“Islak İmza” İddianamesinin (Kimi) Savcılar Hakkında Düşündürdükleri

Islak İmza iddianamesinde de aksayan çok şey var (iddianameye buradan ulaşabilirsiniz). Savcılar bir yandan sanıklar lehine olan delillerden hiç bahsetmiyorlar (“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesinin üzerinde bulunan parmak izlerinin Dursun Çiçek’e ait olmaması gibi). Öte yandan dayanaksız olduğu kanıtlanmış suçlamalarda bulunuyorlar (Dursun Çiçek’in Erzincan’a gidip, İlhan Cihaner ile görüştüğü gibi).  Bu ve benzer sorunlar savcıların niyeti hakkında kuşkulu olmamızı gerektiriyor.

Ancak, bizim belki de en fazla dikkatimizi çeken nokta, savcıların aldıklari ihbar mektuplarının kimliği meçhul yazarlarına gösterdikleri inanılmaz güven. Bu aşırı güven bazen savcıları mantık çerçevesinden tamamen dışarı itiyor. İddianamenin 68.ci sayfasıdan bir örnek verelim:

 

Bu paragrafı birkaç kez okumanızı tavsiye ederiz. “Güvenilir” ihbarcı vatandaşın yolladığı “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesi ile ihbar mektubunun ayrı yazıcılardan çıkmış olmasından savcıların çıkardığı sonuç dünya kriminoloji literatürüne girecek cinsten bir çıkarsama: ihbar mektubu ve beraberinde gelen belge ayrı yazıcılardan çıktıysa, belge orijinaldir!   

Öte yandan söz konusu belgenin Dursun Çiçek’in Genelkurmay’da görev yaptığı birimdeki yazıcıların hiçbirinden çıkmamış olması aynı savcılar nezdinde neyi “açıkça ortaya koymaktadır”? Elbette ki Dursun Çiçek’in bu belgenin yazıcısını kamufle etmiş olmasını!

Aynı ihbarcının söz konusu belgeyi dosyalandığı klasörden aldığını (sayfa 59: “… erken davranarak söz konusu evrakın aslını gizlice dosyalandığı klasörden aldım”) yazmasına rağmen belgenin dosyalandığına dair hiçbir iz—delgeç, zımba, ataç izi, vs.—bulunmaması? İhbarcı hep doğruyu söylediğine göre, bu olsa olsa Dursun Çiçek’in özel bir teknoloji ile bu izleri yok ettiğini, tabii bunları yaparken (aynen belgeye imzasını atarken yaptığı gibi) parmak ve avuç izi bırakmamak için eldiven kullandığını açıkça ortaya koymaktadır!

Peki ya diğer ihbarcıların yalan olduğu tespit edilmiş “göz şahitlikleri”?  (Gizli tanıklar Efe ile Munzur’un Dursun Çiçek’i Erzincan’da gördüklerine dair iddiaları, Çiçek’in Genelkurmay’a giriş-çıkış kayıtları, cep telefonu iletişim/GPS konum kayıtları ve başka kanıtlarla şüphe götürmeyecek şekilde çürütülmüş durumda.) Canım, bu kadar detaya inmeye ne lüzum var? Bu konuda yalan söylemişseler de, söyledikleri diğer herşey doğrudur muhakkak!

Abone Ol

Subscribe to our RSS feed and social profiles to receive updates.

Yorumlar kapatıldı.

%d blogcu bunu beğendi: