Bugün yayımlanan haberlere baktığımızda, yeni TÜBİTAK raporu ile ilgili haberleri yapanların genel olarak iki grupta toplandığını görüyoruz:
GRUP 1: TÜBİTAK raporunun tamamını değil, sadece dikkatli seçilmiş bir dille yazılmış olan sonuç bölümüne bakarak yanıltıcı haber yapanlar.
GRUP 2: Raporun tamamını okumakla birlikte, kasten yanlış ve yanıltıcı haber yapanlar.
Daha sonra ikinci gruptan olanlardan örnek vereceğiz. Bu grup ahlak dışı hareket ettiği için, söyleyecek bir şey yok. İkinci gruptakiler için söylüyoruz:
TÜBİTAK raporunu lütfen baştan sona okuyun.
Raporda “Balyoz” CD’lerinde sahtecilik yoktur gibi bir tespit yok. Hatta tutarlı bir şekilde yapılmış sahteciliğin TÜBİTAK’ın yaptığı teknik incelemeyle (CD’ler üzerinden) tespit edilemeyeceği açıkça belirtiliyor (sayfa 11, madde 5).
Ayrıca, bu raporda CD’lerde adı geçen kullanıcıların gerçek kişiler olduğuna dair bir tespit yapılmadığı da açıkça belirtiliyor (sayfa 17).
TÜBİTAK raporunun konuyu aydınlatmaya yönelik sorulara yanıtlarında sorunun yanıtının yanı sıra, soruyla doğrudan ilgili olmayan, ancak TÜBİTAK’in ilk raporundaki eksiklikleri örtmeye yönelik ifadelerin olduğunu, bu ifadelerin dikkatli okuma yapmayanları yanıltabileceğini görüyoruz.
Aşağıda alıntısını verdiğimiz raporun sonuç bölümündeki paragrafın, raporun sadece bu bölümünü okuyanlarca iyi anlaşılmadığını görüyoruz.
Bu paragrafta yazanları maddeler halinde inceleyelim.
1. TÜBİTAK’in ilk raporundaki üstveri bilgileri tutarlı, ayrıca bu üstverilerin teknik olarak yanlış olduğu iddiası bulunmuyor.
Üstverilerin tutarlı olması sahtecilik olmadığı anlamına gelmiyor. Bu da raporda belirtilmiş (sayfa 11).
2. Cevap 3, Cevap 5 ve Cevap 6’da anlatıldığı üzere, bu üstveriler üzerinden yapılan incelemde teknik bir çelişki göstergesi ve sahtecilik bulgusu yok.
Bu bölümü, atıfta bulunulan “Cevap”lardan bağımsiz okuyarak, “sahtecilik yoktur” diye yorumlayamazsınız. Peki, Cevap 3, 5 ve 6’nin ilgili kısımları ne diyor?
Cevap 3: Yazıcıya gönderme tarihinin oluşturma tarihinden önce olması teknik olarak mümkündür ve bir çelişki değildir.
Cevap5-d: Tutarlı olarak yaratılan ve kötü niyetli olarak sahte dokümanın yaratılması durumunda, sadece CD’ler uzerinden yapılan teknik inceleme ile bu saptanamaz.
Cevap 6: İlk rapordaki incelemeler CD ve içerisindeki dosyaların üstverisinden oluşmaktadır. Raporda bahsedilen kullanıcıların gerçek kişiler olduğuna dair bir tespit yapılamamıştır.
Kısacası, TÜBİTAK raporu üstverinin tutarlılığından yola çıkarak sahtecilik bulgusuna rastlamadığını belirtiyor. Ancak yine raporda belirttiği gibi tutarlı bir şekilde yapılmış sahteciliğin yaptıkları teknik incelemeyle saptanamayacağını söylüyor. Dolayısıyla, TÜBİTAK raporu “Balyoz CD’lerinde sahtecilik olmadığını tespit ettik” demiyor, teknik olarak diyemeyeceğini de raporunda açıklamış.
3. TÜBİTAK’in ilk raporu ve Askeri bilirkişi raporu arasındaki bir kısım çelişkilerin ve farklı tespitlerin farklı uzmanllık alanlarına (askeri yazım kuralları vb) sahip olmasından kaynaklanıyor.
TÜBİTAK’ın bu konuda bilgi sahibi olmaması doğal, zaten bu konuda görüş bildirmiyor. Örneğin, askeri bilgisayarlarda kullanıcı adı olarak “isim-soyadı” yeralmadığı, kullanıcı isimlerinin bir dizi numaradan oluştuğunu TÜBİTAK bilemez. “Balyoz” darbesi ile ilgili belgelerin toplandığı CD’lerde kullanıcı adları olarak isimler var, diğer CD’lerde ise kullanıcı adı olarak numaralar var. (TÜBİTAK’ın ilk raporunun ekinden görülebilir). Sahteciliğe işaret eden bu tip çelişkileri TÜBİTAK’in tespit etmesi zaten beklenen bir durum değildi.
Anlamak istemeyenler için tekrarlıyoruz: TÜBİTAK raporunda “Balyoz” CD’lerinde sahtecilik yoktur tespiti yok.
22 Haziran 2010
Çelişkiler ve kanıtlar, GENEL