Sedat Ergin Balyoz iddianamesi üzerine 27. yazısını yayımladı. Medyada iddianameyi ve ek klasörlerini onun kadar dikkatli okumaya çalışan başka kimse olmadığı için kendisini bu konuda takdir ediyoruz.
Ergin bugünkü yazısında, benzer konumdaki şüpheliler için savcıların değişik kararlar almış olmasını tekrar gündeme getiriyor:
“İddianameyi detaylı bir şekilde inceledikçe, şüphelilere yüklenen suçlamaların kalıpları ve burada başvurulan hukuki ölçütler konusunda karşıma ilginç bir tablo çıktı. Çünkü, seminere katılan ve savcıların darbe hazırlığı olarak gördüğü senaryo üzerinde konuşarak katkı sunan, bu görüşleri iddianame metninde alıntılanan bazı generaller hakkında takipsizlik verilirken, üç aşağı beş yukarı benzer bir çizgide hareket etmiş olan başka generallerin sanık olarak yer aldığını gördüm.
Bir başkası tarafından hazırlanan imzasız bir bilgisayar çıktısında isminin karşısında “+” işaretinin konmuş olması keyfiyeti bir şüpheli için delil olarak dosyaya konarken, benzer bir “+” işaretinin soruşturulan başka bir general için suç isnadı oluşturmaması dikkatimi çekti.
Bu gibi başka örnekler de verebilirim. Kuşkusuz, burada verilen kararlar savcıların takdir hakkı içindedir. Bu şekilde davranırken muhakkak başka verileri de dikkate almışlardır diye düşünüyorum.”
İşte bu son cümle bize çok garip geldi. Savcıların dikkate aldığı tüm verilerin iddianamede yer alması gerekir; ellerinde dava ile ilgili ne var, ne yok, herşeyi paylaşmak durumundalar. Neyi, nasıl takdir ettiklerini iddianamede açıkça yazmaları gerekir. Ne de olsa savcılar oğrencilerine hal ve gidişten kanaat notu veren öğretmen durumunda değiller (ki biz öğretmenlerin de kanaat notu verirken gerekçesini açıklamasını bekleriz).
Dolayısıyla, savcıların dikkate aldıkları ve iddianamede yer almayan “başka veriler” söz konusu olamaz. Burada sergilenen hukuka aykırı bir keyfiliktir ve bunun adının da açıkça konması gerekir.
08 Eylül 2010
GENEL