıyorum. Ama, ortaya çıkan yığınla belge karşısında, mantık oyunlarınızın bir katkı sağlamayacağını bilmeniz gerekir. Benim, söylediğimi tekrar edeyim, asıl siz buna bir cevap bulun: Eğer 11 nolu CD’nin SON kaydı 2003’te yapılsaydı ve TÜBİTAK’ın bu tesbiti doğru olsaydı, içinde 2009’da isim değiştiren ilaç firması nasıl yer alırdı? Bu durum, CD’nin sahte olduğunu değil, sadece “son kayıt 2003” tesbitinin hatalı olduğunu gösterebilir. Belge sahte olunca, nasıl oluyor da 2009 tarihli bir firma ismi 2003’te bağlanan CD’ye giriyor?

Soru soracağınıza bence cevap vermek zorundasınız. Ortada sadece darbe teşebbüsü değil, yığınla silâh ve hedef alınan yığınla aydın var. bence, bu çabalarınızla yüz kızartıcı, ağır bir suça iştirak ediyorsunuz.

Saygılarımla

***

Bizim yanıtımız:

Sayin Ilicak,

Bizim hakkimizda istediginizi dusunmekte serbestsiniz, ancak, yanlis ve eksik bilgilerle okuyucularinizi yaniltmaya hakkiniz yok. Yazdiklarinizdan, kitabimizda yer alan bulgulardan ve (daha vahimi) iddianamenin kendisinden dahi yeteri kadar haberiniz olmadigi anlasiliyor.

Diyorsunuz ki:

“Benim, söylediğimi tekrar edeyim, asıl siz buna bir cevap bulun: Eğer 11 nolu CD’nin SON kaydı 2003’te yapılsaydı ve TÜBİTAK’ın bu tesbiti doğru olsaydı, içinde 2009’da isim değiştiren ilaç firması nasıl yer alırdı?”

Elbette 2003’te son kaydi yapilmis bir CD’de 2009’da isim degistiren bir ilac firmasi yer almazdi.  Bu zaten bizim temel savimiz. Bu olgu (diger zamanlama celiskileri gibi) suc unsuru iceren CD’lerin iddianamede iddia edildigi gibi 2003’te hazirlanmadigini kanitliyor.

Dikkat edin, “iddianamede iddia edildigi gibi” dedik.  Iddianameyi okursaniz goreceksiniz ki, savcilarin iddiasi bu CD’lerin 2003’te 1. Ordu’da 5-7 Mart tarihlerinde gerceklesen plan semineri oncesinde Cetin Dogan icin ozel olarak hazirlanmis oldugu.  Bu sadece iddianamede ileri surulen tez degil, Taraf, Zaman, ve davayi destekleyen neredeyse herkesin savundugu sav.  (Bu sav, TUBITAK’in ilk raporundan kaynaklaniyor, cunku TUBITAK – CD’lerin 2003’te uretildigini soylemese de – ustverilerinde 2003 tarihinin goruldugunu tespit ediyor.  Bu ustveri tespitinde tum bilirkisiler hemfikir.)

Siz de bizim gibi gercekte CD’lerin 2009’da hazirlandigina inaniyorsaniz – ki bize yazdiklariniz o anlama geliyor – iddianamenin hatali oldugunu kabul etmek zorundasiniz.  Daha da onemlisi, bu CD’lerin bu durumda sahte oldugunu da kabullenmek zorundasiniz.  Bunun sebeplerini de size izah edelim.

Icinde (ilac fabrikasi gibi) 2003’ten cok sonraki yillara ait bilgiler bulunan belgelere biraz daha dikkatle bakinca sunlari goruyoruz:

  1. Bu belgelerin altında belgeleri hazırlayan kişiler olarak isimleri (imza blogunda) görünen kişilerin isim, rütbe, ve görevleri 2002-2003’te görev yapan kişiler olarak yazilmis (Ornegin ilac depolari ile ilgili belgenin en altinda belgeyi hazirlayan olarak gorunen subay kadrosuzluk nedeniyle Agustos 2003’de emekli olmus). Halbuki bu belgeler 2009’da yeni bilgiler isiginda guncellenmis orijinal belgeler olsa, imza blogundaki isimler de guncelleme yapilan 2009 tarihinde gorevde bulunan subaylar olurdu.  Demek ki, bu belgelere kim son halini vermisse, belgelerin 2003’te ve o tarihte gorevde bulunan kisiler tarafindan hazirlandigi izlenimini yaratmak istemis.
  2. Yine aynı şekilde, güncellenen listelerin üstverilerinde ilk ve son kaydeden kullanıcı isimleri, 2002-2003 senelerinde görevli kişilerin isimlerini gösteriyor.  Yani, belgelerin son kaydini yapan sahislar kendi izlerini ortmeye calismislar, bu belgelerin son kaydinin 2002-2003 senelerinde yapildigi izlenimini yaratmaya calismislar.
  3. Suc unsuru iceren CD’lerin icinde yuzlerce belge var.  Bu belgelerin hepsinin ustverilerinde 2002-2003’ten tarihler goruluyor.  Tum ustverilerin bu tarihleri gostermesi bu belgelerin sistem tarihi 2003’u gosteren bir bilgisayarda uretilmis olduguna isaret ediyor.  Bu belgeler daha ileri tarihlerden bilgiler icerdigine gore, belgeleri ureten bilgisayarin sistem tarihi geriye dogru degistirilmis olmali.  Yani, birileri 2009 yilinda 2003 yilinda uretilmis gorunen belgeler hazirlamis.
  4. Soz konusu belgeler 2009’da kullanilan yazılım programları ile değil, 2002-2003’de kullanılan Word programı ile hazirlaniyor. Keza, CD’ler o donemin yazilim programlari ile olusturuluyor. Dolayisiyla, karsimiza gene ayni olgu cikiyor: bu belgelere son halini verenler ve CD’leri uretenler, belgelerin 2002-2003 yillarinda hazirlanmis izlenimini yaratmaya calismislar.

Bu olgularin isiginda, suc unsuru iceren belgelerin 2003’te hazirlanmis bir darbe planinin gercek belgeleri oldugunu savunmak akil disidir.

Gozunuzden kacan su temel hususu tekrar vurgulayalim.  Siz, soz konusu CD’lerin (ustverilerine ragmen) 2009’da uretilmis oldugunu kabul etmekle zaten Balyoz davasini hukuken cokertmis oluyorsunuz. Zira, bavuldan ve cuvaldan cikan belge ve CD’lerin üstverileri hatali/değiştirilmiş ise ve belgelerin gerçekte ne zaman ve kimler tarafindan en son kaydedildiğini yansıtmiyorsa, bu belge ve CD’lerin hukuken delil kabul edilmeleri mümkün değildir. Yani oyle ya da boyle, Balyoz davasinin hukuki bir dayanagi olmadigini kabullenmeniz gerekiyor.

Bizim Cetin Dogan’i “aklama cabalarimizi” anladiginizi ifade ediyorsunuz; biz ise sizin sahtekarlara bu kadar arka cikma nedeninizi anlayamiyoruz.

Saygilarimizla

NOT: Sadece soz konusu CD’nin 2003’de olusturuldu iddiasiyla (yani sizin de mumkun gormediginiz bir iddia ile), isimleri sadece bu CD’deki belgelerde belirdigi icin Balyoz davasinda sanik olarak bulunan (ve plan seminerine katilmamis) 148 kisi var.

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

15 Yorum “Nazlı Ilıcak’ın yanıtı ve bizim yanıtımız”

  1. ata Says:

    Sn.Ilıcak’ın bakışına güleyim mi,üzüleyim mi şaşırdım. Siz konuyu baba aklamaktan çıkarın…hukukun ilkeleri ile görün Sn.Ilıcak ! Sizin hukuk anlayışı geçerli olursa insanlık yandı,bitti demektir. Muhakemenize katılmak sadece gülme nedeniyle katılmak olabilir…iddianamede suçlama 2003 şeklinde, 2009 a değin değişiklikler yapılmışsa, 3ncü şahısların bu cd lere karıştığı,bulaştığı,eklemeler,çıkarmalar yapabileceği kabul görmüş olur zaten, böyle bir belge delil olabilir mi hiç??? Siz en iyi stajer bile olsa bir hukukçuya danışın…o bile size hafif bir tebessüm atar…siz bu muhakeme yeteneği ! ile nasıl böyle gazetelerde,tv. lerde yer buluyorsunuz..ülke kimlere kalmış meğer.Darbe olmasından daha kötü bir durum bu…vah vah !

    Cevapla

    • şener Says:

      hep söylüyoru, ya bu sahtekarlığı yapan insanlar bu zaman hatalarını yapmamış olsalardı ne olacaktı ?
      nazlı ılıcak gibi şahsiyetler sayesinde bu yalanlara kanacaktık ve yine nazlı ılıcak gibi şahsiyetler yüzünden yüzlerce mahsum insan akla hayale gelmedik suçlamalarla karalanacak hapse girecekti ve nazlı ılıcak gibi şahsiyetler utanmadan sıkılmadan insan içinde dolaşıp televizyon televizyon gezip ağızlarından salyalar akarak göya darbecileri anlatacaklardı. yazık çok yazık

      Cevapla

  2. Bulent Murtezaoglu Says:

    Bu insanlar hakikaten bu blogda neden bahsedildigini anlamiyor da olabilirler. Bakin ‘mantik oyunu’ demis. Bu tavrin turevlerini ‘kih kih kih Aristo mantigi, eseklerin ayagi vardir oyleyse ben de esegim’ filan gibi komiklik tesebbuslerinde de goruyoruz bazen. Ayni seyleri diyorsunuz ama siz saniklardan — anladigim kadariyla en sevilmeyeninin, kusura bakmayin — akrabasi oldugunuz icin farkli seyler diyormussunuz, bu denenlar ayni olsa da farkli sonuclara varilabilirmis gibi davraniliyor. ‘Mantik’ denen seyin uzerinde mutabik kalinan veriler uzerinden bir sonuca varmak konsunda muhatabi — kacinilmaz sekilde — ikna etme araci oldugu dusunulmuyor demek ki. Oyun, komiklik, abzurdluk araci olugu dusunuluyor mantigin. O aracin aslinda gordugu vazife de, kim kimin akrabasi, kimin kokeni nedir, darbeciler sevilmeli midir, niyetler ne olabilir turunden sorularla ikame ediliyor.

    Cevapla

  3. Kurmanbek Allahverdiyev Says:

    Ilicak kafayi Tubitak’a takmis. Halbuki (saniyorum) 4-5 tane bilirkisi raporu var, hepsi “ustveri 2003 gorunuyor” demekte. Aklinca tubitak’in kafasina kabagi patlatip aradan siyrilacak. Kurnaz bir insan kendisi ayni zamanda.

    Cevapla

  4. selim Says:

    sayın Ilıcak için endişeleneceğim hiç aklıma gelmezdi.Tersi dönmüş, ters düşünüyor. Gerçekten ciddi durumda.
    Hoşuma giden de, çabalarınızın karşılığını bulması. Yoksa Ilıcak öyle koştur koştur cevaba yetişmezdi. Ha bir de Bayramoğlu nun zaten bozuk olan asabı iyice dağıtmış ya, o da güzel.’Darbecilerin çocukları’ falan. Bu da iyiye işaret.

    Cevapla

  5. Kasım Şen Says:

    Rahmetli Gazeteci Uğur Mumcu ” Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar” derken aslında Bu tip gazetecileri işaret etmişti. Günümüzde bu modellerden çok var. Siz istesenizde bunlara bişey anlatamazsınız. Onun için bu blogda onlardan bahsetmeniz, yalanlarını göstermeniz onları daha da meşhur eder. Ben bunları ikide bir ekrana çıkarttığı için Habertürk tv. yi televizyonumdan sildim. Eğer bunları adam yerine koyup cevap verecekseniz bidaha da sizi okumam:)

    Cevapla

  6. solmaz türk Says:

    Nazlımı nazlı hanımı kendi haline bırakın diye yazmıştım daha önce.Saçmalama hakkını istediği kadar kullanabilir,ama gitsin yandaş kanallarda kullansın.Artık yazdıklarını ,söylediklerini yaşına veriyorum.Türkan Saylan ve ÇYDD nin burs verdiği kızlar için söylediklerini unutmak mümkün mü?Allah affetsin demekten başka söyleyecek şey bulamıyorum.

    Cevapla

  7. Hacemmi Says:

    Nazlı Hanım’ın sade bu konuda değil, benzer başka konularda yazdıkları da sadece kendi zihninin ürünü olmadıkları konusunda neredeyse hiç kuşkuya yer bırakmayacak ilginçlikler içeriyor. Bunu tabi ki kanıtlayamam ama eğer birileri “siz her gün yeni konu aramak için yorulmayın, yazacaklarınızı biz hazırlayıp size verelim, siz altına sadece kendi adınızı koyun, karşılığında da dolgun bir ücret ve iş garantisi alın” dedilerse, inanın buna çok şaşırmam.

    Cevapla

  8. Selim Says:

    “…Nazlı Ilıcak’ın yanıtı ve bizim yanıtımız…” Valla Nazlı Ilıcağı ciddiye alıp cevap verdikten sonra benim soruma haydi haydi cevap verirsiniz. Yarınki altılının 3.ayağını tek geçeyim mi ?

    Cevapla

    • fenerant Says:

      GS nin şampiyon olacağına inanıyorsanız banko geçebilirsiniz.

      Cevapla

      • ata Says:

        yandaş basın,ısınan su kurbağası liberaller, GS şampiyon olacak diye her gün yazsın, % 58 çoğunluk buna inanır….inanacaklarına ben inanıyorum.

        Cevapla

  9. Ertan KARAGÖZLÜ Says:

    NTV de Ruşen ÇAKIR yönetimindeki programda bir bilirkişi edasıyla memleketin her sorunu hakkında kanaat ifade ediyor Sayın ILICAK. Şİmdi bu konuya biraz vakıf olduğum için rahatlıkla söyleyebilirim; eğer balyoz davası ile ilgili görüşleri gibiyse (ki öyle)diğer görüşleri de NTV yönetiminin bu kararlarını bir daha gözden geçirmelerini tavsiye ediyorum.

    Cevapla

  10. şener Says:

    bence herkes böyle bir insanı ntv de konuşturmalarını fikir danışmalarını ntv ye hiç yakıştıramadığımızı bildiren bir mail atsın .ben hemen şimdi atıyorum.

    Cevapla

  11. deniz Says:

    Nazlı Hanıma şunu sormak isterdim. “son kayıt 2003” tesbitinin hatalı olduğunu gösterebilir. Belge sahte olunca, nasıl oluyor da 2009 tarihli bir firma ismi 2003’te bağlanan CD’ye giriyor? ” diye sormuş, evet CD aslında 2009 da yazılmış güncellenmiş. Yanlışlıkla 2003 kalmış. Bu durumda Balyoz davasının akıbeti, iddianamesi ne olur?

    Cevapla

  12. Ne mutlu Türk'üm diyene Says:

    Yurdumun birçok evine bu düşünce yapısında bir insanın her gün girebilmesi utanç verici. Kürtajın Bülent hanımla tartışıldığı günlerde sürpriz yok, ama durum hala çok acıklı.
    Saygılarımla,

    Cevapla

Ertan KARAGÖZLÜ için bir cevap yazın Cevabı iptal et